Kıbrıs Türk Ticaret Odası'nın 54. Genel Kurulu yapıldı
Kıbrıs Türk Ticaret Odası Olağan Genel Kurulu, 53’üncü dönem mali ve faaliyet raporunun aklanması gündemiyle Oda binasında yapıldı.
Kıbrıs Türk Ticaret Odası Olağan Genel Kurulu, 53’üncü dönem mali ve faaliyet raporunun aklanması gündemiyle Oda binasında yapıldı.
Genel Kurul Erdil Nami Divan Başkalığı’nda yapıldı. Toplantıya, Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş, İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Üçüncü Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, ana muhalefet Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı Tufan Erhürman, Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, Toplumcu Demokrasi Partisi Genel Başkanı Cemal Özyiğit de katıldı.
Toros: “Kendi ayakları üzerinde durabilin toplum sadece özel sektörün gelişmesiyle oluşur”
KTTO Başkanı Fikri Toros konuşmasında, daha fazla “istihdam ve refahın arttırılmasının ancak özel sektör ekseninde bir gelişmeyle mümkün” olabileceğini, kendi ayakları üzerinde bir toplumun “sadece özel sektörün gelişmesi” ile sağlanabileceğini ifade etti.
Yatırım ve iş yapmanın önünü açacak politikalar ile kamu maliyesini sürdürülebilir kılacak önlemlerin paralel bir şekilde yürütülmesi gerektiğini kaydeden Toros, vergi, harçlar, ticaret rejimi, teşvik ve ilgili diğer tüm politikaların özel sektör odaklı gelişime yönelik olması gerektiğini kaydetti.
Toros, kamuda çalışma saatlerinin gerçekçi, uygulanabilir ve özel sektörle uyumlu bir şekilde düzenlenmesi, E-devlet projesinin bütünlüklü olarak hayata geçirilmesi, Devlet yapısının sadeleşmesi ve kamu sektörünün verimliliğini artırmak için kapsamlı bir Kamu Reformu’nun yapılması, yenilenebilir enerji kaynakları geliştirerek elektrikte arz güvenliğinin sağlanması ve maliyetlerin düşürülmesi gerektiğini belirtti.
Toros, “İthalat esnasında tahsil edilen fon, stopaj ve katma değer vergisi gibi maliyet artırıcı ve hayat pahalılığına yol açan doğrudan vergilerin gözden geçirilerek düşürülmesi, Kurumlar ve gelir vergisi oranlarının düşürülmesi ve alternatif finansman araçları ile işletmelerin sermaye yapılarının güçlendirilmesi, Katma değeri yüksek, dış pazar odaklı mal ve hizmet üretimi ve öncelikli sektörlere yatırımın teşvik edilmesi, potansiyel rekabet gücü olan sektörlerin önünün açılması için gerekli düzenlemelerin yapılması, Ekonomik büyümeye katkı sağlayacak kamu yatırımlarının hayata geçirilmesi. Özellikle ulaşım, enerji, taşımacılık, ve akredite standart kurumlarının kurulması, bu çerçevede hayati önem taşımaktadır” dedi.
Fikri Toros, işletmelerin devletten olan kesinleşmiş alacaklarının diğer kamu alacaklarına mahsup edilebilmesinin de beklentileri arasında olduğunu ifade etti.
Kuzey Kıbrıs Rekabet Edebilirlik Raporu’na da atıfta bulunan Toros, “Rapor bir kez daha siyasi istikrarsızlık, verimsiz devlet bürokrasisi, kamu harcamalarının israfı, devlet düzenlemelerinin yarattığı yük ve yetersiz altyapı gibi sorunlarımız, rekabet edebilirliğimizde ciddi engeller teşkil etmektedir” dedi.
Toros, “Örneğin, şirket kurmak için gereken prosedür sayısı Türkiye’de 8, Güney Kıbrıs’ta 6 iken, Kuzey Kıbrıs'ta 17’dir. Şirket kurmak için gerekli ortalama gün sayısı Türkiye’de 7, Güney Kıbrıs’ta 8 iken, Kuzey Kıbrıs'ta 23’tür” dedi.
