1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Kıbrıs Turnesi
Kıbrıs Turnesi

Kıbrıs Turnesi

Kıbrıs Turnesi

A+A-

Yazı Dizisi 9

 

Erdinç Gündüz

Fikir kimden çıktı hatırlamıyorum.  Uzun süren müzik sohbetlerinden birinde, Kıbrıs turnesi fikri atıldı ortaya. Uzun uzun tartışıldı, çünkü fikir güzeldi, hoştu ama tartışılması gereken çok şey vardı.
Sancaktarlık izin verecek miydi Lefkoşa dışına çıkmamıza?  Mağusa Kapısı’ndaki Rum polisler izin verecek miydi çıkışımıza? Rumlar  ‘Bayrak’ (Kuartet) adından gıcık kaparlar mıydı? Oradan geçsek bile, yolda belde güvende olacak mıydık? Leymosun, Baf, Mağusa, Larnaka’daki organizasyonu kim,  nasıl üstlenecekti? Konser afişi gönderebilecek miydik? v.s. v.s....  Daha çok sayıda soruya yanıtlar bulmaya çalıştık uzun süre. Gene de, ilk adım olan ‘Sancaktarlık’tan izin alma’  konusuyla bir başlangıç yapmayı uygun gördük.
Sancaktarlık izin verebileceğini bildirince,  önce turne tarihini,  Baf, Leymosun, Larnaka, Mağusa konserlerinin hangi tarihlerde olabileceğini saptadık ve konser afişlerini bastırdık hemen. Afişlerde konser tarihi, yeri, saati yoktu. Sadece ‘Bayrak Kuartet’ konseri olacağı belirtilmişti.

*  *  *

Sonunda gün geldi çattı.  Kafilede ben, Yılmaz, Süleyman, Ferahzat ve Ersel vardı. Üç-beş parça aletimizi de sığdırdık bir arabaya, kendimizi de. Ve yıllar sonra Lefkoşa’nın Türk kesiminden, Çağlayan kapısından yola çıktık.
Rum barikatı, Türk sınırından aşağı yukarı bir kilometre kadar ilerideydi. Yol, her zamanki gibi, Lefkoşa’ya girmeye çalışan  Türk köy otobüsleriyle doluydu. Çıkış yolunda da, daha önce Türk kesimine girmiş birkaç köy otobüsü vardı.  Kimlik kontrolü yapılıyor, herkes, her araba didik didik aranıyordu. Bir sürü de soruyla...
Sıra bize gelmişti sonunda. Bir Rum polis çavuşu “Arabadan inin” emrini verdi. İndik ve arabanın önüne sıralandık.  Safta, ‘rahat’ durumdaki bir manga mücahit gibiydik. Ama bu kez önümüzde bir Mücahit subayı değil bir Rum polis çavuşu vardı. Kimlik kontrolü yapıldı önce. Sonra üzerlerimiz arandı. Ardından da  uzun uzun süren sorular, sorular...
“Yolculuk nereye?”
“Leymosun’a..Oradan da Baf’a geçeceğiz.”
“Akrabalar var?”
“Yok. Akraba yok. Biz bir müzik grubuyuz. Konserler vereceğiz...”
“Müzik grubu?.... Ne çalar ne söylersiniz?”
Ne çaldığımızı, ne söylediğimizi  anlatmaya çalıştık.
“Ne zaman döneceksiniz?”
“Falanca gün...”
“Arabada ne var?”
“Müzik aletlerimiz.”
“İndirin bakalım görelim...”
Teker teker indirdik... Hepsini teker teker incelediler.. Amplifierların içine, gitar kutularına kadar.... Sonra Çavuş kulübüye gitti, birşeyler konuştu ve döndü. “Tamam... Geçin bakalım” dedi.
Derin bir ohhhh çektik. Arabaya doluştuk yine. Ve hareket ettik.

*  *  *

Leymosun’a akşam üzeri varabilmiştik. Leymosun’da, Lefkoşa’daki gibi, Türk ve Rum mahalleleri kesin hatlarla ayrılmış değildi. Biraz karmaşık bir görünüş vardı. Türklerin yoğun olduğu bir sokakta  bir otele yerleştik.  Öğleden sonramız, konserin gerçekleşeceği salonda, hazırlıklarla geçti. Gece 20.00’de sahneye çıktığımızda, salonda  coşkulu bir müziksever grubu bizi bekliyordu.
  Leymosun, İngiliz üslerinin yakın olması nedeniyle sürekli İngiliz akınına uğrayan bir şehirdi. Bu da müzikseverlerin,  İngilizce pop şarkılarına daha eğilimli olmasına neden olmuştu.  Ancak  bizim Türkçe pop şarkıları da büyük ilgilerini çekmişti.

 

***************************************************************************

Leymosun ve Kareler

Kareler, 60’lı yılların ortalarında, müzik adına herşeyini ortaya koymuş bir hoca, Fikret Özgün tarafından Leymosun’da oluşturulmuş çok iyi bir müzik grubuydu.  Kısa süre içinde bu başarılı grup, Kareler’in ismi,  Leymosun’dan tüm Kıbrıs’a yayılmıştı. Yeni başlarken grupta, üç keman, bir bas gitar ve bateri vardı.  Kısa süre sonra yeni gitarlar elde edilmesiyle grubun hem yapısı hem müzik türü biraz daha farklılaşmıştı.  Aktif olduğu süre boyunca Kareler, çok iyi pop müzikçilerin yetiştiği bir grup oldu.

Bu haber toplam 2042 defa okunmuştur
Adres Kıbrıs 283. Sayısı

Adres Kıbrıs 283. Sayısı