“Kıbrıs adasında çözüm mümkündür”
…İyi de kim koydu bu bombaları?
“Bilmiyorum” diyor Ümit Bey, o beyefendi gülümsemesiyle. “O gece polisi aradım. Yok, olamaz başka yerde patlamıştır” dediler…
Yine görüşmelere dönüyoruz: 3 Ağustos 1977'de Makarios'un ölümü ile görüşmelere bir süre ara verildi. Rum tarafında Spiros Kiprianu dönemi başladı. Bu dönemde de çeşitli aralıklarla görüşmeler devam etti. '1979 doruk antlaşmaları', 'Cuellar Belgesi' gibi belgelerle taraflar masada çeşitli dönemlerde buluşsa da, her defasında başa dönüldü.
'Gali fikirler dizisi' ve 'Güven artırıcı önlemlerin' yapılan tüm bu görüşmelerde farklı bir önemi var diyor Sn. Onan ve anlatıyor…
”Güney Kıbrıs'ta 1988 yılında yapılan başkanlık seçimlerini farklı bir isim kazandı. Rum Yönetiminin yeni başkanı Yorgo Vasiliu ile KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş arasında 1988 Eylülü'nden 1989 yazına kadar toplam 100 saat süren ikili görüşmeler dizisi gerçekleşti. Görüşmeci ekibinde ben de vardım. Bu görüşmelerin ardından Denktaş ve Vasiliu 1990 yılının Şubat ayında New York'ta tekrar bir araya geldi. Gali'nin 'set of idea' (Gali fikirler dizisi) olarak literatüre geçen bu görüşmeler aslında Türk tarafını %85 tatmin eden bir görüşmeydi. Toprak konusunda Gali % 28.2 oranında bir toprağı Türk tarafına bırakan bir harita sundu. Sayın Denktaş ancak %29 (+) oranına inebileceğini belirtti ve bu da kabul gördü. New York'ta hava çok olumluydu ve Türkiye Başbakanı Süleyman Demirel'e ve dönemin Dışişleri Bakanı Erdal İnönü'ye çok olumlu mesajlar gönderiliyordu.”
Bütün bu olumlu görüşmelerin ardından Sayın Denktaş'ın Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde o meşhur konuşmayı yapması ve bu görüşmeye imza atamayacağını; ısrar edilirse başka bir görüşmeci bulunması gerektiğini söylemesi, hem Türk görüşmeci ekip için, hem de Türkiye Dışişleri Bakanı için tam bir şok olmuştu. Bu görüşmeden sonra Sayın Onan, görüşmeci ekibinde yer almaz.
Klerides'in Dönüşü…
Sayın Onan anlatmaya devam ediyor:
“Rum tarafının Gali fikirler dizisinde verdiği tavizler Rum tarafında Sayın Klerides tarafından Vasiliu'ya karşı seçimde seçim malzemesi yapıldı ve ikinci turda sağ partilerin ve kilisenin desteğini sağlayan Glafkos Klerides, oyların yüzde 50.3' ünü alarak kıl payıyla da olsa Vasiliu'yu geride bıraktı. Glafkos Klerides, 19 yıl aradan sonra, 74 yaşında, bu kez 'seçilmiş' olarak başkanlık koltuğuna oturdu. Denktaş ve Klerides, 18 yıl aradan sonra, toplumlararası görüşmelerde yeniden karşı karşıya geldi. Klerides'in seçilmesinin ardından iki lider ilk kez 10 Mart 1991 yılında Lefkoşa'da bir araya geldi. Bu kez karşılarında Gali'nin “Güven artırıcı önlemler” paketi vardı. İçeriğinde Maraş'ın B.M gözetiminde iki tarafın kullanıma açılması, Rum mal sahiplerinin mallarını kullanmaya başlaması ve buna karşılık da Lefkoşa'daki havaalanının iki toplumun ortak kullanımına açılması