KIBRISLI KİTAPLAR
Sonbaharın şu günlerinde, yaz ayından kalma ve günümüzde yayınlanan Kıbrıslı kitaplarımız okurla buluşmaya devam ediyor. Çeşitli Edebiyat türlerinde verilen ürünler, biz Kıbrıslıların önce okudukça belleğinde ve ardından da kütüphanelerimizde yer almaktadır.
Roman geleneğimiz içerisinde nitelikli çalışmalara imza atan Zeki Erkut, “Mumyacı” isimli yeni romanıyla okurun karşısına çıkarken, Fulya Adalıer Canbolat ise, daha önce “Acı Molehiya” tiyatro oyununu romanlaştırarak “Kınasız Gelinler-Acı Molehiya” ismiyle okura sunuyor. Ve bir kez daha “Araplara Satılan Kızlarımız” toplumsal trajedimizi roman karakterleriyle vücuda büründürüyor.
Ada yaşamımızın bölgesel veya, şehir-köy ekseninde yapılan çalışmalar, kısacası “Monografik” üretimler, çalışıldığı alan-yer konusunda önemli kaynak üretimler olmaktadır. Anılar, statistik, coğrafi bilgiler yanında, insan-mekan ekseninde, kültürel yaşam biçimleri de böylesi çalışmalarda yer almaktadır. Ersever Beyaz’ın “Anılarda Kalan Köy-Arpalık” isimli kitabı da bu noktada, Arpalık köyümüzün her alandaki yaşam yansımalarını okura sunmaktadır.
Biyografik çalışmalar ne kadar “öznel” ya da “subjektif” gibi görünse de bence kişilerin anıları, ya da bir kişinin hayatının izdüşümleri, toplumsal belleğimiz için önemli bilgiler içerebilmektedir. Bu noktada, İbrahim Erkan Manavoğlu’nun “Kıbrıs’tan Çağatay Geçti...” isimli kitabı da, özellikle siyasi yaşamımıza, sosyal değişim ve dönüşümlerimize, kendisiyle ilgili yapılan araştırmayla birlikte, Mustafa Çağatay beyle ilgili anılarının paylaşıldığı bu kitap, “kaynak-kitap” olarak da büyük önem taşımaktadır.
Zeki Erkut “Mumyacı”
Yayıncı: Işık Kitabevi
Ağutos 2023
Syf: 196
“Hayatın talihsizlikleri altısını da yetimhanede buluşturdu. Onlar hayata hep bir tarafı eksik olarak başlayan çocuklardı. Kanatsız kuşlar, repliksiz figüranlar ya da rüzgârda savrulan köksüz ağaçlardı onlar. Hayatın çok acı ve ıstırap verici gerçekleriyle yüzleşirken bir yandan da yozlaşmış kurumlar ve acımasız caniler karşısında bedel ödemek zorunda kalırlar. Onlardan biri Cemil, amabulans şoförü olarak kendini bir çeşit ‘kurtarıcı’ rolünde görmektedir. Onun için hayat kurtarmak, sadece yaralı veya hasta insanları hastaneye taşımakla sınırlı değildir. O, aynı zamanda mumyacıydı. Görevi basitti: Asfalta yapışmış hayvan leşlerini toplayıp mumyalamak suretiyle onları ölümsüz kılmak. Bir gece yolu şarampole yuvarlanmış bir arabada mahzur kalan genç bir kadınla kesişir. Kadın gerçekte beyin fonksiyonlarını yitirmiştir ama bir şekilde Cemil’in zihnine girer, kurtarılmak ister. Cemil, trajik bir sırla ilişkili olduğunu bilmediği bu kadını kurtarıp mumyalamayı hayatının merkezine koyar.”(arka kapak yazısı)
Ersever Beyaz “Anılarda Kalan Köy-Arpalık”
Temmuz 2023
Syf: 189
