1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Kent Planlama Hikayeleri: Dört Çadır ve Gizli Bir İmar Planı
Kent Planlama Hikayeleri: Dört Çadır ve Gizli Bir İmar Planı

Kent Planlama Hikayeleri: Dört Çadır ve Gizli Bir İmar Planı

Diğer alanlarda olduğu gibi kentin veya ülkenin planlanmasından yana olmayan, rantın gelişigüzel dağıtılmasından yana olan siyasi bir elitin varlığı aşikardır.

A+A-

Serkan Tansel
[email protected]

 

Dört Başkan, Dört Çadır

Görece kısa bir süre önce, Lefkoşa Surlar içi bölgesinde Turizm ve Çevre Bakanlığının kullanımındaki sarı taş binaların çim avlusunda sıra dışı bir eyleme şahit olduk. Dört adet çadır çimlerin üzerinde, bir grup insan tarafından çevrelenmiş bir biçimde yer alıyordu.

Her şey Mehmetçik Belediye Başkanı Cemil Sarıçizmeli’nin 29 Eylül 2021 tarihinde, Turizm ve Çevre Bakanlığı’nın önüne çadır kurması ve sosyal medya aracılığı ile yaptığı açıklama ile başladı:

 “İmar planı isteksizliği artık gizli de değil. Ülkemizi sürükledikleri kaostan beslenen siyasete dur demenin zamanı çoktan geldi.

Mehmetçik İmar Planı’nı istiyoruz. Planlı, programlı, geleceğini gören bir yaşam gelişim istiyoruz. 20 küsur yıldır halkımıza reva gördüğünüz emirnameleri de istemiyoruz. Kendi geleceğimizi kendimiz belirleyeceğiz. Bunu sizin engellemenize izin vermeyeceğiz.

Çadırımızı Turizm ve Çevre Bakanlığı avlusuna kurduk. İlgili daire birleşik kurulu çağırana kadar buradayız. Burada yatıp kalkacağız. Yolu düşen, buralarda olan arkadaşlara çay veya kahve benden. Bekleriz…” (1).

Başkan Sarıçizmeli, yaptığı bu açıklama ile Merkezi Hükûmetin hem genel olarak planlı yaşamdan yana olmayan politikalarına eleştiride bulunurken, hem de yerelde Mehmetçik ve diğer bölgelerdeki İmar Planı çalışmalarının sürüncemede tutulmasına eleştiride bulunuyor, ilgili Dairenin yani “Planlama Makamı” olan Şehir Planlama Dairesi’nin Birleşik Kurul çağrısı yaparak “Mehmetçik İmar Planı” sürecin sonuçlandırılması için “Çadır Eylemi”ni başlatıyordu. Başkan Sarıçizmeli’nin çağrısı cevapsız kalmadı.

Sivil toplum örgütleri, meslek odaları, ana muhalefetten siyasiler ve bazı belediye başkanları Sarıçizmeli’nin çadırını ziyaret ederek desteklerini gösterdiler. İmar planları ile ilgili olarak benzer durumdan şikâyetçi olan Lefke Belediye Başkanı Aziz Kaya, Yeni Boğaziçi Belediye Başkanı Mustafa Zurnacılar ve Geçitkale Belediye Başkanı Hasan Öztaş’ın Sarıçizmeli’nin eylemine üç çadır daha ekleyerek katılması eylemin görünürlüğünü bir üst boyuta taşıdı. Böylece bir çadırla başlayan eylem dört çadırla yaklaşık bir hafta boyunca devam ederek kamuoyunun da desteği ile arzu edilen sonuca ulaşmış oldu. Mehmetçik İmar Planı taslağının yürürlüğe girmesi için gereken son aşama olan Birleşik Kurul’da görüşülmesi için Planlama Makamı olan Şehir Planlama Dairesi tarafından Kurul bileşenlerine toplantı çağrısı yapıldı. Böylece plan taslağı Birleşik Kurul’da görüşülmeye başlandı.

