Kıbrıs sandığındaki itirazı görmezden gelenler!
Erdoğan ve AKP Türkiye’sine Kıbrıs’ta yaşayan TC seçmeninden onay çıkmadı.
Bunu “görünmez” yapmaya çalışanlar var.
Anmıyorlar!
Sorgulamıyorlar!
Dile getirmiyorlar!
Kimler mi?
Erdoğan’a tapınanlar ve işin aslı onun sırtından makam, statü, maaş devşirenler.
Türkiye’de köpürtülen milliyetçilik buralarda pek tutmadı.
Kapı kapı gezmelerine rağmen….
***
Türkiyeli bir akademisyenle konuşuyorum.
“O’nun yüzünden Kıbrıs’a kaçtık, yine de kurtulamadık, nasıl oy verelim” diye özetliyor duygusunu…
Kahramanmaraşlı simitçi, “İnanamıyorum” diyor, “Daha ne kadar sefalet görecekler ve halen bu adama oy veriyorlar.”
Hataylı berberim Alevi…
“Bizim orada Alevilerin tümü Bay Kemal’e çalıştı, deprem nedeniyle Kıbrıs’a gelenlerin çoğu da öyle… Bunlar muhafazakar insanlar değil. O nedenle burada CHP oyu çok daha fazla…”
Deprem bölgelerinde Erdoğan’a verilen oyları sorguluyorum:
“Bu dünyayla ilgileri yok” diyor.
Celladına aşk üzerinden bir benzetme ile yorumluyor kimileri…
Türkiye’de gericiliğin çok daha tarihsel sebepleri olduğunu düşünüyorum.
Ne Erdoğan’la başladı, ne de AKP’yle bitecek.
***
En ilginci Kıbrıs kökenli ancak TC yurttaşlığına sahip “Ulusal”cı bir tanıdığım…
“Vallahi da billahi de CHP’ye oy verdim” diyor, kendisine inanmayacağımı düşünerek yemin ediyor.
“Elimizi verdik, kolumuzu da kaptırdık, kendi başkanımızı bile seçtirmediler, tadı tuzu kalmadı bu işlerin” sözüyle kendince gerekçelerini ortaya koyuyor.
Müdahaleye tepki için milliyetçi ancak Kıbrıs kökenli pek çok arkadaşının da CHP’ye oy verdiğini anlatıyor.
Kıbrıs kökenli TC seçmeni sayısının çok fazla olduğunu sanmıyorum.
Yine de AKP ya da Erdoğan’a bu çevrelerden çok az oy gittiğini düşünüyorum.
1974 öncesinde Kıbrıs’a evlenen bir Türkiyeli büyüğümle konuşuyorum, CHP’ye oy verme gerekçesi olarak, Türkiye’ye alınmayan gazeteciler, aydınları gösteriyor.
“Bu muameleyi düşman dedikleri dahi insanımıza yapmadı” diyor.
Diyarbakırlı bir tanıdığım var, Kürt kökenli, Mesarya’dan…
“Haritayı gördün mü” diyor, Güneydoğu’nun tümden farklı bir renge boyandığını anlatarak.
Soruyor, “Ne dersin, egemen eşitlik üzerinden orada da müzakereler başlar mı?”
Kıbrıs’ta yaşadığı için şanslı, Türkiye’de esprisi dahi olmazdı bunun!
Türkiye'nin kültür, etnik ve dini kimlikler, sosyal ve ekonomik statüler temelinde çoklu parçalara bölünmesi, milliyetçiliğin yükselmesi, hınç dilinin öne çıkması sanırım endişe edici boyutta…
***
Yine adamıza dönecek olursak…
55 bin TC seçmeni oy kullandı Kıbrıs'ta...
Öyle tahmin edildiği gibi 100 binin üzerine çıkan bir yoğunlaşma olmadı.
Yine de küçümsenmeyecek bir rakam...
Erdoğan'ın oy oranı yüzde 37'yle sınırlı kaldı, Kılıçdaroğlu yüzde 55'i aştı.
Milletvekili seçiminde de AKP'si MHP'si yüzde 37.9 oy aldı.
CHP ve İyi Parti yüzde 43.5.
İşin içine Emek ve Özgürlük İttifakı'nı da katarsak yüzde 55.8'e ulaşan bir değişim talebi söz konusu…
Kıbrıs sonucuna yönelik bir yorumu var mı Tatar'ın Üstel'in Ertuğruloğlu'nun Feyzioğlu'nun Ünsal'ın...
Ada'daki yenilgi sonrası Erdoğan'ın "memurlarına" yönelik bakalım nasıl bir tasarrufu olacak?
***
Kıbrıs’ın sol siyaseti için de önemli bir potansiyel var ortada…
Çok daha iyi işbirliği, diyalog ve dayanışma gerekiyor bu çevrelerle…
Yeni bir Kıbrıs inşasında ortaklaşmak önemli…
Böyle gitmeyecek çünkü…
Değişim isteyenler yarıdan fazla
Ekmeği değil bayrağı, özgürlükleri değil milliyetçiliği, bilimi değil dini çoğaltan bir yer Türkiye…
Son seçimlerden kendi adıma umutlu çıktım; dönüşüm başladığına inanıyorum halen…
Nihayetinde Türkiye dünyanın modern ülkelerinden biri değil.
