Yaz ayının sıcak ve bunaltıcılığı her alanda olduğu gibi kitap yayım alanında da etkili olmuştu. Buna rağmen Kıbrıslı yazarlarımızın yayınları çok hareketli geçmese de okurla buluşmuştu. Ekim ayının bu ilk yarısında biraz gerilere dönüp baktığımızda, üretim açısından  yüzümüzü güldürecek derecede kitap yayınlarının her alanda okura ulaştığını göyüyoruz.

   Kimi yayınların dosya hazır tarihi 2024’ün başlarına denk gelse de basım ve yayımı daha ileriki aylara kayabilmektedir. Roman, araştırma, söyleşi, şiir, öykü alanındaki ürünlerin her geçen gün arttığını görmek mutluluk verici.

   Ve bu haftaki sayfamızda, 2024 yılının ilk aylarından başlayarak ulaşabildiğim ya da bana ulaştırılan kitapları sizlerle peylaşmaya devam edeceğiz. Ve kendi alanında bir “ilk” niteliği taşıyan; şiir-öykü-anı üçleminde bir iç döküşü anımsatan Zafer Muhtaroğlu’nun “Yaseminin Gözyaşları” isimli kitabıyla başlıyoruz.

Zafer Muhtaroğlu “Yaseminin Gözyaşları”

KT Yazarlar Birliği Yayını, 2024, 192 sayfa.

   “ ‘... Zaman zaman sesler yükseliyor, gerginleşiyordu. Biz ise yatağın altında sanki küçülüp küçülüp bir tırtıla dönüşmüştük. Üç dakika içinde ya kelebeğe dönüşüp mavi gökyüzünde güneşe yolculuğa çıkacaktık ya da tekrar büyümeye başlayıp insan halimize dönecektik. O kadar savunmasız ve çaresiz durumdaydık.

    İkimiz yan yana karyolanın kenarına oturmuş, ses çıkarmamak için nefes almayı durdurmuştuk. Karımın mengene gibi sıktığı elim artık üzerinde et kalmamış beş tane kurumuş ince dal parçasına dönüştüğü için ağrı hissetmiyordu. Biraz sonra evin etrafında konuşmaları duyulmaya başlayınca eşim yatağın üzerindeki havluyu aldı ve ağzına sokup ısırmaya başladı. Böylece ses çıkarmasını engelleyeceğini düşünmüştü...”

   Bu coğrafya çok uzun yıllar üzerindeki insanları şiddetli sarsıntılar içerisinde yaşamaya mahkûm etmiştir. Ölümler, bitmeyen göçler, çatışmalar, tedhiş eylemleri, şiddet hareketleri, belirsizlikler, gelecek endişesi gibi olaylar ve olgular neticesinde psikolojik ve fiziksel örselenmeler korku, kaygı, güvensizlik, gerginlik, acı, dehşet, panik, karabasan ve benzeri sonuçlar doğurmuştur.

   Gerçek bir hayat hikâyesinden yola çıkarak ‘Sahipsiz Kalan Anahtar’ isimli öykü/anı çalışmamla yaşanmış travmaların tekrar yaşanmaması dileği ile Kıbrıs’ın tarihine bırakmak istedim.”(arka kapak yazısı)

   Nice yayınlarla okuruma ulaşan, toplumsal belleğimizin her alanına edebiyat yoluyla katkı koyan yazarlarımız arasında, ilk adımlarını atanlar da var kuşlkusuz. Bunlardan biri de Mustafa Zaimoğlu’dur. “Fısıltılar” adlı şiir kitabı için, Kültür Dairesi Müdüremiz, şair, yazar, eğitimci sevgili Şirin Zaferyıldızı, kitap için önsözünü kaleme almış.

Mustafa Zaimoğlu “Fısıltılar”(şiir)

KT Yazarlar Birliği Yayını, Temmuz 2024, 56 sayfa.

   “Yazmak en güzel eylem olmalı... yazarken yeniden düşünmek ve düşündürmek... hatırlamak, hatırlatmak ve böylece çoğalmak... Yazan mı şanslı yoksa okuyan mı? Tıpkı giden ve kalan gibi... Sen mi geldin demeli mi şair yoksa zaman daralınca saklanıyor mu dizeler? Uzaklar nasıl yakın oluyorsa, yazmak mesafeleri kısaltmaktır... Doğumdan başlayan yolculuğu anlamlı kılan eylemlerimiz ve zamana yenilmeyen yazılarımızdır. Kitabı okurken, fısıldayan imgeler, zamana tanıklık ediyor, yolculukları anlamlı kılıyor, şehilerin ruhunu hissetmemizi sağlıyor. Mustafa’nın bu ilk adımını anlamlı buluyorum. Düşünüyor, düşündürüyor... hele ki bir üst dil olan ‘şiirle’ bunu yapıyor olması, bir diğer adımın daha güçlü bir şekilde geleceğini ‘fısıldıyor’ bize.”

   Kitabın arka kapak yazısından ise şöyle sesleniliyor okura...

