Keşmir’de düşman, İngiltere’de başbakan!
Keşmir...
Hindistan, Pakistan ve Çin sınırındaki “bir bölge”...
Hindistan'a bağlı olmakla beraber 1947 yılından beri statüsü tartışılan ve Pakistan ile Hindistan arasında birçok savaşa neden olan Keşmir ya da Keşmir sorunu, “bir adet İngiliz sorunudur”...
-*-*-
Yani bu sorunu yaratan, İngilizlerin “böl ve yönet” siyasetidir...
Bölgede günümüzde de çatışmalar zaman zaman devam ediyor...
Bazı gruplar Keşmir'in tamamen Pakistan'a bağlanmasını bazıları ise Keşmir'in bağımsızlığını hedefliyor ama bölgeyi Hindistan yönetiyor...
-*-*-
Ve çok ilginçtir, Hindistan Hükümeti ve Hint kaynakları, Pakistan kontrolü altındaki bölgeye "Pakistan işgali altındaki Keşmir" diyor...
Pakistan Hükümeti ve Pakistan kaynakları, Keşmir'in Hindistan tarafından yönetilen kısmına "Hindistan işgali altındaki Keşmir" veya "Hindistan'ın elindeki Keşmir” olarak atıfta bulunuyor...
"Hindistan tarafından yönetilen Keşmir" ve "Pakistan tarafından yönetilen Keşmir" terimleri genellikle tarafsız kaynaklar tarafından Keşmir bölgesinin her ülke tarafından kontrol edilen kısımları için kullanılıyor...
-*-*-
Ve yine bana göre çok ilginçtir, bu çözümsüz sorunu yaratan Birleşik Krallık İmparatorluğu’nda, İngiltere’yi bir Hint asıllı Başbakan; İskoçya’yı ise bir Pakistan asıllı Başbakan yönetiyor...
İskoçya’da yeni göreve getirilen 1. Bakan ya da Başbakan Humza Yousaf, ilk önce İngiliz Başbakan Rishi Sunak’ı aramış, telefonda görüşmüşler...
-*-*-
İskoçya, yakın bir gelecekte, “Birleşik Krallık’tan ayrılmak için bir kez daha referanduma gidecek”... Daha önce de bir referandum yapılmıştı...
Bu arada Yousaf, başbakanlık konutundaki ilk akşamında, beş Müslüman arkadaşına imamlık yaptı ve teravih namazı kıldırdı...
Annesi ve babası ile de orucunu açtı...
-*-*-
Keşmir ya da Kashmir sorunu çözülür mü?
Sanmam!
İki adet başbakanı Hint ve Pakistan kökenli olan Birleşik Krallık İmparatorluğu, kendi yarattığı bu sorunun çözümünde etkili olur mu?
Hiç sanmam!
-*-*-
Ama mesele çok ilginç...
Hani diyorum, 50 sene içinde, İngiltere’de bir Kıbrıslı Rum kökenli kişi Başbakan ve bir de Kıbrıslı Türk kökenli kişi Dışişleri Bakanı olursa...
Fikir cimnastiği açısından şey ettim...
-*-*-
Etnik kökenleri boş verin...
İngiltere’de ne Keşmir ne de Kıbrıs sorunu vardır...
Keşmir’de ve Kıbrıs’ta bir birilerine düşman olanlar, orada da çok konuşmakta hatta daha ateşli milliyetçi olabilmektedirler ama gül gibi de birlikte yaşamaktadırlar!
Hain kimdir ya da kim daha haindir?
Dış işlerimize bakan “Bakan” Tahsin abi ve aralarında eski Türk Bayrağı yakıcısının da bulunduğu bilimum aşırı milliyetçi ya da ulusalcı abilerim...
Sizlere bir kaç soru sormak istiyorum...
-*-*-
Bir: “KKTC’yi tanımıyorum” veya “Psefto Cratos” dediğim zaman mı sizin “devlet” saydığınız bu “şeye” daha çok zarar veriliyor yoksa, Ersin Tatar, “abuk sabuk, abidik gubidik insanlarla”, diplomatik mütekabiliyet açısından yerlerde sürünen seviyede temaslar yaptığı zaman mı?
-*-*-
Sizin “egemen ve eşit devlet” dediğiniz “şeyin” Cumhurbaşkanı, afedersiniz ama tüm cinsel organları görünecek şekilde bir pantolon giymiş Azeri vekille Londra’da görüştüğü zaman “KKTC’nin itibarını” mı yükseltiyor?
-*-*-
Elbette herkesle görüşülmeli!
Ama buun bir “diplomatik mütekabiliyeti” olmalı ki “devlet” devlet olduğunu göstersin!
-*-*-
Ve elbette insanların kılık ve kıyafeti beni ilgilendirmez!