“Ankara Temsilciliğimiz inşallah bu dönemde faaliyete geçecektir”
Yeni dönemde de, Türkiye ve Kıbrıs Türk iş insanlarının karşılıklı işbirliğini geliştirmenin en öncelikli konular olacağını kaydeden Toros, “Bu çerçevede, Kıbrıs Türk Ticaret Odası Ankara Temsilciliğimizin kurulması için karar verilmiş ve prosedürel çalışmaların devam etmekte olduğunu sizlere müjdelemekten gurur duymaktayım. Ankara Temsilciliğimiz inşallah bu dönemde faaliyete geçecektir” dedi.
Odası’nın ekonominin Avrupa Birliği normları doğrultusunda dönüşümü için çalışmalarına devam edeceğini kaydeden Toros, “Bizler bunu siyasi bir süreçten ziyade, yıllarca izole edilmiş bir ekonominin dünyayla rekabet edebilir hale gelebilmesi çerçevesinde zaruri olarak değerlendiriyoruz” dedi.
“Terörü lanetliyoruz”
Son yıllarda Türkiye'de yaşanan hain terör saldırıları ve 15 Temmuz darbe girişimini lanetlediklerini kaydeden Toros, “ Özellikle son bir yıl içerisinde, Dünyada hızla artan terör olayları, özellikle bölgemizi etkileyen savaşlar, göç ve nüfus hareketleri, siyaset önceliklerini değiştirmiş; dünyanın herhangi bir yerinde olan bir gelişmenin küresel etkilere yol açabildiği görülmektedir” dedi.
“Türkiye ile olan özel bağlarımız sayesinde hayata tutunuyoruz ve bundan vazgeçmeyiz”
Kıbrıs Türk Ticaret Odası, Kıbrıs’ta adil ve sürdürülebilir kapsamlı bir siyasi çözümün her iki Kıbrıslı toplumun ve bölge ülkelerinin istikrarı için gerekli olduğunu belirten Toros, “Böyle bir çözüm ancak her iki toplumun siyasi eşitliğine dayalı, iki kesimli, siyasi ve ekonomik güvenliğin tam olması halinde sürdürülebilir olabilir. Ayrıca, Türkiye ve Yunanistan'ın Kıbrıs'a eşit mesafe ve etkide olmasını sağlayacak bir anlaşmanın, güvenliğimiz için şart olduğunu değerlendirmekteyiz. Kıbrıslı Türkler olarak bizler Türkiye ile olan özel bağlarımız sayesinde hayata tutunuyoruz ve bundan vazgeçmeyiz. Bu nedenle, olası bir çözüm sonrasında, Federal Kıbrıs ile Türkiye arasında devam edecek ticari ilişkilerin, Türkiye-AB Gümrük Birliği anlaşması kriterlerine sınırlı kalmasını kabul etmeyeceğimizi tüm ilgililere anlatmaktayız” dedi.
Varlığı yarım asrı aşan bir sorunun taraflar arasında güven bunalımı yarattığını kaydeden Toros, “Süreçte yaşanacak hayal kırıklıkları ve sıkıntıların aşılmasında sivil topluma önemli görevler düşmektedir” dedi.
Denktaş: “Mahsuplaşma uygulamada”
Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş, konuşmasında ithalatta KDV ve işletmelerin mahsuplaşması ile ilgili Genel Kurul’da dile getirilen sorunlara açıklama getirdi.
Denktaş, devletle alacak verecek ilişkisi olan herkesin devletle mahsuplaşma için başvuruda bulunabileceğini kaydetti.
Önceki hükümet döneminde işletmelere kolaylık sağlanması amacıyla ithalatta KDV’nin 60 gün tecil edilmesi uygulamasının getirildiğini anımsatan Denktaş, uygulanan tecil faiziyle ilgili yasal düzenleme hazırlandığını, tasarının salı günkü Meclis oturumuna taşınacağını, yasal düzenleme hayat buluncaya kadar işletmelerin ithalatta ödenmesi gereken KDV’yi tecil faizi ödememek için iki aylık çek ile ödeyebileceğini anlattı.
Oda ile ilişkilerin iyi gittiğini kaydeden Denktaş, “sorunların karşılıklı konuşarak aşılabileceğini” vurguladı.
Talat: “Çözüm için zaman daraldı”
İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, toplantıdaki konuşmasında Kıbrıs sorununa değinerek, çözüm için zamanın çok dar olduğunu hatta zamanın dolduğunu çünkü Şubat 2018’de Güney Kıbrıs’ta yer alacak seçimlere yönelik kampanyanın başladığını ifade etti.
