KIBRISLI KİTAPLAR
2021 yılının son ayına girmiş bulunuyoruz.
Kıbrıs Türk yazın yaşamında üretim açısından ardı ardına yeni kitapların okuyucuyla buluştuğunu söyleyebiliriz. Buraya bir not düşmek babında; kitap kağıt tutarının Euro karşılığında korkunç derecede arttığı bugünlerde, kitap yayınlamanın zorluğunun bir şekilde aşılmaya çaışıldığını söyleyebiliriz. Bu konuda alınan belki de en önemli karar, kitap basım adetinin düşürülerek daha az masrafla yazarın, kitabını okuyucuyla buluşturabilmesi.
Geçmiş yıllarda en az 1.000 adet basılan kitabın bugün, sırf meraklılarına ve arşivimize kazandırılmak için 500 hatta 300 adete kadar düştüğü de bir gerçek. Kanımca üretmek ve belleğimize her açıdan birşeyler katmak adına bu yöntem kabul edilebilir bir yöntemdir.
Ve bu hafta sizlerle paylaşacağımız yeni yayınlarımıza geçelim.
Doç. Dr. Elnur Ağayev
“LEFKE, Tarihin Peşinde”
Kasım 2021, syf:216
“...Lefke’de tarihin peşinde koşmak demek; TC Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı’nda, Girne Milli Arşiv ve Araştırma Dairesi’nde, KKTC Vakıflar İdaresi’nde, Atatürk Kültür Merkezi Kütüphanesi’nde vb. kurumlarda Lefke taramaları yapmak demektir. Kıbrıs’ta ve Lefke’de özel arşivlere girme yollarını arayıp bulmak ve taramalar yapmak demektir. Gece gündüz, yaz kış, sıcak soğuk demeden Lefke sokaklarında incelemeler yapmak, yapıların karşısında saatlerce durup hayallere dalmak demektir. Lefke kahvelerinde tarih sohbetleri dinlemek demektir. Lefke camilerinden yükselen, yaşlı bir tarihin dünyasını değiştiğini duyuran, sela sesini üzülerek dinlemek demektir. Değişik mekânlarda tarih dinletisi yapıp günde sayısız kahve, çay içmek, macunlar, tatlılar tatmak demektir. Rifat, Feridun, Hakkı ve Vehit abileri saat uygun oldu olmadı telefonla malumat almak için, resim için aramak demektir. Elnur hocam bir tarih kitabı yayınladı ev aldı dedikodularını dinlemek demektir. Lefke sokaklarında çöp kutularını ayakla tekmeleyip içinde belge aramak demektir. Bir dörtlüğü, bir ninniyi, bir maniyi kayda geçirmek için saatlerce ‘mahalle dedikoduarı dahil’ muhabetler dinlemek demektir. Hocam, babam ve sülalemiz hakkında kitabınızda yazı neden yok, eleştirisini dinlemek demektir. Lefke’nin kökünü Ermenilere, Rumlara çıkarıyorsun iftiralarını dinlemek demektir. Aşktır, yorgunluk giderip dinlenmek demektir, kendini mutlu hissetmek demektir.
Öyleyse Lefke’de tarihin peşinde koşmaya devam...”
(“Lefke’de Tarihin peşinde(n) Koşmak” başlıklı giriş yazısınından altıntı.)
Timur Öztürk
“40 Yılın Hikâyesi-Unutamadıklarım”
Press Dionysus yayınları, 2021, syf:149
“Bu kitap, Timur Öztürk’ün 40 yılı aşan gazetecilik serüveninde biriktirdiği anıların bir derlemesi niteliğini taşıyor. Bu anılar sayesinde okuyucu; 1980’li yılların Kıbrısı’ndan İngiltere’sine, oradan da 1990’lı yılların Türkiyesi’ne uzanan yolculuklara çıkarken aynı zamanda Türkiye’nin yakın tarihine ilişkin bir hafıza tazelemesi de yapıyor.
Uğur Mumcu’dan Ahmet Kaya’ya, Asil Nadir’den Mehmet Ali Ağca’ya kadar dönemin pek çok tanıdık siması da bu yolculukta okuyucuya eşlik ediyor. ’40 Yılın Hikâyesi, Unutamadıklarım’ bir anı kitabından ziyade Türkiye’nin yakın tarihinin bir panoraması olarak değerlendirilebilir...”
(arka kapak yazısı)
Hasibe Şahoğlu
“Kod Adı Yavuz: Ergün Vehbi”
2021, syf:83
“O Anlattı Ben Yazdım...
Şimdiye kadar çeşitli televizyon programlarına çıkan, özel günlerde görüşleri alınan hatta belgesellerde ve kitaplarda yer alan Ergün Vehbi tüm yaşamı boyunca kendinden çok yurdunu ve halkını önemsemiş, onlar için mücadele vermiştir. Kıbrıs Türk Halkı Ergün Vehbi’yi dürüst, hak yemeyen, halkı için çalışan ve mitinglerde ve Meclis kürsüsünde gür sesiyle doğruları konuşan bir siyasetçi olarak hatırlayacaktır. O Erenköy’de destan yazan korkusuz, mücadeleci vatanına âşık bir mücahit olarak gençlere örnek olacaktır.”
(arka kapak yazısı)
“...Leymosunlu bir ailenin evladıdır ve tam da İkinci Dünya Savaşı’nın en şiddetli yaşandığı günlerde dünyaya gözlerini açmıştır. Belki de bu kaderini de belirleyen bir dönüm noktası olur. Daha Lefkoşa Türk Lisesi’nde okurken filizlenen direniş ruhu, içindeki protest cesaret Türk Mukavemet Teşkilatı’nın ilk kıvılcımlarını ortaya koyarken 27-28 Ocak 1958 Olayları, ardından TMT’nin kendini ortaya koyması söz konusus olur. Çalkantılı yıllardır Kıbrıs için de, Kıbrıs’ta yaşayanlar için de. O üniversite eğitimi için gönderilen gençler bir anda kendilerini Erenköy’de savaşın içinde bulcaklardır. Ardından nispeten huzurlu yılar, eğitimin tamamlanması ve hayat gailesi içinde evlilik hazırlıkları. Ergün Vehbi’nin adaya dönüşü 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı sonrasında olacak; ancak öncesi süreçle ilgili siyasi çalkantılar, huzursuzluklar, dedikodular peşini bırakmayacaktır. Başarılı bir meslek hayatı yanında CTP’de siyasi hayata girmesi ve bir anda kendisini Cumhuriyet Meclisi’nde bulması ise onun liderlik vasıfları kadar memlekette hizmet aşkının da bir tezahürüdür...”
(ön-söz’den alıntı: Prof. Dr. Ulvi Keser)
Tamer Öncül
“MİTRA-Bitmeyen Arayış”
Işık Kitabevi yayınları, Haziran 2021, syf:222
“Şiir ve araştırma kitaplarıyla tanıdığımız Tamer Öncül’ün 18. Kitabı bir roman. Lefkoşa’nın batısında küçük bir köy. Savaşlar’ın, kan ve gözyaşının burgacında geçen 12 yıl (1963-1975). Küçük bir çocuğun gözünden barbarlaşan dünyaya karşı insanlığını, değerlerini yitirmeyen insanların direnci.
Yakın geçmişin izini sürerken, Paganizm’den Deizim’e; Kıbrıslı Zenon’dan Ulus Baker’e; mitoloji’den felsefeye; ‘Kayıp Kardeşlik Ülkesi’ne bir yolculuk.
Bitmeyen bir Arayış’ın ortasında bulacaksınız kendinizi.”
(tanıtım yazısından alıntı)