"Kıbrıs Türklerine haksızlık yapılıyor"
Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım, Rum tarafının yıllardır devam eden uzlaşmaz, anlaşmaz siyasetinin bedelini Kıbrıs Türkü’ne ödetilmesinin ciddi bir çelişki ve büyük haksızlık olduğunu söyledi.
20 Temmuz'un yıldönümü nedeniyle Lefkoşa’da Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’nda tören düzenlendi. Törende Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım konuşma yaptı.
KKTC’yi bölgenin önemli turizm, eğitim ve tarım merkezlerinden biri haline getirmenin ortak hedef olduğunu söyleyen Yıldırım, müşterek hedeflere ulaşılması için birlikte hareket edileceğine inanç belirtti.
Yıldırım, “Son gelişmeler bir kez daha göstermiştir ki Kıbrıs Türkü kaderine sahip çıkmaya muktedirdir, kendi geleceğinin kararını vermeye muktedir. Yeni bir yolda ve gayretle, geleceğin başarılarına dört elle sarılmalı, eksiklerimiz neyse süratle gidermeliyiz. Bu yolla Türkiye’nin tam desteği geçmişte olduğu gibi bundan sonra da aynı şekilde var olacaktır” diye konuştu.
“BARIŞ HAREKATI BİR DÖNÜM NOKTASI”
Türkiye Başbakanı Binalı Yıldırım, Barış Harekâtı’nın Kıbrıs adasının tarihinde bir dönüm noktası olduğunu, Türkiye’nin garantör olarak o gün dünyaya Enosis’e geçit verilmeyeceğini, Kıbrıs Türkü’nün yalnız olmadığını gösterdiğini belirtti.
Barış Harekâtı’nın Türkiye’nin uluslararası anlaşmalardan doğan hak ve yükümlülükleri çerçevesinde gerçekleştirildiğini ifade eden Yıldırım, harekât ile Türkiye’nin adada yaşanan acılara son verdiğini ve bir daha tekrarlanmamasını teminat altına aldığını söyledi.
Yıldırım, “Bu vesileyle Kıbrıs Türkü’nün var olma mücadelesinin önderleri merhum Doktor Fazıl Küçük ve Kurucu Cumhurbaşkanı merhum Rauf Denktaş başta olmak üzere mücadele emeği geçen herkesi, en önemlisi bu yolda şehit olan herkesi rahmetle, şükranla anıyor gazi ve mücahitlerimize hayırlı ömürler diliyorum” dedi.
Konuşmasının devamında, bugüne nasıl gelindiği, Kıbrıs meselesinin nasıl ortaya çıktığı ve çözüm çabalarının neden başarısız olduğuna değinen Yıldırım, şunları söyledi:
“Türkiye 1974’te birden bire aklına düşerek buraya gelme kararı almadı. Rumlar adada birlikte yaşama ve adayı birlikte yönetme mutabakatını anlaşmanın mürekkebi kurumadan terk etmişlerdir. Tek yanlı Anayasa değiştirme dayatmalarına girişmişiler, bu reddedilince Akritas Planı’yla Kıbrıs Türklerini ortaklık devletinden silah zoruyla dışlamışlardır. Devleti ele geçirdikleri 1963 yılından bugüne Kıbrıs meselesi bizlerin ve uluslararası toplumun yoğun bir şekilde gündeminde olmuştur. O günlerde kurulan BM Barış Gücü 53 yıldır halen adadadır. Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafı başından bu tarafa iyi niyet ve kararlılıkla çözüme sahip çıkmış, müzakere sürecine sahip çıkmış, adil, kalıcı, kapsamlı bir uzlaşma için inisiyatif almaya devam etmiştir.”
“BM TARAFINDAN VURGULANAN ÇERÇEVEDE BİR ÇÖZÜM ARAYIŞI SONUÇ VERMEDİ”
İsviçre’de geçtiğimiz günlerde geride kalan sürecin, BM tarafından vurgulanan çerçevede bir çözüm arayışının sonuç vermediğini bir kez daha ortaya koyduğunu dile getiren Yıldırım, “Hatırlanacağı üzere Türk tarafı çözüm iradesini 2004 yılında hayata geçirerek Annan Planı’nı referandumda somut olarak ortaya koymuştur. Bu sınavdan Kıbrıs Türkü alının akıyla çıkmış çözüme ‘evet’ demiştir. Rum tarafı da bilindiği gibi birlikte yaşamaya ve devleti paylaşmaya hazır olmadığını ortaya koymuş ‘hayır’ oyu kullanmıştır” dedi.
Aynı tutumun bugün de sürdüğünü söyleyen Yıldırım, 2008’de başlayan ve 9 yıldır zorlu müzakerelerle binlerce saat emekle süren İsviçre’deki Kıbrıs Konferansı’na kadar ilerleyen müzakere sürecinde de yapıcı önerilerin özellikle Türk tarafından geldiğini vurguladı.
“Rum tarafı daha önce olduğu gibi müzakere ediyor görünen, oyalayan, ipe un seren yaklaşımını burada da sürdürdü” diyen Yıldırım, sonuçta Rumların, işi baltalayıp, masayı deviren tutumları nedeniyle bu sürecin de akamete uğradığını kaydetti.
Yıldırım, “Bu süre zarfında Cumhurbaşkanı Akıncı ve müzakere ekibinin uzlaşma çabalarının, gerek hükümet, Başbakan, gerek muhalefete mensup tüm siyasi partilerle desteklenmesiyle anlayış ve eylem birliği içinde hareket edilmesi Kıbrıs Türk tarafının çözüm yönünde sergilediği samimi ve kararlı tutumu takdire şayan olmuştur” diye konuştu.