Kıbrıs sorunun çözümünün, Kıbrıslı Rum lider Nikos Anastasiadis’in sorunu gerçekten çözmek isteyip istemediğine bağlı olduğunu ifade eden Talat, bunun dışında bir seçenek bulunmadığını, Temmuz ayında Kıbrıs Rum tarafının gaz arama çalışmalarını başlatacağını bu gelişmeler altında Kıbrıs müzakerelerinin devamını olası görmediğini kaydetti.
Ülkenin sosyal ve ekonomik yapısının 1974’ten itibaren tatmin edici bir noktaya getirilemediğini kaydeden Talat, uluslararası hukuk dışında kalmak ve AB normlarını uygulayamamanın bunda büyük etkisi olduğunu, bunun yanında 40 yılda 39 hükümet kurulmasının başka bir büyük neden olduğunu, bunun tek çözümünün başkanlık sistemi olmadığını, İngiltere ve Yunanistan’da farklı sistemler uygulandığına işaret etti.
CTP-UBP Hükümeti döneminde hazırlanan pek çok yasanın hükümetin bozulması nedeniyle hayat bulamadığına işaret eden Talat, “Siyasetin ilk çözmesi gereken konu budur” dedi.
Güvenli gelecek, siyasi eşitlik ve buna bağlı olarak kararlara etkin katılımın Kıbrıs Türk tarafının vazgeçemeyeceği unsurlar olduğunu ifade eden Talat, Kıbrıs Rum tarafının anlayışının bu yönde değişmesi gerektiğini, hidrokarbon arama çalışmalarının ertelenmesinin ancak bu anlayışın yerleşmesiyle mümkün olabileceğini ancak Güney Kıbrıs’ta Şubat 2018’de seçimler yapılacağından hidrokarbon arama çalışmalarının ertelenmesinin de çok zor gözüktüğünü kaydetti.
Eroğlu: “Kıbrıs Türk halkının ekonomik reforma ihtiyacı var”
Üçüncü Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Kıbrıs Türk halkının ekonomik reforma ihtiyacı bulunduğunu, bunun için tüm kesimlerin bir seferberlik başlatması gerektiğini kaydetti.
Ülkenin altyapı sorunlarının öncelikli çözülmesi gereken unsurlar olduğunu kaydeden Eroğlu, ülkede 100 bine yakın üniversite öğrencisi bulunduğunun ancak gerekli altyapının bulunmadığını ifade etti.
Rum tarafının ana hedefinin Kıbrıslı Türkleri 1974 öncesi dönemine döndürecek bir plan dayatmak olduğunu belirten Eroğlu, bu süreçte de Rumların amaçlarının doğal gaz için kazı çalışmaları başlarken Kıbrıs Türk tarafını masada tutmak daha sonra ise Türkiye’yi masadan kaçan taraf olarak ilan etmek olduğunu ifade etti.
Eroğlu, “Anastasiadis’in müzakereleri zamana yaymaktan başka düşüncesi yoktur” dedi.
ENOSIS plebisitinin okullarda anılması kararının dün Kıbrıs Rum Meclisi’nde alınan kararla farklı bir şekle sokulduğunu kaydeden Eroğlu, oylamada 20 vekilin yasa önerisini reddetmesinin Güney Kıbrıs’ta aşırı sağcı ELAM’ın Meclis’te söz sahibi olabileceğini gösterdiğini kaydetti.
Müzakerelerin sonuç odaklı olarak başlatılmasını temenni ettiğini kaydeden Eroğlu, bu süreçte, “Kıbrıs Türk tarafının görüşmeleri, masada olmazsa olmazlarını tutarak sürdürümesi gerektiğini” ifade etti.
Eroğlu, gelinen süreçte, Güney’de Başkan adayının 2-3 partinin desteğini almasıyla Başkan olabileceğini, dolayısıyla Anastasiadis’in de Kıbrıs Türk tarafında değil güneydeki siyasi partilere yakın gözükmeye çalışacağını ifade etti.
Eroğlu, Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi, karar alma organlarında etkin katılım ve antlaşmanın AB’nin birinci hukuku olmasının Kıbrıs Türk tarafının olmazsa olmazları olduğunu ifade etti.
Erhürman: “Yeni bir sistem oluşması gerekiyor”
CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman ise konuşmasını 28 Mart 2017’de iş insanlarının katılımıyla gerçekleştirilen bir toplantının ardından yapılan açıklama üzerine yaptı.