vardı. Bu iki konu Türk toplumuna çok büyük bir fırsat sağlayacaktı. Hele de hava alanının ortak kullanımı… Türkler Türk memurlar ve polisler tarafından, Rumlar da Rum memurları ve polisleri tarafından kontrol edilecekti ve gelen yabancılar, istedikleri kapıdan istedikleri bölgeye gidebilecekti. Bu fırsat maalesef, “asker 100 metre ileride mi, yoksa geride mi olsun” gibi kısır bir tartışma sonucunda, Türk tarafının cevap vermesinin gecikmesiyle kaçırıldı. Klerides bu raporu görüşmelere zemin olarak kabul ettiğini söyleyince, Gali Türk tarafına ağır ithamlarda bulunan bir rapor yayınladı. Rapor çıktıktan sonra ABD Büyükelçisi Sayın Ball adaya gelerek arabuluculuk yapmaya çalıştı. Bunun üzerine, Sn. Denktaş'ın müsteşarı Ergün Olgun’un daha sonraki Viyana toplantısında bu raporu kabul etmeye meyilli olduğumuzu ve “güven artırıcı önlemlere” müspet yaklaştığımızı bildirmesine rağmen, genel sekreterin raporu artık yayınlanmıştı. Viyana'daki toplantıdan sonra Güvenlik konseyine kısa bir rapor daha sunuldu ve Klerides'in “güven artırıcı önlemleri” görüşmelere zemin olarak kabul ettiği bildirildi. B.M Genel Sekreteri Gali'nin raporunun sunulmasından sonra, Avrupa Birliği Kıbrıs'a özel bir temsilci gönderdi. Onlar da bizleri görmek ve 'güven artırıcı önlemler' hakkındaki görüşlerimizi öğrenmek istedi. Maalesef Türk tarafı bu temsilci ile görüşmeyi kabul etmedi. Temsilci de dönüşünde, Gali'nin raporuna çok benzer bir rapor sunarak, Türk tarafını itham etti.”
Sayın Ümit Süleyman Onan da tıpkı “Büyükelçiler anlatıyor” kitabında İnal Batu'nun dediği gibi, gerek 'Gali fikirler dizisinin', gerekse de 'güven artırıcı önlemler paketinin' Türk toplumu adına kaçırılmış fırsatlar olduğunun altını ısrarla çiziyor…
O dönemde Yunanistan Avrupa Birliği dönem başkanlığını elinde tutuyordu. Hükümet başkanı Papandreu, Korfu adasında A.B üyelerinin bir toplantısında gerek Gali'nin gerekse A.B temsil-cisinin Kıbrıs'a yaptığı ziyarete ve aldığı neticeye değinerek bu raporları A.B hükümet başkan-larına sundu. Bu sunuştan sonra Yunanistan'ın da talebiyle ve bu iki rapor da göz önüne alınarak, Kıbrıs meselesi halledilmeden de Kıbrısın A.B'ye alınabileceği kararı alındı. Korfu adasında 1992'de alınan bu karar A.B'nin her altı aylık toplantılarında A.B dönem başkanları tarafından desteklendi.
Bu kadar yıl Kıbrıs konusundaki neredeyse bütün görüşmelere katılan birisi olarak, Annan Planı'yla ilgili görüşünüz nedir?
“Annan Planı çok eksikleri olmasına rağmen, kesinlikle temel alınabilecek bir plandı.”
Gelinen noktada sizce anlaşma umudu var mı?
“Tassos Papadopulos'u çok yakinen tanıyan biriyim. Gerek komitelerde, gerekse mecliste ve ayni kabinede çalışan biri olarak, o olduğu sürece bir anlaşma olabileceğine inanmam. Ancak hem iki toplumun, hem de adanın ortak çıkarlarını düşünen uyumlu, ılıman liderlerle kesinlikle Kıbrıs adasında çözüm mümkündür.”
Son…
(Temmuz 2007)