İmar Planlarının Son Durumu

Kamuoyunda destek bulan ve nispeten hedefine ulaşan “Çadır Eylemi” Kuzey Kıbrıs genelinde kent planlama çalışmalarının durumunu takip etmemiz gerektiğini de ortaya koymuş oldu. Demografik yapıdan ekonomiye, eğitimden sağlığa, turizmden ulaştırmaya, KKTC’nin her alanında plansız yaşamın bir realite olduğu genel kabul görürken, kent planlaması alanında da aksinin olduğunu düşünmek mümkün değildir. Maalesef gerek siyasi irade eksikliği ve bürokrasinin hantallığı gerekse kamuoyunda ve toplumda farkındalık eksikliği, Girne örneğinde zirveye çıkan plansız ve vahşi bir yapılaşmanın onlarca yıl süre gelmesine sebep olmuştur. 1989 yılında çıkan 55/1989 İmar Yasasının emretmesine rağmen onlarca yıl bölgesel imar planları da dahil üst ölçekli planlar çıkarılmamış, kısa süreli olması gereken emirnameler vasıtası ile planlama süreçleri yönetilmeye/yönetilmemeye çalışılmıştır. Uzun bir süre hal böyleyken son yıllarda kent planlamasında ve imar planları ile ilgili çalışmalarda hareketlenme olduğu bir gerçektir. Bu kent planlama çalışmalarındaki olumlu gidişatta, merkezi yönetimin ve yerel yönetimlerde başa gelen bilinçli yöneticilerin, çevre konusunda duyarlı örgütlerin ve meslek kuruluşlarının haklarını teslim etmek gerekir.

Kuzey Kıbrıs’taki kent planlamasına dair son yıllardaki en önemli çalışmalardan biri, üst ölçekli planların anayasası kabul edilen Ülkesel Fizik Planın uygulamaya geçmesidir. Girne kentinde göze göre gerçekleşen plansız ve çarpık yapılaşmanın ardından eğrisi ve doğrusu ile Girne-Çatalköy İmar Planı hayata geçirilmiştir. Girne-Çatalköy imar planından sonra Beyarmudu İmar Planı tamamlanarak uygulamaya geçmiştir. Şu sıralarda ise Dikmen, Lefke ve Mehmetçik İmar Planı çalışmaları devam ederken, yılan hikayesine dönen Gazimağusa – İskele - Yeni Boğaziçi İmar Planı çalışmasının akıbeti konusuna ise ayrıca değinmekte fayda vardır. Bu yazı yazılırken, yukarıda özetlenen çadır eylemi sonrası ivme kazanan Mehmetçik İmar Planı son aşamaya gelerek Birleşik Kurulda görüşülmeye başlanmıştı. Lefke İmar Planı Taslağı halkın katılımına açılmak için tarih belirlenmiş, Dikmen İmar Planı ise henüz “Mevcut Durum ve Analiz Taslak Raporu” hazırlanmış durumda bulunuyordu.

Bir Rant Hikayesi: Gazimağusa – İskele - Yeniboğaziçi İmar Planı

Niteliği açısından yılan hikayesine benzese de niceliği açısından kalın bir romana benzetmek mümkündür Gazimağusa – İskele -Yeniboğaziçi İmar Planı çalışmalarını. Bu planın serüvenini kısaca özetlemek gerekirse; çalışmalar planlama makamı olan Şehir Planlama Dairesinin yönetiminde, ilgili belediyelerin teknik personelinin desteği, sivil toplum ve meslek kuruluşlarının katılımı ile birkaç yıl süren maceralı bir yolculuk sonunda 2019 yılının Aralık ayında tamamlanarak Birleşik Kurul’dan geçti. Bu süreçte bir tarafta rant çevrelerinin yapılaşmanın artmasından yana tavrı ile Şehir Plancıları Odasının ve Kıbrıs Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliğinin (K.TM.M.O.B.) kamu yararını gözeten tutumunun ortak paydası aranarak bir plan ortaya çıkarıldı. Birkaç yıl süren bu sürecin Birleşik Kurulda onaylanmasına rağmen, belki de KKTC devleti tarihinde görülmemiş bir şekilde; zamanın Başbakanı Ersin Tatar tarafından Resmî Gazete’ de yayımlanmayarak rafa kaldırıldı.

