Kıbrıs Türk Devlet Tiyatrolarında ‘Antigone’
Bir fırsat yakalayarak hem İlknur Işıl Türkmen ile hem de şu an çalışmalarını tamamladıkları ‘Antigone’ oyununun yönetmeni İzmir Devlet Tiyatroları oyuncusu/yönetmeni Murat Çidamlı ile bir röportaj gerçekleştirdik.
Filiz Uzun
Sevgili İlknur Işıl Türkmen’in Kıbrıs Türk Devlet Tiyatrolarına Müdür olarak atanması ile bir değişimin başlayacağını umut etmiştim. Onun mücadeleci ruhu, ekip çalışmaları, öğrencilerine olan sevgisi, yaşadığı acılarına tanık olan biriyim. Uzun zamandır onunla görüşmek, planlarını, oyunlarını, projelerini öğrenmek istiyordum. Bir fırsat yakalayarak hem İlknur Işıl Türkmen ile hem de şu an çalışmalarını tamamladıkları ‘Antigone’ oyununun yönetmeni İzmir Devlet Tiyatroları oyuncusu/yönetmeni Murat Çidamlı ile bir röportaj gerçekleştirdik.
27 Mart’ta ilk kez sahnelenmeye başlayacak olan klasik bir eser ‘Antigone’ oyunu için büyük bir çaba sergilediklerini bilen biri olarak bu oyunu sabırsızlıkla bekleyenlerdenim. Bu oyunla birlikte birçok oyun daha ortaya çıkarmaya çalışıyorlar. Bunun yanında Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları’nı görünür kılmak için önemli çalışmaları var. Bir kez daha bizlere ekip ruhunun ne kadar önemli olduğunu göstereceklerinden eminim. Bir insan gelir bir yere dokunur ve ona inanan insanlar varsa da değişim işte o zaman başlar. Hep buna inanmışımdır. Kıbrıs Devlet Tiyatrolarındaki dönüşüm de böyle başladı. Ben şahane işler yapacaklarına inanıyorum.
‘Antigone’ oyunu ilk kez 27 Mart’ta Atatürk Kültür Merkezi’nde oynanacak. Onların çabalarını izlemek ve destek olmak için bizler de orada olacağız.
Kıbrıs Türk Devlet Tiyatrolarında neler oluyor buyurun birlikte okuyalım…
KIBRIS TÜRK DEVLET TİYATROLARINDAKİ SIKINTILAR
10 Ağustos’tan beri Devlet Tiyatroları Müdürüsün sevgili İlknur, nedir buradaki sıkıntılar?
İçerdeki sorunlarla başlayayım istersen. Devlet Tiyatroları personelinde yılgınlık, iş üretememekten kaynaklı bir mutsuzluk vardı. Öncelikle bir süre personelle birbirimizi tanımaya çalıştık. Öğretmenlik yaparken de önce girdiğim sınıfta öğrencilerimi tanımaya çalışırdım. Buradaki camia bana çok yabancıydı çünkü Özlem Özkaran haricinde kimseyi tanımıyordum. Özlem’i birkaç oyunda izlemiştim. Bana göre Devlet Tiyatroları çok görünür değildi. Öyle olsaydı oyuncuları oyunlarından tanır, bilirdik.
Devlet Tiyatrolarının oyunlarını daha önce hiç izlememiş miydiniz?
Benim anladığım anlamda oyun yoktu, görmeye niyetlenip Çayırova’dan kalkıp gelmem için.
İŞ YERİNDE BARIŞ
İşyerinde mutsuzluk, huzursuzluk vardı dediniz? Bunun için ne yaptınız?
Evet iş ayrımı yapılıyordu. Sanat ekibi, teknik ekip, idari ekip . Bana göre parçalara ayrılmış bir ekip vardı. Sen olmazsan sensiz bir eksiğiz sloganını anlatmaya çalıştım ki bu bölümler birlikte çalışmadan bir yere varamayacağımızı anlasınlar. Kenetlenmeliydik. İş yeri barışı diye bir çalışma yaptık Uzman Psikolog Ayça Kurnaz’la… Hepimize ücretsiz destek oldu. Birbirimizin çalışma süreçlerinin farkında olup birbirimize saygı göstermek ve empatik yaklaşmak için çaba sarfettik. Şu an kenetlenmiş durumdayız. Herkes kendi işini yapıyor ama bir amaç için, ekibin bir parçası olarak.
Üretmeye başladınız yani öyle mi?
