KIBRIS’IN 74 ŞİİR KUŞAĞI…
KIBRIS’IN 74 ŞİİR KUŞAĞI…
Neriman CAHİT
Bu Kuşak, 1960 Kuşağıyla hiçbir bağı bağlantısı olmayan, tepeden - tırnağa kendi şiirinin kanallarını oluşturarak var olan bir şiir yaratmıştır. Şöyle ki: Geçmiş Kuşakların hiçbir şiir mirasını kabul etmemişlerdir… Ne Milliyetçilik ne Kahramanlık ne de ENOSİS Hülyalarını…
Bunun yanında, “Öz ve Biçem” bağlamında da geçmişle göbek bağlarını tamamıyla kopararak ‘Kendi Özgül ve Özgün Şiirlerini’ yaratma çabasına girmişler; yeni ve çok farklı bir biçem ve söylem geliştirmişlerdir…
Geçmişin tüm miras ve değer yargılarını reddeden… “Toplumsal Duyarlılık” denen tüm oluşumları sıyırıp atan bir kuşaktır bu…
O zamana göre çok önemli, çok büyük bir cesaret isteyen bir tavırları da:
O güne kadar Kilise ve EOKA’nın neredeyse topluma her anlamda pompaladığı ‘Milli Duyguları ve özellikleri de’ tamamıyla reddetmiş olmaları…
Bu kuşağın bir başka önemli özelliği ise, yukarıda saydığımız ‘Sağ Cephe’nin’ tüm özellik ve değer yargılarını reddetmenin yanında ‘Sosyalist Değer Yargılarını da’ tamamıyla reddederek, onlara da baş kaldırmalarıdır…
BUNLARIN NEDENİ…
Tüm bunların nedenine gelince: Biz Kıbrıs Türklerine göre: “Barış Harekâtı”, Rumlara göreyse ‘İşgal Olayının’ - 20 Temmuz 1974’ün – Ada’ya bir bomba gibi düşerek her şeyi… Ama her şeyi değiştirmesi olmuş… Her iki toplumun da geçirdiği çok ağır deneyimler sonucunda tüm yaşamlar, değer yargıları – özetle her şey – kökten sarsılarak, sökülerek değişmiştir…
Bu kökten değişiklik, doğal olarak çok duyarlı olan sanatçıları da etkilemiş, nitekim sade Güney’de değil, tüm sanat dallarında ‘Kökten Değişimler’ yaşanmıştır…
Çöken onca değer yargısından sonra geçirdiği ağır sınav, özellikle de ‘Genç şairleri yoğun bir sorgulamaya ve bunun sonucunda da nereden gelirse gelsin, dıştan gelen her şeyi reddederek, ‘kendi içine - özüne’ yöneltmiş, bu ağır sorgulama sonucunda vardığı sonuç şu olmuştur: Her şeye güvenini yitirdiği bir dünyada, güvenebileceği tek alan “Kendi Dünyası ve oluşturacağı değer yargılarıdır.
Yani sanatçı, kendi ‘bireyciliğini’ keşfetmiştir…
İRONİK…
Bu: ‘Çöküş - Arayış ve Yeni Yaratış Sürecinde ortaya çıkan Şiir: kendi de dahil, her şeyle dalga geçen, eleştiren, mevcut değerler sistemini yeniden yere vuran, çarpıcı, ironik bir şiirdir bu…
Özellikleri derinden incelendiğinde, bu şiirde ortaya çıkan temel unsurlar: dildeki yalınlık, meydan okuma ve ağır bir melankolidir. Çok önemli bir faktör de, bu sürece kadar ‘Kıbrıs Rum Şiirinde’ barizce görülen, Yunan Şiir etkisinden, yavaş yavaş sıyrılmaya başlamasıdır…
Kendinden önceki her şeyi reddeden bu ‘Retçi Kuşağın’ bir özelliği de budur…
Bunun altında yatan temel gerçek ve neden ise – ki bu, 74 Kuşağı’nın 60 Kuşağı’yla arasında en büyük farklardan biridir… Bu kuşağın hiçbir otorite tarafından tanınmak, onanmak ve kayırılmak gibi beklentileri olmaması… Bunu açıkça, hem tavırları hem de şiirleriyle ortaya koymalarıdır…
***
Dillendirdikleri dizelerinde her şeyi eleştirip şikâyet ederler… Gerçekten de, onların deyimiyle - Ağır bir ‘işgal’ ve akabinde ‘göç’ yaşamışlar, kendi özlerine ters düşen değer yargıları ile kuşatılmışlar… Yine onların tabiriyle, Dünyanın en güçlü 3. Ordusu – Türk Ordusu – yanı başlarında, sürekli bir “Savaş Sendromuna” sokmuştur onları…
Yani, 1974 Tarihi, Kıbrıs Rum Şiiri’nde tüm değer yargılarını sarsan bir dönem başlatmıştır…