Geçtiğimiz günlerde, 2019 Aralığından beri bilinçli olarak, plandan ve planlamadan yana olmayan Hükümet tarafından sürüncemede tutulan imar planı, gizli-kapaklı bir şekilde tamamlanarak Birleşik Kurulda onaylandı. “Onaylanan” planın içeriği ile ilgili ne sivil toplum örgütlerinin ne de başından beri sürecin içinde aktif olarak yer alan Şehir Plancıları Odasının bilgisinin olmaması yapılan işin vahametini göstermektedir. Bundan daha da vahim olan ise, bu plan çalışmalarını yöneten ve “planlama makamı” olarak isimlendirilen Şehir Planlama Dairesinin şehir plancılarının onaylanan imar planından bihaber olmasıdır. Anlaşılan o dur ki; eğrisiyle doğrusuyla yıllarca emek verilen, 2019 yılında rafa kaldırılan imar planı bir çırpıda çöpe atılmıştır. Geçen hafta onaylanan planın içeriğini ise imar planlarını sadece inşaat sektörü olarak gören rant çevreleri belirlemiştir. Planın Birleşik Kuruldan geçmesi için ilgili belediye yöneticilerinin onayının da alındığını göz önünde bulundurursak, bu belediyelerin yöneticilerinin de böyle hukuksuz ve etik değerlerden yoksun bir sürecin tarafları olduğunu söylemek gerekir. Öte yandan 2019 yılında tamamlanan plan taslağını sürecini yöneten ve hazırlayan Şehir Planlama Dairesi teknik personeli “onaylanan” plana tepkisini göstererek greve gitmiş, ilgili meslek örgütleri olan Şehir Plancıları Odası ve K.T.M.M.O.B. sözlü ve yazılı bir şekilde tepkilerini ortaya koymuştur. Meslek örgütleri, onaylanan planın Resmî Gazete’de yayımlanmaması ve yürürlüğe girmemesi için yasal yollara da başvuracaklarını açıklamışlarıdır.

Kentsel Planlama: Katılımcılık ve Şeffaflık

Çadır eylemi kent planlaması adına olumlu sonuçlar verirken, Gazimağusa – İskele – Yeniboğaziçi İmar Planı maalesef kötü sonuçlar getirecek bir noktaya ulaşmıştır. Diğer alanlarda olduğu gibi kentin veya ülkenin planlanmasından yana olmayan, rantın gelişigüzel dağıtılmasından yana olan siyasi bir elitin varlığı aşikardır. Bu siyasi elite karşı, yerelde ve ülkenin bütününde, bu topraklarda yaşayan insanlar ve canlılar için planlı ve sağlıklı bir gelişmeden yana olmak ise ilerici siyasetin temeli olmalıdır. Ülkemizde üst ölçekli planlama süreçleri ile ilgili yaşadığımız deneyimler, planlamanın belirli odaklar ve rant çevrelerinin eline düşülmemesi için katılımcılık ve şeffaflığın planlamanın ana unsurları olması gerektiğini göstermiştir. Yalnız sivil toplum ve meslek kuruluşları değil yerelde de katılımın planlama süreçlerine eklemlenmesi, kamu yararını daha çok gözeten kentsel planların ortaya çıkmasını sağlayacaktır.


Kaynakça

1.  Cemil Sarıçizmeli’nin 29 Eylül 2021 tarihli facebook iletisi. (Son erişim tarihi 25.10.2021)

 

Bu haber toplam 3993 defa okunmuştur
Gaile 486. Sayısı

Gaile 486. Sayısı