1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. “Kendi tarzımı ortaya çıkarabilecek, kendi bestelerimle donanmış, özgün bir müzikal yapmayı planlıyorum”
“Kendi tarzımı ortaya çıkarabilecek, kendi bestelerimle donanmış, özgün bir müzikal yapmayı planlıyorum”

“Kendi tarzımı ortaya çıkarabilecek, kendi bestelerimle donanmış, özgün bir müzikal yapmayı planlıyorum”

Özgün çağdaş sanat projeleri peşinde koşan oyunculukta da eğitimli caz vokalisti ve besteci: Seren Coşaner

A+A-

Murat OBENLER

Ülkemizde Konservatuvar’da caz vokalistliği okuyan, üzerine tiyatro masteri yapan çok kişi yoktur. Hacettepe Üniv. Ankara Devlet Konservatuvarı Caz Vokalistliği’nden mezun olduktan sonra Bahçeşehir Üniv. Lisansüstü Eğitim Enstitüsü’nün İleri Oyunculuk Programı’nda burslu Yüksek Lisans yapan Seren Coşaner bize hem çocuklukta keşfedilen müzik yeteneğini, hem Türkmenköy-Girne-Lefkoşa-Ankara-Tallin-İstanbul şehirlerindeki yaşanmışlıklarını, hem İsias Otel’de hayatını kaybeden Şampiyon Melekler için yaptığı şarkı ve marşları, hem de hayata geçirmek için sponsor arayışında olduğu müzisyenlik, bestecilik, oyunculuk yeteneklerinin hepsini kullanacağı çok disiplinli çağdaş sanat projesini anlattı.

“10 yaşına kadar Türkmenköy’de çekirdek ailem ve komşularım ile büyüdüm. Gerçek Kıbrıs, Mesaryadır gibi geliyor bana. Köyde ve köydeki insanlarımla büyümüş olmak beni ben yapan önemli şeylerdendir. ”

randy-esen-hoca-ile.jpg

Çocukluk yıllarındaki yaşanmışlıklar, aile, çevre, arkadaşlar, yaşanılan kültür gibi noktalar hep sanatla ilgili üretimler yapan kişilerin eserlerine yansıyor. Bu yüzden senin de küçüklük yıllarını bize biraz anlatmanı rica ediyoruz.

1996’da Lefkoşa’da dünyaya geldim. Kıbrıslı bir ailenin çocuğuyum. Atalarım Baf köylerinden biri olan Aytuma’dan Gondeya/Türkmenköy’e ve Limasol’un Arnavut Mahallesi’nden Omorfo/Güzelyurt’a göç etmiş insanlardır. 10 yaşına kadar anne tarafımın oturduğu Türkmenköy’de büyüdüm. İlkokul müdürü bir baba (Sait Coşaner) ve muhasebeci bir annenin (Zehra Coşaner) kızıyım. Bir de benden 3 yaş küçük Sadrettin (dedemin adı) isimli bir erkek kardeşim vardır, iyi ki. 10 yaşına kadar Türkmenköy’de ailem ve oradaki çevrem ile büyümek bende çok güzel ve unutulmaz anılar bıraktı. Yüzleri gülen insanlar arasında büyüdüm. Anneannem hala orada yaşıyor ve köyden hiç kopmadık. Hala Türkmenköy’e gittiğimizde insanlarımın o samimi gülüşünü, içten tavırlarını, birbirine yardım eden, varlığı-yokluğu paylaşan kişiliklerini görüyorum ve motive oluyorum. Oradaki koku hep başkadır. Gerçek Kıbrıs, Mesaryadır gibi geliyor bana. Köyde ve köydeki insanlarımla büyümüş olmak beni ben yapan önemli şeylerdendir. Güvenli alan benim için büyüdüğüm köydeki evin bana ait olan yatak odasıdır.

 

“5 yaşında annem beni piyano çalmaya yönlendirdi. 7 yaşında ise piyano derslerine başladım”

Babanızın köyde öğretmen olması bence sizin en büyük avantajınızdı.

