“Kıbrıs Türk kimliği ve kültürü tehdit altında”
Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) “Toplumsal Direniş” eylemlerine, bugün gerçekleştirdiği yürüyüşle başladı.
Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) “Toplumsal Direniş” eylemlerine, bugün gerçekleştirdiği yürüyüşle başladı.
Bu kapsamda saat 16.30’da Dr. Fazıl Küçük’ün Anıt Mezarı önünde basın toplantısı düzenlendi ve buradan hareketle Atatürk Öğretmen Akademisi’ne (AÖA) yürüyüş gerçekleştirildi.“AÖA’yı kapattırmayız” yazılı pankartların taşındığı, davulların çalındığı yürüyüşün ardından konuşan KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil, “Kıbrıs Türk toplumunun demokratik kişilik geliştirmesinde önemli katkısı olan AÖA’nın kapatılmasına kesinlikle karşıyız” dedi.KTÖS Başkanı Emel Tel ve KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil’in konuşma yaptığı eyleme, KTOEÖS Başkanı Selma Eylem, Basın-Sen Başkanı Ali Kişmir, Türk-Sen Başkanı Arslan Bıçaklı, El-Sen Başkanı Umut Öksüzoğlu, YKP Başkanı Murat Kanatlı ve TDP Başkanı Cemal Özyiğit de katıldı.Dr. Fazıl Küçük’ün Anıt Mezarı önünde konuşan Şener Elcil, Kıbrıs Türk toplumunun uzun yıllardır varoluş kavgası verdiğini söyledi.“Kıbrıs Türk kimliği ve kültürü ciddi bir saldırı ve tehdit altında” diyen Elcil, konuşmasına “Papazın ordusuna karşı yıllarca mücadele veren bu toplum maalesef şu anda imamın ordusunun saldırısı altındadır. Toplumsal varlıklarımız bir bir elimizden gitmektedir” diye devam etti.
“Bu gidişe bir dur denmesi gerek”
Bu gidişe bir dur denmesi gerektiğini söyleyen Elcil, “Kıbrıs Türk toplumunun varoluşunda önemli bir görev üstlenmiş, en zor günlerde topluma liderlik etmiş Fazıl Küçük’ün mezarı başında bu toplumsal direnişi başlatmak için toplandık” diye konuştu. Elcil, toplumdan destek gelmediği müddetçe bu mücadelenin başarıya ulaşmayacağını da vurguladı.
“Kıbrıs Türk toplumunun laik demokratik kişilik geliştirmesinde önemli katkısı olan aöa’nın kapatılmasına karşıyız”
Elcil AÖA önünde yaptığı konuşmada ise, “Yobazlığın gericiliğin bu ülkede yeri yoktur” dedi.
“Kıbrıs Türk toplumunun laik demokratik kişilik geliştirmesinde önemli katkısı olan Atatürk Öğretmen Akademisi’nin kapatılmasına kesinlikle karşıyız. Bunun için bugün eylem yaptık” diyen Elcil, hükümetin bu mesajı almaması halinde daha kitlesel eylemler yapacaklarını kaydetti.
“Bu sadece AÖA’nın kapatılmasıyla ilgili değil, Kıbrıs Türk toplumuna ait kurumların ele geçirilmesiyle ilgili başlayan sürece bir mesajdır” diyen Elcil, bu konuda toplumun desteği olduğunu da belirtti.
“Bu ülke bizimdir, bu ülkeye ve kurumlarına sahip çıkacağız” diyen Elcil, “Papazın ordusundan korkmadık, imamın ordusundan ve onun emrinde olan işbirlikçi hükümetten de korkmuyoruz” ifadelerini kullandı.
Tel: “Toplumsal yapımızı değiştirmeye dönük girişimler devam etmektedir”
Doktor Fazıl Küçük’ün Anıt Mezarı önünde basın bildirisi okuyan KTÖS Başkanı Emel Tel, Doktor Küçük’e seslenerek, “Kıbrıs Türk toplumunun yaşam alanlarını şekillendirmede karar verici durumundaki Ankara hükümetleri, eğitim konusunda yıllardır süregelen icraatları ile toplumsal yapımızı değiştirmeye dönük girişimlerine devam etmektedir” dedi.
