"Kendi çocuklarımızı, kendi ülkemizde yabancı duruma düşürmekten vazgeçiniz!"
KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş, adadaki "çözümsüzlük çözümdür" anlayışının cezasını Kıbrıslı Türklerin çektiğini belirterek, Kıbrıslı Rum lider Nikos Hristodulidis'e bir takım sorular yöneltti.
Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş, iyimser bir rakamla 30 bin kişinin Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığı beklediğini, 6 bin 300 kişinin çeşitli sebeplerle Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığı alamadıklarını ve 527 kişinin de belirlenen kriterlere uymasına rağmen, vatandaşlık hakkının engellendiğini belirtti.
Adadaki "çözümsüzlük çözümdür" anlayışının en çok Kıbrıslı Türkleri etkilediğini belirten Maviş, en büyük mağduriyetlerden birini de karma evlilik yapanlar ve onların çocukları yaşadığını ifade etti.
KTÖS Genel Sekreteri Maviş, Kıbrıslı Rum lider Nikos Hristodulidis'e de bir takım sorular yöneltti.
Maviş'in açıklaması şöyle:
"Kıbrıs sorununun yarattığı en önemli sosyal sorunlardan birisi Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı olan Kıbrıslı Türklerin ile diğer ülke vatandaşlarının yaptığı evlilikler ve bu evliliklerden doğan çocukların Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığı alamamasıdır.
Yaşanan toplumsal çatışmalar ve adamızın etnik olarak bölünmesi, iyimser bir tahminle 30.000 kişinin Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığı almasına engel çıkarmıştır. Yaptığımız bir çalışma ile şu ana kadar 6300 kişinin çeşitli sebeplerle Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığı alamadıklarını ve 527 kişinin de belirlenen kriterlere uymasına rağmen, vatandaşlık hakkının engellendiğini kayıt altına aldık.
Kıbrıs sorununa taraf olanların çözümsüzlük çözümdür anlayışı, en çok Kıbrıslı Türkleri etkilemektedir. Bunun neticesinde en büyük mağduriyetlerden birini de karma evlilik yapanlar ve onların çocukları yaşamaktadır.
Bir bireyin kiminle evleneceğine devletler karar vermediği gibi, bir bireyin anne ve babasını belirleme hakkı da yoktur. Bu gerçekler ortada dururken Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığı meselesini siyasi bir malzeme ve pazarlık konusu olarak gören Kıbrıs Cumhuriyeti makamlarında oturan Kıbrıslı Rum siyasi elitlerinin AB vatandaşlığı haklarımızla ilgili keyfi karar üretmesi veya askıya alması kabul edilebilir değildir.
Tarihte ilk kez 3 Kıbrıslı Türk’ün Cenevre’de BM’ye, “Kıbrıs Cumhuriyeti” vatandaşlığı alamadıkları gerekçesiyle şikâyet dilekçesi vermesi, Kimliksizler Derneği’nin Avrupa Parlamentosu Dilekçe Komitesi’ne yapmış olduğu 675 imzalı dilekçe kabul edilmesi, AP vekili Niyazi Kızılyürek’in konuyu Komisyon gündemine taşıması ve sendikalarımızın Sn. Eda Hançer Akkor’un açtığı davayı istinaf mahkemesine (Supreme Court) taşıması karşısında Kıbrıs Cumhuriyeti makamlarının manipülasyon haberler üreterek bir adım atmış gibi görünmeye çalışması, verdiğimiz mücadelenin haklılığını göstermektedir.
Sn. Hristodulidis,
On yedi yıldır, açıkladığınız kriterlere uyum sağlamak için Kıbrıslı Türkler doğum ve evlilik için yurt dışına gitmekte, doğacak çocuklarına en temel hakları olan vatandaşlık haklarını aktarabilmek için yurtdışında doğum için risk almaktadır. Önümüze yeni diye sunduğunuz kriterler silsilesi yeni bir umut mu, yoksa eski bir hayal kırıklığı mı?
Sn. Hristodulidis,
Başvuruların değerlendirileceği şeklinde attığınız adım için de teşekkür ederiz, fakat Kıbrıslı Türk toplumunun beklentisi çocuklarımızı evlilik ve doğum yerine göre ayırmanız değil, hepsine eşit davranmanızdır.
Kendi çocuklarımızı, kendi ülkemizde yabancı duruma düşürmekten vazgeçiniz!
Sendikalar olarak, vatandaşlık hakkının kazanılmasını da toplumsal bir görev biliyoruz ve bu yönde mücadeleyi bırakmayacağız."