Babamın öğretmen olduğu okulda 3 yaşında misafir öğrenci olarak tam yıl anasınıfa gittim. Okul hayatına erken adapte oldum. İlköğretim hayatım babamın da köyde eğitimci olmasının etkisiyle 3 yaşında başladı. İlk performans deneyimim 3 yaşındayken babamın kurucusu ve folklör eğitmeni olduğu Türkmenköy Kültür ve Sanat Derneği’nin folklor gösterisine folklörcülerden önce sahneye çıkıp oynamamla gerçekleşti. 4 yaşında köyde açılan 4 yaş grubuna gittim ve 5 yaşında Lefkoşa’da Yeni Yüzyıl Anaokulu’nda okudum. Sonrasında ilkokulun ilk dört yılını Türkmenköy İlkokulu, son 5. yılını da Girne 23 Nisan İlkokulu’nda okudum. Daha sonra Atleks Sanverler Ortaokulu ve Bülent Ecevit Anadolu Lisesi’nde okuyarak orta öğretimimi tamamladım. Müzik konusuna gelince, 5 yaşında annem beni piyano çalmaya yönlendirdi. Ailem benim evin içinde söylediğim şarkılardan, folklore olan ilgimden ve masalara çıkıp yaptığım oryantal danslardan etkilenmiş olacaklar ki beni önce bale sonra piyano dersine başlattılar. Yaseminleri toplar dizer, bileğime, boynuma takar ve kendi kendime müzikaller yapardım. Annem bana kendisinin hep piyano çalmayı istediğini ama böyle bir şansının olmadığını söyleyerek benim de isteğimi sormuştu. Böylece ilkokul birinci sınıfta Lefkoşa’da çok değerli Hocam İlmiye Coşkuner ile piyano derslerine başladım. Lise sona kadar uzanan piyano eğitimim süresince Royal Akademi’nin Grade sınavlarına girerek 8. Grade’i tamamladım. Bu yıllar içerisinde çok değerli hocalarım oldu. Ortaokula başladığım ilk sene müzik öğretmenim Yeşim Beyaz İlkan benim içimdeki şarkıcılık yeteneğimi keşfederek, yıl sonu müsameresinde söylenecek olan “Those Were The Days” parçasına beni solist olarak seçti. Ondan sonra dönemin çeşitli pop şarkılarını piyanoda kulaktan çıkartıp hem çalıp hem söylemeye başladım. Cem Adrian, Burcu Güneş, Adele, Jessie J. gibi. 11. ve 12. sınıfta Telsim Freezone Yarışması’nda ilk kez iki büyük sahne deneyimi yaşadım. İkincisinde Zaz’dan "Je Veux" şarkısı ile okulumun ve ekibimin solisti olarak sahneye çıktım ve 3. En iyi vokal ödülünü kazandım. Lise 1’den itibaren müzik okuyacağımı biliyordum. Başka bir seçenek aklımdan hiç geçmedi. En büyük şansım da ailemin beni desteklemesi oldu.

60708646-c5a7-4324-a335-93cf5e6385a6-kopyasi.jpg

“Konservatuvarda caz bölümünü seçtim çünkü caz müzik kişinin kendi içindekileri dışarı çıkarmasına, kişiliğini yansıtmasına olanak sağlayan bir müzik türüdür ve her caz şarkıcısı bir hikaye anlatıcısıdır”

