Kıbrıs’ın kuzeyindeki ‘Kadına şiddetin resmi’
Toplumda kadına yönelik şiddet vakalarının sayısı artıyor, ortaya çıkan tablo ürkütüyor.
Ayşe GÜLER
Toplumda kadına yönelik şiddet vakalarının sayısı artıyor, ortaya çıkan tablo ürkütüyor. YENİDÜZEN, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü öncesinde ‘şiddetin’ resmini araştırdı.
2017’den 2018 Ekim’e kadar 608 kadının şiddet mağduru olduğu resmi kayıtlara geçti.
Sosyal Hizmetler Dairesi’ndeki resmi verilere göre; Ocak ila Eylül ayları arasında şiddet gördüğü gerekçesiyle 205 kadın polise başvurdu.
16 kadın ise; Alo 183 Sosyal Hizmetler Hattı’na ‘şiddet ihbarı’ yaptı.
25 Kasım 2016 ila 21 Kasım 2018 tarihleri arasında 50 kadın, 48 çocuk LTB Kadın Sığınma Evi’ne yerleştirildi.
Bununla birlikte Sığınma Evi’ne yerleşmeyen 32 kadına da dıştan destek sağlandı.
2017 yılında ise 281 kadın şiddet nedeniyle polise başvurmuş, 16 kadın da Alo 183 İhbar Hattı’na başvurmuştu.
Öte yandan ülkemizde son yıllarda yaşanan kadın cinayetleri de korkutucu boyuta ulaştı.
Adli olayların hızla yükseldiği Kıbrıs’ın kuzeyinde son 23 ayda, 8 kadın cinayete kurban gitti.
Son yıllarda meydana gelen cinayetlerin başında ateşli silah ve bıçak ile öldürme başı çekti.
Kadın vekillerden ortak çağrı: Adım atılmalı
CTP Milletvekili Fazilet Özdenefe, kadına yönelik şiddetin temelinde cinsiyet eşitsizliği yattığını dile getirdi, bu konuda adım atılmadığı sürece de şiddetin devam edeceğini belirtti.
Bu konuda ulusal politikanın belirlenmesi gerektiğini ifade eden Özdenefe, “İleriye gidemedik. Sembolik uygulama ile kökünden sarsamayız” şeklinde konuştu.
Toplumda kadına yönelik şiddette ciddi artış yaşandığını söyleyen Halkın Partisi Milletvekili Gülşah Sanver Manavoğlu, kadının ekonomik gücünün kazanmasıyla yalnızca sosyal alanda değil, evdeki duruşunun da güçlenmesi gerektiğini dile getirdi.
UBP Milletvekili İzlem Gürçağ, kadına yönelik şiddetin sadece 25 Kasım ve 8 Mart’ta kınandığını, ne yazık ki bir adım atılmayarak, ‘komik’ duruma düşüldüğünü söyledi.
Gürçağ, bu konuda bütünsel olarak hareket etmenin zamanının geldiğini ifade etti.
KADIN YÖNELİK ŞİDDETİN RESMİ:
- Ocak-Eylül aylarında şiddet gören kadın sayısı (polise başvuran) : 205
- Alo 183 İhbar Hattı’na başvuru (Ekim itibarıyla): 16
- LTB Kadın Sığınma Evi’nde 82 kadın, 48 çocuğa destek
- Kıbrıs’ın kuzeyinde son 23 ayda, 8 kadın cinayete kurban gitti.
- 2017’de 281 kişi şiddet görmüş, Alo 183’e 16 şiddet ihbarı yapılmıştı…
Resmi rakamlarla ŞİDDET: 9 ayda 205 kadın!
Şiddet gördüğü gerekçesiyle Ocak ila Eylül ayları arasında polise başvuran kadın sayısı 205 olarak kayıtlara geçti.
Geçtiğimiz yıl bu rakam 281 olarak kayıtlara geçmiş, 2016’da 210 kadın şiddet görmüştü.
Alo 183 Sosyal Hizmetler Hattı’na ise 10 ayda 16 kadın şiddet gördüğü gerekçesiyle başvurdu.
