Kıbrıs sorununa "Taksitli çözüm"
Anastasiadis’in müzakere grubu danışmanlarından hukukçu Polis Poliviu, birkaç ay önce Anastasiadis’e sunduğu “Kıbrıs Sorunu: Başka Bir Yaklaşım” başlıklı önerisini dün basınla paylaştı
Kıbrıs Rum müzakere grubu danışmanlarından hukukçu Polis Poliviu, birkaç ay önce Kıbrıslı Rum lider Anastasiadis’e de sunduğu “Kıbrıs Sorunu: Başka Bir Yaklaşım” başlıklı önerisini dün basınla paylaştı.
Poliviu, "parça parça çözüm" olarak anılan Kıbrıs sorununa “taksitli çözüm” önerisini kamuoyuna açıkladı.
“TAKSİTLİ ÇÖZÜM”
Politis “Taksitli Çözüm… Poliviu Kıbrıs Sorununa Evrimsel Prosedür Öneriyor” başlıklı haberinde Anastasiadis’in müzakere grubu danışmanlarından hukukçu Polis Poliviu’nun, birkaç ay önce Anastasiadis’e sunduğu “Kıbrıs Sorunu: Başka Bir Yaklaşım” başlıklı önerisini dün basınla paylaştığını yazdı.
Gazeteye göre, “Kıbrıs sorununa kapsamlı çözüm bulunmasından önce, mevcut Kıbrıs Cumhuriyeti çerçevesinde otonom bir Kıbrıs Türk bölgesi işlemesini gündeme getirecek önlemlerin peyder pey ve peş peşe uygulanmasıyla ilgili bir yol haritası” olan 37 sayfalık önerisinde Poliviu “her şeyde anlaşılana kadar hiçbir şeyde anlaşılmış değildir” ve “yeni devlet sistemi, planın referandumlarda onaylanmasının hemen ardından yürürlüğe girmesi gerekir” ilkelerinin terk edilmesini öneriyor.
Poliviu’nun, “iki yıllık olacağı” tahminiyle basına açıkladığı “yol haritası” şunlardan oluşuyor:
- Maraş ve çevre bölgesinin, kent limanının ve Timbu (Ercan) Havaalanı’nın açılmasıyla eşzamanlı iadesi,
- Serbest dolaşımın (yerleşim değil) formaliteler olmadan tesis edilmesi, Türk askeri gücünün yarısının çekilmesi, UNFICYP’in (BM Barış Gücü) güçlendirilmesi ve Avrupa Polis Gücü kurulması
- Bağımsızlıktan önce yürürlükte bulunan mevzuat temelinde Kıbrıslı Rumlar ile Kıbrıslı Türklerin ortak şirketler vasıtasıyla mesleki işbirlikleri için izin temin edilmesi ve çözüm olup olmamasına bakılmaksızın ‘iki toplum arasında mümkün olan her ekonomik ve kültürel işbirliğinin büyütülmesi.’
- Kıbrıs Türk bölgesinin, toprağın tamamının yüzde 28,5 ile 28,6’sında (tarafların Crans Montana’da sundukları oranların arasında) olması için toprak ayarlaması yapılması ve ardından, Avrupa müktesebatının Kuzey’de uygulanmaya başlaması.”
Polis Poliviu bu aşamada “kapsamlı çözüm bulunması için yönetim, mülkiyet ve göçmenlerin geri dönüşünü da içerecek müzakerelerin başlayabileceğini veya devam edebileceğini” düşünüyor.
Gazeteye göre “yol haritasına hidrokarbonlar, Kıbrıs’ın Türkiye ile ilişkileri (Türkiye’nin üyelik süreci de dahil) ve garantiler konuları da eklenebileceği” görüşünde olan Poliviu, “hiçbir şeyin, Rum yönetiminin çaba uygun noktaya geldiğinde değerlendirilecek hidrokarbon gelirleri fonu kurmasına engel olamayacağı" inancını da belirtti.