Buraya kadar her şey güzel ama caz vokalistliği seçmek çölde yaşamayı seçen bir kişi gibi geldi bana. Bu inanılmaz seçimi nasıl yaptın? Ben iyi ki yapmışsın diyorum tabi ki.
Lise sona geldiğimde şarkıcılık okumak istediğimden emin oldum ve bir yıl şan dersi aldım. Tam olarak nasıl bir şarkıcı olmak istediğimden emin değildim. Bu yüzden konservatuvar zamanı geldiğinde İngiltere ve Türkiye’deki bazı okullarda hem opera hem caz vokal bölümü sınavlarına girdim. İngiltere’deki bazı okullardan da kabul almama rağmen gönlüm Türkiye’de okumaktan yanaydı. Hacettepe’de ilk önceki opera sınavının iki aşamasının ilkini geçtim, sonraki caz vokal sınavında ise her iki aşamada da başarılı olarak bölüme alınan 8 kişiden biri oldum. Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı’nda Caz Vokal bölümünde müthiş Amerikan caz vokalisti Randy Esen’in tam da o sene eğitmenimiz olacağını duyduğumda çok şanslı bir öğrenci olduğuma kanaat getirdim. Ankara’da 5 senelik lisans sürecimde üç sene Randy ile çalıştım, birçok caz workshoplarına katıldım, hocalarla ve öğrenci arkadaşlarımla çeşitli mekanlarda hem küçük hem büyük gruplarla ve bölümümüzün Büyük Topluluğu ile birçok konserler yaptık. 2018’de 4. sınıfın ilk yarısında Erasmus programı ile Estonya’ya gittim ve 6 ay Estonya’nın Tallin şehrinde yaşadım. Orada Kadri Voorand adlı müthiş bir vokal eğitmeni ile çalıştım. Farklı ülkelerden öğrencilerle beraber yurtta kalmak da bana olumlu ve farklı bir deneyim yaşattı. Estonya’dan döndükten sonra Hacettepe’deki eğitimime devam ederek 2014’te girdiğim konservatuvar kapısından 2019’da Caz Vokalisti olarak mezun oldum. Şimdi dönüp düşündüğümde Ankara’da Samm’s Bistro’da yaptığımız konserler ve orada katıldığım workshoplar benim için çok özeldi. Ayrıca caz hocalarımız çok mütevazi insanlardı ve onlarla çok keyifli paylaşımlarımız ve zamanlarımız oldu.

Evet söylediğiniz gibi çok az kişi bu bölümü seçiyor çünkü caz müzik ülkemizde sıklıkla tanınmayan, dinlenilmeyen ve dolayısıyla yakın hissedilmeyen bir müzik türüdür. Seçimi nasıl yaptığıma gelecek olursam, bu müziği tanımak üzere yaptığım çalışmalar sonrasında bu bölümü seçtim çünkü caz müzik kişinin kendi içindekileri dışarı çıkarmasına, kişiliğini yansıtmasına olanak sağlayan bir müzik türüdür ve her caz şarkıcısı bir hikaye anlatıcısıdır. Caz parçalarının içinde her enstrümanistin ürettiği doğaçlamalar vardır…

Konservatuvarı bitirme projem için “Anneannemin Gençliği” isminde bir beste yaptım. Projemin konserinde, oluşturduğum beşli ekiple bu şarkıyı da seyircinin dinletisine sundum. Bu şarkıyı yapmış olmak beni tiyatro okumaya yönlendirdi. Anneannem Suziye’nin yaşamının ilk 50 yılını konu alan bu şarkının sadece sahnede söylenmek için değil de bir oyunun/filmin müziği olması gerektiğine inandığım için, benim de oyunculuk, diksiyon, dans vs. bilmem gerekmekteydi. Bu yüzden Bahçeşehir Üniversitesi İleri Oyunculuk Yüksek Lisans Programı’na başvurup, burs ve yetenek sınavlarını kazanarak % 100 burslu mastere başladım. Bu hayatımdaki en büyük kazanımımdı. Bu üniversitede yüksek lisans yapmayı tercih etmemin en büyük sebebi Kıbrıs kökenli usta oyuncumuz Ali Düşenkalkar’dan diksiyon dersi alabilecek olmamdı. Çok güzel bir anıyı da paylaşmak isterim. Ali Hocamın diksiyon dersimizde bana verdiği bir ödev gereğince 1 ay Kıbrıslı (ailem de dahil) biriyle sesli olarak konuşmam yasaktı ve buna harfiyen uydum. Bütün çalışmalarımız sonucunda İstanbul Türkçesi konuşmayı öğrendim. 2019 da başladığım yüksek lisans eğitimimi 2022’de tamamlayarak mezun oldum. Yüksek lisans tez sürecim, oyunculuk okumaya başlama sebebim olan “Anneannem’in Gençliği” şarkımın “Anneannemin Gençliği” isimli müzikli bir oyuna dönüşmesi ile tamamlandı.

