Kıbrıs sorununda 3 senaryolu yoğun perde gerisi
İngiltere Dışişleri Bakanlığı’nın, Kıbrıs sorununda gelişmelere yol açacak üç senaryo üzerinde çalıştığı, senaryoların halen Birleşmiş Milletler ve müdahil bütün tarafların önünde bulunduğu bildirildi.
Politis: “Lute’un Üçlü Görüşme Hedefiyle Geri Dönüşü… Halen Uzlaşı Ümidi Olduğuna İnanıyor… BM Genel Kurulu Çerçevesinde 21 Eylül’den 27’sine Kadar BM Merkezinde Bir Görüşme İçin Çaba Harcanacak...
Fileleftheros: “Üç Senaryolu Yeni Sahne… İngilizler Perde Gerisinde Hareket Ediyor, Sonraki Hareketler İçin Nabız Yoklamalar… 2014’teki Gibi Ortak Açıklama Yayımlanması Üzerinde Duruluyor”
Alithia: “New York’ta Yoğun Perde Gerisi… Beşli Olması İçin Gayriresmî Üçlü İstiyorlar… Türk Uzlaşmazlığı ve İki Devleti İleri Götürmesi Diken… ABD’nin Müdahalesiyle Türkiye’nin Söylem Değiştirmesi Ümidi”
İngiltere Dışişleri Bakanlığı’nın, Kıbrıs sorununda gelişmelere yol açacak üç senaryo üzerinde çalıştığı, senaryoların halen Birleşmiş Milletler ve müdahil bütün tarafların önünde bulunduğu bildirildi.
Adanın güneyinde yayınlanan Fileleftheros gazetesi, “Üç Senaryolu Yeni Sahne… İngilizler Perde Gerisinde Hareket Ediyor, Sonraki Hareketler İçin Nabız Yoklamalar… 2014’teki Gibi Ortak Açıklama Yayımlanması Üzerinde Duruluyor” başlıklı manşetinde müzakerelerin, 75’inci BM Genel Kurulu çalışmalarının ardından New York’taki BM merkezinde başlamasının hedeflendiğini yazdı.
İşte senaryolar
İngilizlerin perde gerisinde üç senaryo temelinde hareket ettiğine işaret edilen haberde senaryolar şöyle sıralandı:
1- New York’a gitmeden önce Tatar ve Anastasiadis arasında mektup teatisinde bulunması. Tarafların, karşı tarafın endişelerini giderme niyetini gösterecek tezler de sunabilecekleri bu mektuplar, bir çeşit müzakerelerin başlayacağı gayri resmî taahhüdü olacak. Bu da önünde, tarafların karşılıklı niyetlerine dair ana eksenleri bulunacak olan BM’nin yeni bir çaba başlatmasına olanak sağlayacak. Bu, gerçekleştirilmesi zor bir argüman addedildiğinden çekmeceye giriyor görünüyor.
2- Şubat 2014’teki gibi bir ortak açıklama yapılması hedefiyle Tatar ve Anastasiadis’in Genel Sekreter ile görüşmesi. O dönem Amerikalı müsteşar Victoria Nuland’ın müdahalesi ile Eroğlu ile Anastasiadis arasında sonraki görüşmelere dair bir temel-metinde anlaşmaya varılmıştı.
3- BM Genel Sekreteri tarafından, detaylara girilmeden ve tarafları rahatsız edebilecek ifadelerden kaçınarak, tarafları Kıbrıs sorununda yeni bir de çabaya davet edeceği bir açıklama yapılması.
İngilizlerin bu aşamada, ortak açıklama yapılmasını öngören ikinci senaryo üzerinde durduğunu yazan gazete, istenilenin, müzakerelerin başlaması ve her şeyin süreç içerisinde ortaya çıkması olduğuna, sonuca varmasının önemine dikkat çektiklerini belirtti.
Habere göre İngiltere Dışişleri Bakanlığı Kıbrıs sorunu yetkilisi Ajay Sharma’nın grubu, BM merkezine gitmelerinden önce taraflara sunulacak bir metin üzerinde de çalıştı ve Genel Sekreter’in geçici Kıbrıs Özel Danışmanı Jane Holl Lute’un da Ağustos sonu veya Eylül başında bölgeye yapacağı ziyarette nabız yoklama rolü üstlenmesi muhtemel görünüyor.
İngilizler iki bölgeli iki toplumlu federasyona çok şey sığdırılabileceğine de işaret ederek, müzakerede her şey üzerinde uzlaşılabileceği mesajını veriyor. Genel Sekreter’in Kıbrıs’taki Özel Temsilcisi Elizabeth Spehar’ın da Güvenlik Konseyi’nde dediği gibi, kararlar kısıtlayıcı değil. Lute da Ada’yı son ziyareti sırasında, Genel Sekreter’in iyi niyet misyonu raporuna ‘kendi kendini yöneten bölgeler’ ifadesinin eklenmesi konusunda Rum tarafının nabzını yoklamıştı.
