KIBRIS DOSYASINA İYON DENİZİ DE EKLENDİ
Covid-19’la boğuşurken diğer mevzular haliyle gündemin alt sıralarında kaldı. Kıbrıs sorunu da öyle… Zaten gündem olabilecek pek bir durum da yok ama bazı gelişmeleri yine de yakından izlemekte yarar var.
BM Genel Sekreteri Guterres ‘en uygun zamanda tarafları 5’li konferansa çağıracağını’ duyurdu. Bu açıklama Özel Temsilcisi Jane Holl Lute’un bölgeye yaptığı iki ziyaretin ardından geldi.
Belli ki Lute bütün taraflardan toplantı için ‘olur’ aldı. Zaten kamuoyuna da ‘5’li’ye geliriz’ mealinde açıklamalar yapılmıştı.
Tarihi henüz netleşmedi ama 5’li konferansın gayrı resmi olacağını biliyoruz. Aslında bu tabir diplomasi anlamında çok da önemli bir fark yaratmıyor. Bağlayıcılık anlamında belki sorgulanabilir ama bu yöntem tarafların daha rahat davranmalarını, eteklerindeki taşları daha kolay dökmelerini sağlayabilir.
***
BM gözetimindeki 5’li konferanstan ne çıkacağını kestirmek kolay değil, ancak bu konferansın akıbetinin Türkiye ile Yunanistan arasında yaşanmakta olan gelişmelerle paralel olduğu aşikar.
25 Ocak’ta iki ülke arasında istikşafi görüşmelerin İstanbul’da başlayacağını biliyoruz. 2016’dan bu yana ilk kez yapılacak toplantıların gözden uzakta, basına açıklama yapılmadan gerçekleşeceği söyleniyor.
Türk tarafı ‘her konuyu görüşeceğiz’ derken, Yunan tarafı ‘kendi egemenlik meselelerini masaya koymayacaklarını’ söylüyor.
Atina’nın hassasiyet belirttiği konular ‘Ege'deki Yunan adalarının silahlardan arındırılması’, ‘hava ve deniz sahalarının eşitsizliği’ ile ‘bazı kayalık ve adacıkların aidiyeti’ olarak sıralanıyor.
Türkiye ise Ege Denizi’nde ‘Yunanistan’ın karasularını 12 mile çıkarması’nı 1996’dan beri ‘casus belli’, yani ‘savaş nedeni’ sayıyor.
***
İşte tam da bu konuların da ele alınacağı, ama aynı zamanda Doğu Akdeniz’deki deniz yetki alanları meselesinin de gündemde olacağı İstanbul toplantıları öncesinde önemli bir diplomatik gelişme oldu.
Yunan Parlamentosu Çarşamba gecesi ’Karasularını 12 mile çıkarma’ kararı aldı. Ama Ege’de değil, İyon Denizi’nde…
Adriyatik ile Akdeniz arasında, İtalya ile Yunanistan’ın güneyine kadar inen İyon Denizi’nde Yunanistan’ın Arnavutluk ile uzlaşmazlığı vardı. Şimdi bu iki komşu ülke bölgedeki deniz yetki paylaşımı konusunda adımlar atıyorlar. Muhtemelen konu Lahey Adalet Divanı’na gidecek. Bu yönde Tiran ile Atina yönetimlerinin uzlaştıkları yönünde bilgiler var.
12 mil kararı mecliste geçtikte sonra konuşan Yunanistan Başbakanı Mitsotakis, ‘Girit adasının güneyinden doğusuna kadar olan kara suları gibi, tüm deniz bölgelerindeki kara sularını de 12 mile uzatma hakkının saklı tutulduğunu ve bu hakkını zamanı geldiğinde ve gerek görüldüğünde kullanabileceğini’ söyledi.
Bu karar ve peşisıra yapılan açıklama ‘İstanbul görüşmeleri öncesinde Atina’nın pozisyon alması’ diye yorumlanıyor.
Türkiye Dışişleri İyon Denizi gelişmesini ‘Ege’yi etkilemeyecek’ diye değerlendirirken, Ege’deki tavrını da hatırlatma ve uyarma ihtiyacı hissetti.
Yani Ankara da pozisyonunu bu şekilde duyurmuş oldu.
***
Tekrar etmekte fayda var: Kıbrıs sorunu artık tek bir masada değil, birçok masada konu ediliyor. Başka bir deyişle bölgedeki ‘total denge hesapları’ içerisinde Kıbrıs da yer alıyor.
Dolayısıyla Atina’nın attığı adımla birlikte Kıbrıs çözümsüzlüğünde bir element daha gündeme girmiş oldu.
Biraz ‘dolaylı’ da olsa, oradaki gelişmeler Türk-Yunan ilişkilerine ve oradan da Kıbrıs’a yansıyacak gibi görünüyor.
Guterres’in ‘en uygun zamanda toplayacağım’ dediği 5’li konferansın kaderi de muhtemeldir ki İstanbul’da çizilecek. Belki de o ‘uygun zaman’ hiç bulunmayacak veya kim bilir çok hızlı bir şekilde masa kurulacak.
Tabii bir de şu: Yunan Parlamentosu İyon Denizi ile ilgili kararı onayladığı sıralarda Beyaz Saray’da görevi devralan ABD Başkanı Joe Biden acaba Doğu Akdeniz meselesinde nasıl bir ‘yoğurt yeme’ yöntemi izleyecek?
Yani mevzu bırakın İyon Denizi’ni, Atlantik’in de ötesine kadar ulaşıyor.
Biz mi?
Seyretmeye devam ediyoruz sadece… Hatta seyri bile bıraktık!