Her caz şarkıcısı bir hikaye anlatıcısıdır. Caz şarkılarının derin hikayeleri, detaylı melodileri vardır ve tam bu noktada o hikaye anlatıcılığının tiyatro ile de bağlantısı vardır. Bir şeyi anlatmanın çok yolu vardır. Sözel olarak tiradlarla, şiirlerle, metinlerle hikaye anlatmak, müzikle hikaye anlatmak, bedenle hikaye anlatmak… Tüm bunları birleştirdiğim (hikaye anlatıcılığı ve şarkıcılık) bir müzikli gösteriyi sahneye koymak için hazırlıklarım sürüyor. Kıbrısla ilgili şarkılarla, bestelerimle ve özgün hikayelerimle dolu Anneannemin Gençliği gösterimi ekonomik bir veya birkaç destek bularak sahneye koymak istiyorum. Bu benim için aynı zamanda çok duygusal da bir çalışma çünkü beni anneannem büyüttü ve ona çok bağlıyım. Onun o her daim dokunsan ağlayacak halini, o besteyi yapmadan önce oturup hayatının geniş hikayesini dinledikten sonra anlayabilmeye başladım. Bizim kuşakların anlayamayacağı (ve yaşamadığı) kadar zor şeyler yaşamış anneannemin gençliğini sahneye koymayı özellikle o hayattayken çok istiyorum.

 

Bu aslında Kıbrıs’taki birkaç kuşağı birbirine de bağlayacak bir köprü proje olacak. Bu yönüyle de önemli.

Evet. Bu gösteri biri diğerinin geçmişi ve geleceği olan iki insanın tek bedende buluşmuş monologlarından oluşmaktadır. Daha fazla detaya girmeyeyim.

ali-dusenkalkar-ile.jpg

“BKM Mutfak Kıbrıs deneyimi Yaratıcı Drama ve Tiyatro alanında kendimi geliştirmeme fırsat oldu”

BKM Mutfak maceranızın da bu konuyla bir bağlantısı var mıdır?

Hayır. BKM Mutfak Kıbrıs’a çocuk yaş gruplarına Yaratıcı Drama, yetişkinlere Tiyatro ve Şan eğitmeni olarak girdim. Toplam 5 gruba 8 ay eğitmenlik yaptım. Bu süreç benim Yaratıcı Drama ve Tiyatro alanında kendimi geliştirmeme fırsat oldu. Burada çocuklarla yaptığımız çalışmalar sayesinde, çocuklarla çalışabileceğimi keşfettim ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın ilan ettiği ilkokullar için geçici müzik öğretmenliği görevine başvuruda bulundum. Bir süre sonra aranarak kabul aldım ve Eylül 2023’ten beri Şht. Hasan Cafer İlkokulu’nda müzik öğretmenliği yapıyorum.

 

“Hiçbir zaman bitmeyecek bir acı yaşıyoruz. Kıbrıslı bir müzisyen olarak ailelerimizin yanında olmak için bir şeyler yapmak istedim. “Adanın Yüreğinde”, “İsias Ortak Davamız” ve “19 Mayıs Şampiyon Melekler Marşı”nı besteledim”

