1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. “Kıbrıs, İngiltere ve ABD’nin uçak gemisi olmaktan kurtulmalı”
“Kıbrıs, İngiltere ve ABD’nin uçak gemisi olmaktan kurtulmalı”

“Kıbrıs, İngiltere ve ABD’nin uçak gemisi olmaktan kurtulmalı”

“İngiltere Kıbrıs’taki üslerini aklına estiği gibi kullanarak Kıbrıslıları tehlikeye sokuyor ama bu umurunda değil. Bu üslerin Kıbrıs probleminin çözümü ile birlikte adadan kaldırılmasının ne kadar önemli olduğunu yine görmüş bulunuyoruz”

A+A-

Kıbrıslı Türk bilim adamı, Portland State Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Birol Yeşilada, üslerin Kıbrıs probleminin çözümü ile adadan kaldırılmasının önemli olduğunu vurguladı


Ödül AŞIK ÜLKER

Pazar günü 1 Eylül Dünya Barış Günü idi... Ama maalesef barıştan bahsetmek çok da mümkün değil. Suriye’de, yanıbaşımızda çocuklar ölüyor... Barış gününde Kıbrıslı Türk bilim adamı, Portland State Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Birol Yeşilada ile Suriye’ye müdahale konusunu konuştuk.
   Prof. Dr. Birol Yeşilada, İngiliz Avam Kamarası’nın Suriye’ye müdahaleye “hayır” kararına rağmen BM veya NATO karar alırsa İngiltere’nin müdahaleye katılmaya mecbur olacağını söyleyerek, Kıbrıs’taki İngiliz üslerinin Kıbrıs’ın güvenliğini her zaman etkileyeceğinin altını çizdi.
   Prof. Dr. Yeşilada, “(İngiliz üslerinin Suriye’ye müdahalede kullanılması) elbette bir tehlike yaratır. Suriye’nin saldırıya karşı vereceği cevabı kimse tahmin edemez. Suriye elindeki füzeleri Kıbrıs’taki İngiliz üslerine ve bilhassa Türkiye’ye karşı kullanabilir. Bunu yapabilecek kapasiteleri var” diye konuştu ve ekledi: “Kıbrıs, İngiltere ve ABD’nin uçak gemisi olmaktan kurtulmalı”.

SURİYE SONUNDA NE OLUR?

• Soru: Dünya Barış Günü’nde barışı konuşmak varken, maalesef hemen yanı başımızda çocuklar ölüyor ve biz savaş konuşmak durumunda kalıyoruz. Öncelikle Suriye’de bu duruma nasıl gelindi? Bu noktaya gelinmesinde Türkiye’nin rolü oldu mu? Fransa, İngiltere ve Amerika’nın Suriye’de amacı ve vizyonu nedir?
• Prof. Dr. Yeşilada:
Suriye bu duruma nasıl geldi sorusuna bakarsak işin çok karışık olduğunu görürüz. Öncelikle Suriye’nin, ABD ve Suudi Arabistan’ın Orta Doğu politikalarına çok ters düşen bir ülke olduğunu unutmamak gerekir. Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde vuku bulan gelişmelerden sonra sıra Suriye’ye geldi diyebiliriz. Suriye’nin İran’a olan yakınlığını da ele alırsak Batı ülkeleri ile Suudi Arabistan’ın Suriye’de bir değişime sıcak bakmalarının doğal olduğunu görürüz. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı ve bugünkü duruma gelindi. Türkiye ABD’ye iyi görünmek için güney sınırından Suriyeli muhaliflere her türlü yardım konusunda katkıda bulunmaktadır. Hatta bu yapılan yardımların radikal güçlere de verildiği konuşuluyor. Dikkat edersek yakın bir geçmişte ABD ve Türkiye arasında al Nusra grubuna Türkiye’nin vermiş olduğu destek yüzünden anlaşmazlık ortaya çıkmıştı. Suudi Arabistan bu radikal güçlere açıkça yardım etmektedir ve durumu daha da karmakarışık hale getirmektedir. Suriye sonunda ne olur? Bölünebilir veya iç savaş daha da kızışıp bir müddet devam eder. ABD ve Batı ülkelerinin planladıkları sınırlı müdahale ile Esad rejimi devirebileceklerini sanmıyorum. Bu daha geniş çaplı bir askeri operasyon gerektirir. O da çok zor ama imkansız değil. Ancak kayıpları yüksek olur. Bu tablodan durumun ne kadar karmaşık olduğunu görebilirsiniz.

TÜRKİYE’NİN DURUMU...

• Soru: Gelinen aşamada Türkiye’den gelen açıklamaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
• Prof. Dr. Yeşilada:
Çok tehlikeli ve riskli diye düşünüyorum. Çünkü bütün bu gelişmelerin sonunda ABD, İngiltere ve diğer güçler bölgeden çekip giderler ama Türkiye yerinde kalır, tüm Arap dünyasını karşısına alıp düşman edinir. Sonunda komşuları ile “tam sorun” konumuna girer ki buna çok yaklaşılmıştır.

• Soru: Olası bir müdahale sonrasında Suriye Kürtleri ne olur? Irak’taki gibi ayrı bir devlet kurarlar mı? Böyle bir gelişmenin Türkiye’ye yansıması nasıl olur?
• Prof. Dr. Yeşilada:
Kesinlikle Türkiye kaybeder. Hatta iki Kürt devleti birleşebilir ve Turkiye’ye karşı cok daha etkin bir konuma gelirler. Türkiye bu durumda kazançlı çıkacağını sanıyorsa çok yanılıyor.

BM RAPORU...

• Soru: Önümüzdeki günlerde BM kimyasal silah konusunda bir rapor açıklayacak. Bu raporla ilgili öngörünüz nedir?
• Prof. Dr. Yeşilada:
Kesin olarak bilemem. BM’in raporunu beklemekte yarar var. Ancak daha önce her iki taraf da kimyasal silah kullanmışlardı.

• Soru: BM Güvenlik Konseyi Suriye’ye müdahale kararı alacak mı? Kararın olumsuz olması durumunda yine de müdahale olur mu?
• Prof. Dr. Yeşilada:
BM kararı olsun veya olmasın ABD, İngiltere, Fransa ve Suudi Arabistan müdahalede kararlı görünüyor. Ancak İngiliz Parlementosu’nun almış olduğu karar ile İngiltere’nin askeri bir müdahaleye katılması imkansızlaştı. Bu durumda İngiltere Amerika’ya istihbarat konusunda yine de yardımcı olabilir, tabii ki gizli olarak. Suudiler bu planın arkasındaki en büyük güç bence. Kimyasal silah istihbaratını ABD’ye Suudilerin verdiği konuşuluyor. Suudiler muhaliflere yaptığı yardımlar ile Esad rejimini deviremiyeceklerini gördüler. Onlar hem OSO hem de radikal güçlere yardım etmektedirler. Esad rejimini zayıflatmak ve dengeyi muhaliflerden yana çevirmek için bir askeri müdahalenin kaçınılmaz olduğuna kesin bakıyorlar. Ancak burada çok ilginç bir durum var. Esad rejimi devrilirse en kazançlı kimler olur? OSO mu yoksa al Nusra ve el Kaide mi?  Radikaller kazanırsa ABD dolaylı olarak onlara yardım etmiş olur ki bu Amerikan halkı arasında şimdiden soru işaretleri yaratmaya başlamıştır. Gazetelerde ve televizyon programlarında her gün konuşuluyor. 11 Eylül olaylarını kimin yaptığını düşünürsek haksız da değiller.

“ABD ASKERİ MÜDAHALEDE KARARLI GÖRÜNÜYOR”

• Soru: Ancak İngiliz Avam Kamarası müdahaleye “hayır” dedi. Ancak diğer ülkeler yine de müdahalede ısrarlı görünüyor. Bu karar ne anlama geliyor ve bundan sonra neler olabilir?
• Prof. Dr. Yeşilada:
ABD askeri müdahalede, kısıtlı olsa dahi, kararlı görünüyor. Şu an kendisine destek vermeye hazır iki ülke var, Fransa ve Türkiye. Amerika isterse, yalnız da kalsa, Suriye’yi rahatça vurabilir ama uluslararası camiada kötü bir imaj yaratır. Bundan dolayı kendisine başka ülkelerin de destek vermesi çok önemli. Örnegin, Türkiye Suriye’de hangi askeri guçlerin bu saldırıları düzenlediği hakkında bir bildiri yayınladı. Bunun amacı çok açık. Yani sadece Amerikan istihbarat bilgileri ile kanıtlanmış bir durum olmadığı gösterilmeye çalışılıyor.