Evet. İşler yoluna girmeye başladı. Normalde Devlet Tiyatroları bir sezonda bir yetişkin bir de çocuk tiyatrosu çıkartırdı. Biz de bu iki oyunu çıkartıp bırakabilir, ben de buradaki personelin maaşı uygundur imzası atıp oturabilirdim. Ama o zaman benim farkım ne olacaktı!
SÖYLENECEK ÇOK SÖZÜMÜZ VAR
Sen neler yaptın peki?
İngiltere’de oyun yazarlığı yapan bir kız ile konuşuyordum ve ondan bizim için bir oyun yazmasını rica ettim. Nasıl karşılayacağını bilmeden. Param olmadan. Bu oyunu mutlaka istedim, gerekirse sponsor bulup bu oyunu çıkartmak istedim. ‘Null’ diye bir oyun yazmasını sipariş ettim Ayşegül Şentuğ’a . Benim kafamdaki Null şuydu: Toplum olarak ülkede olup bitenlere sesimizin çok cılız çıktığı, olan onca olaya karşı sessiz kaldığımızı düşündüğümden bu oyunu şipariş ettim. 7 farklı karakter var bu oyunda, her biri farklı, bir ötekini sembolize ediyor. Toplum kendine benzemeyene deli diyor. Ben Kıbrıs Türk Edebiyatı dersi veriyordum ve deli fıkraları çok meşhurdur Kıbrıs’ta. Bana da deli diyorlar Çayırova köyünde. Bu oyunda 7 deli karakter var. Her biri farklı bir yerden ve bu ülkeden yaralı. Akıl hastanesinden kaçıp bir çukura düşecekler. Çukur aslında biziz. Tiyatromuzda da çukur var. Çocuklar çukurda çalışıyorlar. Adamız çukurlarla dolu.
Bu oyun için ne lazım size?
Oyun yazıldı. Sponsor lazım.
İKİ DEĞİL BİR SEZONDA DAHA ÇOK OYUN
Rutinin dışına çıktınız yani? İki oyunla kalmadınız sanırım… Yeni oyunlar yeni projeler var..
Evet. Bizlerin söyleyecek çok sözü var. Bunu da bir oyunla aktaramayız. Bir tema üzerinden mi yola çıkacağız? Bu ülkede, dünyada olan birçok soruna duyarsız kalamayız. Bunu kendimizce aktarmalıyız. Sahte birliktelikler, eviliklerde oynanan oyunları anlatmak için biz de bunu sahnede oynadık. “Şahane Düğün” yaptık. Mesela 8 Mart’ta emekçi kadınlarla ilgili sözümüz vardı, söyledik. 8 Mart için Aycan Garip tek kişilik bir oyun olan “Garip Bir Yerden” oyununu oynadı. Bu oyun çukurun içinde oynandı. Diğer bir oyun ise Suzan Polat’ın oyunu. Eski bir kamyonet bulduk ve bu kamyoneti tamir için iş insanı Sevgili Günay Çerkez’den destek aldık. Kamyonun tır perdesi kaldırılıp oyun sahnesi olacak. KKTC’nin tüm köylerini gezmeyi hedefliyoruz. Köyleri kamyonla gezerek çocuklara hikaye anlatacak Suzan Polat. 24 Nisan’da Sipahi köyünden başlayacağız. Dipkarpaz’dan başlayarak köy köy aşağıya doğru geleceğiz. Her hafta bir köyde olacağız. Bunun yanında neredeyse unutulan Radyo Tiyatrosunu tekrar yapmaya başladık. Radyo Mayıs’ta bir tiyatro okuduk. Ben dinleyip ‘okay’ dediğim an radyoda dönmeye başlayacak.
SOPHOCLES’İN ANTİGONE OYUNU
Antigone oyunu Kıbrıs’taki hangi soruna ithaf edilen bir oyundur peki? Bu oyunla verilmek istenen mesajınız nedir?
Ölü gömme hakkı diye birşey vardır (çünkü senin için başka, Murat hoca için başka olabilir) ve bunun dinle alakası yoktur. Ölen gömülmelidir. Ölenin yakınları için de bu önemlidir. Görev ve sorumluluklarından biridir. Benim de hayatımda bir ölüm oldu, hayatımın trajedisini birçok kişi bilir. Ben ölüm travmasını henüz bireysel hayatımda atlattığımı düşünmüyorum. Yani ölüsünü gömemeyenlerdenim. Bir haksızlık var burda. Bu adada da bu anlamda büyük haksızlıklar var. Her iki toplumda da. Ölülerini gömemeyen çok insan var. Ölülerimizi gömmekle başlamamız lazım. Barış öyle sadece bir kavram değil. Barış için en önemli adımlardan biri de bu konudur. Antigone bana göre Kayıp Şahıslara ithaftır. Eski Yunan trajedisinde intikam arayıcıları vardı. Öriniler kan izini sürüp adaleti ararlardı. Bizim de incinmiş bir adalet duygumuz var.
DEVLET TİYATROLARI İÇİN AYRILAN BÜTÇE YETERSİZ
Bildiğim kadarıyla Devletin Devlet Tiyatrolarına ayırdığı bütçe çok kısıtlı. Bunca oyunu çıkartmak, hazırlanmak için neler yapıyorsunuz?
Devletin bize ayırdığı bütçe yetersiz. Ama zorluklarla başa çıkmanın en güzel yolunun dayanışma olduğunu biz biliyoruz. Bize yardım etmek isteyenler de var. Dostlarımız, arkadaşlarımız, sanata gönül veren insanlar var. Birbirimize tutunmalıyız. Ben birçok sendikada üyeyim , üye olamadıklarımın da mücadelelerinde hep destek olan biriyim. Şu an onlar da bana destek oluyorlar. Oyun yazma yarışması yapmak istedim. Çünkü Kıbrıs’a dair oyunlar da oynansın istiyorum Devlet Tiyatroları’nda. Antigone gibi klasik oyunların yanında yerel tiyatro hareketinin de başlaması gerekmektedir. Sendikaların her biri bana bu konuda destek çıktı ve bağışta bulundu. Ben bir devlet kurumunu sembolize ettiğim için bana bağışta bulunamazlar. Bu yüzden oyun yazma yarışmasını kazananlara para ödüllerini işbirliği içinde olduğumuz sendikalar verecek. KTOEÖS, DAÜ-SEN, DAÜ BİR-SEN.
Antigone oyununun bütçesini nereden temin ettiniz?
Bu oyunda Kültür Dairesi Müdürü Şehbal Hamzaoğluları’nın desteği çok büyük bu oyunda. Şu an sahnemiz olmadığından AKM sahnesini de bize o verdi bu oyun için. Ulaşım aracımız yoktu ve koçanı ile birlikte bize ulaşım aracı veren de Sevgili Şehbal Hamzaoğulları’dır. Başka oyuncuya da ihtiyacımız vardı ve dışardan 3 oyuncuyu almamıza destek olan da odur. Bu anlamda kendilerine buradan çok teşekkür ediyorum.
ANTİGONE’nin YÖNETMENi MURAT ÇİDAMLI
Murat bey sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
1970 Türkiye doğumluyum. Hacattepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı’ndan mezun oldum. 8 yıl boyunca ünüversitelerin Antropoloji kürsülerinde Tiyatro ve Antropoloji ile ilgili yüksek lisans çalışmaları yaptım. 3 yıl Diyarbakır, 6 yıl Trabzon ve 12 yıl boyunca da Ankara Devlet Tiyatrolarında çalıştım. Şu an İzmir Devlet Tiyatrosunda çalışıyorum. Çeşitli demokratik kitle örgütlerinin yönetim kurullarında bulundum, başkanlıklarını yaptım. Örneğin TOVAF, Tiyatro, Opera ve Bale çalışanları Vakfı, TOMEB gibi. 1993 yılından beri oyunculuğun yanında yönetmenlik de yapıyorum.
Anladığım kadarıyla İlknur hocayla bir tanışıklığınız var ve size Kıbrıs Türk Devlet Tiyatrolarına destek olmanızı istemiş. Öyle mi?
Evet. Ben Girne Belediyesi’nin davetlisi olarak Nazım Hikmet’in ‘Piraye’ adlı eserini sunmak için burada olduğum bir zamanda İlknur hanım bana Kıbrıs Tiyatroları ile ilgili, olanakları, Kıbrıs’taki sorunlarla ilgili biraz bilgi vermişti. Ben de gelip yerinde bizzat oyuncularla bir arada olarak bir proje geliştirmek istedim. 2 aylık bir süreçte Kıbrıs’taki yerel problemler, tiyatral dramatic hatlar ve yaşanan üretken alanlar hakkında bir çalışma yaparak İlknur hocaya sundum. Ben 10 oyun önerisi sundum ve bunların içinde olan Antigone’de karar kıldık.
