Kıbrıs’ın kuzeyini dünyadan dışlayan kimdir?
Ekonomi ve demokrasiye dair yaşadığımız kaosun ilacı dünyaya açılmaktır.
Böyle bir fırsat var önümüzde ve bu ülkenin sivil toplumu da adeta uyuşturuldu.
Uyudu, uyutuldu demiyorum.
Uyuşturuldu.
Sendikalardan değil ekonomik örgütlerden söz ediyorum.
Kıbrıs Türk Ticaret Odası, Kıbrıs Türk Otelciler Birliği ve Kıbrıs Türk Sanayi Odası örneğin…
Hele de turizmciler…
***
(Kapalı) Maraş’la ilgili her fırsatta zaten “uluslararası hukuka uyumlu” adım atılacağı söylenmiyor mu?
Yeni yaptırımlar istenmiyorsa eğer…
Öyleyse…
Maraş’ın yasal sahiplerine devredilmesine karşılık Ercan Havalimanı’na doğrudan uçuş ve Mağusa Limanı’na da doğrudan ticaret önerisi hele böylesi bir ortamda “körün de istediği bir çift göz” yaklaşımı kadar kıymetlidir.
***
Ticaret Odası’nın geçtim başkanını, sekreterini, tüm yönetiminin ve oda meclisinin Cumhurbaşkanlığı Sarayı avlusunda çadır kurmasını beklerdim.
Eğer gerçekten ekonomik açılımsa istenen…
Yatırım, gelişim ve dönüşümse…
“TC-KKTC İktisadi Mali İşbirliği” anlaşmaları bu önerilerin yanında devede kulak değil, o kulağın üzerinde tüy kalır!
Dünyanın uçağı Ercan’a gelebilecek, Mağusa Limanı doğrudan ticarete açılacak, üstelik Birlemiş Milletler ve Avrupa Birliği’yle doğrudan ortaklık yapılacak.
Böylesi bir fırsat var önümüzde!
Ama ne örgüt ne de sektör temsilcilerinden ses var.
Ya korkuyorlar…
Ya da sindirilmiş olmalılar…
Çünkü normal bir akılla, bu fırsatlara karşı böylesi duyarsız kalınamaz.
***
Yıllık 2.1 milyar Euro gibi ek bir gelir hesaplamış, bağımsız ekonomistler Mustafa Besim, Fiona Mullen ve Michalis Florentiades…
Mustafa Besim hocam, çok da güzel söylüyor: “Herhalde kimse Ercan’ı ya da Mağusa Limanı’nı Avrupa Birliği’nden ya da Birleşmiş Milletler’den daha iyi yönetebildiğimiz iddiasında değildir.”
***
Söz hakkımız mı yok!
O zaman “tutsaklık” mı “özgürlük” mü sorgulamamız gerekiyor sanırım!
13’üncü maaş için Ercan’ı apar topar verdik.
“Para gelsin” mantığıyla sadece!
Bin defa açıklama yapıldı, “açıldı, açılıyor…”
Kime açılıyor acaba?
Anadolu Jet’in günde birkaç uçuşuna mı?
Şimdi “dünyaları” öneriyorlar, müzakere dahi etmiyoruz.
***
Kıbrıs’ın kuzeyini dünyadan dışlayan kimdir o zaman…
Söyleyiniz!
Kim?
İlaçta pahalılık önlenmelidir
Kan şekerini dengelemeye yardımcı en yaygın ilaçlardan biri, Glucophage…
Glucophage SR 750 özellikli ve ithal bir ürün…
210 TL kuzeyde…
Güneyden dün 5 Euroya aldım.
Özellikle ilaçta “ithal” ürünlerin neden aşırı pahalı olduğunu, bunun sebeplerini saptamalı ve ortadan kaldırmalıdır Maliye!
“Maaş artışı”ndan çok daha önemlisi sağlık ve eğitimde, iletişim ve ulaşımda, gıda ve enerjide hayat ucuzlatılmalıdır mutlaka…
Meclis, ek mesai!
Meclis Genel Kurulu, stenografların “ek mesaiye kalmama eylemi” nedeniyle dünkü gündemini tamamlamadan saat 14.30’da kapatıldı.
Özel sektör çalışanları için herhalde en sinir bozucu haber oldu bu!
***
İşin bir emek sömürüsü boyutu var, mademki ek mesai yaptırıyorsun, ödeyeceksin... Eğer insanlar yasal saatleri dışında çalıştırılmışsa, bunun karşılığı mutlaka ödenmelidir. Böyle bir mesaiye ihtiyaç yoksa da gerekli düzenleme yapılmalıdır.
***
Bir diğer boyut da şu... Yeni teknolojilerin çağında, tüm konuşmalar dijital olarak kayıt altına alınırken, hatta bu konuşmaları yine teknoloji ile doğrudan metne dönüştürme imkânı varken; şifreli bir yazım tekniği ile not alma ihtiyacı niye var, bilmiyorum.
Muhtemelen “böyle gelmiş böyle gidiyor” diye...
Diyelim ki gelenek bu...
Meclis’teki konuşmalar mesai saatleri içinde dinlenerek not edilebilir.
Yani stenograflar olmadan da Meclis oturumu sürer ve diğer günlerde – ki Meclis birleşimi yokken – o kayıtlar dinlenir, yazıya geçirilir...
Muhtemelen “İç Tüzük” böyle emretmediğini için hayat duruyor.
Kamusal hizmetlerin kapsamlı bir güncellemeye ihtiyacı vardır. Çünkü pek çok alanda yapılan işin sebebi ihtiyaç olan bir üretim ya da hizmet değil, kadro ve ezberdir.