“MÜZAKERELERİN DEVAMININ ANLAMI YOK… SONUÇ ÇIKMAYACAĞI AŞİKAR”
Adil, kalıcı ve kapsamlı bir çözümün elde edilmesi için anavatan ve garantör Türkiye’nin de üzerine düşen her türlü sorumluluğu yerine getirdiğini ancak beklediği karşılığı göremediğini dile getiren Başbakan Yıldırım, uzun çabalar sonucunda gelinen noktada iki kez toplanan ve BM İyi Niyet Misyonu çerçevesinde çalışmalarını sürdüren Kıbrıs Konferanslarından bir sonuç alınamayacağının, Rumların da böyle bir çözüme hazır olmadığının net olarak anlaşıldığını kaydetti.
Yıldırım, “Ayrıca müzakerelerin bir sene sonra kaldığı yerden devam etmesinin de bir anlamı olmadığını ve buradan da bir sonuç çıkmayacağı aşikar olarak ortadadır” dedi.
“ENERJİ KAYNKALARI İŞBİRLİĞİ İÇİN FIRSAT”
Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarının işbirliği için bir fırsat olduğunu düşündüğünü dile getiren Yıldırım, “Ancak Rus-Rum tarafının tek yanlı adımları zamansız, tehlikeli ve çözümsüzlüğü teşvik eden özelliktedir” dedi.
Türkiye’nin ve Kıbrıs Türk halkının Doğu Akdeniz’deki uluslararası hukuktan doğan hak ve menfaatlerini korumaya devam edeceğini belirten Yıldırım, “Bu noktada tüm tarafların daha sorumlu davranmasını öneririm” diye konuştu.
“KISITLAMALARA SON VERECEK ADIMLAR ATILMALI”
Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım, Rum tarafının yıllardır devam eden uzlaşmaz, anlaşmaz siyasetinin bedelini Kıbrıs Türkü’ne ödetilmesinin ciddi bir çelişki ve büyük haksızlık olduğunu dile getirerek, Kıbrıs Türk halkına uygulanan haksız, dayanaksız kısıtlamalara son verecek adımların artık vakit geçirilmeden atılması gerektiğini vurguladı.
Yıldırım, “Ancak ister bu yönde adım atılsın isterse atılmasın, Kıbrıs Türk halkının yaşam seviyesini daha da ileriye götürecek kudret ve iradeye sahip olduğumuzu bir kez daha buradan ilan ediyorum. KKTC’nin kalkınması ekonomik alanda güçlü temele sahip olması ve sürdürülebilir ekonomik yapıya erişmesi öncelikli hedefler arasındadır” dedi.
Anavatandan gelen bereket kaynağı su gibi önemli bir imkana da sahip olunduğunu vurgulayan Yıldırım, bunu en etkin şekilde kullanarak turizm ve tarım alanında çok büyük ilerleme sağlanabileceğini belirtti.
“KIBRIS HER MEVSİM YEŞİL ADA OLACAK POTANSİYELİ YAKALADI”
Yıldırım 20 Temmuz törenindeki konuşmasına şöyle devam etti:
“Kıbrıs sadece ilkbaharda değil her mevsim yeşil ada olacak potansiyeli yakalamıştır. Bugünkü kurak ovalar, KKTC ve Türkiye’nin serasına, üretim üssüne dönüşmeye adaydır. Suyumuzu en son tarımsal üretim teknikleri ve alın terimizle birleştirerek, her türlü engeli aşacağımızdan emin olabilirsiniz.”
“KIBRIS TÜRKÜ KADERİNE SAHİP ÇIKMAYA MUKTEDİRDİR”
Yıldırım, “Son gelişmeler bir kez daha göstermiştir ki Kıbrıs Türkü kaderine sahip çıkmaya muktedirdir, kendi geleceğinin kararını vermeye muktedir. Yeni bir yolda ve gayretle, geleceğin başarılarına dört elle sarılmalı, eksiklerimiz neyse süratle gidermeliyiz. Bu yolla Türkiye’nin tam desteği geçmişte olduğu gibi bundan sonra da aynı şekilde var olacaktır” dedi.
KKTC’yi bölgenin önemli turizm, eğitim ve tarım merkezlerinden biri haline getirmenin ortak hedef olduğunu söyleyen Yıldırım, müşterek hedeflere ulaşılması için birlikte hareket edileceğine inanç belirtti.
“KIBRIS TÜRKÜ’NÜN HUKUKU VE REFAHI MİLLİ MESELEMİZDİR”
“Kıbrıs Türkü’nün hukuku ve refahı milli meselemizdir” diyen Yıldırım, anlayış ve gönül birliğini koruyarak, atılması gereken adımların kararlılıkla atılacağını, çıkabilecek sıkıntıların da birlikte aşılacağını vurguladı.
Yıldırım, 20 Temmuz'da Kıbrıs Türkü’nün varlığı ve özgürlüğü için cesaretle savaşan, bu uğurda gözlerini kırpmadan, can vererek şehadet mertebesine ulaşan mücahitleri, Mehmetçikleri rahmetle, şükranla anıp, gazilerimize hayırlı uzun ömürler diledi.
TC Başbakanı Binali Yıldırım, 20 Temmuz'un Kıbrıs Türk halkına ve tüm millete hayırlı uğurlu olmasını diledi.