   “Eserken güz yelleri ‘gülistanlık’ ülkemde, Soruyorum yaşayan ölüler, insanlığınız nerede? ‘Arslonga’ dedikçe tıktınız kelimelerimizi saklı dizelere, Bize ‘boş ver’ demek düşer ağlarken de, gülerken de. Bütün suretler başrolü kaparken cahillik perdesinde, Harfler bile bazen anlamsız kalıyor. Yıkanmış beyinlerimizin gölgesinde, Arıyorum ama bulamıyorum, Bizim sanatımız bu oyunun neresinde?”

Teoman Ersöz “Yakamozlar”(şiir)

KT Yazarlar Birliği Yayını, Temmuz 2024, 303 sayfa.

   1939 Limasol doğumlu Teoman Ersöz, eğitim camiamızın neferlerinden. Felsefe öğretmenliği yaptığı dönemlerde, Mağusa Namık Kemal Lisesi, Lefkoşa Türk Kız Lisesi, Lefkoşa Türk Lisesinde yüzlerce öğrencinin düşünce belleğine dokunan biri. 142 şiirin yer aldığı bu kitapta, insan, zaman, mekân merkezli yolculuklarını şiirleriyle gerçekleştiren bir kalem. Kitabın 27. Sayfasında yer alan “Ciğerci Ahmet” isimli şiirinden bir bölüm aktarıyoruz sizlere...

“Ciğerci Ahmet...

‘Fasulyenin yahnisi gitti geldi aynisi.’

Ciğerci Ahmet’le anımsarım her zaman bu tekerlemeyi.

Ciğerci dükkânında, kavururken taze taze kuzucuk ciğerlerini...

Devamlı dökülürdü ağzından fasulyenin ünlü tekerlemesi...

‘Fasulyenin yahnisi gitti geldiğ aynisi.’

Sanırım ki, Ciğerci Ahmet değişmeyen siyasetçileri ima etmek isterdi,

Hiçbir zaman ağzından düşüremediği fasulye tekerlemesiyle.

Mevcut siyaseti hep böyle eleştirirdi, Şen şakraktı kendisi.

Müşteri de olsa adı kişinin, sevmezdi sorumtkanlığı.

Hatta gördüğünde somurtkanlığını bir müşterisinin, ne yapar ne eder fırsat yaratarak sokulurdu yanına ve ince esprisiyle defederdi somurtkanlığını kişinin.

Çünkü Ciğerci Ahmet’in ciğer yemeği ancak gülerek, neşeyle yenilmeliydi.

.....”

Eralp Adanır “KT Halkbiliminde 55 Yıllık Yürüyüş-Mahmut İSÂMOĞLU”

KT Yazarlar Birliği Yayını, Mart 2024, 144 sayfa.

   Kıbrıs Türk Yazarlar Birliği Başkanı, Prof.Dr. Şevket Öznur’un, kitaba yazdığı önsöz’den bir alıntı yapıyoruz.

   “Kıbrıs Türk yazının en önemli yazarlarından olan ve özellikle kaynak nitelikli biyografik eseriyle dikkat çeken Eralp Adanır’ın yayımladığı eserler, kültür tarihimizdeki büyük boşlukları doldurmaktadır.  Bu boşluğu dolduracak yeni eseri “Kıbrıs Türk Halkbiliminde 55 Yıllık Yürüyüş-MAHMUT İSLÂMOĞLU”, Kıbrıs Türk Yazarlar Birliği Yayınları arasından yayımlandı. 144 sayfalık eserde 2006-2013 yılları arasında Eralp Adanır’ın hocamız ile yapmış olduğu röportajlardan bir seçme yer almaktadır. Bunların beşi kitaplarıyla ilintili, bir tanesi de eski bayramlarımızı konu ediniyor. Eserin son bölümünde ise hocamızın Eralp Adanır’ın programı için yazdığı 30 mani yer alıyor... 1969 yılında, Kıbrıs Türk Folklorunun ilk kitabı, hocanın Halkın Sesi matbaasında bastırdığı “Kıbrıs Türk Folkloru” adlı eseridir. 71 sayfalık bu kitabı basmak için hoca evdeki halısını satmak zorunda kalır... “İzler Silinmeden” ekibi olarak; Hoca, ben, Altay Burağan ve Eralp Adanır’la yıllarca hem Kuzey hem de Güney’deki derlemelerimiz bizlerin dostluğunu daha bir pekiştirdi.  Hocamızın eski günlerle ilgili anıları, yaşadıkları, Güney’deki eski öğrencileri, dostları veya onun adını duyanlar, ona karşı büyük bir saygı ve hürmetle yaklaşırken, onun ne kadar değerli biri olduğunu bir kez daha anlamış olduk. Yıllar süren bu süreçte ekip olarak 3 ciltlik kitap ve cd olan “İzler Silinmeden” belgesel serimiz, Ada’da çok büyük ilgi gördü. Televizyonda Eralp Adanır’ın yaptığı programlarla bu çalışmalarımız daha da taçlandırıldı... 90. yaş gününü kutladığımız bu yıl hocaya sağlıklı bir ömür dilerim. Toplumumuzun onun değerini bildiğinden eminiz,  ama gençlere ve gelecekteki topluma da örnek olması açısından sevgili dostum Eralp Adanır’ın  kitabını herkesin okuyup, hocamızdan bir şeyler öğrenmesini temenni ederim...”