1. YAZARLAR

  2. Yücel Vural

  3. Kıbrıs Federal Anayasası’nda Mülkiyet Konusu
Yücel Vural

Yücel Vural

SALAMİS TARTIŞMALARI

Kıbrıs Federal Anayasası’nda Mülkiyet Konusu

A+A-

Andreas D. Symeou

Bugünkü Salamis Tartışmaları Köşe’sinde, geçmişte Kıbrıs müzakerelerine katılan ve Kıbrıs Rum mülkiyet çalışma grubunda başkan/üye olarak görev yapan, mülkiyet konusunda birisi ingilizce olmak üzere iki kitabın yazarı olan  Andreas D. Symeou’nun görüşlerine yer verilmiştir. Andreas Symeou halen Kıbrıs Türk toplumuna yönelik Yardım Programı kapsamında Avrupa Birliği tarafından finanse edilen, Nicos Peristianis ve Yücel Vural’ın yönettiği “Anayasal Konularda Ortak Fikirlerin Geliştirilmesi” başlıklı iki toplumlu araştırma projesine katılmaktadır. Symeou aşağıda sunulan yazısında mülkiyet konusunda iki tarafın çatışan görüşlerinin nasıl uzlaştırılabileceğini ve İki Bölgeli ve İki Toplumlu Federal Kıbrıs'ın yeni Anayasasının bu konuda neler sağlaması gerektiğini tartışmaktır.

 

Tarafların mülkiyete ilişkin tutumları

Kıbrıs’ta her iki taraf, mülklerini kaybeden kişilerin mülkiyet haklarının tanınacağı ve onlara tazminat, takas ve iade olmak üzere üç farklı çarenin sunulması konusunda uzlaşmış bulunuyorlar. Bununla birlikte, taraflar, aşağıda açıklandığı gibi, bu çözüm yollarının uygulanmasına ilişkin birbirine taban tabana zıt tutumlara sahip olmuşlardır:

a) Kıbrıs Türk tarafının tutumu, Kıbrıs Türk Oluşturucu Devleti'nde Kıbrıslı Türklerin özel mülklerin çoğunluğuna sahip olmasının garanti edilmesi ve şimdiki kullanıcının tercihine öncelik verilmesinin gerektiği, dolayısıyla tazminat ve takasın başlıca çözüm olması gerektiği yönündeydi,

b) Kıbrıs Rum tarafının tutumu ise, mülkün akıbeti konusunda ilk sözün esas mülk sahibine ait olması gerektiği ve öncelikli çarenin iade olması gerektiği yönündeydi,

c) Kıbrıs Türk tarafı nın iade edilecek mülk miktarına bir üst tavan getirilmesi geretktiği yönündeki tutumu, Kıbrıs Rum tarafınca reddedilmekteydi, ve

d) Kıbrıs Türk tarafı, mülkiyet hakkının kullanılmasına ilişkin kısıtlamaların süresiz olarak uygulanması gerektiğini savunurken, Kıbrıs Rum tarafının tutumu, herhangi bir kısıtlamanın yalnızca üzerinde anlaşmaya varılan bir geçiş dönemi için ve ayrımcı olmayan bir şekilde uygulanması gerektiği yönündeydi.

Müzakereler sırasında, bazı mülk kategorileri ve/veya mal sahipleri ve/veya kullanıcılar için uygulanacak belirli ölçütler üzerinde uzlaşmaya varılarak iki taraf arasındaki fark azaltılmıştı.

 

Gözönünde bulundurulmesı gereken unsurlar

Mülkiyet konusunda kapsamlı bir anlaşmaya varılırken, elde edilen yakınlaşmalara ek olarak aşağıdaki gibi diğer bazı faktörlerin de dikkate alınması gerekmektedir:

a) Güvenlik Konseyi kararları: Kıbrıs Türk tarafı, Pérez de Cuéllar ve Boutros Ghali'nin Güvenlik Konseyi'ne sunduğu raporlarda yer alan ifadelere atıfta bulunmaktadır; bu ifadelerde, diğer hususların yanı sıra, “her toplumun, kendi yönetimi altında kalacak bögede toprak ve nüfus bakımından açık bir çoğunluğa sahip olması kesin olarak garanti edilecektir” ifadesi yer almaktadır. Ancak bunu takip eden Güvenlik Konseyi kararlarının bu fikirleri tam olarak destekleyip desteklemediği tam olarak belli değildir.