Hatırlanacağı üzere; 2017’de şiddet ile ilgili 16 ihbar yapılmıştı.
LTB KADIN SIĞINMA EVİNDE 82 KADIN… 2016 ila 2018 tarihleri arasında 50 kadın, 48 çocuk LTB Kadın Sığınma Evi’ne yerleştirildi. Bununla birlikte Sığınma Evi’ne yerleşmeyen 32 kadına da dıştan destek sağlandı.
LTB Kadın Sığınma Evi… 82 kadın, 48 çocuğa destek
25 Kasım 2016 ila 21 Kasım 2018 tarihleri arasında 50 kadın, 48 çocuk LTB Kadın Sığınma Evi’ne yerleştirildi.
Resmi verilere göre; Sığınma Evi’ne yerleşmeyen 32 kadına da dıştan destek sağlandı.
Böylelikle söz konusu tarihlerde LTB Sığınma Evi’nden dıştan destek alanlar da dahil 82 kadın, 48 çocuk destek aldı.
Söz konusu kadınlara hukuki destekle birlikte, koruma emri, boşanma davası, nafaka davası hizmeti verildi.
Kadınların bazıları psikolojik destek ile iş bulma desteği aldı.
486 ŞİDDET BAŞVURUSU, 8 CİNAYET, 16 ŞİDDET İHBARI… 2017’den 2018 Ekim’e kadar 608 kadının şiddet mağduru olduğu resmi kayıtlara geçti. Bu kadınların 486’sı şiddet gördüğü gerekçesiyle polise başvurdu, 32’si de Alo 183 Sosyal Hizmetler Hattı’na ‘şiddet ihbarı’ yaptı. 8 kadın da cinayete kurban gitti…
23 ayda, 8 KADIN CİNAYETİ!
Ülkemizde son yıllarda yaşanan kadın cinayetleri de korkutucu boyuta ulaştı.
Adli olayların hızla yükseldiği Kıbrıs’ın kuzeyinde son 23 ayda, 8 kadın cinayete kurban gitti.
Son yıllarda meydana gelen cinayetlerin başında ateşli silah ve bıçak ile öldürme başı çekti.
8 kadından 3’ü ateşli silah kullanılarak, 3’ü de bıçaklanarak korkunç şekilde öldürüldü.
Cinayete kurban giden kadınların 2’si de boğularak yaşamına son verildi.
2018’de 3 kadın cinayeti…
Hatırlanacağı üzere 19 Kasım tarihinde Gönyeli’de Hasan Yılmaz Karasalih ile eşi Sevinç Karasalih evlerinde ölü olarak bulunmuştu. Yapılan polis soruşturmasında Sevinç Karasalih’in eşi tarafından öldürüldüğünü, ardından da yaşamına son verdiği ortaya çıkmıştı.
Temmuz ayında, 61 yaşındaki İbrahim Erhalk, av tüfeği ile eşi 52 yaşındaki Nigar Tevfik Erhalk’ı öldürmüştü.
Gönyeli’de 31 Ekim 2018’de 45 yaşındaki Gülbahar Ulutan, temizlik yapmaya gittiği evde 13 yerinden bıçaklanarak öldürülmüştü. Cinayeti işleyenin Ulutan’ın eski sevgilisi Fatih Çıkrıcı’nın yaptığı tespit edilmişti.
5 kadın da 2017’de öldürüldü…
2017’nin ilk kadın cinayeti Mağusa’da yaşanmıştı. 42 yaşındaki Özgür Okumuş, 25 yaşındaki eşi Burcu Okumuş’u sokak ortasında defalarca bıçaklayarak öldürülmüştü.
20 Nisan 2017’de Gamze Pehlivan, Suat Aşır tarafından önce bıçaklanmış, yakılmaya çalışılarak, öldürülmüştü.
Zehra Sorver ise 15 Haziran 2017’de Alayköy’deki evinde öldürülmüştü. Cinayet zanlısı olarak eşi ve oğlu tutuklanmıştı.
