KIBRIS SİYASETİ’NDE MİLLİYETÇİLİK...
Sayları az da olsa “barış ve çözüme” bir yapıtaşı koyan yazarlar da var, her iki tarafta da…
KIRIAKOS CAMBAZIS’TEN
KIBRIS SİYASETİ’NDE MİLLİYETÇİLİK...
Yıllardır, sağırlar – körler – ön yargılılar ve emir erleri sayesinde “umut ve barış” yerine hep kini, nefreti ve psikolojik yıkımı, hatta vur-kırı pompalayan ülkemizdeki her iki tarafın – Rumlar ve Türklerin – bir türlü akıllarını başlarına almayarak, ülkemizin acılarını derinleştirenler karşısında… Sayları az da olsa “barış ve çözüme” bir yapıtaşı koyan yazarlar da var, her iki tarafta da…
İşte bunlardan biri de, Kiriakos Cambazis’tir; ki, okuyanlar hemen anlayacaklardır: Bu gün konu edeceğim onun Türkçe’ye çevrilen ikinci kitabıdır. İlk kitabı, “Kıbrıs Devleti üzerine – Partenojenez” de bu ikinci kitabı gibi, - bu konuda gerçekten önemli bir işlev yüklenen, “Galeri Kültür” tarafndan yayınlanmştır – ki bu, Galeri Kültür’ün, dilimize kazandırdığı bu türdeki (15.) kitaptır.
KIBRIS SİYASETİNDE MİLLİYETÇİLİK...
Kiriakos Cambazis, 1946 yılında Rum ve Türklerin ortak yaşadığı ‘Afanya’ köyünde doğmuş. Kiev üniversitesi, Hukuk Bölümü’nü bitirip, Moskova Üniversitesi’nden Doktorasını almıştır. Bu, onun (9.) kitabı.
Bu kitabında, Kıbrıs Sorununun çözümsüzlüğünü çok somut veriler ve araştırmalar ışığında, her iki tarafın da “milliyetçilik ve onun her iki tarafı da içine ittiği, somutlaşmış, adeta taşlaşmış, ön yargılar, düşünceler, dayatmalar… ve, bu konuda, özellikle de ‘Kilise’ ve hep aynı monoton ve dogmatik siyasi söylemler + ‘sol kesimin tavrı ve siyasetlerini de’ derin bir araştırma ile masaya yatırarak, bizleri de o masanın etrafında toplayıp, yepyeni kanallar açmaya çağırmaktadır ülkemiz huzur ve barışı konusunda…
O yüzden,bu kitap görmezden gelinmeyerek, bir kenara itilmeden satın alınıp altı çizilerek okunmalı, başta kendimiz olmak üzere, derin bir sorgulamanın kanalları açılmalıdır…
YAZARINI DİNLEYELİM…
Kitabın, “Giriş” bölümünden yazarın değindiği konuların çok kısa bir özetini vereyim:
“Sosyal ve psikolojik temellere dayalı milliyetçi gösterileri ortaya çıkaran, yürüten mekanizmaların incelenmesi, sadece siyasi alanda değil, ırkçılığın, geniş insan kitleleri üzerinde sürdürdüğü derin etkiden dolayı akademik alanda da büyük önem kazanmaktadır…
(…) Her tür miliyetçilik aynı özellikleri taşımakta ve aynı yayılma yöntemlerini kullanmaktadır. Elbette, milliyetçiliğe karşı durabilmek kolay bir iş değildir. Sonu ve başı olmayan milliyetçilik, bir sorundan değerine kaymakta, efsaneleri gerçeklerle öylesine derinde karıştırmaktadır ki, artık neyin efsane neyin gerçek olduğunu bulmak çok zor hale gelmektedir.
(…) Bu eseri, milliyetçiliğin, büyük toplum kitlelerine nüfuz edebilmesi için kullandığı mekanizmaları ve aldığı şekilleri inceleme amacı duyan herkes için kaleme aldım…
DAHA YAKINDAN…
Gelin kitabın içeriğiyle ilgili konulara daha yakından bakalım: Ben başlıkları vereyim, içeriğini okumayı size bırakarak…
• Günümüzde Milliyetçilik
• Milliyetçiliğin Özellikleri
• Milliyetçi Psikolojiyi Yapılandıran Faktörler.
• Milliyetçi Psikoloji Vebası
• Tarih ve sosyal Psikolojinin Ayrılmazlığı
• ‘Biz’ ve ‘Ötekiler’ Arasındaki Diyalektik İlişki
• Milliyetçi Psikolojide Etno-Merkeziyetçilik
• İnançların Rolü
• Milli Basmakalıplar
• Çoğunluk – Azınlık Bağlamında Milliyetçi Psikolojinin Doğusu
• Milliyetçi Psikolojide Şiddet
• Korku ve Milliyetçilik
• Etnik Önyargılar
• Milliyetçi Arzular
• Milliyetçi Propaganda
• Kıbrıs Neo-Milliyetçiliği
• Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Bağımsızlık İlanı:
• Ulus Yaratmadaki Sorun ve Beklentiler
• Son Söz
• Ek: BM Genel Sekreterliğine Yazılan mektup
SON SÖZ OLARAK
Kriakos Cambazis, bu Kıbrıs Çıkmazı’nda zor olana, en hassas olana, “Milliyetçiliğe” girişmiş… Ama, bunun altından da başarı ile kalkmış… Bu kitap bizi yakan, bunca yıldır perişan eden bu konuyu başarıyla işliyor…
Alın, bu kitabı okuyun…
İçinde, yaşadığımız günlerde – olaylarda, “kritik düşünceye” şiddetle ihtiyacımız olduğu bir gerçektir. Yıllardır, çoğumuz, körü körüne saplandığımız onca yakıcı-yıkıcı düşünceler – yaptırımlar… Başkalarının söylediği – buyurduğu şeylere sorgusuz sualsiz inanmamız… Basmakalıp düşüncelere, kişilere, sloganlara, hükümetlere kendimizi kaptırmanız… Hiçbir şeyi aklın ve bilginin süzgecinden geçirmememiz, bizi pek çok gerçeğe varmaktan alıkoyan zincirlerimiz olmuştur. Bilelim ki,
“Toplumsal sorumluluk bunun çok ötesini gerektirmektedir...