Kerhanede grup organize edememek!
Başlıcık nasıl ama!
İçinde seks var!
Okutur, okunur bu başlık!
-*-*-
Ne demek istediğime gelelim hemen…
Efendim, Türkiye’nin önemli haber kanallarından NTV’nin Kıbrıs Temsilcisi Selim Sayarı olmasa, bu komik olayı öğrenemeyecektik!
Ve aklımıza, “iki eliyle bir şeyi…” falan diye başlayan atasözümüzü de hatırlayamayacaktık!
-*-*-
Meclis Başkanı Zorlu Türe, koskocaman bir savaş gemisini veya askeri gemiyi az kalsın batırıyormuş!
Olay nasıl olmuş?
Geminin kumandası modern bir alet; yani dümen – direksiyon (pardon) yok!
Zorlu bey de, bir askeri tatbikat sırasında o alet ya da “joystick” midir nedir, üzerine bir dokunmuş, gemi az kalsın devriliyormuş!
-*-*-
Bu hepimizin başına gelebilir!
Herkes, gemi kullanamaz ki!
Hele değişen teknolojiye ayak uyduramayan bir dinazorsanız, yeni bir Iphone ya da haksız rekabete girmeyelim, gıcır gıcır bir Samsung’u boşuna taşıyorsunuz!
-*-*-
Evet; şaka gibi bir olay ama hem milyarlık bir gemi batabilir hem de insanlar ölebilirdi değil mi?
-*-*-
Gemiyi, gemileri, uçakları, otobüsleri, trenleri ne bileyim uzay araçlarını falan kullanacak olanların ehil olmaları gerekir!
-*-*-
Ama hepsinden önemlisi, bir devleti yönetenlerin de ciddi anlamda ehil olmaları kaçınılmazdır!
-*-*-
KKTC’ye şöyle bir bakalım!
Çok ciddiyim; alın içlerinden birkaç “istisnayı” ki onlar da kaideyi bozamazlar; Kıbrıs Türk toplumu gemisi, tarihinin hiçbir döneminde, bu kadar aciz kaptanlar tarafından yüzdürülmeye çalışılmadı!
-*-*-
O kadar kötü gemi kaptanları tarafından yönetiliyoruz ki; Türkiye’nin buraya gönderdiği kaptanlar da bu kötü kaptanlara o kadar güzel uyum sağladılar ki; geminin dümeni kırıldı, motorları çalışmıyor, sürekli su alıyor, battı batacak ama üzerinde bayrakları gösterip “coşuyorlar”…
-*-*-
En başta ve başlıkta belirttik ya; çok önemli ve değerli bir atasözümüz var; iki eliyle şeyini düzeltemeyen falan…
Neyse!
İngilizler bu atasözümüze, “kerhanede grup organize edememek” şekline yanaşıyorlar ki o da uygundur…
Hayırlı Pazarlar b’annem!
Sert adımlarla her yer inleyecek!
Bizden büyükler oradaydı…
Her zamanki gibi…
Geçmişte olduğu gibi…
40 sene öncesinin Omorfo’dan yoldaşları, Mehmet Civa ve Tuncay Sarıyer ile anı fotoğrafı çektik…
-*-*-
Ömer abiler, Özkan abiler, Ferdi abiler…
Eski toprak tam kadro…
-*-*-
Ve hayatında CTP’ye oy vermemiş, onlarca kişi…
-*-*-
Gençler azdı ilk başlarda…
Sonra, biraz yürüdük…
Meğer, Girne Kapısı’nı geçer geçmez, iki sıra olmuş gençler, kucaklaştılar kalabalıkla…
-*-*-
En önemlisi, en güzeli ve en umutlusu gençlerin çokluğu ve coşkusuydu…
Öyle mutlu oldum, öyle mutlu oldum ki anlatamam…
-*-*-
Ve Mehmet Küçük oradaydı…
Ve Serdar Denktaş…
Belki de, “Kıbrıs” ismiyle ilgilenen ülkemizdeki veya Dünya’daki herkese, ama herkese, Cuma akşamki mitingde verilen en “çarpıcı” mesajlardan biri, birincisi de oydu…
Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Raif Denktaş’ın oğulları…
-*-*-
Dileyen, dilediği yorumu yapabilir…
Dileyen, “çok kalabalık değildi, peee sadece iki – üç bin kişi topladılar” da diyebilir…
-*-*-
Bu başlangıç!
Bu değişimin, aydınlanmanın ilk ışığı…
-*-*-
Dağ başını duman almamış olabilir ama bıçak kemiğe dayanmıştır ve gereken yürüyüş başlamıştır arkadaşlar!
Sesimizi yer, gök, su dinlesin / Sert adımlarla her yer inlesin…
Ölü sayısını milyarla sayma olasılığı!
Yazmazsam olmaz!
Çok üzüldüğüm bir konu!
“Arap” dedi ve Filistin toplumunu, “Türk – Türkiye düşmanı” bir kefeye koyup, öyle bir “ırkçılık ve aşağılama” içeren yorum yaptı ki; dayanamadım!
“Çocuklar öldürülüyor…” diyebildim sadece!
-*-*-
İsrail Savunma Bakanı gibi konuştu yaşlı adam; “… Hamas, çocukları özellikle hastanelere, kiliselere, camilere koyuyor, canlı kalkan olarak kullanıyor” dedi…
“Tüm ölümlerin sorumlusu dincilerdir, Hamas’tır ve Hamas’a destek verenlerdir” diye ekledi…
-*-*-
“Türkiye savaşa girmemeli” derken, açık ve doğrudan olmasa da, İsrail’i yüzde yüz haklı bulan yorumlar yaptı…
-*-*-
İsrail propagandası gücünü her yerde gösteriyor!
-*-*-
Evet, Hamas’ı desteklemek gerçekten çok yanlış ama “sorumlu Hamas’tır ve çocuklar ölebilir” diyebilmek…
Bilemiyorum…
Belli ki insanlık ölmüş çocuklardan önce!
-*-*-
Türkiye savaşa girmemeli…
Bu savaş büyüse de büyümese de girmemeli…
Buna kesinlikle katılıyorum…
-*-*-
Efendim “Rusya, Çin, İran; İsrail’e ve yanındakilere vuracak”…
Hiç sanmıyorum…
Tümü izleyecek!
İsrail öldürecek!
O kadar!
-*-*-
Doğru olan, derhal savaşın bitirilmesidir…
Doğru olan, İsrail’e birilerinin diplomatik dille “dur” demesidir…
Ama bunun yolu ve yordamı; savaşı büyütmek ve farklı coğrafyalara hatta 3’üncü Dünya Savaşı diyebileceğimiz boyuta çekmek değildir!
-*-*-
Ölü sayısını binlerle değil; milyarla saymaya başlarız!
Bu mudur istenen?
Buysa, çok yazık!
Savaşa hayır!
Lefkoşa’da Cuma akşamı toplandık… Yürüdük… Bir arkadaş sordu; “nasıl buldun?”… “UMUT” dedim ve ekledim: “… Umutsuzduk, mahvolmuştuk, umutlandık, tüketilemeyeceğiz!”