Kıbrıs Türk Mahallesi’nin Unsurları
Dünyada nasıl ki bir Çin Mahallesi, Yahudi mahallesi denildiğinde akla bir tür mahalle biçimi gelir, Kıbrıs Türk Mahallesi denildiğinde de bunun bir karşılığı vardır. Peki nasıl olur Kıbrıs Türk Mahallesi? Bu mahalleye ilişkin hissettiğim duygu nedir? H
Dünyada nasıl ki bir Çin Mahallesi, Yahudi mahallesi denildiğinde akla bir tür mahalle biçimi gelir, Kıbrıs Türk Mahallesi denildiğinde de bunun bir karşılığı vardır. Peki nasıl olur Kıbrıs Türk Mahallesi? Bu mahalleye ilişkin hissettiğim duygu nedir? Hiç böyle bir mahallede yaşadım mı ? Yaşamak ister miyim? Bu soruların yanıtını vermeden önce şunu ortaya koymak isterim ki: Bu yazı “Aman da kaç kişi galdık bunun içinde! Tükendik! Galmadık! Bittik!” temalı, anti-göçmen, dışlayıcı, mikro-milliyetçi bir yazı değildir. Bunu kültürel bir anı yazısı kapsamında algılamak en doğrusu olacaktır.
BEYAZ ATLETLİ ADAMLAR
Kıbrıslı Türk Mahallesi’nin ilk aklıma gelen unsurlarından bir tanesi, Kıbrıslı erkeklerin geleneksel yaz kreasyonunu üzerinde taşıyanen adamlardır: Beyaz atletli adamlar! Bu adamların mahalle içerisindeki işlevi çok çeşitlidir. Kuvvetle muhtemel emekli olup, öğlen siestası akabinde bir duş alırlar ve kapının önüne “serine” otururlar. Bu eylem mesailerinin bir kısmıdır. Öğleden sonraları ve akşamları civardaki kahve ya da spor kulübüne uğrayan amcalar, kahveyi sade içer ve sigarayı da doktorun uyarısına rağmen ısrarla bırakmamıştır.
KAPI ÖNÜNDE TV SEFASI
Kıbrıs Türk Mahallesi’nin bir diğer unsuru kapı önüne çıkarılmış küçük televizyondur. Bu televizyonu mahallede tek bir kişi izler, ancak bütün mahalle duyar. Hatta sokaktaki televizyonlar açıkken o mahalleden geçen arabalar da o televizyon programlarına maruz kalmadan o sokaktan geçemezler. Kapının önüne çıkarılmış küçük televizyona karşı beyaz atletli amca ayaklarını uzatmış, karpuz hellim yemektedir. Eğer o gece TV’de yayınlanan bir futbol maçı mevcut ise, televizyonun zaten açık olan sesi sonuna kadar açılmıştır ve arabayla geçenler irili ufaklı yeşil ekranlar görür.
KOLLEKTİF MOLEHİYA AYIKLAMA
“Havvanım 2 bağ molehiyacık aldım, gelin akşama bir lase da ayıklaylım...” şeklinde organize edilir ve gecenin ilerleyen saatlerine kadar ayıklanır. Molehiya, börülce ve onun gibi ayıklanabilen başka sebzelerle ikame edilebilir. Ayıklama işlemi esnasında dönen dedikodunun haddi hesabı yoktur. Sadece yurt içi dedikodularla sınırlı kalındıysa, bu seans vasat bile sayılabilir. Özellikle molehiya ayıklanması esnasında molehiya dallarının sapları, “çirpi” kapsamında alınır ve bunlarla itinayla oynanır. Çocuklar molehiya çirpilerini sağa sola hızla vurup, yeşil boya çıkarmalarına hayran hayran bakar. Mahallede 1-2 çığlık yükselir: “Pislik yapmayın! Leş ettiniz her tarafı! Kim toplaycak bu çirpileri!”
SU GECESİ
En çok sevdiğim ve en çok özlediğim seramonilerden bir tanesidir. Düzenli olarak su verilemeyen bölgelerde, şebekelere suyun verilececeği geceler bellidir. Su sanki hava alanından gelen bir yolcu gibi hep gece yarısına doğru gelir. “Su gecesi” kapsamında tüm mahalle suyun gelmesini beklediği için, su gelene kadar ister istemez bir sosyal kaynaşma yaşanır. “Afife hanımmmm su geldi? Yoksa daha?” gibi cümleler havada uçuşur. Kuraklığın mevcut olduğu bir yaz ayı ise “Depolarda su galmadı! Napacayık gızım!” gibi mırıldanmalar, “Suyu bile vermez bize .........ler!” gibi daha protest sitemler de yaygın şekilde mevcuttur.
ELEKTRİK KESİNTİSİ
Ne gerekçe ile olursa olsun illa ki bir elektrik kesintisi kaçınılmazdır. Hele hele yaz aylarında sabaha karşı 4’te bile elektrik kesilse bütün mahallede çalışan vantilatör ve klimalar bir anda söner ve bunun yerini toplu bir küfür seansı alır. Evlere hücum eden sinekler de cabasıdır. Çalışmaya başlayan jeneratör sesleri yükseldikçe, jeneratörü olmayanların küfürleri daha da artar. Elektrik kesintisiyle ilgisi olsun ya da olmasın, günah keçisi seçilip küfür edilecek politikacılar bellidir. Elektrik kesintisi gece yarısından sonra değil de, akşam 9-10 sularında olmuşsa, herkes kapının önüne çıkar ve protest muhabbet sokaklarda sürer. “Ne saat gelecek acaba?” sorusu, telefonu sürekli meşgul çalan Elektrik Arıza’dan öğrenilemese de, mahallede muhakkak santralde çalışan birinin bir akrabası bulunur.
Şimdilerde havuzlu villaların, elektronik garajların olduğu mahalleler daha makbul olsa da, ben bu yukarıda saydığım cümbüşü barındıran Kıbrıs Türk Mahallesi’ni seviyorum. Nostalji yapmak da değil niyetim. Sadece yazılmış olsun ve bilinsin istedim: Kıbrıs Türk Mahallesi diye birşey vardır ve gerçekten özellikle çocukluğunuzu geçirmek için son derece eğlenceli bir yerdir. Hatta Molehiya çirpilerimi özledim ve su gecesi olsa da sabahlasak diyorum!