b) AİHM kararları: AİHM'nin Kıbrıs'taki mülkiyet meselesiyle en fazla ilgili olan kararı,  Türkiye’nin kurduğu Taşınmaz Mal Komisyonu'nu ‘etkili bir iç hukuk yolu’ olarak tanıdığı Demopoulos ve Diğerleri’nin Türkiye'ye karşı açtığı davada verdiği karardır (1.3.2010). AİHM, bu kararında ayrıca, etkilenen mülklerle ilgili yönlendirici bazı değerlendirmelerde de bulunmuştur. Mahkeme'nin yaptığı bu değerlendirmelerde dikkati çeken en önemli sonuç, insani nedenlerden ötürü, etkilenen malların mevcut kullanıcılarının, söz konusu mülkün kullanıcısı oldukları sürenin uzun olması nedeniyle, belirli haklar elde ettiklerinin belirtilmiş olmasıdır.

c) Guterres çerçevesinde yer alan mülkiyetle ilgili ilkeler: Guterres çerçevesi, Haziran - Temmuz 2017'de Crans Montana’da gerçekleştirilen konferans sırasında taraflara sunuldu. Bu çerçevede yer aldığı şekliyle, özel mülkiyetle ilgili olarak "toprak düzenlemesi yapılacak alanlarda, %100 olmasa da mülkün esas sahiplerine öncelik verileceği’ ve ‘toprak düzenlemesine konu olmayan alanlarda ise %100 olmasa da mevcut kullanıcılara öncelik tanınacağı’ ifade edilmektedir.

d) Annan Planı: Plan, 2004 referandumunda Kıbrıs Rum tarafınca reddedilmiş olsa bile, önemi tamamen göz ardı edilemez. Plan, Kıbrıs Türk tarafının özel mülkiyet çoğunluğuna sahip olma ve mevcut kullanıcıya öncelik verilmesine dair beklentilerini giderecek yeni bir mülkiyet rejimine ilişkin ayrıntılı hükümler içermekteydi. Ancak bu yeni rejim sürekli olmayacak ve emlak piyasası Avrupa Müktesebatının gerektirdiği şekilde normalleşecekti. Bunun tek geçici istisnası Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği’ne Katılımının Koşullarına Dair Taslak Uyum Senedi’nin mülkiyetle ilgili 1. Maddesi’nde yer alıyordu. Buna göre:

‘Avrupa Birliği mevzuatının mevcut hükümlerine rağmen, en az üç yıldır Kıbrıs Türk oluşturucu devletinde sürekli olarak ikamet etmeyen gerçek kişiler ile tüzel kişilerin, bu oluşturucu devletin yetkili makamlarının izni olmadan, on beş yıl süreyle veya sözkonusu devlette kişi başına gayrı safi milli hasıla Kıbrıs Rum oluşturucu devletindeki kişi başına gayrı safi milli hasılanın %85 düzeyine ulaşmadığı sürece, hangisi daha erken gerçekleşire, o devlette taşınmaz mal satın alma haklarına kısıtlamaların ayırım yapılmaksızın uygulanması men edilmeyecektir.’

Sonuç

Yukarıdakilerin tümü göz önüne alındığında, Federal Kıbrıs'ın yeni Anayasasının, her iki tarafın da mülkiyet meselesine ilişkin kaygılarına ilişkin herhangi bir ayrıntı içermesine gerek bulunmamaktadır. Bu kaygılar şu şekilde giderilebilir:

a) "Özel mülkün çoğunluğu" veya "kullanıcıların önceliği" vb. hususlara açıkça atıfta bulunulmasına gerek kalmaksızın yeni, olağanüstü, geçici bir rejim oluşturmak amacıyla Mülkiyet Komisyonu tarafından uygulanacak kriterler üzerinde anlaşmak.

b) Yukarıda sözü edilen Annan Planı’nın Taslak Uyum Senedi’ndeki gibi ayrımcı olmayan bir temelde, Avrupa Müktesebatı’ndan geçici sapmalar üzerinde uzlaşmak, ve,

c) Üzerinde taraflarca uzlaşmaya varılacak bir süre sonunda Mülkiyet Komisyonu'nun görev süresinin ve Avrupa Birliği Müktesebatı'ndan geçici sapmaların sona ermesi ve emlak piyasasının tamamen serbest bırakılması ve nihayetinde yeni mülkiyet rejiminin oluşturulması.


A blue flag with yellow stars Description automatically generated

Bu yazıda bahsi geçen proje AB tarafından finanse edilmektedir. Bununla birlikte burada dile getirilen görüşlerin sorumluuluğu yazarına aittir ve Avrupa Birliği’nin görüşlerini  yansıtmayabilir.

 

 

Bu yazı toplam 715 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar