Kıbrıs'ta keşfedilen enerji kaynakları, adanın ve Doğu Akdeniz ülkeleri arasındaki ilişkilerin durumunu gündeme getirdi.

Uzmanlar, Kıbrıs'ta yaşanan politik gelişmelerin enerji boyutunu değerlendirdi.

Uluslararası İlişkiler ve Hukuk Uzmanı George Pamboridis, Kıbrıs'ta Türkler ve Rumların liderliğinde ekonomik nedenler temel alınarak birlik olunması gerektiğini belirterek, "Avrupa nasıl 2. Dünya Savaşı'ndan sonra çelik ve kömür kaynaklarını düzene sokmak için birlik olduysa, Kıbrıs'ta da doğalgaz ve petrol kaynakları için birlik olunabilir" dedi.

ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın mayısta Kıbrıs'a yaptığı ziyaretin ABD'nin bölgeye dair sürekli artan ilgisinin sembolü olduğunu ifade eden Pamboridis, Kıbrıs ve İsrail'de keşfedilen enerji kaynaklarının ABD'nin bölge politikalarını yeniden değerlendirmesine yol açtığını söyledi.

"Kıbrıs'ın Hidrokarbon Rezervleri" adlı kitabın da yazarı olan Pamboridis, Kıbrıs'ın ihraç edeceği doğalgaz için en önemli müşterinin Avrupa olduğunu vurguladı.

Enerji rezervlerinin adadaki barış sürecine de katkı yapacağını belirten Pamboridis, şunları kaydetti:

"Adadaki Türk ve Rum toplulukları dışında, İsrail, ABD, Türkiye ve hatta Lübnan, Suriye veya Mısır, Kıbrıs'taki çözümden faydalanabilecektir. ABD, enerji kaynaklarının bölgede yıllardır süren çatışmaları sonlandırmak için bir katalizör olabileceğini fark etti. Kıbrıs, yine büyük kaynak keşifleri yapmış olan İsrail ve enerji kaynakları açısından şu ana kadar geleceği parlak keşifler yapan Lübnan'la işbirliği yapacak bir plan yapmalıdır."

Bölgedeki rezervlerin uluslararası pazarlara ulaşması için Türkiye'ye yapılacak bir boru hattının ticari olarak büyük avantaj sağlayacağını vurgulayan Pamboridis, "Bir sanayi devi olarak Türkiye pazarı, Rus doğalgazına alternatif olacak yeni bir doğalgaz kaynağından büyük fayda sağlar, özellikle de bu gaz Rus gazıyla rekabet eden bir fiyatta olursa" şeklinde konuştu.

"ENERJİ KAYNAKLARI YENİ BİR UYUŞMAZLIK KONUSU ORTAYA ÇIKARDI"

Oslo Barış Araştırmaları Enstitüsü Kıbrıs Merkezi (PRIO) Uzmanı Ayla Gürel ise Kıbrıs'ta keşfedilen enerji kaynaklarının gerek Türkiye gerekse Kıbrıs açısından yeni bir uyuşmazlık konusunu ortaya çıkardığını savundu.

"Büyük tabloya bakıldığında, Kıbrıs'ta görüş ayrılıkları her zaman vardı. Enerji kaynaklarının keşfi de bu görüş ayrılıklarına 'yakıt' sağlıyor" diyen Gürel, adada bulunan iki taraf arasında bir 'tutum problemi' olduğunu kaydetti.

Avrupa'nın adadaki enerji kaynaklarından faydalanabilmesi için Kıbrıs'taki siyasi durumun elverişli olması gerektiğinin altını çizen Güler, adadaki müzakerelerde bir arabulucu rolünün bulunmadığını, bunun da görüşmeleri zorlaştırdığını söyledi.

KIBRIS MÜZAKERELERİ TEKRAR CANLANMIŞTI

Kıbrıs müzakereleri, KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve Rum Yönetimi lideri Nikos Anastasiadis'ın şubatta sağladığı mutabakatla tekrar canlanmıştı.

Güney Kıbrıs'ın, tek yanlı ilan ettiği ''münhasır ekonomik bölge'' içinde yer alan ve ''Afrodit'' olarak adlandırılan parselde keşfettiği doğalgazın, adadaki görüşmelerde "kolaylaştırıcı bir unsur olacağı" yorumları yapılmıştı.

Öte yandan, Noble Enerji Şirketi, söz konusu parselde 200 milyar metreküp doğalgaz bulunduğunu açıklamıştı.(tak)