Kıbrıs’a aidiyeti çoğaltmak
Kıbrıs’ın kuzeyinde “ilhak” tehlikesine karşı Kıbrıslı Rum liderliğinin de atacağı adımlar vardır.
Propaganda yapmak ya da dünyaya bağırmak dışında!
Kıbrıslı Türkleri kazanmak gibi…
* * *
Şimdi anlatacaklarıma kimileri “Kıbrıs Cumhuriyeti’ne geri mi dönüyoruz” diye bakabilir.
Hiç öyle değil!
“Federal Çözüm” ihtiyacını yeniden hatırlayalım istiyorum.
* * *
Ankara’ya başkaldıran makalelerim genelde Yunanca’ya da çevrilir ve güney basınında yer bulur.
Umarım bu kez de öyle olur.
Uzatmayalım.
Adaya 74’ten sonra gelen ailelerin, burada doğan ve 18 yaşına gelen çocuklarına “Kıbrıs Cumhuriyeti yurttaşlığı” verilerek atılabilir ilk adım…
Böylece Kıbrıs’a bağlılık hissi çoğalır.
İkinci, üçüncü kuşak evlatlardan söz ediyoruz.
Kıbrıslı bu insanlar…
* * *
Kıbrıslı Türkler, adanın güneyinde ekonomik süreçlere çok daha fazla dâhil edilebilir.
Yeni doktorlar mı istihdam edilecek ya da avukatlar mı?
Üniversiteye akademisyen mi alınacak işçi mi?
Kıbrıslı Türkler için özel alanlar yaratılabilir.
Böylelikle adanın “bütünü” ortak bir yaşam alanına dönüşecektir.
* * *
Bir de “dünyaya açılma” meselesi var.
Kıbrıslı Türkler sporcusu, sanatçısı, genciyle adanın kuzeyine sıkışmıştır.
Örneğin bir atletimiz Türkiye bayrağı altında ve aslında, tümüyle Türkiye Cumhuriyeti kimliğiyle olimpiyatlara katılsa dünyalar bizim olur.
İşte Kıbrıs Cumhuriyeti burada adanın bütününe bakabilmelidir.
Tüm uluslararası kafilelere Kıbrıslı Türk yetenekli gençlerin davet edilmesi kıyamet kopartmaz.
Futboldan müziğe, bilimsel konferanslardan sanata sayısız seçenek vardır.
* * *
Kıbrıslı Rum barışsever dostlarım kimi zaman bana sorarlar: Biz ne yapabiliriz?
Şunu söylemiştim en son…
“Siz de eylem yaptığınız ve Ankara’ya karşı slogan attığınız zaman Kıbrıslı Türklerin hayatı değişmiyor. Kıbrıslı Türkler bunu kendileri de yapıyor zaten…”
‘Kıbrıs Cumhuriyeti’nin dünyalı imkânlarını Kıbrıslı Türklere de açması sanırım ‘birleşik bir Kıbrıs’ı yeniden akıllara getirecektir.
Çünkü bu olmazsa, her ‘boşluğu’ Türkiye dolduracaktır adım adım…