“Borçlar ötelenecek, başka çare yok”
“İçinden geçtiğimiz süreç zor bir süreçtir ve birçok alışkanlıklarımız değişmiştir. Yeni bir dünyaya sürüklenmekteyiz.”
“Bu saatten sonra borçları ötelemek dışında bir çare yoktur. Çalışmayan ve kapalı sektörler, ayrıca onların paydaşlarına yönelik borçlar ötelenecektir.”
“Bu süreçte hangi sektörler hangi derinlikte etkilenmiştir, istatistiki verilerinin çıkartılması gerekir. Önümüzü gerçek anlamda göremiyoruz.”
“KKTC Merkez Bankası ve bankalar olarak bizler tam bir kriz yönetimi içerisindeyiz.”
“İçinden geçtiğimiz süreç zor bir süreçtir ve birçok alışkanlıklarımız değişmiştir. Yeni bir dünyaya sürüklenmekteyiz.”
Fayka ARSEVEN KİŞİ
Kıbrıs Vakıflar Bankası Genel Müdürü Cengiz Erçağ, “borçlar ötelenecek, başka çaresi yok” vurgusunda bulundu.
Erçağ, “KKTC Merkez Bankası ve bankalar olarak bizler bu krizi atlatmak için geçmiş tecrübelerimizi de ortaya koyarak, tam randımanlı bir kriz yönetimi içerisindeyiz” dedi.
Erçağ, “Bu saatten sonra öteleme yapılacaksa ki bu gün itibarıyla başka çare de yoktur, çalışmayan veya kapalı olan ve onlardan etkilenen yan sektörlere tüm paydaşların borç ötelemeleri, yapılandırmaları yapılacaktır” ifadesinde bulundu.
“Özel sektörün durumu içler acısı” diyen Erçağ, “2021 yılı zor bir yıl olacaktır” şeklinde konuştu.
Bu hafta Kıbrıs Vakıflar Bankası Genel Müdürü Cengiz Erçağ ile konuştuk.
- YENİDÜZEN: Yine bir kapanma süreci, yine bir belirsizlik... 2020 yılı yaz ayında ‘yeni yeni krize giriyoruz’ demiştiniz. Nedir durumumuz krize girdik mi?
- ERÇAĞ: Evet, hatırlıyorum ve halen daha sözümün arkasındayım. Bugün itibarı ile şunu da ifade edebilirim ki gerçek anlamda krize tam anlamıyla henüz daha girmiş değiliz, gün geçtikçe yavaş yavaş ilerliyoruz demek çok daha doğru bir söylem olurdu. Çünkü bunun nedeni, malum 2020 yılında bankalarca yapılan ötelemeler ve borç yapılandırmalarıdır. Bu durum kısmi de olsa kriz yaşanmasını önemli ölçüde engellemiştir. Ancak kalıcı çözümler ivedilikle hayata geçirilmelidir. Örneğin; aşılama bir an önce bitirilmeli ve kontrollü açılımlar başlatılmalıdır.
- YENİDÜZEN: Geçen dönemden farklı bu kez hükümet bankaları serbest bıraktı. Bankalar vatandaşın borçlarına yönelik nasıl bir yaptırım izleyecek?
- ERÇAĞ: Yaptırım değil de bu dönemde birlikte neler yapılabiliriz, ona bakmak lazım. Bilindiği üzere; bankalar, pandemi krizinden etkilenmiş olan borçluların ödemelerini ya ötelemiştir, ya da daha kolay ödeme şartlarıyla yapılandırmıştır. En azından içinden geçtiğimiz ekonomik konjonktür gereği kimseyi donuğa aktarmak ve yasal takip süreçlerini başlatmak gibi bir düşüncemiz olmadı, olamazdı da. Çünkü tüm dünyada olduğu gibi, ülkemiz coğrafyasında da olağanüstü günlerden geçiyoruz. Bu durumu tüm sektörler ve halk hep birlikte yaşıyoruz. Halen daha tam anlamı ile bir açılım şu an ki durumda netlik kazanmamıştır. Pandemi süreci daha ne kadar sürecek, ekonominin çarkların eskisi gibi dönüp dönemeyeceği çok bilinmezli bir denklem boyutunda hareket etmeye devam ediyor. Hangi sektörler hangi derinlikte etkilenmiştir, bunların istatistiki verilerinin çıkartılması gerekir. Önümüzü gerçek anlamda göremiyoruz. KKTC Merkez Bankası ve bankalar olarak bizler bu krizi atlatmak için geçmiş tecrübelerimizi de ortaya koyarak, tam randımanlı bir kriz yönetimi içerisindeyiz. Sonuç olarak şu an itibarı ile eldeki imkanlar bunlar.
