"Kıbrıs’ta bölünmüşlüğün son bulduğu, güçlünün değil haklının yanında olunan, savaşsız, müdahalesiz, sömürüsüz bir dünya hayal ediyorum"
"Kıbrıs’ta bölünmüşlüğün son bulduğu, güçlünün değil haklının yanında olunan, savaşsız, müdahalesiz, sömürüsüz bir dünya hayal ediyorum"
Kendimi tek kelime ile tanımlayacak olsam… Tutkulu… Yaptığım her işe, aşka, mücadeleye, direnişe ve kısacası hayata
Şu an yaptığım işi yapmasaydım….Küçük bir hayvan dostu kitap cafe/bar açardım. İçinde bolca bitki, kitap ve sevimli dostlarımızın olduğu, huzurlu, kafa dinlemelik bir ortam
Benim gündemimi en fazla meşgul eden… Doktora tezim ve tezime odaklanmamı büyük olasılıkta etkileyen, binbir haksızlığın, adaletsizliğin ve eşitsizliğin hüküm sürdügü dünya düzeni
Kayıtsız kalamadığım şey… Haksızlık, saygısızlık ve üstünlük kurma çabası. Sadece bana değil, nefes alan her canlıya yapılan haksızlık ve saygısızlık. Kırmızı çizgimiz :).
En büyük pişmanlığım… Hatırlamasam da Pişmanlıklarım olmuştur elbette ama bugün beni ben yapan her türlü tecrübeye sonsuz teşekkürler…
En büyük sevincim… Annemin zorla da olsa Lily kızımı ailemize kabul etmesi, ve şu an annemin ona benden iyi bakıyor olması. Ve genel olarak ailemin mutlu ve sağlıklı olduğu her an…
Hayatımın dönüm noktası… Hiç şüphesiz ki 2020 yılı. Hayatımdaki fazlalıkların birer birer eksilmesi, derin yaralar, ağır hasarlar derken tüm bu yıkıntının tozunu omuzlarımdan atarak daha güçlü, daha mutlu, kendini ve hayat amacını bulmuş bir ben…
Beni en çok etkileyen yazar… Tek bir isim secmek o kadar zor ki. Ama aklima ilk geleni soyleyim. Virginia Woolf. “İsterseniz kitaplıklarınıza kilit vurun; ama zihnimin özgürlüğüne vurabileceğiniz ne bir kilit var ne de sürgü, ne de kapatabileceğiniz bir kapı.”
Başucumdaki kitap.. Franz Kafka - Milena’ya Mektuplar. İkinci okuyuşum
En keyif aldığım müzik.. Modumu yükselten, dans etme isteği uyandıran her melodi
En son izlediğim film… Home Alone, her Christmas dönemi bıkmadan usanmadan…
Kendim için son aldığım şey… Spor kıyafetleri. Motivasyonu yüksek tutmak lazım :)
Dolabımdaki en gereksiz şey… Gereksiz şeyler saklamam. bağış yaparım. Lütfen herkes da oyle yapsın. Bizim ihtiyacımız olmayan şeyler başkasının gereksinimi olabilir
Benim için alınabilecek en güzel hediye… Uçak bileti! Daha çok gezelim, daha çok öğrenelim.
Kendimle ilgili değiştirmek istediğim şey… Kendimle barışık biriyim, hatta fazla barışık. Hata yapmadığımı düşünürüm hep, sanki hep haklıyımdır. Fevriyim da biraz. Belki bunlar… Ama mutsuz da değilim böyle olmaktan.
Kendimde beğendiğim özellik… Yaşı, cinsiyeti, ırkı, dini farketmeksizin herkesle anlaşabilmek, empati yapabilmek.
Olmasa da olur… Patriyarka - ataerkil düzen. Olmasa da olur değil, olmasın
Olmazsa olmaz….Sağlık. Herşeyden önce sağlik. Fiziksel ve mental sağlık. Kendimize iyi bakalım
En iyi yaptığım yemek… Yaptığım her yemeği güzel yaparım, tek sorun yapmak istememem. Çok canım çektiğinde çok güzel dolma yaparım
Hayalimdeki dünya….Kadın erkek eşitliğinin sağlandığı, insan haklarının korunduğu, dünyada ve canım ülkem Kıbrıs’ta bölünmüşlüğün son bulduğu, güçlünün değil haklının yanında olunan, savaşsız, müdahalesiz, sömürüsüz bir dünya…
Aşk benim için… Bir delilik hali. İnsani diri tutan, heyecan verici bir his. Ayni zamanda geçici… Ya zaman içinde anlamını yitiren, ya da sevgiye dönüşen bir duygu
Onunla çok tanışmayı isterdim…Nelson Mandela… Hem hayat hikayesi hem mücadelesi hakkında sohbet etmek isterdim.
Görmek istediğim yer… Japonya listenin en üst sıralarında olabilir. Görmek istediğim çok ülke var. Hatta keşke ölmeden önce hepsini görebilsem.
Mutlaka yapmak istediğim… Hayatımda olan veya olmayan insanlara ilham olabilmek
Son olarak söylemek istediklerim… Keşke tanışma fırsatım olsaydı dediğim bir diğer güzel insan, Nazim Hikmet dizeleriyle bitirelim…
“Sevebilirim,
hem de nasıl,
dile benden ne dilersen,
canımı, gözlerimi.
Kızabilirim,
ağzım köpürmez,
ama devenin öfkesi haltetmiş benimkinin yanında,
devenin öfkesi, kinciliği değil.
Anlayabilirim
çoğu kez burnumla,
yani en karanlığın, en uzaktakinin bile kokusunu alarak
ve dövüşebilirim,
doğru bulduğum, haklı bulduğum, güzel bulduğum her şey için, herkes için,
yaşım başım buna engel değil,
ama gel gör ki çoktan unuttum şaşıp kalmayı.
Şaşkınlık, alabildiğine yuvarlak açık ve alabildiğine genç gözleriyle bırakıp gitti beni.
Yazık.”