Türkiye ile ilişkiler konusunda ise “Türkiye’nin Ankara Protokolü’nü uygulaması ve dondurulmuş AB müzakere başlıklarının uygun zamanda yeniden açılması öngörüsünü de ortaya koyan Poliviu, “Garanti sisteminde etkin değişiklik çözüme giden sürecin sonunda da olabilir” görüşünü belirtti.
NİKOS ANASTASİADİS
Öte yandan Alithia Anastasiadis’in BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’le görüşmesi ışığı altında dün Kıbrıs Haber Ajansı’na (KİPE) röportaj vererek “müzakerelerde yeni bir başarısızlığın müzakere zeminini tamamen değiştirebileceğine ve gerek müdahillerden gerek ilgilenenlerden başka görüşler gelebileceğine dikkat çekerek “bunun da çok kötü olacağına” vurgu yaptığını yazdı.
Habere göre, Anastasiadis 2017’den bugüne değişen bir şey olup olmadığı sorulduğunda “Türk resmi şahsiyetlerin açıklamalarını veya Sayın Akıncı ile 16 Nisan’da yaptığımız gayrı resmi görüşmeyi değerlendirdiğimde, Genel Sekreter’i yeni bir inisiyatif almaya veya yeni bir toplantı çağırmaya cesaretlendirecek bir ilerleme olduğunu söyleyemem” cevabını verdi.
Genel Sekreter’in meselenin özüne, tarafların gerçek niyetlerini saptamaya odaklandığını da söyleyen Anastasiadis “Biz normal bir devlete götürecek özlü ve yaratıcı bir diyalog istediğimizi Sayın Lute’a açıkça söyledik, Genel Sekreter’e de mektupla ilettik” dedi, özetle şunları ekledi: “Dolayısıyla Genel Sekreter’in çekincesi olası bir başarısızlıkta görünen tehlikeler üzerine odaklanıyor. Yeni bir toplantının sonuç verebilmesi için yeterli ön hazırlık veya taraflarda yeterince niyet olduğunu kesin olarak hissetmezse, anlaşılacağı gibi, BM’yi yeni bir başarısızlığa sürüklemek istemeyecektir.”
Anastasiadis kendilerinin “irade ve kararlılıklarını ortaya koyduklarını” savundu, Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafını garantiler konularına ve Türk askeri varlığının devamına “yapışıp kalmakla” suçladı. Genel Sekreter’i isteksizliğe sürüklemiş görünenin de “bu olduğunu” iddia etti.
Nikos Anastasiadis, “Bir diyaloğa, ama bir ara anlaşma yapmak için değil, müdahil olma kararlılığımızı tekrar etmek isterim. Uzlaşılmış ana ilke, her şeyde anlaşılana kadar hiçbir şeyde anlaşılmış sayılmaz ilkesidir. Çok önemlidir, dolayısıyla stratejik anlaşma denmiş, ara anlaşma denmiş gibi addedilemez” ifadelerini kullandı.
MASADA HARİTA YOKSA….
Genel Sekreter’i yeni bir inisiyatif almaya veya yeni bir toplantı çağırmaya cesaretlendirecek ilerleme olduğunu söyleyemeyeceğine işaret eden Anastasiadis, Akıncı’nın, “Kıbrıs sorununda yeni bir konferansa gitmenin ön şartı” diye nitelediği haritayı geri çektiğini söyledi, özetle şunları ekledi:
“Bazı tezlerin revize edilmesi gerekir, yani müzakere asasındaki harita değilse, ana ayak olan toprak düzenlemeleri görüşülemez. Dolayısıyla Genel Sekreter’in 6 maddesinden 5’i kalıyor, bu da kararında hesaba katacağı bir şeydir.”