Şampiyon Melekler ile ilgili yaptığın çalışmalar gerçekten takdire değer çalışmalar ve devam eden dava sürecinde toplumun bir araya gelmesi için de çok önemli. Bu herhalde deprem sonrası doğal olarak mı gelişti?
6 Şubat 2023 depreminde büyük kayıplar yaşadık. Toplum olarak büyük bir travma yaşadık ve hiçbir zaman bitmeyecek bir acıyı yaşıyoruz. Aynı yıl birkaç ay sonra “Adanın Yüreğinde” adlı bir şarkıyı yaptım. Bu şarkı konu ile ilgili kendi duygularımı anlattığım bir şarkıydı. Olaydan bir sene sonra ikinci dava sürecine 3 ay kala Babam Sait Coşaner ile sözlerini birlikte yazdığımız “İsias Ortak Davamız” isimli besteyi yaptım ve Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği onayına sunarak yayınladım. Bu bestem ile ikinci dava sürecinde adalet arayışını sürdüren tüm ailelerimize, insanlarımıza yanlarında olduğumuzu hissettirerek moral olmayı umut ettim. Parçayı hazırlama sürecinde çok fazla değerli insanımız projeye gönüllü olarak katkıda bulundu. Öncelikle Ebru İzmen Öykener Hocam’ın aracılığıyla Erkan Dağlı Hocam’a ulaştım. Adamızın değerli Koro şefi Erkan Dağlı ricam üzerine Sonero Çok Sesli Korosu ve Ada Işığı Gençlik Vokal Topluluğu’nu projeme kanalize etti. Önce Sonare Çok Sesli Korosu’ndan değerli koristlerle Re-Cord Stüdyo’da şarkının ses kaydı alındı. Daha sonra  BRTK destekleriyle Mağusa’da Rauf Raif Denktaş Kültür ve Kongre Merkezi büyük salonunda şarkının klibi çekildi. Şarkının klibinde Sonare Çok Sesli Korosu kayıt ekibi yanında Ada Işığı Gençlik Vokal Topluluğu’ndan genç koristler ve kendi çevremden değerli arkadaşlarım da gönüllü olarak yer aldı. Tüm bu süreçler sonucunda “İsias Ortak Davamız” 25 Nisan 2023’te BRTK aracılığıyla yayınlandı. Daha sonra Sayın Cumhurbaşkanımız Ersin Tatar’ın şarkı ekibini makamında kabul ederek tebrik etmesi ile hem onure olduk hem de bazı düşüncelerimizi kendisine aktardık. Kabul sonrasında 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı yaklaşmaktaydı ve Şampiyon Melekler bu bayramda özel bir şekilde anılmalıydı. “19 Mayıs Şampiyon Melekler Marşı”nı yazdım ve derneğin bilgisi dahilinde yayınladım. Yaşar Şampiyonlar, ada özlem ile yanar, sesimiz bir olur, yükselir sonsuzluğa…

 

“Kıbrıslıyım ve kendi özümdeki melodileri kullanarak özgün müzikler yazıyorum. Suziye iki dilde yazdığım bir şarkıdır. Anneannem Suziye Hanım’ın şarkısıdır

Ben baktığımda toplumsal ve sosyal konulara duyarlı, Kıbrıs adasına ve kültürüne duyarlı, sosyal sorumluluk konularında inisiyatif alarak yaratımlar ortaya çıkaran bir genç görüyorum. Farkındalığı olan ve farkını ortaya koyan bir müzisyen çizgin var. İzmir Depremi için de, özel gereksinimli bireyler için de, Suziye ve Maria için de besteler yaptınız. Biraz da daha az bilinen şarkılarınızdan bahseder misiniz?
İzmir Depremi sonrasında Kasım 2020’de “Kuşlar Utandılar” adlı şarkıyı yazdım. 2022 Haziran ayında Demet Tavukçu tarafından Otizmli çocuklar için hazırlanan bir özel eğitim projesi kapsamında “Farklılıklarımla Güzelim” adlı şarkıyı yazdım. Her sanatçı gibi duyarlılığı yüksek bir insanım. Aşk şarkıları da yapıyorum. Mart 2021’de “All Real” isimli şarkımı yaptım. Bu şarkı aslında Özdemir Asaf’ın “Lavinya” şiirine yazılmış bir beste idi fakat telif haklarından dolayı o sözleri kullanamadım. Ben de o melodilere şiirin konusu çerçevesinde İngilizce yeni sözler yazdım. “A Season Apart” (Bir Mevsim Uzakta) ise Temmuz 2022’de Estonya’da yazdığım, Ederlezi’ye de atıfta bulunan bir aşk şarkısıdır. 20 Mart 2023’te “Acıda Beraber, Gelecek İçin Beraber” adlı Türkiye ve Suriye’deki deprem faciasında ve Yunanistan’daki demiryolu kazasında hayatını kaybedenlere adanan geniş katılımlı iki toplumlu etkinlikte de Şampiyon Melekler için yazdığım “Adanın Yüreğinde” şarkımı seslendirdim.

