1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. Keçi, eşek ve ineğin dışarı alınması yeterli değil!
Serhat İncirli

Serhat İncirli

Keçi, eşek ve ineğin dışarı alınması yeterli değil!

A+A-

Bu fıkraya bayıldım...
Paylaşmasam olmazdı...
Emirali Tatlıdil kardeşimin Facebook paylaşımından aldım; sizlerle de paylaşmak istiyorum...

-*-*-

Padişahın “en az 3 çocuk” yapın talimatına uyan garibim, Nasrettin hocaya gelerek, "Hocam, 3 çocuk, hanım ve ben tek odalı evde çok sıkıntıdayız, bize bir çare" der.
Hoca biraz düşünür ve "Bu gece keçiyi odaya alın" diye yanıt verir.
Sabah, garibim hocaya gelir ve "Hocam sıkıntı arttı" şikayetinde bulunur. 
Hoca , "Bu gece eşeği de odaya alın" tavsiyesini yapar.
Sabah garibim öfkeyle hocaya "Hocam, odada sıkıştık, çok zordayız" der.
Hoca, "Hele bir de ineği odaya alın" görüşünü ortaya koyar… 

-*-*-

Ertesi sabah garibim burnundan soluyarak hocanın karşısına dikilir ve "Hoca, yeter, senden akıl istedik, tamamen sıkıntıya girdik, sana akıl soranın..." dediği anda hoca cevabı yapıştırır: "Bu gece keçiyi dışarı çıkar"….
Sabah garibim hocaya gelir, "Hocam, Allah senden razı olsun, bu gece biraz rahatladık" açıklamasını yapar. 
Hoca, "Bu gece de eşeği dışarı çıkar" der. 
Garibim sabah hocaya "Daha da rahatladım" diye anlatır yaşananları.
Hoca, "Bu gece de ineği dışarı çıkar" diye son tavsiyesinde bulunur.
Sabah hocanın karşısına dikilen garibim "Hocam, Allah sizden razı olsun. Allah seni başımızdan eksik etmesin. Bizleri rahat bir yaşama kavuşturdunuz" diyerek elini öper ve hep hocayı över.

-*-*-

Türkiye’de durum şu anda aynen bu fıkradaki gibidir… 
Örneğin Sterlin’in 25 TL’ye kadar yükselmesinin ardından yaşanan gelişmeler,  “şimdilik keçinin dışarı çıkarılması”dır...

-*-*-

Eşeğin ve ineğin de dışarı çıkarılması yeterli değildir.
Bunlar sadece “algı operasyonu” olabilir.

-*-*-

Önemli olan, o garibana, bakamayacağı çocuğu yapmamasını öğretebilmektir...
Bilimsel doğum kontrolünü anlatabilmektir. 
Daha sağlıklı konut sağlayabilmektir.
Çocuklara daha iyi eğitim, herkese en iyi seviyede sağlık hizmeti sunabilmektir... 
Ve bunları bedava yapabilmektir...

-*-*-

Türkiye’de Recep Tayyip Erdoğan, “dolaylı faiz” veya her neyse, yeni bir planı ya da oyunu sahneye koydu.
İnsanlar eğer paralarını TL olarak tutuyorsa ve kur farkı nedeniyle kayıp yaşayacaklarsa, devlet, bu kaybı garanti altına alacak. 
Elbette doların 16 TL’den hatta 18 TL’den 11 TL’ye gerilemesi belki piyasada rahatlamaya sebep olur ama uzun vadede ne olacağını kimse kestiremez.

-*-*-
 
Hatta devlet çok ciddi borç batağına düşebilir… Ve bu da pahalılığın yani enflasyonun roket gibi yükselmesini beraberinde getirir… 

-*-*-

Bunun da çok ötesinde, henüz piyasa Recep Tayyip Erdoğan’a güven belirtmiş değildir.
Bir çok uzman, piyasanın Erdoğan ve siyasetine güven duymayabileceğine dikkat çekmektedir.
Erdoğan, katı siyasi tavrını sürdürürse, Avrupa’nın inadına inadına, hukuksuzlukta ısrar ederse; yani şu anda rahatlamaya sebep olan “keçinin, eşeğin ve ineğin” dışarı alınması hali; sağlam bir siyasetle desteklenmezse Türkiye’yi çok kötü günler bekliyor olabilir. 
Temkinli, ama kesinlikle bilimsel davranmak en doğru olandır…

 


Algı ve gerçek!

Aşı mı?
Pandemi mi?
İki rekat namaz, bir Salawat, eyvallah!
Çek üzerine de bir bayrak!

-*-*-

Ekonomi nannak mı?
Herkes battı, batıyor mu?
Önce kapıya as bir bayrak; sonra üç rekat, akabinde Tekbir; maşallah refah refah!

-*-*-

Hiç mi para kalmadı?
İhaleler yarım mı?
Yollar, hastaneler, havaalanı bitirilemedi mi?
Sorun değil canlarım benim!
Bugün Cuma!
Allah’a çok şükür!
Hep birlikte gidelim namaza!
Değmez maraza!
Yapmayın arıza!
Hepsini tamamlarız evelallah yaza!

-*-*-

Tam bir belirsizlik hali...
Hepsinden öteye, Dünya’dan daha da uzağız artık.
Türkiye mi?
Anavatanımız var ha!
Ne yapacak ki Anavatan?
Veya şöyle sorarsam, “nankör” mü diyeceksiniz?
Yaptıkları ne kadar işimize yaradı?
Yaptırmadıkları ne olacak?

-*-*-

Yaptırmadıklarıyla başlasak mı?
Çözüm mesela!
Üretimden koparılmak mesela!
Hem çözümden uzaklaştık hem de üretimden koparıldık!
Bunun eğrisi, doğrusu yok!
“Oturun konuşun” diyeceğim, Anavatanınız, başbakanınızı tanımıyor!

-*-*-

Ne mi yapalım?
“Kaçınılmaz tek gerçek olanı” yapacağız...
Yani “Kıbrıs sorunu çözülecek, Euro kullanan ve insan gibi yaşamayı başaran Kıbrıslı AB vatandaşları” olacağız!
Gerisi “algıdır” algı!
 


nn-097.jpg

Kıbrıs Cumhuriyeti’nde Epidemiyolog Michalis Voniatis Perşembe günü yaptığı açıklamada, Omicron varyantının Ada’da kök saldığını ve önümüzdeki birkaç hafta içinde günlük 2 bin vakaya ulaşabileceğini söyledi. Voniatis, şimdiye kadar 33 Omicron vakasına rastlandığını ve varyantın daha hafif göründüğünü de sözlerine ekledi. Son on gün içinde enfeksiyonlardaki artış olduğunu belirten Voniatis, daha net laboratuvar sonuçlarının bugün açıklanmasının beklendiğini ve bunun da Omicron'un Kıbrıs'taki statüsünün daha net bir resmini vereceğini söyledi. KKTC’de mi? Canım bizde erken genel seçim var, kabine üyelerimiz seçmenlerini dolaşıyor... Omicron’un oyu yok, bir de onunla mı uğraşacaklar? UBP’nin şu andaki tek düşüncesi şudur: “Seçimden sonra kazanırsak bakarız, kaybedersek kaçarız”... Nasıl demişti Ersin Tatar? “Egemen ve eşit devleeeeet”... Yok bence kertenkele!

Bu yazı toplam 3075 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar