1. YAZARLAR

  2. Onur Olguner

  3. KEMİKLEŞMİŞ SORUNLARA CÜRETKAR ÇÖZÜMLER
Onur Olguner

Onur Olguner

KEMİKLEŞMİŞ SORUNLARA CÜRETKAR ÇÖZÜMLER

A+A-

Haftada ortalama bir trafik kazası yaşanan bu ülkede bizler sürekli risk alıyor ve arabalarımızı kullanıyoruz. Aldığımız bu risk ise, her hafta piyango bileti alan bir kişinin ikramiyeyi kazanmasından daha yüksek oranda. Çünkü bazen büyük ikramiye herhangi bir bilete çıkmıyor ve bir sonraki haftaya devrediyor, ama son 16 yılda, haftada ortalama bir kişi trafikte hayatını kaybediyor.

Bu ölümlerin yaşanmasındaki önemli bir sebep ise konu hakkındaki duyarsızlığımız. Trafikte yaşanan ölümlü kazalara feryat ediyoruz, lanet okuyoruz ama bu kazalar sonrasında sorunun çözülmesi için talepkar olmuyoruz.

Bu ülkede ne zaman kaza olmadan trafikte güvenlik konusundan bahsedeceğiz, işte o gün trafikteki ölümlü kazaları önlemek için gerçek bir şans elde edeceğiz.

Bu şansı ele geçirdiğimiz takdirde ise adımlarımızı doğru kurgulamak zorundayız. Yaşadığımız can kayıplarının fazlalığı, bu soruna küçük çözümler önerme lüksümüzü ortadan kaldırıyor. Bugün artık bize savaş açarak 16 yılda 734 adet canımızı alan bu soruna cüretkâr çözümler üretme zamanımız gelmiştir.

ARAÇ SAYISINI YARIYA İNDİRELİM

Artık kabul etmeliyiz ki trafikte yaşanan kazaların en büyük sebebi ülkemizde bulunan anormal orandaki araç yoğunluğudur. Ülkemizdeki toplu taşıma sistemleri ya yarım yamalak bırakılmış ya denetlenmemiş ya da sahipsiz kalmıştır.

Lefkoşa-Mağusa arası minibüsler birleşip tekelleşince bu devletin umurunda olmamış, Akıncı’nın Lefkoşa’da 1980’lerde kurduğu sistem ise satılıp savılarak öksüz bırakılmıştır.

2016 yılında yapılan çalıştaya göre ülkemizde 150 bin adet aracımız var. Her bir aracın ortalama 10 bin STG değerinde olduğunu varsayarsak, ülkemizde gezen araçların alımına 1.5 Milyar STG para harcadığımızı görürüz. Harcadığımız bu miktarın yıllar içerisinde ülkemizin gayri safi milli hasılasından çıktığını ve çıkarken de yaşam kalitemizin düşmesine neden olduğunu artık görmek zorundayız.

Yani daha basite indirgeyecek olursak, bu miktarın en azından yarısı ile bineceğimiz tramvayları, sağlığımıza hizmet verecek hastaneleri veya en azından düzgün yolları elde edebilirdik.

Hollanda’nın 1974 yılında ulaşım sistemine bisiklet yollarını katma konusunda aldığı karar gibi, bugün artık bizler de ülkesel bir adım atmak zorundayız. Raylı ulaşım sistemlerini de göz önünde bulundurarak ülkesel toplu taşıma sistemimizi “ARAÇ SAYISINI YARIYA İNDİRMEK” vizyonu ile planlamalı ve bu planı hayata geçirmek için elimizden geleni yapmalıyız.

trafik.jpg

GÖNYELİ YONCASI ARTIK ŞART

"Yarın bu iki sorundan bir tanesi çözülecek, diğeri ise ilelebet devam edecek. Hangisinin çözülmesini tercih edersin: Kıbrıs Sorunu mu, Gönyeli Çemberi'nde iş giriş saatlerinde yaşanan trafik sorunu mu?"

