“Kıbrıslı Rumlar’da eğitimin özü son 200 senedir değişmedi!” 7
Hristina Valanidu ile Kıbrıslırum toplumunda eğitimin tarihçesi ile ilgili röportajımızın devamı şöyle:
DR. HRİSTİNA VALANİDU: Ayrıca Kıbrıs sorununun barışçıl çözümüne ulaşma çabalarında eğitim ve okulların katkısına ilişkin deklare etmiş oldukları eğitim politikaları da okullarda hiç uygulanmadı!
Anastasiadis hükümeti, eğitim politikalarını neo-liberal milliyetçi bir çizgide uygulamaya koydu…
*** Yeni okul programlarında örneğin Türkçe dili “zorunlu” değildir. Geçmişe kıyasla bu dersi seçme olanakları çok daha azdır.
*** Okul hedefleri arasında bulunan “Kıbrıslıtürkler’le Kıbrıslırumlar arasında işbirliği, karşılıklı saygı ve bir arada barışçıl yaşama kültürünü geliştirerek işgali sonlandırma, ülkeyi ve insanlarını birleştirme” hedefi, ortadan kaldırıldı.
*** Cumhurbaşkanı Anastasiadis’in “Türkçe küstüm, Rumca kırıldım” başlıklı oyununun Kıbrıslırum okullarında oynanması önerisi de hiç dikkate alınmadı!
Bu dönem İki Toplumlu Eğitim Komitesi kuruldu, bu iyi birşeydi…
İki Toplumlu Eğitim Komitesi’nden beklenenler şöyle sıralanıyordu:
*** Kıbrıs’ta ve yurtdışında eğitimle ilgili varolan araştırmaları ve iyi uygulamaları gözden geçirerek çatışmanın barışçıl dönüşümü, barış, yeniden yakınlaşma ve önyargılarlı, ayırımcılıkla, ırkçılıkla, xenofobi ve aşırı görüşlülükle başedebilmek için eğitimin nasıl bir katkı yapabileceğine ilişkin yeni araştırmalar yapmak ve öneriler sunmak
*** İki eğitim sistemi içerisindeki okullarda güven yaratıcı önlemlerin uygulanabilmesi için karşılıklı kabul edilebilir mekanizmalar üzerinde çalışarak bunları önermek, her iki toplumdan eğitimciler ve öğrenciler arasında işbirliği ve temasları geliştirmek
*** Yaşayabilir, sürdürülebilir ve fonksiyonel bir iki toplumlu, iki bölgeli federasyona katkıda bulunacak, iki eğitim sisteminin koordinesine izin verecek bir eylem planı ve en iyi politika uygulamaları önermek…
*** Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum liderler, “her iki toplumun da yaşayabilir, sürdürülebilir ve fonksiyonel bir iki toplumlu, iki bölgeli federasyona katkıda bulunabilmek için her iki toplumun da eğitimin içeriğini incelemek ve bunu değiştirmek gerektiğini” kabul etmişlerdir. Bunu kabul etmiş olmaları çok iyi birşeydir.
*** Ancak eğitim Bakanlığı ve Kıbrıslırum koordinatör sürekli olarak “hassas konulara dokanmamalıyız!” demekten geri durmuyorlar…
*** Bu da tarih kitaplarında değişiklik olmayacak, okullarda tarih olarak öğretilenlerin içeriği tartışılmayacak ve müfredatta herhangi bir değişiklik olmayacak demektir!
SORU: İki Toplumlu Eğitim Komitesi, maalesef daha çok “panayır” türü etkinliklerle meşgul oluyor… Veya dışa yansıtılan görüntü böyle…
DR. HRİSTİNA VALANİDU: Evet! Ayrıca “Hassas konulara dokanmamalıyız!” da ne demek! 5 yaşında, 7 yaşında çocuklara değil belki ama 17 yaşındaki çocuklara konuşup anlatmalıyız, birşeyleri değiştirmek istiyorsak eğitimde…
Örneğin “Şu şiiri aldık, Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum okullarında şu şiiri okutacağız” diyebilirlerdi. Öğretmenler birlikte oturup bu şiirin ne tür bir mesaj içerdiğini birlikte anlamaya çalışabilirler… Örneğin “Kıbrıslıtürkler’in, Kıbrıslırumlar’ın kültürü” öğretilebilir okulda. Veya yalnızca ziyaretler organize edilebilir karşılıklı… Bunun gibi pek çok örnek verebilirim ama ortada hiçbirşey yoktur.
Durum budur.
Tüm bu anlattıklarım kolay kolay kabul edilmez ama hepsi de belgelenmiştir…
Umalım ki bir çözüme ulaşabilelim Kıbrıs’ta…
SORU: Örneğin Tarihsel Diyalog ve Araştırma Derneği (AHRD) Türkçe ve Rumca olarak okullarda okutulmak üzere çeşitli kitaplar hazırladı… Bunlar okutulmaya hazır, öğretmenlere rehber kitaplarıyla birlikte hazır kitaplardır. Bunları alıp müfredata koyabilirler veya koyulmasını tavsiye edebilirlerdi…
DR. HRİSTİNA VALANİDU: Evet, zaten iki toplumlu olarak çalıştığı ve iki tarafça da kabul gördüğüne göre bu dernek, onun hazırladığı kitaplar alınabilirdi, durup tekrardan başka başka araştırmalar yapmak yerine!
Ben böyle anlıyorum bu meseleleri ve gerçekten kötü hissediyorum kendimi bu konularda.