“Ersever Beyaz’ın kaleme aldığı “Anılarda kalan köy Arpalık” kitabı, Arpalık köyü ve köylülerini, yaşam öykülerini, yaşam tarzlarını, köyde Rumlarla yaşanan çarpışmaları ve sonrasını gelecek nesillere aktaran bir kanıt... 6 Şubat 1964 Arpalık köyü ve köylüsü için çok soğuk ve kapkaranlık bir gündü. 7 Şubat 1964 ise, onların zihinlerine kazınmış, korku ve acı doluydu. Bir daha asla geri gelmeyecek olan yaşanmış güzelliklere ve güzel köyüne istemeden ve ağlayarak veda ettiği gündür. Bu kitapta Arpalık köylülerinin, o karanlık gün sonrasında köylerinin Kıbrıs haritasından silinmiş olmasına karşı içlerinde sakladıkları bir çok duygu ve düşünceyi, köylerine, köylülerine olan sevgi ve özlemlerini bulacaksınız. Bazı duyguların, kelimelerle ifadesinin yetersizliğini hissedeceksiniz.”(arka kapak yazısı)
Fulya Adalıer Canbolat “Kınasız Gelinler-Acı Molehiya”
Yayıncı: Khora
Nisan 2023
Syf: 252
“1930’lu yıllarda Kıbrıs’ta, ilk gençlik yıllarının coşkusuyla, saç örgüsü misali birbirlerine yürekten kenetlenen dört kız; Hatice, Emine, Olivia ve Elena... Yoksul bir köylü kızı olan besleme Hatice’nin, saygın ve aydın bir aileden gelen Lefkoşalı Emine’nin, dönemin İngiliz Valisi’nin zeki kızı Olivia’nın ve özgürlüğünün peşinde koşan, uçarı Elena’nın, ayrı yollara sapan fakat ayrılamayan, “kadın” olma hikâyesi... Aşkları, acıları, isyanları, sessiz çığlıkları, dayanışmaları, erkek egemen dünyadaki varoluşları... Kıbrıslı Türklerin, o yıllardaki yoksulluktan dolayı kızlarını Araplara gelin vermesi ve satılan kızların pek çoğunun “kader” diyerek kederli bir ömür tüketmesi gerçeği üzerine şekillenen bu kurgusal romanda Fulya Adalıer Canbolat, sadece “Hatice”lerin yıllar sonrasına uzanan sesi olmakla kalmıyor, dönemin Kıbrıs’ının sosyo-ekonomik ve kültürel yaşantısını da sinematografik bir anlatımla satırlara yansıtıyor.”(arka kapak yazısı)
İbrahim Erkan Manavoğlu “Kıbrıs’tan Çağatay Geçti...”
Yayıncı: Edisyon
Mayıs 2023
Syf: 530
“1937 yılında Kıbrıs’ın Limasol kentinde doğan Çağatay, İngiltere’de başarılı bir hukuk tahsilinden sonra Ada’da avukatlık yaptı ve Türk Mukavemet Teşkilatı’nda aktif görev aldı. 1964 çarpışmalarında cepheyi dağılmaktan kurtardı. 1970 yılındaki seçimlerde Limasol bölgesiden meclise girdi. 1974 Barış Harekâtı’nda; savaş sırasında ve esarette mücahitlere önderlik etti. 1975’de Kıbrıs Türk Federe Devleti Anayasası’nı hazırlamada görev aldı. 1976 yılında milletvekili oldu. 1976-1977 yıllarında Maliye Bakanlığı, 1977-1978 yıllarında Çalışma ve Sosyal İşler ve Sağlık Bakanlıkları görevlerinde bulundu. 12 Aralık 1978 yılında Başbakanlık görevine atandı. 1981 seçimlerinde yeniden milletvekili oldu ve kabineyi kurdu. 1982 yılında ilk koalisyon hükümetinin Başbakanı oldu. 1983 yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurucu ve ilk Başbakanı oldu. Gördüğü lüzum üzerine Başbakanlıktan ve UBP Genel Başkanlığı’ndan ayrıldı. Kurucu Meclis Anayasa Komisyonu Başkanlığı yaptı. 1985 seçimlerine katılmadı. Avukatlık mesleğine döndü. Politikayla ilgisini kesmedi. 02-04-1989 günü, yeni bir parti kurmak üzere yakın siyaset arkadaşlarına ertesi sabah için randevu verdi. Aynı günün akşamı elim bir trafik kazasında ağır şekilde yaralandı ve partiyi kurmaya karar verdiği 03-04-1989 sabahı aramızdan ayrıldı.”(arka kapak yazısından alıntı)