Ama bir “devletin” cumhurbaşkanı, her önüne çıkanla, her kılıktaki insanla, sözde devlet tanıtımı amaçlıdır diye “resmi” ya da “gayrıresmi” görüşüp fotoğraf çektirmez, çektiremez...
Haaa kesinlikle dilediğiyle görüşsün ama bu saçma sapan ve seviyesiz görşmelerin masrafı devlete ya da vergi mükellefine yazdırılmasın!
-*-*-
Gelelim ikinci soruya...
İki: Tatar’ın KKTC’de çok sıkıldığı ve hellim gurdcuğu yani appiduri gibi olduğu apaçık ortadadır... Peki, bu kadar ciddi ekonomik sıkıntı yaşanan bir dönemde, devlet herkesin cebine elini atmışken, bu gereksiz ve seviyesiz ilişkilere kimse dur diyemez mi?
Yani sizce, bir devletin başkanı, “İngiltere eski çalışma bakanı ile görüştüm” diye övünür mü? Ve bunun da parasını devlete ödettirir mi?
-*-*-
Son soru ya da son yorum:
Sevgili ve de değerli dış işlerimiziden mümessil Tahsin abi, değerli Kıbrıs gazetesi yazarları abilerim, sanal alemde bana her gün “KKTC’yi tanımıyorsun, hainsin” diye mesaj atan ama ismini de gizleyen abilerim ve ablalarım, ayrıca eski Türk Bayrağı yakıcısı ve Güney Kıbrıs’taki tango akşamlarının yıldızı dansçı abi, Tatar’ın Londra temaslarını onaylıyor ve alkışlıyorsanız; “armut” deyin, yok eğer “haklısın be Serhat” diyorsanız, bir şey demenize gerek yok!
Gandırın çocuğu da “egemen ve eşit”ik!
-*-*-
Tamam, ben KKTC’nin sahte bir “şey” olduğuna inanıyorum...
Peki siz ne yapıyorsunuz?
Tatar ne yapıyor?
KKTC’yi rezil ediyor, aşağılıyor, yerlerde süründürüyor ve hepiniz seyrediyorsunuz!
Neden?
-*-*-
Tatar’ın temaslarına “dandik” dediğim için dün üç ya da dört kişiden mesaj aldım; “hainsin” dediler...
İsimlerini de gizlediler...
Bu temaslar yapılmalıdır...
Dün de yazdım...
Faydası var veya yok, her devletin bu tür teması elbette olmalıdır...
Dandik olan, temasları Tatar’ın yapıyor olmasıdır...
KKTC diye göklere çıkardığınız varlık veya her neyse, seviye anlamında, mütekabiliyet esası anlamında yerlerde sürünmektedir!
Bilmem anlatabildim mi?
-*-*-
Tatar, başı – dötü ortada, daracık pantolonuyla poz veren “Azeri” vekille görüşmüş!
Hangi devletin başkanı, abidik gubidik ve gereksiz vekillerle yaptığı her görüşmeyle övünür?
Bu nedir biliyor musunuz?
Tatar, gayet açık bir şekilde gezmeye gitmiştir!
Gitmişken, dostlar temasta görsün diye, yoldan geçen herkesle görüştürüyorlar!
Ve eşit egemen devletçiler, “KKTC Çok yaşasın”cılar bu rezalete, bu açık israfa hiç sesini çıkarmıyor!
Hain kim?
Ben mi yoksa hepiniz mi?
Bu fotoğraftaki iki erkek kişiden biri KKTC’nin Cumhurbaşkanı, öteki ise Azerbaycan’ın milletvekili... Ersin Tatar, Londra temasları kapsamında Azerbaycan Milletvekili Ramil Hasan’la da görüştüğünü duyurdu... Mütekabiliyet sıfır! Kılık kıyafet ciddiyeti eksi beş, rezalet yüz üzerinden 100! Görüşmede Kıbrıs konusu, Kıbrıs Türk tarafının yeni vizyonu, Kıbrıs Türk halkına uygulanan haksız izolasyonların kaldırılması ile ikili ilişkiler ele alınmış... Masraflar bizden! Ödeyin, Ersin abi gezsin, yesin, içsin ve temas etsin! Çok faydalıdır, Ramil kardeş, o pantolonla bizi kesin tanıtır! Rezalet! Hayır kardeşim, sen cumhurbaşkanıysan, fotoğrafını çekip de yayınlayacağın bir temas, “cumhurbaşkanlığı makamını yerle bir etmemeli”... Yemin ederim ki, Tatar’ın sadece bu fotoğrafı, “devletin itibarını yerle bir ettiği” gerekçesiyle, aşırı KKTC’ciler tarafından mahkemeye delil olarak sunulabilirdir... Yok yok, Serhat haindir! Yaaaa.... Aynen!