1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. “Kıbrıslı Türkler gençler ev alamıyor artık…”
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

“Kıbrıslı Türkler gençler ev alamıyor artık…”

A+A-

“Kıbrıslı Türkler yatırım yapamıyor, bu çok acıdır. İnsanlar kendi ülkelerinde ev sahibi olamıyor. Gençler hiç alamıyor. Belki memur olacak, özellikle de karı koca ikisi de kamuda çalışacak, mevcut evini satacak, o zaman… Ama yeni evli genç bir çift ev sahibi olmak gibi bir hayal kuramıyor. Öyle bir noktaya geldik ki kiraya dahi evlenemiyor gençler...”

Bu sözler, yaklaşık 10 yıldır emlak piyasasının içerisinde yer alan Esra Şerebet’e ait…
Ülkede özellikle de Kıbrıslı Rum malları üzerinden tam bir “rant” yaşanırken, gençlerin ev kurma hayalleri kuramadığı bir acıyla yüzleşiyoruz.

Beton ormanına dönüşen kentlerimiz, parsel parsel satılan köylerimiz, göğe yükselen çok katlı sitelerimiz var ancak gençlik kâbus yaşıyor.
Anne babanın avucunun içine bakıyor pek çoğu…

***

Esra Şerebet’le öğlen kahvesi için sözleşiyor ve buluşuyoruz.
Genç bir emlakçı, yıllardır çok çalıştığını anlatıyor, kayıt dışı emlakçılardan yakınıyor.

“Ülkemizde kaç kişi emlakçılık yapıyor” diyorum.
“Kim bilir” diyor, “Çok, hem de ne çok… Yüzlerce emlakçı var. Bir de komisyoncular var ayrıca… Taksicisi, berberi, memuru, doktoru komisyoncu oldu. Satışı yapan komisyonunu alıyor.”

***

Türkiye merkezli satış kampanyalarını soruyorum.
“Türkiye’deki firmalarla çözüm ortaklığı ile çalışıyoruz. Burada kayıtlı olmayan bir firma, bizim üzerimizden bu işlemi yapıyor. Müteahhitle doğrudan çalışan emlak şirketleri de var.”

Bir de akıl sır ermeyen işler var tabii…
“Daire getirili arsa satışı diye bir uygulama var. Türkiye’den bir şirket geliyor, bir köyümüzden 20 bin dönüm bir arsa alıyor; yine Türkiye’den bir başka şirketle anlaşıyor, 1 + 1 evler yapacağını ve 18 bin sterline satacağını duyuyor. Maliyetler tutmuyor. Tam bir açık artırmaya dönüştü iş…”

***

En son yasayı biliyorsunuz, “Yabancılara mülk satışına sınırlama getirilecek” söylemi ile artış getirildi.
Yabancılara mülk satışına “KKTC yüzölçümü”ne göre ülke bazında % 3, ilçe bazında ise % 7 kota getirildi.
Bunu kim hesaplayacak, kim denetleyecek, bu hesap pratiğe nasıl yansıyacak kimse bilmiyor.
Yasanın esası Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarına konut hakkı artırıldı.
1'di 3 oldu.
Üç katına çıkarıldı.

“Adaya döviz getiren yabancıya tek konut hakkı verilirken, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşına neden üç konut hakkı tanındığını biz de anlamadık” diyor Esra Şerebet.

Kendi deneyimlerini paylaşıyor.
“Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının çoğunluğu burada yaşamak için ev almıyor. Döviz getirisi olmasını istiyor. Özellikle de Türk Lirası’nın değer kaybından sonra döviz üzerinden bir gelir elde etmek amacıyla yatırım yapıyor. Denize yakın bir yerde 15 milyon Türk Lirası’na mal alacakken, Kıbrıs’a geliyor, 5 milyon Türk Lirası’na alıyor.”

img-9363.jpg


“İskele ve Girne’de hep Rum malı satıyoruz, eşdeğer diyorlar”

En fazla nerede, nasıl satış yaptıklarını soruyorum.
“İskele ve Girne’de hep Rum malları satıyoruz, eşdeğer diyorlar… Buralarda Türk malı pek kalmadı. İskele, Esentepe, Girne, Alsancak en fazla rağbet görev yerler… Öğrenciye yönelik konut Lefkoşa’da halen ihtiyaçtır. Lefkoşa’nın da böyle bir piyasası var.”

Kıbrıs dışından gelenler için emlak piyasamız belki çok avantajlı…
Ancak Kıbrıs’ta yaşayan, burada kazanan insanlar için ev sahibi olmak artık hayal…
“5 yıl önce 40 bin sterlin stüdyo dairler vardı, şimdi 90 bin sterline” diyor Esra Şerebet.

Türkiyeli dışında kimler rağbet ediyor?
“Alman potansiyeli var. İngilizler uzun zamandır yatırım yapmıyor. Ruslar, İranlılar…”

Emlak sektörünün genç temsilcilerinden Esra Şerebet’e karşılaştıkları en önemli sorunları, sıkıntıları, eksiklikleri soruyorum.
“Altyapı çok büyük bir sorundur. Müteahhitler arıtmasını, yolunu, köprüsünü kendi yapmaya başladı… Öyle de hastanesini, okulunu da kendisi mi yapacak? Elektrik, su gibi altyapı sorunları ciddi boyuttadır. Yapılaşma anlamında ortada bir aç gözlülük, kapasite aşımı, plansızlık olduğu doğrudur ancak bu inşaatlara izin veren kimdir? Altyapı, çarpık yapılaşma, denetimsizlik en önemli sorundur. Bir acı tablo da şu… Onca ev, daire satılıyor, tapu harcı alınıyor ama buradan elde edilen gelir, altyapıya dönmüyor. Nereye gidiyor bu paralar?”

Tam bir denetimsizlik, keyfilik, başıboşluk, plansızlık, öngörüsüzlük içerisinde savruluyoruz.
Öyle görülüyor ki “kaçaklar” listesinde “emlakçılar” da geniş bir yer tutuyor.
Kayıt dışılık hayatlarımızı kuşatıyor.
Okullar çocuklara yetmiyor, Acil Servis dolup dolup taşıyor, kanalizasyon denize dökülüyor, trafik kaosa dönüşüyor, enerji dönüşümlü veriliyor ve gençler yeni bir ev hayali kuramıyor.

emlak.jpg

Bu yazı toplam 4434 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar