“Kıbrıs’ta en büyük sorunlardan biri torpil…”
Yirmi üç yaşındaki Valentin Mandabura, Rusya’dan Kıbrıs’a ailesiyle birlikte geldiğinde henüz 7 yaşındaydı… Temelli Kıbrıs’ta yaşamaya karar veren Mandabura, ‘Kıbrıs’ta yabancı olmayı’ anlatıyor…
Dila ŞİMŞEK
Valentin Mandabura, 1995 yılında Rusya, Moldova’da doğmuş. Rusya’dan buraya ailesiyle birlikte 7 yaşındayken gelen Mandabura, geldikten sonra ilkokula başladığını ve hep burada yaşadığını söylüyor.
Lise eğitiminden sonra iş hayatına atılan Mandabura, şu anda kaynakçı olarak çalışıyor, bunun yanı sıra profesyonel olarak futbol oynuyor.
“Kıbrıs’a annem sayesinde geldik”
Valentin, annesinin çalışmak için Kıbrıs’a geldiğini, bir süre sonra evlendiğini ve kendisiyle kardeşini de Kıbrıs’a getirdiğini anlatıyor.
2002’den beri burada yaşayan Valentin, ilk geldiğinde yaşının küçük olduğunu ve bu sebeple de tedirgin olduğunu, kendisini neyin beklediğini bilmediğini ifade ediyor. Geldikten sonrasında ilkokula başlayıp, arkadaş edindikçe buraya daha çok alıştığını söyleyen Valentin, “Ailem benim ve kardeşim için bir yaşam kurduğu için Kıbrıs’a daha çabuk adapte oldum” diyor.
“Kendini bilmez insanların sizi dışlaması kaçınılmaz bir şey”
Valentin, yerli halktan, özellikle çocuklardan ‘yabancıları’ dışlamaya çalışan, ‘şakalar’ yapan veya insana kendini rahatsız hissettiren şekilde konuşup davrananlar olduğunu anlatıyor.
“Bir süre sonra alışıp ayak uydurunca ve insanlar sizi tanıdıkça bu tip şeyler kolaylaşıyor” diyor. Valentin, Türkçe’yi tahmininden daha hızlı söktüğünü ve bunun kendisi ya da kardeşi için bir sorun yaratmadığını söylüyor. Özellikle ortaokul ve lise hayatında kendisini tamamen buraya ait hissettiğini, arkadaşlarının hep Kıbrıslılardan oluştuğunu ve buraya adapte olduğunu anlatıyor. Hayatının sonuna kadar ailesiyle birlikte burada yaşamak istediklerini de ekliyor.
“Kıbrıs’ta yabancı birinin yaşadığı en büyük sorun evraklar”
Valentin, Kıbrıs’ta yaşamayı sevse de, beş senedir her sene yaptırması gereken çalışma veya oturma izninin çok yorucu olduğunu anlatıyor. “Kıbrıs’ta kalabilmek için ya okumak, ya çalışmak zorundayım. Eğer bunlar yoksa, ailemden çalışan birine bağlı olarak, oturma izni alabiliyorum. Ancak bunlar düzenli olarak yapılması gereken, pahalı ve yorucu uygulamalar” diyen Valentin, vatandaş olmadan burada yaşayan insanların ne zorluklar çektiğini anlatıyor. Valentin sözlerine şöyle devam ediyor “Yurtdışına çıkmadığım ve başka bir yerde 2002’den beri yaşamadığım halde her sene kan testi ile bulaşıcı hastalık kontrolünden geçiyorum. İşe girerken adaya giriş çıkış yapmam gerekiyor, çalışma izni için ise hem uzun bir süreçten geçip hem de ağır vergiler ödemem gerekiyor. Bunlar gerçekten çok zor”
Valentin, daha önce vatandaşlık alabilmek için başvuru yaptığını, ancak verilmemesi için bir sebep olmasa da alamadığını dile getiriyor. “Ben neredeyse tüm hayatımı burada yaşadım, ama sadece birkaç senedir burada yaşayan insanların vatandaşlık aldığını çevremde görüyor ve duyuyorum. Bu bizleri daha çok üzüyor” diyen Valentin, bu konuda yapılan uygulamaların ve denetimin yeterli olmadığını söylüyor.
“Kıbrıs’ın diğer bir sorunu ise torpil”
Valentin, hem vatandaşlık hem de çevresinde tanıklık ettiği diğer olaylardan örnek vererek, “Kıbrıs’taki diğer büyük bir sorun ise her şeyin torpille yürümesi… Doğru insanı tanıyorsan, istediğin her şeyi yapabiliyorsun. Ancak bağlantıların yoksa, hiçbir işin yürümüyor” diyor. Yolsuzluk konusunda daha sıkı bir denetim gerektiğini belirtip, sistemi eleştiriyor.
Kıbrıs’ta neyi değiştirmek isterdiniz?..
Bu soruya, kendisi için en önemli konu olduğundan “Vatandaşlık hakkı konusunda denetim” diye yanıt veriyor. Valentin şöyle anlatıyor “Bir insanın vatandaşlık hakkı elde edebilmek için gerekenler belli olmalı. Tüm hayatını burada geçirip, halen her sene izin, ağır vergi ve kan tahlili ile geçinen insanlar tespit edilip, gereken hak tanınmalı. Benim durumumda olan çok fazla insan olduğuna eminim ve bizler çok zorlanıyoruz”