ANTİGONE’NİN İÇİNDE BARINDIRDIKLARI
Neden Antigone?
Antigone bana göre İlknur hocanın anlattığı nedenle birlikte birkaç önemli noktaya parmak basıyor. Antigone M.Ö. 500 yılında yazılmış bir eserdir. Bu eser Yunan demokrasisinin hem kurulduğu ama aynı zamanda da köleci toplum biçiminin de zirve yaptığı niteliksel bir dönüşüme yol açtığı, eski Dianosus Tyrannus’larından antik Yunan tragetyasının en yüksek döneminin inşa edildiği tepe noktadaki Kral Oidupus oyunu ile birlikte en zirvedeki Sophocles’in eseridir. Kendi içinde şunları barındırır; Oyuncu ekibinin yeniden inşası, bunların teknik mesleki becerilerinin geliştirilmesi için bulunmaz bir skala sunan bir oyundur Antigone. Bu oyun ayrıca ölülerin gömülme hakkı, ölülerinin ardından kalanların yas tutabilme hakkı, kadının kültürden kültüre değişmeyen, evrensel tarihe göre değişiklik göstermeyen insan hakları, bireyin devlet karşısındaki özgürlük hakkı gibi evrensel bir takım alanlara ilişkin çok önemli tartışma başlıkları oluşturan bir eserdir.
ANTİGONE EVRENSEL İNSAN HAKLARINI SAVUNAN BİR ESERDİR
Bu oyunun çok önemli bir önermesi daha var. Normalde din diye kullandığımız kavram her şeyden önce bir inançlar sistemidir. Bir taraftan da iktidarın kullandığı, bir araçtır. Sophocles burada şunu tartışıyor; kişinin bağımsız, laik, kendi inanç sistemine göre yaşama hakkı. Bu illa bir din olmak zorunda değil, kişinin kendi inanç sistemiyle iktidarın inanç sisteminin çatışmasını ele alır. Dolayısı ile bu oyun kültürden kültüre değişmeyecek evrensel bir oyundur. Evrensel insan haklarını barındırır.
Şu an bizim adamızdaki sorunların en temel noktalarını barındıran her şey bu oyunda var. Özellikle kayıplar konusu, bu anlamda tam yerinde ve zamanında oynanacak bir oyun.
M.Ç.: Sınırlarla bölünmüş bu adada, çok dilli, çok kültürlü, çok kimlikli bir coğrafyanın içinde karşılıklı olarak tüm bireylerin kendi inanç haklarını savunması, kendi ölülerinin yasını tutabilmesi hatta birbirlerinin ölülerinin yasını tutabilmesi noktasına ulaşırsa Kıbrıs o zaman yeşil hattı da aşan bütün emperyalist politikaları etraftaki bütün emperyal güçlerin kafasına geçirebilen bir yer olacaktır. Antigone bu yüzden bir özgürlük çığlığıdır hala, 2500 yıldır.
Birkaç gün sonra oynanacak oyunda kaç kişinin emeği var?
İ.I.T.: Oyuncusu, teknik elemanları ve lojistik takımıyla toplamda 35 kişilik bir ekibiz.
OYUNCU HAKLARI
Sevgili İlknur, Müdür olarak atandıktan sonra GAÜ ve YDÜ’den mezun 5 arkadaşımızı da ekibinize aldınız sanırım.
İ.I.T.: Evet bu oyun ve planlanan oyunlar için oyuncu gerekmekteydi ve bu ülkeden mezun arkadaşlarımızdan 5 kişiyi seçerek ekibimize aldık. Bu arkadaşlar kadromuza eklenmedi, geçici olarak alındılar çünkü. Yazın 3 arkadaşımız emekli olacak ve bu arkadaşların yerine 3 arkadaşımızın kadrolanmasını umut etmekteyim. Ekibimi artıramasam bile mevcut kadroyu korumam gerekmektedir. İyi işler çıkartabilmek için. Bu konuyla ilgili yazılarımı hem Milli Eğitim Bakanlığı’na, hem de Maliye Bakanlığı’na gönderdim. Bana göre oyuncuların devlet memuru statüsünden farklı bir özerk yasalarının olması gerekmektedir. Bu anlamda da bir çalışmamız var ve bunu gerekli makamlara ilettik. Örneğin çalışma saatleri memurdan farklıdır. Bir diğer yaptığımız çalışma ise Telif yasası çalışmasıdır ki bu konu da önemlidir. Korsan ada gibi ne oyunu yazana ne çevirmenine telif hakkı verilmiyor. Bu yüzden bunun için bir telif yasası hazırlanması çalışması başlattık.
Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları binası hala yok. Oyuncuların çalışma alanları da. Oyunlarını sergileyecekleri sahneleri de. Bunun için bir girişiminiz oldu mu?
İ.I.T.: 12 yıl önce bina ile ilgili devlet inşaat birimi tarafından da onaylanmış bir proje yapılmış. Hatta yarısı (idari bölüm) yapılmış. Oyun alanı henüz yapılmamış. Oranın yapılabilmesi için bütçe ayrılmıyor. Devletin Senfoni orkestrasının salonu da yok. Opera bale salonu da. Bunlar için bütçe ayrılmıyor. 12 yıl önce yapılan projeyi çukurdan çıkardım. Kişisel ilişkilerimi kullanarak DAÜ İnşaat Bölümünde çalışan mimar öğretim görevlisi bir arkadaşımdan ricada bulunarak bu proje üzerinde çalışmasını, tekrardan bizim işimize en iyi şekilde yarayacak hale getirmesini istedim. Bunun için de bir bütçe belirledik. Şu an bu proje Bakanlıktadır. Siyasi erk karar aldığı an proje yürürlüğe girer.
Antigone için oyuncularınız nerede çalıştılar?
İ.I.T.: Uygun olduğu sürece AKM’de ve yanık binanın fuayesinde sıkış tepiş bir alanda çalışıyorlar. Yerimiz yok deyip oturmuyoruz. Çalışmalarımız son sürat devam ediyor. Oyunun çalışmaları bitti. 27 Mart Dünya Tiyatrolar gününde AKM’de ilk oyunumuzu oynayacağız. Daha şimdiden oyunu oynamak için çeşitli yerlerden teklifler aldık. 3 festivalden davet aldık. Ayvalık, Konya ve Mersin Festivali’nden.
Oyun için heyecanlı mısınız?
M.Ç: Çok. Oyun kendi içerisinde çok ciddi bir sinerji yarattı. Oyuncu arkadaşlar çok yetenekli arkadaşlar. Kıbrıs’ta çok değerli sanatçılar var. Pek çok Avrupa ülkesiyle boy ölçüşecek derecede kaliteli sanatçılar yetiştiren bir ada. Neden bu adada sanatı daha çok görünür hale getirmeyelim? Umarım izleyen herkese bu etkileşimi aktarabiliriz. Ele ele vererek birçok şeyi başarabileceğimizi bu oyunla göstermek istiyoruz. Kafalardaki önyargıları da yıkmış oluruz. Bizim amacımız en azından benim çalıştığım her tiyatrodaki benim ve arkadaşlarımın hedefi sadece tiyatro severlerin değil, tiyatroyu hiç sevmeyen, tiyatroya hiç gitmeyen insanları da tiyatro ile buluşturabilmektir. İlk kez tiyatroya gelen bir insanın hayal kırıklığıyla dönmemesini sağlamak. Bunu iyi bir eser ile sağlamak. Antigone de bizim en az yapabileceğimiz olsun. Bundan sonra yapılan her iş, tiyatroyu yönetecek her yönetmen bir daha iyisini yapsın.
Sevgili İlknur, buraya atandığın zaman bir dönüşüm başlatacağını biliyordum. Umut ediyordum. Beni yanıltmadın. Çaban, çabanız takdire şayandır. .
İ.I.T: Bu işler bir kişi ile olacak bir şey değildir. Şu an tek kişilik oyun bile 9 kişilik ekip ile ortaya konuluyor. Hiçbir şey tek başına olmaz. Buradaki personel bana inanmazsa, güvenmezse burada hiçbir şey yapılamaz. Birbirimizi anladık, aynı dili konuşmaya başladık ve şu an hep birlikte şarkı söylüyoruz.
Antigone oyununu Salamis Antik Tiyatroda oynamasını dilerdim. Bunu düşündünüz mü?
İ.I.T: Evet Mağusa İnsiyatifi ile iletişime geçtik bile. Hatta oyunun İngilizce, Rumca alt yazılarını aynı anda replikle birlikte sahnede ekrana yansıtılması için gönüllü çalışmaya başlayan öğretmen arkadaşlarımız var. Bunun olmasını çok istiyoruz.