Yine Haziran ayında, Ayşe Yalçın, eşi tarafından Tatlısu’daki evinde öldürülmüştü.
5 Ekim 2017’de ise Halime Çetin, Hayrettin Özcömert tarafından av tüfeği ile 4 el ateş edilerek öldürülmüştü.
KADIN VEKİLLER NE DÜŞÜNÜYOR?
CTP Milletvekili Fazilet Özdenefe:
“Medyada okuduklarımız, buzdağının görünen yüzü”
CTP Milletvekili Fazilet Özdenefe, kadına yönelik şiddetin temelinde cinsiyet eşitsizliği yattığını dile getirdi, bu konuda adım atılmadığı sürece de şiddetin devam edeceğini belirtti.
Bu konuda ulusal politikanın belirlenmesi gerektiğini ifade eden Özdenefe, “İleriye gidemedik. Sembolik uygulama ile kökünden sarsamayız” şeklinde konuştu.
Özdenefe, “Medyada okuduklarımız, buzdağının görünen yüzüdür… Sığınma evi konusunda da adım atılmalıdır” dedi.
Kadına yönelik şiddetin ekonomik nedenlere, nüfus politikalara ve etnik kökene indirgendiğini ifade eden Özdenefe, böyle yapmakla da gerçeklerle yüzleşmekten kaçındığını kaydetti.
Kadınların birçoğunun fiziksel şiddete maruz kaldığını dile getiren Özdenefe, buna karşın ekonomik ve psikolojik şiddetle de karşılaştığını aktardı.
Özdenefe, polislerin şiddet konusunda uzmanlaşmadığını, kadına yönelik şiddetle ilgili yargıçların dahi eğitilmesi gerektiğini söyledi.
Ceza Yasası’nda yapılan değişikle suç dahi olmayan birçok meselenin bu kapsama alındığını kaydeden Özdenefe, 2014 yılında yasallaşan TOCED’in de işlevsellik kazanması gerektiğini dile getirdi.
Halkın Partisi Milletvekili Gülşah Sanver Manavoğlu:
“Çocuk yaşta verilen eğitimler önemli”
Toplumda kadına yönelik şiddette ciddi artış yaşandığını söyleyen Halkın Partisi Milletvekili Gülşah Sanver Manavoğlu, kadının ekonomik gücünün kazanmasıyla yalnızca sosyal alanda değil, evdeki duruşunun da güçlenmesi gerektiğini dile getirdi.
Manavoğlu, ataerkil bir toplumdan gelmemizden dolayı kadının kendi görüşlerini cesur şekilde söylemesi pek kolay olmuyor” diyerek, bu konuda çocuk yaşta verilen eğitimlerin önemli olduğunu belirtti.
“Çocukları ayrımcılık yaratmayacak şekilde büyütmemiz gerekiyor” diyen Manavoğlu, “Bunu da eğitimle de desteklemek gerekiyor” şeklinde konuştu.
UBP Milletvekili İzlem Gürçağ:
“Kadına yönelik şiddet sadece 25 Kasım ve 8 Mart’ta kınanıyor”
UBP Milletvekili İzlem Gürçağ, kadına yönelik şiddetin sadece 25 Kasım ve 8 Mart’ta kınandığını, ne yazık ki bir adım atılmayarak, ‘komik’ duruma düşüldüğünü söyledi.
Bu konuda bütünsel olarak hareket etmenin zamanının geldiğini ifade eden Gürçağ, “Her şeyin başı eğitim… Hiçbir birey, şiddet uygulayacağı hedefi ile dünyaya gelmez.” şeklinde konuştu.
Gürçağ, söz konusu problemin ‘eğitim’ ile aşılabileceğini de dile getirerek, Çalışma Bakanlığı ile Eğitim Bakanlığı’nın ortak hareket etmesi, ortaya konan hedefleri hayata geçirmesi gerektiğini kaydetti.
“Sadece söylemler katılıyor, yürüyüşler yapılıyor” diyen Gürçağ, kadına yönelik şiddetin birkaç kişinin mücadelesi ile başarılabilecek bir şey olmadığını vurguladı.