Açıklamadaki bazı tespitlere değinen Erhürman, iş sorunlarının Kıbrıs sorununun çözümüne veya Türkiye ile imzalanan protokollere bağlanmasının sorunları kör düğüme dönüştürdüğü yöndeki tespitin “çok önemli” olduğunu kaydetti.
Açıklamada grup çıkarlarının toplum çıkarlarının önüne çıkarıldığı saptamasının da yapıldığını kaydeden Erhürman, bu tespitin yapılmasının kendi başına tarihi bir an olduğunu söyledi.
Açıklamada, ülke kaynaklarının heba edildiğine de vurgu yapıldığını kaydeden Erhürman, bugün belki Lefke, Karpaz bölgelerinin kurtarılabileceğini ancak Girne’nin artık kurtarılamayacak durumda olduğunu belirtti.
Erhürman, “Geri döndürülemeyecek kadar çok zarar verdik, Artık kaynaklarımızı heba etmemeliyiz”
Söz konusu açıklamayı “Tarihi bir açıklama” olarak niteleyen Erhürman, “Maalesef bu ülkede hepimizin çorbada tuzunun bulunduğu yozlaşmış bir sistem oluşturuldu” dedi.
Erhürman, yeni bir sistem oluşturulması gerektiğini, tarım arazileri, inşaat alanları, turizm arazileri ayrışımının yapılması, kaliteli üretime geçilmesi, dışta rekabet edebilmek için üretimde güç birliği yapılması, halkta “biz bir şey yapamayız” düşüncesini, yapabiliriz anlayışına dönüştürmek gerektiğini ifade etti.
Kıbrıs sorunun çözümünün de öngörülebilirlik açısından çok önemli olduğunu ifade eden Erhürman, ancak çözümün iç sorunların çözülmesi açısından sihirli bir değnek olmadığını kaydetti
Özyiğit: ““Haziran ayına kadar bir şeylerin netleşmesi gerekiyor”
TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit konuşmasında, esas yapılması gereken Oda tarafından yapılan verimli çalışmalar ışığında gerekli adımların atılması olduğunu kaydetti.
Ülkeyi yönetenlerin, Rekabet Edebilirlik Raporu gibi yapılan çalışmaları ve uyarıları tozlu raflarda bırakıldığını kaydeden Özyiğit, “Bunların yaşama geçirilmesi hepimizin boynunun borcu” dedi.
Devlet Planlama Örgütü ve Yatırım Geliştirme Ajansı’nın (YAGA) ne kadar yön verici olduğunu sorgulayan Özyiğit, YAGA’nin verimsiz ve işlevsiz olduğunu savundu.
YAGA’da öncelikli yatırımcıların yerli genç yatırımcılar olması gerektiğini kaydeden Özyiğit, bunlar yeterli görülmediği takdirde YAGA’da yeri işgücünün kullanılacağı, yeri ürünlerin üretileceği yatırımların değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti.
Kıbrıs sorununa çözüm bulmak hedefiyle yeniden başlayacak olan müzakerelere de değinen Özyiğit, “Haziran ayına kadar bir şeylerin netleşmesi gerekiyor. Haziran ayından sonra Şubat 2018 seçimleri önem kazanacak” dedi.
Tarafların birbirini kırarak bir yere varmasının mümkün olmadığını ve daha hassas davranılması gerektiğini ifade eden Özyiğit, müzakerelerde dönüşümlü başkanlık, etkin katılım ve güvenliğin önemli konular olduğunu söyledi
Erdil Nami: “Kendimizi çeki düzen vermemiz gerekir”
Divan Başkanı Erdil Nami, açılışta yaptığı konuşmada yeniden başlayacak olan müzakerelerin “olumlu tarafa gitmesi” temennisinde bulundu. “Kendimizi çeki düzen vermemiz gerekir” diyen Nami, Kıbrıs müzakereleri ile iç konuların ilişkilendirmemesi ve ülkenin ileriye taşınması gerektiğini ifade etti.
Yabancı yatırımcının ülke açısından çok önemli olduğunu kaydeden Nami, ülkede ksenofobi (yabancı düşmanlığı) bulunduğunu ve bunun kırılması, “Türkiye ile ilişkileri daha iyi safhaya” taşımak gerektiğini kaydetti.
Akıncı ve Siber mesaj gönderdi
Genel kurulda yurt dışında bulunan Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Cumhuriyet Meclisi Sibel Siber’in mesajları da okundu.
Konuşmaların ardından faaliyet raporu ve mali raporun aklanmasına geçildi.