“Kelepçe uygulaması bir yasa değil, emrin sonucudur”
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda kürsüye çıkarak, “sahte reçete soruşturması” konusuna ilişkin dikkat çeken bir açıklamalar yaptı.
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda kürsüye çıkarak, “sahte reçete soruşturması” konusuna ilişkin dikkat çeken bir açıklamalar yaptı.
Erhürman, “Bir hukukçu olarak söylemem gerek, ulaşabildiğimiz bilgiler bu sürecin sonucunda bazı insanların ciddi suçlar işlediği tespitinin yapılma ihtimalinin düşük olmadığını gösteriyor. Bu soruşturmanın ve yargılama sürecinin sağlıklı şekilde yürütülmesi için her birimiz üzerimize düşeni yapmalıyız” dedi.
“Ama bir hukukçu olarak söylemek istiyorum, böyle hassas süreçlerde toplumun ve bugüne kadar itibarı tartışma konusu yapılmamış meslekleri icra edenlerin travmatize edilmesi son derece yaşamsaldır” diyen Erhürman, gelinen süreçte insanların sosyal sigorta reçetesi yazmaktan çekinir hale geldiğine dikkat çekti.
“Ekonomik sıkıntı ortamında sosyal sigortalı insanların ilaca ödemeleri gereken miktar üzerinden ulaşımı sıkıntıya girdi” diyen Erhürman, “Bu, sürecin travmatize edilmiş şekilde yaşanmasının sonucudur” şeklinde konuştu.
Erhürman, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Eğer süreç bundan çok daha sağlıklı şekilde yürütülseydi insanlar kafalarında ‘suçlular ve suçsosyal Sigortalar Dairesi ile sözleşmeli 80’in üzerinde doktor var. Bu doktorların çok önemli bir oranı bu süreçte bir şekilde dahil olan kısma giriyor. Bu insanları travmatize edici endişelerdir. Eczacı ve hekim camiasında ciddi bir travma yaratılmış durumda.”
“Kelepçe uygulaması bir yasa sonucu değil, bir emir sonucu türedi”
“Masumiyet karinesi konusunda Meclisin üzerine düşen görevler varsa, gereğini çok hızlı şekilde yapmamız gerek” diyen Erhürman, şöyle devam etti:
“Bu kelepçe uygulaması benim ulaşabildiğim bilgilere göre bir genel emrin sonucu. Bir yasa sonucu değildir. Bu emir kamuoyu baskısı üzerinden türemiş bir şey. ‘Buna neden taktın, ona neden takmadın’ tartışmasından türemiş bir konu. Bu kapsamda da ‘Herkese takalım, bu tartışmadan sıyrılalım’ kararı verilmiş. Bir insana neden kelepçe takarsınız? Kaçma riski varsa veya kendine ya da başkasına zarar verme riski varsa. Ama bunlar var mı yok mu bakmadan ‘hepsine takalım, içinde olalım’ dersen, temel ilkelerle bu adım uyuşmaz.”
Tutukluluk emri… “Bu emri rutine bağlamak masumiyet karinesini zedeler”
Bir diğer konunun tutuklama olduğunu belirten Erhürman, tutuklama kararının hukuktaki gerekçesinin genel olarak 2 ilkesinin bulunduğunu; bunlardan birinin kaçma şüphesi, diğerinin ise delilleri karartma süreci olduğunu ifade etti.
Erhürman, “Bu ikisi yoksa, tutuklama emri vermek bunu rutine bağlamak, genel ilke gibi algılamak, masumiyet karinesini zedeler” dedi.
Hücreler… “Bir komite ile oraya gidip gözlem yapalım”
Üçüncü konunun ise polis karakollarındaki hücreler konusu olduğunu belirten Erhürman, tutuklanıp çıkan kişilerin deneyimlerini aktardıklarını belirtti.
Erhürman, “Tahta kurusu sorunu, tuvalet sorunu, hijyen sorunu, kitap reddi sorunu gibi konulardan bahsediliyor. Bu bize görev yüklüyor. Bu çok fazla konuşuluyor. Her siyasi partiden bir kişi belirleyip bir komite ile gidip orayı görelim. Daha önce cezaevi şartlarını çeşitli arkadaşlar yerinde gördü” önerisinde bulundu.
İktidara mensup vekiller de bu konuda Erhürman’a destek belirtti.