- YENİDÜZEN: 2020 yılında yaşanan kapanmalardan dolayı ne kadar vatandaş borcunu öteleme yolunu seçmiştir?
- ERÇAĞ: 2020 yılında yapılan ötelemeler borçluların inisiyatifinde değil, yasa gücünde kararname ile yapılmıştır ve tüm gerçek ve tüzel kişi borçlarını kapsamıştır. Çünkü Mart 2020 itibarı ile içine girdiğimiz belirsizlik sürecinin ne kadar uzayacağı belli olmadığından (ki hala daha belli değildir) borçların büyük kısmı gereksiz şekilde temerrüde düşecekti. İşte tüm bu sebeplerden ötürü borçların ötelenmesi gerçekleştirildi. Ancak günümüze geldiğimizde çalışan ve çalışmayan sektörler olarak artık resmi daha net görebiliyoruz. Bu saatten sonra öteleme yapılacaksa ki bu gün itibarıyla başka çare de yoktur, çalışmayan veya kapalı olan ve onlardan etkilenen yan sektörlere tüm paydaşların borç ötelemeleri, yapılandırmaları yapılacaktır diye söyleyebilirim.
“2021 yılı zor olacak”
- YENİDÜZEN: 2020 yılında vatandaşlar borçlarına ne kadar sadık kalabildi? 2021'de vatandaşı ne bekliyor?
- ERÇAĞ: 2020 yılında borcunu ödeyebilen vatandaşlar büyük oranda ödemelerini yapmaya devam etmiştir. Ancak, ötelemelerden, ödemesiz dönemlerden ve yapılandırmalardan dolayı, borç ödemelerinin ne oranda yapılabildiği veya yapılamadığı tam olarak ancak 2021 ortalarında belli olacaktır. 2021 yılı zor bir yıl olacak, sizlerin de malumu aşılanma başlamıştır ve ne kadar erken bitirilirse ve istenildiği gibi bir sonuç alınırsa, en azından yılın ikinci çeyreğinden sonra lokomotif sektörlerin açılması gündeme gelebilir. İşte o zaman yaralar bir nebze de olsa sarılır ve yılsonuna kadar birçok sektörde kısmı düzelmeler olabilir. Ancak benim şahsi görüşüm 2022 yılını hedefleyerek tedbirlerimizi ve projeksiyonlarımızı ona göre şekillendirmek durumundayız.
- YENİDÜZEN: Bankalar bu dönemde kara geçti mi? Önümüzdeki süreç için bankalarda sorun yaşanır mı?
- ERÇAĞ: Bankaların gelir kalemleri arasında faiz gelirleri de yer aldığından bu dönemde bu gelirlerin hesaplanmaya ve bilançolarda tutulmasına devam edilmiştir. Bu dönemde kredilerden elde edilen faizlerin 2019 yılının aynı dönemine göre daha düşük olduğu bir olgudur. Bu da gayet doğal ve beklenen bir sonuçtur. Netice itibarı ile tüm dünya daha önce tecrübe edilmemiş bir küresel salgın krizi ile karşı karşıya kalmıştır ve ekonomik sektörler zincirleme etkilenmiştir. Önümüzdeki dönemde, krizin ekonomi üzerindeki etkilerine bağlı olarak, bankalar gerekirse küçülmeye de giderek gerekse borç yapılandırmalarına devam ederek, risklerini daha farklı yönetme yönüne gidebilir.
- YENİDÜZEN: Sizce bu dönemden nasıl çıkabiliriz? Hangi kararlar üretilmelidir?
- ERÇAĞ: Bu dönemden çıkmanın en kalıcı ve sağlıklı yolu bilimin sağlayacağı çözümle olacaktır. Aksi halde hiçbir ülke sınırsız olarak ekonomik aktörleri destekleyecek durumda değildir, zaten böylesi bir durum bildiğimiz normal, kendi doğal akışında çalışan ekonomik yapıya dönmenin yolu da değildir. Üretilecek kararlar öncelikle pandeminin önünün kesilmesi ve toplumsal sağlık bakımından bağışıklık yaratacak uygulamaların gecikmeksizin hayata geçirilmesiyle ilgili olmalıdır.