Bu soruyu eğer her sabah Gönyeli Çemberi trafiğine takılan bir vatandaşa sorarsak hangi cevabı alırız sizce? Bugün artık Gönyeli Çemberi'ndeki trafik düğümünden çektiğimiz zulüm, katlanabileceğimiz sınırları aşmıştır.

Durum bu hale gelince de her gün binlerce insanın hayatından saatler çalan bu sorunu çözemeyen bir hükümetin neden var olduğunu sorgulamamızın zamanı artık gelmiştir.

Biz Kıbrıslı Türkler olarak Ercan kavşağındaki gibi bir yoncayı Gönyeli Çemberi'ne yapmaktan aciz değiliz. Yeter ki toplum olarak artık bu adımın şart olduğunun iradesini ortaya koyalım. Yeter ki herhangi bir mazereti kabul etmeyeceğimizi açıkça belirtelim.

ŞEHİRLER ARASI YOLLARIMIZI KÖYLERDEN AYIRMALIYIZ

Bugün Lefkoşa’dan Mağusa’ya gitmek için yola çıkıyorsunuz ve maalesef tam 17 adet kavşakta 65 km/saat hızına düşmek zorunda kalıyorsunuz. Bu yavaşlama ise yakıt tüketimini artırarak öncelikle sizin, ardından da ülke ekonomisinin ciddi kayıplarına sebep oluyor.

Duraksamak ve geri hızlanmak için harcadığınız zaman ve girdiğiniz tehlike ise bu sorunun çözülmesini daha da zaruri kılıyor.

Halbuki Girne’nin girişinde uygulaması olan köprülü kavşak sisteminden Lefkoşa-Mağusa Anayolu üzerine beş adet yapmayı becerebilirsek, bu yolun hızlı, güvenli ve ucuz olmasını sağlayabiliriz.

Böylece şehirler arası yollarımız köylerden tamamen izole edilebilir ve gerçek anlamda güvenli otobanlara dönüşebilir.

O DAĞ DELİNECEK

Atlas Okyanusu ile Büyük Okyanus arasında hazırlanan Panama Kanalı bundan bir asır önce tamamlanmış ve 77 km uzunluğundaki bu kanaldan bugüne kadar bir milyonu aşan gemi geçmiştir. Dünya böylesine büyük bir projeyi bir asır önce yapmışken, bizlerin hala Girne’den Lefkoşa’ya gitmek için dağı tırmanmamız ve tedirgin bir şekilde geri inmemiz utanç vericidir.

Bugün artık 2017 yılına gelmişken, Beş Parmaklar Dağları'nı delerek Lefkoşa ile Girne arasında yapılan ulaşımı güvenli hale getirmeyi konuşmak zorundayız. Bunun için maliyet ve ülkesel ölçekte ekonomik geri dönüş çalışmasını hazırlayarak ortaya koymamızın zamanı gelmiştir.

Asya ile Avrupa’yı deniz altı raylı sistem ile birbirine bağlayan Marmaray’ın, uygulama maliyetini 40 yıl içinde ödeyecek olması bizim için bir kılavuzdur. Beşparmakları delerek Lefkoşa ile Girne’yi birbirine bağlamanın kendi kendini kaç yıl içerisinde ödeyeceğini bilmek ve artık her ülkenin yaptığı gibi geleceği planlama zorundayız.

Çünkü çocuklar ertesi günü, erişkinler on yıllar sonrasını planlayabilir; ama ülkeler planlarını en az çeyrek asır sonrası için yapmak zorundadır. Eğer bir toplum olma ve kendi ülkemizi yönetme iddiamız varsa, artık günübirlik yaşamayı bırakıp geleceğe bakmalıyız.

Geleceğe bakacağız ve onu daha iyi bir hale getirecek cüretkar projeleri planlamaktan korkmayacağız.

Bu yazı toplam 2036 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar