Hüseyin ÖZBARIŞCI

Tanya Kilitkayalı bir Kıbrıslı Türk ve gastronomi bölümü mezunu… Türkiye’de bir televizyon kanalında ‘Masterchef’ isimli yarışmaya ikinci kez katılarak gururumuz oldu, Kuzey Kıbrıs’ı en iyi şekilde temsil etti. Geçtiğimiz hafta yarışmadan elenip Kıbrıs’a dönüş yapan ve kendi restoranında lezzetli yemeklerini müşterilerine sunan Kilitkayalı, YENİDÜZEN’e konuştu, yarışmada geçen günlerini ve geleceğe dair hedeflerini anlattı.

Kilitkayalı, bir kitabının yayımlandığını, ikinci ve üçüncü kitaplarını da yayımlamak için çalışmalarının sürdüğünü aktararak, bu yola çıktığında amacının Kıbrıs mutfağını tanıtmak ve Kıbrıs kültürünü en iyi şekilde temsil etmek olduğunu söyledi. Mayıs ayında İskele’de açtığı ‘Epic Burger’ isimli restoranında kısa sürede iyi işler başardıklarına dikkat çeken Kilitkayalı, ileriye dönük projelerin de olduğunu ve bu projeleri hayata geçirmek için çalışmalarına devam edeceğini belirtti.

Geçtiğimiz haftalarda yarışma devam ederken, bir başka televizyon programında, yarışmada kullandığı Kıbrıs şivesi ile ilgili yapılan sert eleştirilere de yanıt veren Kilitkayalı, “Kıbrıs’tan birçok kişi videoyu yolladı ve ben öyle gördüm. Görünce sinir olmuştum. Böyle durumlarda öfkeyle hareket etmememiz ve kontrollü olmamız gerekiyor. Ama insanlar da şunu bilmeli ki, sevmek ve dalga geçmek arasında çok ince bir çizgi var. Buna dikkat etmek gerekiyor” dedi.

Gerek eleştirildiği sırada, gerekse ilk andan beri Kıbrıs Türk halkından kendisine büyük destek olduğunu da söyleyen Tanya Kilitkayalı, destekleyen herkese teşekkürlerini iletti.

“İkinci kez katılabildiğim için çok gururlandım”

Türkiye’de iki kez ülkemizi temsil edip, bizlere büyük gurur yaşatan Tanya Kilitkayalı, kendisine ikinci kez davet geldiğinde çok gururlandığını aktardı, “Aradıkları zaman çok heyecanlı ve endişeliydim ama sonu güzel olduğu için mutlu oldum” dedi.

Kilitkayalı yaşadıklarını şöyle anlattı:

“İlk Masterchef yarışmasına katıldığımda benim için güzel bir deneyimdi ve o yarıda kalmıştı. O zamanlar erken elendiğimi düşünüyordum. ‘All Star’ (en iyiler) için aradıkları zaman çok heyecanlandım. Yine bir eleme olacaktı ve kafamda ‘Ya en iyiler arasına giremezsem’ düşüncesi vardı ve endişeliydim. Giremeyen arkadaşlarımız da vardı ancak ben ikinci gün ekibe dâhil oldum ve en iyilerin arasında ben de yer aldım. Bu benim için çok güzel bir gurur. Çünkü zaten ben birinci yarışmada başarı elde ettim. İkincide giremesem kendimi çok kötü hissederdim. Aylarca orada kalabildiğim için çok mutlu ve gururluyum. Zaman içerisinde 3’üncü yarışma için davet gelirse açıkçası artık gitmeyi istemem. Zaten iki kez katıldım. Benim için ikisi de çok başarılı geçti. İlk yarışmada 12’nci olmuştum. Her ne kadar şimdi 14’üncü olsam da biz ekibe girdiğimizde 32-34 kişiydik. Ben o kişilerin arasından 14’üncü oldum. Bu benim için zaten büyük bir başarı. O yüzden üçüncü bir davet olursa işlerim de yoğun olur ve muhtemelen gitmem.”

“Demet Akalın benden özür diledi, yanlış anlaşıldığını söyledi”

Başka bir televizyon programında Kıbrıs şivesi kullanması sebebiyle eleştirilerin odağında olan Tanya Kilitkayalı, söz konusu görüntüler hakkında da konuştu, görüntüleri izlediği zaman sinir olduğunu söyledi. Sonrasında sanatçı Demet Akalın ile görüştüğünü aktaran Kilitkayalı, Akalın’ın kendisinden özür dilediğini ve yanlış anlaşıldığını kendisine söylediğini aktardı.

 Kilitkayalı, konu hakkında şöyle konuştu:

“Bizim konuşmamız oradaki insanlara farklı geliyor. Mesela Karadenizli insanlar da öyle. Bazı insanlar bunu dalga geçerek yapıyor, bazı insanlar da gerçekten çok sevimli bulduğu için yapıyor. Mehmet Şef de aslında konuşmamla ilgili bunu yapıyordu ancak o bizim konuşmamızı çok sevdiği için ben onu fark edebiliyordum. Yarışmadayken sanatçı Demet Akalın’ın videosunu gördüğümde çok sinir olmuştum. Çünkü sempatik bir şekilde yapmak var, bir de dalga geçermişçesine yapmak var. Paylaşımım da o yüzden olmuştu. Daha sonra Demet Akalın ile görüştüm, o da bana aslında yapmak istediğinin o olmadığını ifade etti. İnsanlar konuşmamızı sevdiklerini söylüyorlar ama yüz ifadelerine de dikkat etmeleri lazım. Özellikle ekran önündeki insanlar bizim gibi konuşmaya çalışırken başka durumlara düşebiliyorlar. Aynen bu konuda olduğu gibi… Sevmek ve dalga geçmek arasında çok ince bir çizgi var. Bu videoyu aslında ben görmemiştim. Bana Kıbrıs’tan birçok kişi videoyu yolladı ve ben öyle gördüm. Görünce sinir olmuştum. Daha sonrasında babam da aynı görüntüleri gördü ve öfkelendi. Babam ‘Dön gel’ çağrısı yaptı ancak ben o yüzden elenmedim. O görüntüleri izleyen insanların benimle dalga geçildiği gibi görülüyordu, o yüzden ailem de doğal olarak sinir olup, üzülmüştüler. Böyle durumlarda öfkeyle hareket etmememiz ve kontrollü olmamız gerekiyor diye düşünüyorum.”

“Geleceğe dair projelerim var”

Kilitkayalı, ileriye dönük projelerin olduğunu ve bu projeleri hayata geçirmek için çalışmalarına devam ettiğini belirtti.

Kilitkayalı şöyle konuştu:

“Ben bu yola çıktığımda kendime bir hedef koymuştum. Kıbrıs mutfağını tanıtmak istiyordum. Bununla ilgili ilk kitabım yayımlandı, ikinci ve üçüncü kitabımı bitirip yayımlamayı istiyorum. Onun dışında 7 ay önce açtığımız ‘Epic Burger’ restoranımızla ilgili birkaç tane daha projelerimiz var. Onları da hayata geçirmek istiyorum.”

“Tüm Kıbrıs halkına çok teşekkür ediyorum”

Söz konusu videonun ardından, daha fazla destek gördüğünü ifade eden Kilitkayalı, “Tüm Kıbrıs halkına çok teşekkür ediyorum. Beni her zaman desteklediler” dedi. Paylaşım yaparken bu kadar etkileşim alacağını düşünmediğini belirten Kilitkayalı, “Demek ki, herkes benim gördüğümü gördü ve bana inanılmaz destek çıkıldı. Her görüp arayan bana aynı şeyi söyledi. Zaten Turizm Bakanımız Fikri Bey de bana destek çıktı. O yüzden herkese ne kadar teşekkür etsem az” şeklinde konuştu.

“Etrafınızda 20 adet kamera var ve sizi takip ediyor”

“Ekran karşısına çıkmak ve sizi milyonlarca kişinin izlediğini bilmenin heyecanı hep vardır” diye yarışmadaki heyecanını dile getiren Tanya Kilitkayalı “Etrafınızda 20 adet kamera var ve sizi takip ediyor. Bir yerden sonra o heyecanını yeniyorsunuz ama söz size geldiğinde yine aynı heyecanı her seferinde duyuyorsunuz” dedi.

“Yaptığımız işin her zaman en iyisini yapmaya çalışıyoruz”

Kilitkayalı, spesifik yemek yapmadığını ve genelde soğuk alana daha yatkın olduğunu söyleyerek, soğuk tabaklarının daha iyi olduğunu belirtti. Kilitkayalı, en iyi yaptığı yemekler arasında makarna çeşitleri olduğunu da ifade etti. 6 Mayıs’ta ‘Epic Burger’i açtığını belirten Kilitkayalı, “

“Yaptığımız işin her zaman en iyisini yapmaya çalışıyoruz. İnsanlara basit bir burger gibi gelebilir ama biz onun da en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Yaparken kültürümüzü de yansıtmaya çalışıyoruz. Ülkemize özel ürünler kullanmaya da özen gösteriyoruz” dedi.

Restorana Türkiye’den de birçok müşteri geldiğini ifade eden kilitkayalı, “Hem kültürümüzü devam ettirebilmek, hem de yapabileceğimizin en iyisini yapabilmek için yola çıktık. Şu anda her şey çok güzel gidiyor. Güzel bir ilgi vardı, o ilgi devam ediyor. Başka yerlerde yapılmayanları deniyoruz, bunu da gelen yorumlardan çok iyi yapabildiğimizi görüyoruz. Her şey istediğimiz gibi gidiyor. Başka bölgelere de yayma hedefimiz var ama önce bütün işi standardına oturtmamız gerekiyor. Yani burada yapılanla, açacağımız diğer şube de bire bir aynı lezzette olmamız lazım. Bunun için de biraz zaman gerekecektir.” İfadelerine yer verdi.

“Bütün arkadaşlarımı çok seviyorum, hepsi de başarılı”

Katıldığı yarışmada bulunan jüri üyelerine sevgisini anlatan Kilitkayalı “3 jürimizin bendeki yeri hepsinin farklı ve hepsine çok farklı bir sevgi-saygı bağım var. Onlar benim için her zaman çok özel, değer verdiğim kişilerdir. Yarışmacı arkadaşlarımla da pek bir sıkıntım olmadı. Bütün arkadaşlarımı çok seviyorum, hepsi de başarılı…” şeklinde konuştu.

“Çok üzücü bir durum… Okuluma her zaman elimden geldiği kadar destek veriyorum”

Son olarak, Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin (DAÜ) yaşadığı mali kriz hakkında da konuşan Tanya Kilitkayalı, “Çok üzücü bir durum” dedi.

Kilitkayalı şunları söyledi:

“Bence Doğu Akdeniz Üniversitesi bu adadaki en önemi üniversitelerden bir tanesidir. Özellikle İskele ve Mağusa bölgesi için çok önemli. Ben hem oradan mezunum, hem de yarı zamanlı da olsa orasının personeliyim aslında. Böyle mali bir krizin içerisinde olması çok üzücü bir şey… Okuluma her zaman elimden geldiği kadar destek veriyorum.”