Kıbrıs şarkıları, iki dil, tek yaşanmışlık…
15 Aralık’ta Kıbrıs müzikleri Avustralya’da Sidney Operasında sunuldu. Organizatörlerin de dediği gibi bu, tarihi öneme sahip bir konserdi
Kıbrıs geleneğine sıkı sıkıya bağlı etkinliklerde, genellikle Kıbrıs şarkıları dinleriz… Ancak Kıbrıs müziği, dünyanın en ünlü operalarından biri olabilir.
15 Aralık’ta Kıbrıs müzikleri Avustralya’da Sidney Operasında sunuldu. Organizatörlerin de dediği gibi bu, tarihi öneme sahip bir konserdi. Zira ilk kez Sindey Opera Evi, Kıbrıs’ın geleneksel şarkılarına ev sahipliği yaptı.
ORTAK KÜLTÜRÜ HATIRLAMAK
İki Kıbrıslı Türk yetenek, duygularını şu sözlerle paylaştı:
“İnsanlar ortak kültürlerini ve uzun süre birlikte yaşanmışlıklarını unutuyorlar. Bizim hatırlatmak istediğimiz buydu. Konser, Sidney Opera Evi’nin internet sayfasında Kıbrıs insanı için sevgi, cesaret ve umut dolu bir eylem olarak nitelendirildi. Yapılan yorum şuydu: Eğer bir konser sizi saatler sonra da heyecanlandırırsa, bu konserin mükemmel geçtiğinden emin olabilirsiniz.”
“GERÇEK BİR SİHİR”
Gösterinin yönetmenlerinden Dr. Ayşe Göknur ve Dr. Yalçın Oytam ile konuştuk. Ayşe, başarılı bir soprano. Metropolitan Opera ve Kraliyet Müzik Koleji'nde okudu ve Sydney Opera Evi’nde sahne alıyor.
Yalçın gündüz kamu görevlisi, geceleri de şair ve müzisyen… Bu konser, Ayşe’nin yorumunun yanı sıra, Ahilleas ve George’un da katılımı ile gerçek bir sihre dönüştü.
Ayşe ve Yalçın, konserin, Kıbrıs’ın tarihini, adadaki iki toplumun ayrılığını ve insanları birleştiren bağları ifade ettiğini söyledi.
“IRKÇI…”
Hem Ayşe, hem de Yalçın, adanın felaketlerinin esas nedeni olan ırkçı milliyetçilikten ve bunun sonucunda da insanları birleştiren müzik, gelenek, kültür ve ortak yaşanmışlıkların unutulduğundan söz etti. Yalçın “ırkçı milliyetçilik nedeniyle insanlar ortak kültürlerini ve uzun yıllar bir arada yaşanmışlıklarını unutuyorlar. Biz bunları olumlu şekilde hatırlatmak istiyoruz ve bunun için Ayşe’nin sesinden daha güzel bir yöntem yoktu” dedi.
Ayşe “tek bir Kıbrıs, tek bir halk vardır. Bunu Kıbrıs’ın şarkılarıyla hatırlatıyoruz. Bu şarkıların çoğu adanın her iki dilinde yazılmıştır” şeklinde konuştu.
YASEMİN… DOLAMA
Yalçın “bunu yapabilmek için şarkıları dikkatli bir şekilde seçtik. Kıbrıslı Türk şair Neşe Yaşın’ın da konserde yer alması gibi, seyirciler için birçok sürpriz olsa da, konserin repertuarında Yunanca “Yasemin’in” ve her iki dilde “Sirto/Dolama’nın” aynı zamanda genç bir Müslümanla genç bir Hristiyan’ın aşkından söz eden “Sabahın Seher Vahdında” şarkısının yer almasıydı.
Yalçın, bu galada 600 yıllık Kıbrıs müziğinin, etnik açıdan ve dini ayrı aşk hikâyelerini konu alan güzel şarkılarla sunulduğunu söyledi. Ayşe, söz konusu konserin yapılacağı duyurulduğu zaman, milliyetçilerin buna tepki gösterdiklerini ifade ederek “ancak biz kararlıydık. Zira bu konserle tam olarak göstermek istediğimiz şey, Kıbrıslıları, ortak bir tarihin, ortak bir kültürün aynı zamanda bölünmenin acılarının birleştirdiği mesajıydı.”
BARIŞ ÇAĞRISI
Bu konser önyargı ve milliyetçiliğe karşı barış ve direniş çağrısıydı. Amaç basit, aynı zamanda karmaşıktı: Toplumun iki tarafını ortak bir kutlamada bir araya getirmek… Bu mümkündü ve gerçekleşti. Çünkü sevginin ve azmin göstergesi olan Kıbrıs şarkıları yoluyla her şeyin üstesinden gelinebilir.
Konser fikrinin nasıl doğduğu sorusuna Ayşe, annesinin ve hemen ardından teyzesinin ölümünden sonra, Kıbrıs’ı ziyaret ettiğini, adanın kendisini heyecanlandırdığını ve bu fikrin ortaya çıktığını söyledi.
Ayşe, “bu fikir ortaya çıktı, çünkü Kıbrıs’a gelip köklerimi aradığımda adaya aşık oldum. Annemin ve dedemin anısına bir konser vermek ve her iki dilde de şarkı söylemek istedim, çünkü ayrılığa inanmıyorum. Beni teşvik eden buydu” dedi.
Ayşe, Avustralya’ya geri döndüğünde Sydney’de bir tavernaya gittiğini ve orada bir grup Kıbrıslı Rum ile görüştüğünü, onlar için Rumca şarkı söylediğini belirtiyor. Onlardan aldığı olumlu tepki, onun fikrini gerçeğe dönüştürmesi için motivasyon oldu. Bunu Yalçın’a anlattı, fikir Yalçın’ı çok heyecanlandırdı. Yalçın şarkıların seçiminde de kendisine yardımcı oldu.
Grubun diğer üyeleri buzukide Ahilleas Yankulis, bağlamada Gazi Yalçın ve vurmalı çalgılarda George El Asar’dı. Konserin gerçekleşmesi süreci, annesini kaybetmesinden dolayı Ayşe için çok duygusal geçti.
(Anna Mişauli / Dialogos)