Kedi ve köpekler kadar olamadık!..
Gazete binasının dışında köpekler, yeni doğmuş yavruları ve içeride de kediler ve yeni doğmuş yavruları var…
Kediler için “bizim değil” diyemeyiz.
Birdi, iki oldu, yavruları oldu, bazıları gitti, bazıları kaldı, yeniden yavrular oldu… 6 hatta 7 kedimiz var diyebiliriz…
Köpekler Sanayi Bölgesi’nin köpekleri…
Yemek verilen, mama verilen yerde kalmayı tercih eden, sevgi gördükleri yeri yuva edinen sevimli hayvanlardır bildiğiniz gibi…
Ancak elbette ki bakımları, veteriner hizmetleri de gerekli ancak hepsine yetişmek zor. Belediye Köpek Barınağı da dolu, alamıyor…
Şimdilerde birinin de 9 yavrusundan bizim binanın önüne gelene kadar kalan 7 küçücük yavrusu da olunca şenlik büyüdü…
Dışarıda köpekler, içeride kediler…
Ancak kediler tabii ki ihtiyaçlarını görmek için kapıdan da, pencereden de, bacadan da! Dışarı çıkıp geliyorlar…
Bu görüntü bir dostumun da dikkatini çekti;
“Nasıl yani kavga etmiyorlar mı bunlar?” diye sordu.
Etmiyorlar çünkü artık kedi-köpek kavgaları tarih oldu gibi…
Artık onlar dostlar…
Onlar artık evrimleşti.
Arada sırada bir köpek bir kediye bir-iki havlasa da orada kalıyor.
Çoğu zaman onlar dost, ahbap…
Arkadaşmışlar gibi yan yana dolaşıp, yan yana aynı yerde yatabiliyorlar…
Aynı yerden besleneceklerini bildikleri için aynı yeri sahiplenip o yeri paylaşabiliyorlar…
Onlar, yani kedi ve köpekler yeni yaşamın gereklerini yerine getirmeyi çoktan öğrenmişler.
Ortak çıkarlarını gözetebiliyorlar, biri kendi yaşamına bir zarar gelmesin diye diğerinin yaşam hakkını da kabullenebiliyor, ortaklığın gereklerini yerine getiriyorlar.
***
Biz, yani insan mahlûkatı (yaratığı), kediler ve köpekler kadar olamadık ne yazık ki!..
Küçük bir toprak parçasında yaşıyoruz ama bu küçücük toprağı ortak kullanmayı hâlâ öğrenemedik.
Bunun yollarını bulamadık.
Bir kedi kadar, bir köpek kadar yaşam alanımızı paylaşamadık.
Onlar kadar aklımızı çalıştıramadık.
Ortak çıkarlarımızı onlar kadar koruyamadık.
Biz de buradan besleniyoruz, biz de burada yaşıyoruz…
Kedinin, köpeğin ‘anı’ gibi bir belleği var mı bilmiyorum ama bizim anılarımız da burada…
Geçmişimiz, şimdiki zamanımız ve geleceğimiz…
Her şeyimiz ama bir kedi kadar, bir köpek kadar akıllı olamadık.
Onlar gibi evrimleşemedik.
Hatta tersine bir evrimleşme yaşıyoruz gibi de bir şey;
Baksanıza Malazgirt Zaferi’nin bilmem kaç yüzüncü kutlamaları KKTC’den başlayacak ve Bilal Erdoğan, herhalde Ersin Tatar’la da ok atacak…
***
Şimdiye kadar dikkatinizi çekmediyse eğer, siz de kedi ve köpekleri bir takip edin bakalım…