Fileleftheros’a göre New York’ta görüşeceği Genel Sekreter’e, “müzakerelere, ön hazırlık yapılması şartıyla Crans Montana’da kalınan yerden devam etme kararlılığını” ileteceğini anlatan Anastasiadis, Türkiye ile KKTC arasındaki ilişkilerin “Kıbrıs sorunundaki gelişmeleri etkilediğini” savundu ve “devletin işleyebilirliği, iki taraftan birinin üçüncü bir ülkeye bağımlı olmaması şartlarını yaratacak bir çözüm istiyoruz” dedi.
Fileleftheros, son gelişmeleri yorumlarken “Her Şey New York’ta Belirlenecek” başlıklı haberinde, Kıbrıs sorununda her şeyin Kıbrıslı Türk lider Akıncı ve Kıbrıslı Rum lider Nikos Anastasiadis’in, BM Genel Kurulu çerçevesinde Genel Sekreter Antonio Guterres’le 28 ve 29 Eylül’de görüşeceği New York’ta belirleneceğini yazdı.
Gazete Spehar’ın durum değerlendirmesi yapmak üzere, dün, Akıncı ve Anastasiadis’le görüştüğünü ancak her iki taraf da Genel Sekreter’in geçici danışmanı Jane Holl Lute’un Guterres’e hangi görüşü götüreceğini bilmediğinden konunun derinine inilemediğini yazdı. Habere göre Spehar, Anastasiadis ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, Anastasiadis’le “Beklentilerini ve Ekim ayında Güvenlik Konseyi’ne iyi niyet misyonu raporu gibi bazı çok önemli konuları” görüştüklerini söyledi. Güvenlik Konseyi’nin, gelecekte nasıl ilerleneceğini anlayabilmek adına, iyi niyet misyonu raporunda yer alacaklar ile Ocak 2019’daki raporla çok ilgilendiği için bu dönemi “çok önemli” diye niteledi.
NİKOS HRİSTODULİDİS
Fileleftheros, Kıbrıs Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis’in de Kıbrıs sorunu ve enerji konularını RİK’e değerlendirdiğini haber verdi.
Gazeteye göre şu anda Lute’un misyonunun sonuçlarını kimsenin bilmediğini söyleyen Hristodulidis, Genel Sekreter Kıbrıs prosedürünün devam edemeyeceği algısını edinirse ne olacağı sorulduğunda “Olumlu gelişme olmaz, uğruna çabaladığımız gelişme bu değil” dedi, şunları ekledi:
“Lefkoşa ve Atina’nın hareketlerinin neler olacağını da böyle bir sonuca varılmaması için derinlemesine görüştük. Ancak müzakerede tek başımıza değiliz. Bütün müdahil tarafların, daha doğrusu Türk tarafının da bu yaklaşımda olması gerek. Bu nedenle Genel Sekreter’in bize yapacağı bilgilendirmeyi görmeyi bekliyoruz, bundan sonraki adımları bu bilgilendirme üzerinden göreceğiz.”
Hristodulidis, Rum Yönetimi’nin bölge ülkeleriyle işbirliklerine Türkiye’den gelen tepkilere değinirken “Mısır’da ve bütün komşu devletlerde, uluslararası hukuk temelinde belirlenen deniz sınırlarına Türkiye’nin itiraz etmesi nedeniyle kaygı görüyoruz. Anlayacağınız gibi kendi çıkarları etkileniyor” dedi.
“EASTMED İÇİN DEVLETLERARASI ANLAŞMA GEREK”
Devamla, 20 Aralığa kadar İsrail ile enerji alanında önemli anlaşmalara imza atmak üzere üçlü görüşme yapılacağını hatırlatan Hristodulidis, Atina’da (Anastasiadis-Çipras görüşmesinde) bu konunun da ele alındığını söyledi. Hristodulidis, “Yıl sonuna doğru bu konuda önemli anlaşmalara imza atacak durumda olacağız. EastMed boru hattının inşaatı konusunda devletlerarası anlaşma gerekiyor. Maliyet de önemli konu ancak daha da önemlisi rezervlerdir. Böyle bir planın bütün yönlerden (ekonomik ve diğer) mümkün olabileceği rezervler bulunmalı” dedi.