"Kıbrıs sorununu çözmek artık kolay değil"
2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat SİM TV’de katıldığı bir programda çeşitli konuları değerlendirdi.
2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, “rayından çıkan ve karmaşıklaşan” Kıbrıs sorununu çözmenin artık kolay olmadığını, ancak başarmak zorunda olduklarını belirterek, (liderlerin) doğrudan doğruya, yüz yüze ve baş başa görüşmelerle zorlukların öğrenilmesi ve giderilmesine yönelik çalışılması gerektiğini vurguladı.
Talat, Kıbrıs Türkü’nün Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde doğru karar vermesinin önemine de vurgu yaptı.
Talat’ın ofisinden verilen bilgiye göre, 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat SİM TV’de katıldığı bir programda çeşitli konuları değerlendirdi.
CTP Genel Sekreteri Kutlay Erk’in “kendi döneminde müzakerelerde önemli ilerlemeler kaydedildiği yönündeki” açıklamalarının sorulması üzerine Talat, Erk’in bir dönem kendi özel temsilcisi olduğunu, yakın çalıştıklarını, bu bağlamda gelişmeleri bire bir bilen Erk’in söylediklerinin gerçekleri ifade ettiğini belirtti.
Talat, kendi döneminde birçok konuda yakınlaşma sağlandığının çok sayıda kaynak tarafından da ifade edildiğini, bu tür yakınlaşmaların ne kendinden önce ne de kendinden sonra başarılabildiğini savundu.
2004-2010 döneminde çözüm kararlılığı olduğunu belirten Talat, süreci sürükleyenin Türk tarafı olduğunu, birçok konuda başarılar kaydedildiğini, hatta daha hızlı bir çalışma olsaydı belki de çözümün bulunmuş olabileceğini belirtti.
Soru üzerine Talat, siyasi partilerin, aynı dünya görüşüne sahip insanların ülke yönetimine, yani iktidara talip olmak için oluşturdukları gönüllü birlikler olduğunu, bu insanların görüş farklılıklarını tartışarak, ancak ortak noktalarda hareket ederek çalışmalarını sürdürdüğünü anlattı.
Talat, CTP’nin sol gelenekten gelen bir parti olarak dedikoduyu yasakladığını, her türlü sorunun organlarda konuşulması gerektiğini belirlediğini ve organlarda konuşulanların dışarıda konuşulmasını da “dedikodu” olarak kabul ettiğini söyledi.
Buna karşılık, her üyenin bir organda olmadığına dikkat çeken Talat, CTP’nin bunu geniş üye toplantıları yaparak telafi ettiğini, sonuçta en yetkili organın da kurultay olduğunu ifade etti. Talat, bu çerçevede disiplinin korunmasının önemini anlattı.
ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN YENİ ŞEKLİ
Kıbrıs sorununda gelinen aşamayı değerlendiren 2. Cumhurbaşkanı Talat, görüşmelerde sanki iki grubun akademik tartışma yaptığını, sonuçta herhangi bir ilerleme olmadığını belirterek, bunun, çözümsüzlüğün yeni şekli olduğunu söyledi.
Talat, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun, “Denktaş bey gibi efelenmeden, sessiz ve derinden süreci tıkadığını, şimdiki sürecin geçmişten farkının bu olduğunu” iddia ederek, kendisine ait olmadığını iddia etmesine rağmen “çözümsüzlük çözümdür” sözünü Eroğlu’nun kullandığını öne sürdü.
Talat, bu siyaseti bugün için Eroğlu’nun yürüttüğünü kaydetti ve aslında sürecin 2010’dan itibaren adım adım tıkandığını kaydetti. Talat, Türkiye’deki iktidar değişiklikleri ile birlikte Kıbrıs politikasında bir değişiklik beklemediğini de tekrarladı.
“YÜZ YÜZE, BAŞ BAŞA”
“Rayından çıkan ve karmaşıklaşan” diye nitelediği Kıbrıs sorununu çözmenin artık kolay olmadığını, ancak başarmak zorunda olduklarını anlatan Talat, doğrudan doğruya, yüz yüze, baş başa görüşmelerle zorlukların öğrenilmesi ve giderilmesine çalışılması gerektiğini belirtti.
Ancak bu yolla yaşanan tıkanıklığın aşılabileceğine işaret eden Talat, “Yoksa iki heyetin karşı karşıya oturup birbirini ikna etmesi veya Rumlar da çözüm isterse biz çözüme hazırız diyerek, sorumluluktan sıyrılmaya çalışılması, süreci kurtaramaz” diye konuştu.
ZORLAMA SÜREÇ
Bir vatandaşın sorusu üzerine Gambari sürecini anlatan Talat, bunun BM tarafından zorlanan bir süreç olduğunu kaydetti. Genel Sekreter’in bizzat telefon bağlantısıyla istekte bulunduğunu, aynı şekilde eski merhum Rum Lider Tasos Papadopulos’la da konuştuğunu belirten Talat, “‘Hayır’ dememiz mümkün değildi. Kırk yıllık kötü algıdan sonra, iğneyle kuyu kazarak yarattığımız olumlu imajı yıkamazdık” dedi.
Ancak neticede ortaya çıkan uzlaşının Hristofyas ile yapılan görüşmelerde kullanılan anlaşma olduğunu ifade eden Talat, “İyi ki bir mutabakata varmışız, yoksa Hristofyas’la uzun bir süre prosedür tartışabilirdik” diye konuştu.
BARIŞ GÜÇLERİNE ÇAĞRI
Talat, önümüzdeki süreçte Kıbrıs Türkü’nün uyanık olması, kendine güvenmesi gerektiğini, barışı sağlayacak olanın, başta iç dinamikler olacağından hareketle Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde doğru karar verilmesinin önemli olduğunu kaydetti.
VEFASIZLIK
KTÖS Genel Sekreteri’nin açıklamalarının sorulması üzerine, bu sözlere çok üzüldüğünü belirten Talat, bu konuda söyleyecek çok şeyi olduğunu ama polemik yapmadan birkaç hususa vurgu yapmak istediğini söyledi.
Hem Eğitim Bakanlığı hem Başbakanlık döneminde öğretmenlere yönelik yapılan icraatları hatırlatan Talat, UBP tarafından verilmeyen, geriletilen birçok hakkın kendi görev dönemlerinde verildiğini ve geliştirildiğini anlattı.
Talat, Öğretmen Kolejine sınavla öğrenci alınmasından, İngiltere Türk okulları için kriterlere bağlı öğretmen seçimine, haftalık ders saatlerinin düşürülmesinden, UBP’nin ikiden bire düşürdüğü sendika profesyoneli sayısının ikinin de üzerine çıkarılmasına, büyüme ve enflasyon oranında maaş artışından, kısaltılan yaz mesai süresinin eski haline getirilmesine kadar birçok kazanımı örnek olarak gösterdi.
“Kadın ve çocuk haklarının geliştirilmesi yanı sıra barış ve Annan Planı sürecindeki rolünü, iki toplumun yakınlaştırılmasındaki çabalarını, kayıp kazılarının başlatılmasındaki uğraşını, uluslararası alanda ortaya koyduğu Kıbrıs Türk halkının yüzünü ağarttığını belirttiği çalışmaları” anlatan Talat, “bu vefasızlığa çok üzüldüğünü” söyledi.
(tak)