SORU: Örneğin biz çeşitli okullara ziyaretler yaptık ve öğrencilerle buluşup onlara “kayıplar” konusunda “kayıp” yakınlarıyla birlikte – Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum “kayıp” yakınlarıyla birlikte, yaptığımız çalışmaları anlattık… Bu ziyaretler çok zordu ama gidebiliyorduk çünkü bizi çağıran bazı Kıbrıslırum öğretmenler vardı, onlar bizi okullarda görmek istiyorlardı, öğrencilerin bizzat “kayıp” yakınlarının ağzından yaşadıklarını dinlemelerini istiyorlardı. Başardık da bunu… Pek çok okula gittik… Papadopulos döneminde oluyordu bunlar. Ancak AKEL hükümete gelince, bu ziyaretlerimizle ilgili daha çok sorunla karşılaşmaya başladık. Çünkü bu kez AKEL’e yakın öğretmenler, okullarına gitmemize sıcak bakmıyordu çünkü tepkilerden çekiniyorlardı… Tümü değil elbette, bazılarının tutumu böyleydi. AKEL’e yakın bazı öğretmenler çok istiyorlardı okullarına gitmemizi ve gidiyorduk da ancak bazıları istemiyordu, okullarında fasariya çıksın istemiyorlardı, böyle diyorlardı… ELAM’dan çekiniyorlardı…
DR. HRİSTİNA VALANİDU: ELAM bazı okullarda çeşitli gruplar oluşturdu, kendi ideolojileri doğrultusunda bu grupları eğittiler. Ancak sol hareket eksiktir… Bunu itiraf etmelidirler… İtiraf etmiyorlar evet ama eğer sorun buysa, bu demektir ki sol hareket tam olarak çalışmıyor.
SORU: Örneğin bir “kayıp” yakını vardır, kendisi Lefkoşa’da, Strovulos’ta bir okulun müdür yardımcısıydı. İki-üç yıl uğraştı okulda böyle bir etkinlik yapılsın diye, başaramadı… Sadece kendi sınıfındaki öğrencilerin katılacağı bir etkinliği organize dahi edemedi… Çok büyük bir dirençle karşılaştı adam. Sonuçta adamı bir köye gönderdiler, oradaki görevinden “tayin” ettirerek! Çünkü bu tür etkinlikler insanları değiştirir… Bundan korkuyorlar… Herkes bana işte “Sene sonuna kadar çözüm olur mu?” diye soruyor, ben de onlara “Bu ine the infrastructure?” diyorum, yani “Çözüm için altyapı nerede acaba?” Eğer çözüm için bir altyapı kuramıyorsanız her iki toplumda da, o zaman ne tür bir beklentiniz olabilir ki?
DR. HRİSTİNA VALANİDU: Aslında Eğitim Bakanlığı öğretmenlere yönelik bir sirküler yayımlasa ve “Şu şu etkinlikleri yapacaksınız” dese, olurdu… İşte bunun için solcu öğretmenler çekiniyor, korkuyor. Hemen dışlanıyorlar, o nedenle korkuyorlar. Anastasiadis çıkıp “Politikamız budur, böyle yapılmalıdır” demelidir.
Ben birkaç kez yazdım FACEBOOK’ta, “Bu eğitim bakanı istifa etmelidir” diye. Ben mesela şahsen Ombudsperson’a mektup yazdım, “Eğitim Bakanı, Cumhurbaşkanı’nın kararını görmezden geliyor, “Türkçe küstüm, Rumca kırıldım” başlıklı şiirin (oyunun) okullarda sergilenmesi konusunda” diye. Bu geçen sonbahardı. Ben bunu bir yurttaş olarak yazdım Ombudsperson’a… Onun bana cevabı, “Bu gerçek bir durum değil” şeklinde oldu. Bana göre Ombudsperson’un söylediği doğru değildi. Onu iyi tanıyorum, neden böyle bir yanıt vermiş olduğunu da biliyorum.
Kliridis’in Eğitim Bakanı Uranios döneminde Türkçe dilini öğrenciler seçmeli ders olarak seçebiliyordu. Başlangıçta büyük bir heyecan vardı. Sonra öğrencileri bu heveslerinden vazgeçirmeye çalıştılar ve sayılar düştü. Ama en azından tüm öğrenciler böyle bir dersi seçebiliyordu. Şimdiki bakan atanınca Anastasiadis hükümetinde, programı değiştirdiler. Şimdi Türkçe dilini seçmek için, başka bir takım dersleri de seçmek gerekiyor. Maşşallah yani! Tabii bu işte DİSİ’nin de sorumluluğu vardır – bilirsin DİSİ’de çözüm yanlıları da var, EOKA-B’ciler de. O zaman DİSİ’nin çizgisi hangisidir?
SORU: AKEL döneminde okullar en az bir adet iki toplumlu yeniden yakınlaşma etkinliği yapmak zorundaydı… Şimdi durum nedir, merak ederim…
DR. HRİSTİNA VALANİDU: Evet, çünkü AKEL’in neredeyse genlerinde vardır Kıbrıslıtürkler’le dostluk… Ben mesela nasıl büyüdüm? Ailem hep Kıbrıslıtürkler’le dostluklarından bahsediyorlardı, öyle büyüdüm. Ama öteki partilerde böyle değildir. Ben şu anda sadece solcu bir insanım, herhangi bir partide değilim. Ancak solu destekliyorum. İster Kıbrıslıtürk, ister Kıbrıslırum olsun, solcuların toplum yararına politikalarını destekliyorum, hangi etnisiteden olduklarına bakmaksızın…
SORU: Çok teşekkür ederim…
DR. HRİSTİNA VALANİDU: Ben teşekkür ederim.
-------------------------------------
Brüksel'de düzenlenecek "kayıplar" konulu bir dizi etkinliğe davetli olarak katılacağım için, sayfamıza bir süre ara veriyoruz...Haftaya bu sayfalarda buluşmak dileğiyle...