Hem milliyetçilik, hem de din gibi iki ciddi uyutucu, uyuşturucu ve parçalayıcı akım var.
Eşit, adil ve demokratik bir seçim yarışından söz etmek de fazlaca iyimser olur.
Medya ve iletişim kanalları tam bir kontrol altında…
Gözaltılar, baskılar, tutuklamalar arasında ilerliyor Türkiye’de hayat…
Kamu kaynağı ve gücü iktidarın elinde…
***
Seçime dair en kapsamlı analizi Sertuğ Çiçek’ten okudum.
“Türkiye’de korku duvarları yıkılıyor” başlıklı yorumumu kimileri fazla iyimser buldu ya…
AKP'nin 2018 seçimine göre oy oranı yüzde 42,56'dan yüzde 35,49'a düştü.
Seçmen sayısı 4 milyon 375 bin 212 artmasına karşın AKP'nin oyları 2,2 milyondan fazla azaldı.
Evet “milliyetçilik” yükseldi.
Sertuğ Çiçek’in yorumuyla…
“Dikkatimizi çeken bir nokta Türkiye'de aşırı sağ / sert milliyetçi çizginin hiç olmadığı kadar güçlenmiş olmasıdır. MHP, İYİP, BBP'ye DİĞER kategorisi içinde yer alan Zafer Partisi'nin 1,2 milyon oyunu da eklersek sert milliyetçi / aşırı sağ partilerin oylarının toplamı 12,4 milyonu geçerek yüzde 23'e yaklaşıyor.”
Ama…
Erdoğan da çoğunluğunu kaybetti.
“Hepimiz beş yıl öncesine göre daha fakiriz, bunların önemli olduğunu sanıyordum ancak halkımızın çoğunluğu için bunların o kadar da önemli olmadığını öğrenmiş oldum” diyen Mehmet Y. Yılmaz’ın yılgınlığına rağmen şimdi çok daha berrak bir mücadele alanı var.
Türkiye’de “değişim isteyenler” çok daha fazla şimdi…
Ada’nın toplam nüfusu 1.3 milyon mu?
Kıbrıs’ın kuzeyine dair nüfus verileri hep tartışmalıdır.
Giriş çıkışlarda ‘güya’ kayıt var.
Mobil telefon verileri, okullarda çocukların kayıtları, muhaceret raporları, banka dokümanları, çalışma ve ikamet izinleri birleştirilse, hiçbir özel sayıma gerek kalmadan nüfus da ortaya çıkacak.
Ama tüm bunlar için irade, organizasyon, planlama, çalışma gerekiyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Kıbrıs için hazırladığı "2022 Uluslararası Dinî Özgürlükler Raporu"nda gördüm, Kıbrıs'ın toplam nüfusu 1.3 milyon olarak veriliyor.
Bunun 918 bini güneyde...
382 bini kuzeyde…
Çok aklıma yatmadı.
Rapora göre güneyde nüfusun %89,1'i Ortodoks Hristiyanlar ve %2,9'u Latinler olarak bilinen Roma Katolikleri... Diğer dini gruplar arasında Protestanlar (%2), Müslümanlar (%1,8), Budistler (%1), Maruni Katolikler (%0,5) ve Ermeni Ortodokslar (%0,3) ile az sayıda Yahudi, Yehova Şahidi ve Bahailer bulunuyor.
Kuzeye dair “tahmin” yürütülüyor ve yüzde 97 nüfusun “Müslüman” olduğu notu düşülüyor.
Ülkenin baş hahamı Yahudi sayısını 6.000 olarak tahmin ediyor. Yehova Şahitlerinin bir temsilcisi grubun 2.600 üyesi olduğunu söylüyor. Yeni göçmen grupları çoğunlukla Roma Katolikleri, Müslümanlar, Hindular ve Budistlerden oluşuyor.
Raporda şu ifadeler dikkat çekici: "Hükûmet (Kıbrıs Cumhuriyeti), ziyaretçilerin miras alanı olarak belirlenen 19 camiden sadece altısına ve bu alanlarda bulunmayan diğer iki caminin erişimine izin vermiştir. Açık olan sekiz camiden yedisinde beş vakit namaz kılınabiliyor ve yedisinde de gerekli yıkanma ve abdest alma olanakları mevcuttur."
Kıbrıslı Rumların dinî hizmetleri için kuzeye yaptığı 173 talepten 107'sinin onaylandığı da rapora yansımış.
Katar hükümetinin Limasol Ulu Camii'nin restorasyonu için 1,2 milyon Euro bağışta bulunduğunu da yine bu rapordan öğreniyorum.
Limasol’da kaç kişi gidecek camiye?
Katar hükümeti keşke gelse kuzeyde okul yapsa…