Ben bir Kıbrıslıyım ve kendi özümdeki melodileri kullanarak özgün müzikler yazıyorum. Kıbrıs adasının çok zengin, çeşitli, derin bir kültürel mirası vardır. Uluslararası yarışmalarda sahneye çıkan müzisyenler kendi özüyle ilgili, yaşadığı toprağın melodisi ile ilgili (bunu cazla sentezleyerek, bir yerel enstrüman katarak vs. ) eşsiz yaratımlarda bulunuyor ve o zaman sahnede bir büyü ortaya çıkıyor.

 

Ülkemizdeki caz ortamını sen nasıl görüyorsun. Emekliyor mu yoksa umut vaad ediyor mu?

Ard arda iki sene yaz dönemlerinde Güney Lefkoşa’daki European University of Nicosia’da düzenlenen caz workshoplara katıldım. Güneyden birçok değerli hoca ve müzisyen arkadaşlar tanıdım. Sevgili Nihan Görgü ve Cahit Kutrafalı da oradaydı. Kuzeyde caz programı yaptığımız birkaç etkinlik oldu. Hüseyin Kırmızı ve Cahit Kutrafalı ile programlar yaptık. Güney Kıbrıs’tan cazcılarla henüz çalışmadım ama çalışmak istiyorum.

6ee352cf-a566-44f5-b3ef-44678640a3cc.jpg

“Kendi tarzımı ortaya çıkarabilecek, kendi bestelerimle donanmış, özgün bir müzikal yapmayı planlıyorum”

Geleceğe dönüş projelerin, hayallerin nelerdir?
Bir caz duo, quartet veya quintet ile sahneye çıktığımda da çok keyif alıyorum ama benim tiyatro sahnelerinde olacak müzikal hayallerim var. Türkçe hikayeler anlattığım, bugüne kadarki donanımımı gösterebildiğim, yaptığım bestelerimi kullanabileceğim, kısacası kendi tarzımı ortaya koyabileceğim tasarılar içerisindeyim. Sponsorluk arayışı içindeyim. “Anneannem’in Gençliği” projesi için bir tek ekonomik destek gerekiyor. Güzel projelerde benden bir tiyatro oyununun şarkısını, bir dizi veya filme gerekli olabilecek şarkıyı istemeleri noktasına gelmeyi çok istiyorum. Beste yapmak (müzikle sözleri birleştirmek) organize yeteneği gerektirir. Kişisel gelişimle de paralel olarak diğer dalları da besteciliğime entegre ettim. Ben en iyi neyi yapıyorumu bulma ve onu parlatma düşüncesiyle ilerlemeye devam edeceğim. Bu konuda desteklere ihtiyacım var.

KISA KISA…. . KISA KISA…. . KISA KISA…. . KISA KISA

İlmiye Coşkuner… 10 senelik piyano öğretmenim

Yeşim Beyaz İlkan… Solistliğimi keşfeden öğretmenim

Randy Esen…. Caz vokal ustam

Ali Düşenkalkar …. Tiyatro, diksiyon ustam

Okan Ersan… Kıbrıslı usta caz gitaristi

Nihat Ağdaç… Kıbrıslı usta kemancı

Özlem Özkaram… İyikim

Şampiyon Melekler… Adanın yüreğinde sonsuza dek

“Those were the days” şarkısı… İlk solistliğim

Suziye…Anneannemin Gençliği

Seramik… Yılmaz Kastanbollu

Müzik… Ben

Caz… Özgün müzik

Aşk… Beste yapmak

Kıbrıs… Yasemin kokusu

Gondeya… Portakal kokusu

Anneanne… Zeytin ağacı

Yasemin… Çocukluğum

Badem Çiçeği… Çağla

Bu haber toplam 1819 defa okunmuştur
Etiketler :