Önce ayrı ayrı görüşme
BM Genel Sekreteri’nin New York’ta Kıbrıslı liderler Ersin Tatar ve Nikos Anastaiadis ile önce ayrı ayrı görüşeceği, ardından üçlünün ortak bir toplantı yapacağı belirtildi. Ancak BM’nin garantör güçleri de bu görüşmeye dâhil etme olasılığının açık olduğu işaret etti.
Fileleftheros gazetesi bunun şu unsurlara bağlı olacağını yazdı: “Jane Holl Lute’un Ada’da ve muhtemelen bölgeye yapacağı temaslardan kendisine ne götüreceği ve Tatar-Guterres-Anastasiadis üçlü görüşmesinden çıkacak sonuç.”
Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin gerekmesi halinde bu kez New York’ta yeni bir beşli konferansa katılmak için BM’den yeşil ışık bekleyeceği de belirtildi.
Alithia haberi “New York’ta Yoğun Perde Gerisi… Beşli Olması İçin Gayriresmî Üçlü İstiyorlar… Türk Uzlaşmazlığı ve İki Devleti İleri Götürmesi Diken… ABD’nin Müdahalesiyle Türkiye’nin Söylem Değiştirmesi Ümidi” başlık ve spotlarıyla ikinci manşet olarak değerlendirdi.
“ABD’nin de perde gerisi çabalara aktif katılması bekleniyor”
Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlaması için İngilizlerin başrolünde yoğun perde gerisi hareketlilik yer aldığını yazan gazete, özetle şunları ekledi:
“Artık Kıbrıs’a ilgisini gizlemeyen ABD’nin de bu çalışmalara aktif şekilde karışması bekleniyor. Perde gerisinde, New York’taki Guterres, Tatar, Anastasiadis gayriresmî üçlü görüşmesinin, Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başladığı ilan edilebilmesi için üç garantörün de katılımıyla gayriresmî 5+1 (Guterres, Tatar, Anastasiadis, Türkiye, Yunanistan ve İngiltere) görüşmeye dönüşmesi için çaba harcanıyor. Bu çabadaki, Maraş’taki meydan okumalar, Erdoğan ve Tatar’ın iki devlet ve sahte devletin egemen eşitliğinin yeni müzakere turu başlamadan önce tanınmasındaki ısrarı ile ifade edilen Türk uzlaşmazlığı dikeni varlığını koruyor. Bu tavır, Türkiye’ye uygulanacak baskılar oranında aşılabilir.”
“Kıbrıs sorununu 1964’te başlatan ve bugüne kadar açık tutan şey siyasi eşitlik”
Yine Alithia gazetesi, “Yeniden Birleşme Artık Gerçekçi Değil, Eğer…” başlıklı analiz yazısında “Kıbrıs sorununu 1964’te başlatan ve bugüne kadar açık tutan şeyin siyasi eşitlik olduğu” iddiasında bulundu.
Gazete, bağımsız Alman Bilim ve Politika Kurumu (“Stiftung Wissenschaft und Politik”) Türkiye konuları uzmanı Günter Seufert tarafından kaleme alınan ve 10 Ağustos 2021’de “Frankfurter Allgemeine Zeitung”da yayımlanan analiz yazısında, “tekrar tekrar müzakere edilen Kıbrıs’ın yeniden birleşmesinin bir süredir gerçekçi olmadığı” sonucuna varıldığına dikkat çekti.
Analiz yazısında “Kıbrıslı Rumlar adanın birleştirilmesi için özlü uzlaşı yapmaya niyetli değil ve yetkiyi Kıbrıslı Türklerle paylaşmayı reddediyor” denildiğine işaret eden gazete, bunun da Türk tarafına BM Genel Sekreteri’ne federasyon ile ilgili bir mektup göndermesine, BM’nin de tepki göstermemesine olanak tanıdığına dikkat çekti, özetle şunları ekledi:
“Tam da bu nedenle ciddi Kıbrıs araştırmacısı akademisyen Panayotis Yoakimidis bizi, Türk tarafının argümanını çürütmeye çağırıyor. Bu argüman da Lefkoşa’nın, siyasi (sayısal değil) eşitlik -neredeyse Crans Montana’da uzlaşıldığı gibi- lehinde net bir görüş ortaya koymasıyla çürütülür. Ön şart koşmadan, görüşümüzü pratikte ortadan kaldıracak gerilemeler ve şartlar olmadan. Bize ait bir karar olacak.
Crans Montana’da kalınan noktaya dönmek isteyerek uzlaşılanları ve Guterres Çerçevesi’ni taahhüt ettiğimizi ilan ediyoruz ancak ikna edemiyoruz. Şu çok basit sebepten dolayı ikna edici olamıyoruz: dönüşümlü başkanlığı yeniden müzakereye açmak ve merkezî hükümette bir olumlu Kıbrıslı Türk oyunun kaldırılmasını istiyoruz. Yani özde siyasi eşitliğin kabulünü iptal ediyoruz. Türk tarafının, egemen eşitlik ve iki ayrı devlet isterken argümanı da tam olarak bu.
Siyasi egemenliği kabul ettiğimizi 1992’den beridir net şekilde ortaya koyduk ancak Makarios’un 1960’taki kabulünden bir farkı olmadı. O da siyasi eşitliği kabul ettiğini açıkladı ancak pratikte iptal etti.”