- YENİDÜZEN: Kapanan işyerleri, binlerce işsiz... Artan pahalılık, kamu için yerine getirilmesi gereken sorumluluklar... Özel sektör bu kısır döngüden nasıl çıkacak?
- ERÇAĞ: Bu ancak yukarıda belirtildiği gibi sağlık endişelerinin tam olarak ortadan kalkmasıyla mümkün olacaktır. Haklısınız özel sektörün durumu içler acısı, eminim devlet tarafından kaynağa ulaşım noktasında çözümler üretilebilirse ve parasal anlamda hibe destekleriyle bu günlerin geçirilmesi hedeflenmelidir.
- YENİDÜZEN: Hükümetin açıklamış olduğu ekonomik tedbirler yeterli mi?
- ERÇAĞ: Kanaatimce eldeki imkanlar ile yapılabilecekler bunlardır diye düşünüyorum. Ekonomisi güçlü devletlerin/hükümetlerin yaptıkları açılımlara baktığımızda çok ciddi hibe programları olduğunu görüyoruz. Ancak bunlar imkanlar dahilinde yapılabilmektedir.
- YENİDÜZEN: Piyasadaki durgunluk sonucunda ödemeler aksıyor mu? Örneğin çeklerin ödemesine yönelik öteleme yapıldı bu karar doğru muydu? Farklı bir yol izlenebilir miydi?
- ERÇAĞ: Piyasadaki durgunluk nedeniyle tabi ki ödemelerde aksamalar olmaktadır; bu ortamda bunun aksi olması zaten normal olmazdı. Geçen yıl çeklerin ötelenmesi çok doğru ve yerinde bir karardı. Bu karar sayesinde hükümet kararı ile kapatılmak zorunda kalınan ve ciro ve gelirleri bir anda kesilmek durumunda bırakılan binlerce işletmenin çeklerinin karşılıksız hale düşmesini, kara listeye girmelerini ve bu nedenle de bankacılık sistemi kredi imkanlarından mevzuat gereği men edilmeleri ve dışlanmaları önlenmiştir. Kriz sonrası normale dönüş süreci bakımından bu karar çok önemli ve yerinde bir karardı.
“Zor bir süreç”
- YENİDÜZEN: Tekrardan açılmaya birlikte bizleri ekonomik olarak hangi sorunlar bekliyor?
- ERÇAĞ: Tekrar açılmanın getireceği ekonomik sorunları şimdiden net olarak kestirebilmek mümkün değildir. Ancak bir öngörüde bulunmak gerekirse, birçok ekonomik aktörün bu krizden sonra tam olarak toparlanıp kriz öncesi cirolarına ulaşması ya tam olarak mümkün olmayacaktır veya uzun zaman alacaktır. Bunun yanında yeniden açılamayacak işletmeler de olacaktır. Bunların kısa vadede (yani 2021-2022 döneminde) getireceği daralma haliyle istihdama da olumsuz etki yapacağından işsizliğin artma ihtimali yükselecektir. Kamu sağlığı tarafında endişeler ortadan kalksa bile, bu tür olumsuzlukların aşamalı olarak makroekonomiye yapacağı etki nedeniyle devlet gelirlerinde de yine kısa vadede bir daralma beklenmelidir. Sonuç olarak içinden geçtiğimiz süreç zor bir süreçtir ve birçok alışkanlıklarımız değişmiştir, zaten değişmek de zorundadır. Yeni bir dönem, yeni bir dünya modeline hızla sürüklenmekteyiz. Önce sağlığın önemi birinci sırada yerini korumaya devam edecektir. Eskilerin dediği gibi her şeyin başı sağlık, ama yaşamak için paraya da ihtiyaç var. İşte bu yeni dönem daha içe dönük bir yaşam şeklini bize getiriyor. Bundan sonra hiç bir şey eskisi gibi olmayacak. Dünya yeniden şekillenecek, üretime dayalı politikaların geliştirildiği kendi kendine yeten bir yapının kurulmasına ihtiyaç olacak. Belki globalleşmek yerine, kendi özümüze dönmemiz gerekecek. Eldeki imkanlar dahilinde ne varsa eşit paylaşım olacak belki de… Daha sosyal devlet anlayışı hakim kılınacak. Bu süreçte fakirleşecek miyiz? Evet ama el birliği ile mücadele edersek kazanan yine bizler olacağız.
FOTOĞRAF ARŞİV