***


“BM veya NATO kararı olursa İngiltere müdahaleye mecbur olur”

• Soru: İngiltere BM raporu sonrasında müdahale konusunu yeniden ele alacak. Olası bir müdahalede Kıbrıs’taki İngiliz üslerinin kullanılması da söz konusu. Böyle bir gelişme olması Kıbrıs’ı ve Kıbrıs sorununu nasıl etkiler?
• Prof. Dr. Yeşilada:
Bu soru İngiliz Parlementosu’nun kararından sonra akademik oldu. Ancak yine de gündeme şöyle gelebilir, eğer BM veya NATO kararı olursa İngiltere müdahaleye katılmaya mecbur olur. Tabii ki olası bir NATO kararında tüm NATO ülkelerinin katılımı söz konusudur. Bence İngiliz üslerinin kullanılması Kıbrıs konusunu hiç etkilemez çünkü İngiltere bu üsleri istediği gibi kullanabilir. Bu Kıbrıs anlaşmalarında açıkça belirtilmiştir. Oralar İngiliz toprağıdır ve kimseye izahat vermek zorunluluğunda değiller. Ancak bu üslerin Kıbrıs’ın güvenliğini her zaman etkileyeceğini de unutmamamız gerekir. Genelde de riskli bir durum olduğuna inanıyorum.

“İNGİLTERE KIBRISLILARI TEHLİKEYE SOKUYOR AMA BU UMURUNDA DEĞİL”

• Soru: İngiliz üslerinin Suriye’ye müdahalede kullanılması Kıbrıs’ı güvenlik açısından nasıl etkiler?
• Prof. Dr. Yeşilada:
Elbette bir tehlike yaratır. Suriye’nin saldırıya karşı vereceği cevabı kimse tahmin edemez. Suriye elindeki füzeleri Kıbrıs’taki İngiliz üslerine ve bilhassa Türkiye’ye karşı kullanabilir. Bunu yapabilecek kapasiteleri var. Türkiye’deki patriot füzeleri İncirlik Üssu’nü ve İran’dan İsrail’e atılabilecek füzeleri vurmak için oradalar. Ancak Kıbrıs’taki üsleri korumak için böyle bir önlem alındığını bilmiyorum. Bu SCUD füzeleri pek de hedeflerini bulan füzeler değil. Bunu da ele alırsak Kıbrıs’ın tehlike içerisinde olduğunu anlamak zor değildir. İngiltere Kıbrıs’taki üslerini aklına estiği gibi kullanarak Kıbrıslıları tehlikeye sokuyor ama bu umurunda değil. Bu üslerin Kıbrıs probleminin çözümü ile birlikte adadan kaldırılmasının ne kadar önemli olduğunu yine görmüş bulunuyoruz. Kıbrıs’ın İngiltere ve ABD’nin uçak gemisi olmaktan kurtulması lazım.

“KIBRIS, ABD İÇİN ŞU ANDA O KADAR ÖNEMLİ DEĞİL”

• Soru: Kıbrıs sorunundan bahsetmişken, ABD’nin Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak daha aktif bir şekilde devreye gireceği ve taraflara bir çerçeve anlaşması imzalattıracağı öne sürüldü. Son dönemde Maraş da sürekli gündeme geliyor. Maraş’ın Güney Kıbrıs’a verilmesi konusunun ABD tarafından olumlu karşılandığı da Rum basınında yer aldı. Sizce Amerika’nın bu konudaki amacı nedir?
• Prof. Dr. Yeşilada:
ABD Maraş bölgesinin Rumlara verilmesini her zaman olumlu bir adım olarak görmüştür. Bunda değişen birşey yok. Maalesef Kıbrıs, Suriye ve Mısır gibi sorunlar varken, şu anda ABD için o kadar önemli bir konu değildir. Yine de ABD Kıbrıs’ta çözüm için perde arkasından ve gerektiğinde açıkça BM görüşmelerine destek vermeye devam edecektir. Ancak her iki toplum lideri ABD önerilerinin diğer toplumun tutumunu desteklediğini sanarak çözümden uzaklaşmaktadır.

Bu haber toplam 2332 defa okunmuştur