“Kıbrıslı Türk lider kim olursa olsun biz aynı çizgide olmalıyız”
Kıbrıs Cumhuriyeti eski Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis “Türkiye ile Kıbrıslı Türkler cephesinin üniter olduğunu Crans Montana’dan çok iyi bildiklerine” dikkat çekerek “Kıbrıs Türk toplumunun lideri kim olursa olsun biz aynı çizgide olmalıyız” dedi.
Kıbrıs Cumhuriyeti eski Dışişleri Bakanlarından Yoannis Kasulidis “Türkiye ile Kıbrıslı Türkler cephesinin üniter olduğunu Crans Montana’dan çok iyi bildiklerine” dikkat çekerek “Kıbrıs Türk toplumunun lideri kim olursa olsun biz aynı çizgide olmalıyız” dedi.
Fileleftheros KKTC cumhurbaşkanı seçiminin ikinci turu sonrasında Kasulidis’le yaptığı röportajı yukarıdaki başlıkla yayımladı. Türkiye’nin KKTC politikasının yalnız Kıbrıs sorunuyla ilgili olmadığını, uzun vadede “entegrasyon da hedeflediğini” öne süren Kasulidis “Tatar’ın Türkiye ile tam entegrasyon, Akıncı’nın ise kısmî özgürleşme çizgisinin temsilcisi olduğunu” savundu.
“Akıncı’nın Anastasiadis yüzünden kaybettiğini hiç düşünmedim, çünkü Akıncı Crans Montana başarısızlığında kabahatsiz değildi. Keza Crans Montana ‘seçim’ prosedürüne etkileyecek kadar yakın da değildi” diyen Kasulidis, BM Genel Sekreteri’nin de 6 ay toparlanma arası vermek ve Lute aracılığıyla uzun vadeye yayılan diplomatik çabaya başvurmak yerine prosedüre devam edebileceğini söyledi.
Kasulidis, “Crans Montana’dan bugüne geçen 3 yıl içerisinde Kıbrıslı Türkleri cesaretlendirecek mesajlar vermedik denilebilir” sözü üzerine “yani bizim taraf ne hata yaptı?” sorusuna “yanlış mesajlar verdi” dedi, “yani nasıl, çözüm istemiyor diye mi?” şeklinde üstelemesi üzerine şunları söyledi:
“Biz Kıbrıslı Rumların ne istediğine dair bir karışıklık dönemi oldu. Yeni fikirleri tartışmaya başladı. Yeni fikir tartışması samimi olabilir ancak öteki taraf bunları farklı ve kötü niyetli algıladı. Kıbrıs sorununda hareket olmayan bir durgunluk dönemi olduğunda da her şey olur. Ankara MEB’te de Maraş’ta da yeni emrivakiler yaratır.”
Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlaması halinde KKTC Cumhurbaşkanlığı’nda Ersin Tatar’ın olmasının gelişmeleri nasıl etkileyeceği sorulan Kasulidis, müzakerelerin başlaması konusunda endişesi olmadığını ancak olguların önceye göre çok farklı olacağı görüşünü ortaya koyarak “Ama Akıncı yeniden seçilseydi karşımızda çok daha ılımlı bir taraf olacağı için değil. Türkiye-Kıbrıslı Türkler cephesinin üniter olduğunu Crans Montana’dan çok iyi biliyoruz ve bugüne kadar Türk tarafı derken Ankara’yı ve işgal bölgelerini kast ediyoruz” dedi.
Yoannis Kasulidis devamla “Akıncı kazansaydı, arkasındaki halk desteği ile, bazı noktalarda Türkiye’ye bir dereceye kadar itiraz edebilmek için kendini daha güçlü hissedecekti. Çünkü Türkiye’nin politikası yalnız Kıbrıs sorunuyla ilgili değil, farklı şeyler de içeriyor. Örneğin Erdoğan’ın yakın çevresinden Türk işadamları yatırım için işgal bölgelerine gitti ve işgal bölgelerinin ekonomisinde neredeyse egemendir” dedi.
Türkiye’nin uzun vadede KKTC’yi “entegre etme planı yaptığını” da iddia ederek Tatar’ın Cumhurbaşkanı seçilmesinin “entegrasyon projesini kolaylaştıracağı” iddiasında bulunan Kasulidis, bugünkü olgularla Rum tarafının nasıl hareket etmesi gerektiği sorusuna ise şu cevabı verdi:
“Analizcilerin Akıncı’nın kazanacağını değerlendirdiği işgal bölgelerindeki seçimden önce de, çizgimizin, kimin kazanacağından bağımsız olarak, aynı kalması gerektiğini söyledim. Yani, Berlin’de bir görüşme yapıldı. Bu görüşmenin sonucunu kapitalize ediyoruz, Genel Sekreter gelip işgal bölgelerindeki ‘seçimden’ hemen sonra prosedürü yeniden başlatma niyetini beyan ediyor, bizim tarafın kabul ettiği 6 referans noktası var ve Genel Sekreter’in Güvenlik Konseyi kararları çerçevesi içerisinde hareket etmek zorunda olduğunu biliyoruz. Çizgimiz bu olmalı. Bizim tarafın, bu istikamette ilerlemeye hazır olduğunu söylemiş olmasından da mutluyum.”