AKSA'dan 16 dolar kilowatt saat alım garantisiyle elektrik satın alıyoruz.
Peki, aynı elektriği Kıb-Tek kaça satıyor?
9.5 dolar.

Birine 16 ödüyoruz, garantili, diğeri 9.5 dolar…
İkisi arasındaki farka bakar mısınız?

Hepimiz ödüyoruz bu bedeli ve hem azap çekiyor, hem de başkalarını zengin ediyoruz.
Biz yoksullaşırken!

***
Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu bütçesini sorgularken, "Biz bile bu kadar beklemiyorduk, halkımıza tam doğru bilgiyi vermemişiz, özür dileriz" dedi Salahi Şahiner!

“Biz santral çıkış fiyatını 14 dolar zannediyorduk. 16 dolara yakınmış.”
Şahiner, bu bilgiyi Meclis komitesinde Kıb-Tek uzmanlardan teyit ettiğini söylüyor.

Kendi etimizi yiyoruz!

***
Bir yılda 60 milyon dolara ulaşıyor aradaki fark...
Fazladan ödüyoruz.

Bu parayla kendi santralimize niye yatırım yapmıyoruz ve niye yabancı bir şirkete muhtaç kalıyoruz?

AKSA’ya fazladan yapılan ödeme ile Kıb-Tek’e yatırım yapılsa, özerk bir yönetim oluşsa, kurumda üretim ve verimlilik odaklı liyakat dayalı bir düzen kurulsa, yenilenebilir enerji üretimi teşvik edilse, enerji maliyetimiz yarı yarıya düşecek.

***
Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu'nun yönetim yapısından organizasyonuna, insan kaynaklarından verimliliğine değin onca sorunu vardır.
"Çiftlik" gibi görülen yerlerden biridir Kıb-Tek de!
İyi yönetilmemiştir.
Hem hantaldır hem de teknoloji anlamında geride kalmıştır.

Vaziyet bu olsa bile…
Kıb-Tek’in sorunlu bir kurum olması özel bir şirketi zengin edeceğimiz anlamına gelmez.

Üstelik de onca defosuna rağmen Kıb-Tek 9.5 dolara üretim yaparken, özel şirket AKSA aynı enerjiyi 16 dolara fatura ediyor.

Elektrik üretimi, kötü ve maksatlı yönetimle pahalı hale getiriliyor ve bedeli halkın sırtına yükleniyor.
Öyle çok saf olmaya da gerek yok.
Bu kararlar alınırken, birileri küpünü dolduruyor elbette…

***
Bir yanda AKSA, diğer yanda TAŞYAPI “bütçe açığı”nın en temel sebepleri olarak ortaya çıkıyor.
Onlar kazanırken, toplum kaybediyor.
Kendi paramızla rezil oluyoruz, birilerini vezir ederken…

Sırtını deniz ötesi güçlere yaslamış birkaç vezir; dünyadan soyutlandığımız ve içine kapatıldığımız ada yarısında yatay, dikey, çapraz istediği gibi hareket ediyor.
Talimatla yönetimin sonu bu işte!

 

B Ü T Ç E   N O T L A R I
---

Evkaf'ın sosyal transferleri

Vakıflar İdaresi (Evkaf)'ın kendi kira gelirleri var, zaten...
Üstelik yıllardır bu yönde de bir şeffaflık yok.
"Evkaf"ın kiracıları kimler?
Hiç eksiksiz bir liste yayınlansa ve görebilsek keşke...

Hangi taşınmaz, ne amaçla, ne zaman, kime kiralanmış ve kirası ne kadar, diye...

Evkaf'ın kendi geliri olmasına rağmen...
"Sosyal Amaçlı Transferler" adlı altında genel bütçeden de 203 milyon TL alıyor.
Bu transferler nelerdir?
Şeffaflığın gereği bunun bilinmesidir!

:::

Nüfus ve kalkınma

Ünal Üstel, 489 bin 308 olarak belirlenen nüfusa göre Kalkınma Planı üzerinde çalıştıklarını söyledi.
Siz gerçekten de ülkedeki bu kalabalığın 500 bini dahi bulmayan bir rakam olduğuna inanıyor musunuz?

Şubat 2024 itibarıyla ülkede faturalı ve ön ödemeli mobil kullanıcı sayısının 644 bin 015 olduğunu anımsatalım örneğin...

:::
 

Elektrik niye pahalı?

Tufan Erhürman, Meclis’te haklı bir soru gündeme getirdi: “Petrol stabil, döviz stabil, tamiratı Türkiye yapıyor, navlunu Türkiye ödüyor... Demek ki elektriğe zam gelmemesi gerek. Hatta fiyatların düşmesi gerek. Peki, neden düşmüyor?"

İşte tam burada Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’nun ihalesiz yakıt alımları nedeniyle yaşadığı “milyon dolarlık” zarar gündeme geliyor.

Bu zararı halka ödetiyorlar!

:::

Kurultay ve bütçe

Üstel, “devletin hiçbir kuruşu, UBP Kurultayı için harcanmamıştır” dedi.
O zaman kurultay döneminde “genel seçim” ortamını aratmayan harcamalar nereden yapıldı?

Soru daha açık: Ünal Üstel’in “kasası” kim?

Sosyal medya reklamları, prodüksiyonlar, billboardlar, özel tanıtım etkinlikleri, filmler, afişler, kameramanlar, fotoğrafçılar, reklamcılar, ziyafetler!

Bu değirmenin suyunun nereden geldiğini, nasıl aktığını da anlatması gerekmiyor mu Ünal beyin!
Kimi “özel şirketler” bu kurultayı finanse etmiş olabilir mi?
Bu özel şirketlere kimi ihaleler verilmiş olabilir mi?

Başbakanlık temsil giderleri 668 binden 3.3 milyon TL'ye, ağırlama giderleri 1.5 milyon TL'den 5.2 milyon TL'ye yükselmişken...

"Kurultay" yoksa bu hesabın içinde ne var?
Ya da…
“Kurultay” hesapları nerede var?

Yeni bir düzen!

Yeni bir düzen Kıbrıs ülkesinde gerçek bir barıştır; gelecek belirsizliğinin ortadan kalktığı, eşitlikçi bir hayattır.

Kıbrıs’ın bütünleştiği ve uluslararası topluma katıldığımız, demokratik ve özgür bir yarındır.
Barikatlarla ve silahlarla vedalaştığımız, geleceği birlikte tasarladığımız bir uzlaşıdır, yeni bir düzen…

Yeni bir düzen irademizin, kimliğimizin, kişiliğimizin, kültürümüzün ve sesimizin dünyayla buluşmasıdır.

Yeni bir düzen kendi kendimizi yönetmektir, biat etmeden, yalvarmadan, yakarmadan, boyun eğmeden, talimatla ilerlemeden…

Yeni bir düzen gerçek bir demokrasidir.
Özgürlüktür, özde…
İradedir, katıksız…

Yeni bir düzen, yeni bir Kıbrıs’tır.

Unutulmasın; Yenidüzen sadece bir gazete değil bir direniştir.
Teşekkürler Kıbrıs!
İyi ki varsın, Yenidüzen.