“Atatürk devrimlerinin İngiliz’in baskısına rağmen hızla benimsenmesi, okullarımızda laik eğitime geçilmesi, Kıbrıs Türk Toplumu’nu karanlıklardan alıp çağdaş aydınlıklara çıkarılması için siz ve arkadaşlarınızın verdiği mücadelenin tehlikeye düştüğünü geçmişte görmüştük, bugün ise tehlikeyi yaşıyoruz” ifadelerini kullanan Tel, şöyle devam etti:
“Bin bir zorluk ve emekle çıkarıp attırdığınız kara çarşafların yasadışı din kurslarında küçücük kız çocuklarına türban olarak giydirildiğini görmekteydik. Hükümet edenler önlem almak yerine bugün yeni yasalar yaparak bu kursları yasallaştırmaya çalışıyorlar. Siz cehaleti, yobazlığı ve tarikat şeyhlerini sürgün ettiniz, maalesef bizi yönetenler AKP hükümetinin talimatı ile onlara kucak açtı. Bu da yetmezmiş gibi laikliği savunan öğretmenler ‘imansız ve dinsiz’ oldu.
Eğitim okullarda olur, devlet eğitime daha çok yatırım yapmalıdır dedik. Daha çok okul, daha çok sınıf, daha çok kitap dedik; daha çok cami, daha çok imam, daha çok ilahiyat, daha çok tarikat yurdu ile karşılık aldık.
Bu da yetmezmiş gibi sanki kumarhane ve gece kulübü ekonomisini yaratan Kıbrıs Türk toplumuymuş gibi, canı ile kanı ile toplumsal varoluş mücadelesi veren bu toplumu ‘kumarcı ve fuhuş düşkünü imansızlar’ olarak değerlendirecek kadar ileri gidildi. Yüksek İdare Mahkemesi’nin, ‘müfredatının yasa dışı’ olduğuna karar vererek ‘okulun faaliyete geçmesiyle ilgili alınan kararı’ iptal ettiği Hala Sultan İlahiyat Koleji mezuniyet töreninde bakanlar ve müsteşarların gözünün içerisine bakılarak ‘ ahlak dersleri’ verildi.
‘Bu kurslar yasa dışıdır buna seyirci kalmayın!’ dedik, barışı çözümü engelleyen, dini istismar edip Kıbrıs’ta Rum-Türk düşmanlığını körükleyen Rum Kilisesi örnek verilerek, ‘çocuklarımız dinsiz mi olsun?’ yanıtını aldık.
Kıbrıslı Türklerin kurumlarına sahip çıkın dedik, ellerine geçirdikleri her kurumu ya batırdılar ya kapattılar. Ne Sanayi Holding, ne Turizm İşletmeleri, ne ETİ, ne Yüksek Hemşirelik Okulu, ne DAİ, ne DAK, ne Ercan Havaalanı, ne dağlar, ne sahiller kaldı. Şimdi de Kıbrıs Türk Toplumu’nun toplumsal varoluş mücadelesinde 1937 yılından beridir çok önemli yere sahip; laik ve demokratik toplumsal kimliğin gelişmesine katkı koyan öğretmenlerimizi yetiştiren Atatürk Öğretmen Akademisi’ni kapatmak için uğraşıyorlar.
Mezarından şöyle bir kalk ve etrafına bak, yüzyıl öncesinin gerici karanlığını toplumuna gömlek olarak biçenleri gör. Kalk ki, ‘hukukun üstünlüğüne, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ve Atatürk ilkelerine bağlı kalacağını’ söyleyen milletvekili, bakan ve siyasi partilerin AKP dayatması ile nasıl sustuklarını gör.
Gör ki, belki kendilerine gelirler, belki Kıbrıs Türk toplumunun kim olduğunu hatırlarlar, gör ki belki yüzleri kızarır.
Onlar susuyor ama biz susmayacağız. Gericiliğin karanlık yüzünü bu topluma göstermeyeceğiz. İnadına mücadele edeceğiz, çünkü biz öğretmeniz ve biliyoruz ki ‘toplumları kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir.”