Kıbrıs’ta Türkçe Ezan ve Nazım Hoca-12
1951 yılının Mayıs ayında Kıbrıs Müftüsü ile Hür Söz ve Halkın Sesi Gazeteleri arasındaki tartışma giderek daha bir yoğun hâl almaya başlamıştı. Diğer taraftan İstiklâl gazetesinin Müftü’ye sahip çıkar davranışlarıyla, uzun zamandır Halkın Sesi-İstiklâl gazetesi arasında devam eden basındaki kavga da yeni bir boyut kazanmıştı. Kavga-tartışmanın boyutu git gide yerini; toplumun bazı kesimlerinden destek ya da protesto arayışlarına bırakıyordu. Özellikle Hür Söz ve Halkın Sesi gazetelerinin yayınlarını protesto eden yazılar ve duyurular İstiklâl gazetesinde yer almaya başlamıştı.
Diğer yandan Hür Söz, Müftüyü eleştirmeye devam ediyordu.
“Hür Söz-05 Mayıs 1951-syf:1
Kıbrıs Müftisinin Vecizeleri!
Müfti, Ekselâns Vali’nin kendisine “tuttuğun yoldan şaşma arkanda büyük kuvvet var”
dediğini iddia etmiştir.
Gazetemizin aldığı malûmat ise Ekselâns’ın bunun aksini iddia ettiği merkezindedir.
Bay Menzilcioğlu, halkı, münevver zümreyi ve gazetecileri terbiye etmek ve hatta memleketten tart etmekle görevlendiriyor.
Dağdaki gelmiş, Bağdakini mi koğuyor?
Üç senelik bir kontrato ile ve Kıbrıs hükûmetinin Evkaf hüddesinden bahşeylediği bol maaşla ve Babı Meşihattan daha mükemmel bir binada kalmak üzere dinî müesseselerimizin başına getirdiği Bay Menzilcioğlu, Miraç gecesi ve onu takiben de dünkü Cuma günü vuku nasihat bahanesiyle yine memleketin münevver zümresine ağır hücumlarda bulunmuş ve bilhassa hüsnü niyetle kendisini ziyaret eden heyeti telmihan ve bunları kastederek yüksek perdeden yine atıp tutmuş ve kendisinin memlekette münevver bir zümre tanımadığını müteaddit vesilelerle ima etmiştir. Bu arada Bay Yakup “it ürür kervan yürür” diyerek hiç de diline yakıştıramadığımız vecizeler yumurtlayıp camide başı açık namaz kılanları da birer takye yapmaya davet etmiş, peşkir ve hatta mendili bile başına geçirmenin doğru olamıyacağını belirtmiştir.
Ekselâns Valinin kendisini aratarak 20 dakika konuştuğunu ve tuttuğu yoldan şaşmamasını! tavsiye ettiğini ve arkasında büyük kuvvet bulunduğunu Vali’nin sözlerine ilave ettiğini belirten Bay Yakup Celâl, bilhassa din aleyhinde cahilce neşriyat yapan terbiyesiz! Dinsiz!! Ve hatta memleketten tardetmek benden ziyade size düşen bir vazifedir” diyerek halkı münevver zümrenin ve gazetecilerin üzerine kışkırtmış ve sözlerini kapatırken de son olarak Bay Müezzinoğlu “Din hürriyeti ne demektir bre!? Ne yazıp ne çızarlar!!” demiş ve va’zu nasihat kürsüsünü terkeylemitşir.
HÜR SÖZ’ÜN HABER ALDIĞINA GÖRE; Ekselâns Vali ile Bay Menzilcioğlu’nun yapmış olduğu mülakatta Vali Hz., kendisine kürsüde söylenenlerin aksine ihtarda bulunmuştur.
Neşriyat yapanları memleketten tardetmek hususundaki Bay Yakup’un teşviklerine karşı ise şu ata sözünü söylemekle iktifa ediyoruz: “Dağdaki gelmiş bağdakini koğuyor.”
Yukarıda da belirttiğim gibi, İstiklâl gazetesinin Müftü’ye destek çıkan yazılarıya bir anlamda Halkın Sesi ve Hür Söz’e karşı tavrını destekleyen protesto yazılarına yer vermesiyle birlikte, Hür Söz de, bu protestolara karşı tavrını ortaya koymaya başlamıştı. Kazafana Muhtarı Ömer efendi de bundan payını alıyordu...
“Hür Söz-05 Mayıs 1951-syf:1
Kazafana Muhtarı Protesto Ediliyor
Dün Kazafana köyü Türk halkından almış olduğumuz bir mektupta, Kazafana muhtarı Ömer efendinin geçenlerde Müfti meselesinden dolayı “Halkın Sesi” ve “Hür Söz” gazetelerinin neşriyatını takbih eden protestonamesinin (!) tamamen kendi şahsi fikir ve görüşlerinin mahsulü olduğu belirtilmekte ve Atatürk inkılâplarına büyük bir sadakatle bağlı olan Kazafana Türk halkının meckûr iki gazetenin neşriyatını canü gönülden destekledikleri açıklanmaktadır.
Ayrıca, dün idarehanemizi ziyaret eden Kazafanalı Türk kardeşlerimiz, bu yersiz protestonun yalnız Muhtar Ömer efendinin görüşlerine tercüman olduğunu şifahen de söyliyerek, Atatürk inkılâplarına tam bir hassasiyetle müdafaa eden gazetemizin neşriyatını takdirle karşılamıştır.
Köyün Türk halkının en bariz hakları gasbedilirken etrafına topladığı bir veya iki kişiyle köylüler arasında ikilik yaratmaya çalışan Kazafana Muhtarı’nın bu hareketi Kazafana Türk halkı tarafından protesto edilmektedir.”
Günümüzde “Asparagas Haber” olarak dile getirdiğimiz; “yalan haber” içerik taşıdığı yönünde Hür Söz’ün kaleme aldığı bir başka yazıyla karşılaşıyoruz. Yazıda gazete yazarlarından Avukat Fazıl Niyazi Korkut, dönemin İngiliz Valisine, Kıbrıs Milli Türk Birliği’nin de Cumhurbaşkanı Celâl Bayar’a, Müftü Menzilcioğlu’nun görevden alınması yönünde birer mektup yazıldığını görüyoruz. Diğer taraftan, yazının başlığında yer alan “Balon Uçuruyorlar”da Avukat Fazıl Niyazi Korkut üzerine yalan bir iddia ortaya atılıyordu.
“Hür Söz-08 Mayıs 1951-syf:1
Balon Uçuruyorlar
MÜFTÜ ünvanı ile Kıbrıs’a geldiği günden beri muhtelif vesilelerle yapmış olduğu mev’iza ve mükâlemelerde Bay Menzilcioğlu’nun Atatürk İnkilâblarına aykırı fikirlere sahip bulunduğu büyük bir teessüfle müşahede edilmiştir. Din ile dünya işlerini ayırt eden geniş bir görüşten mahrum bulunan bu zatın bu en yüksek mevkide kalmasının muvafık olamıyacağını ve bu mevkii muhafaza edişinin umumi olarak Kıbrıstaki Türk menfaatlerine aykırı bulunduğunu gazetemiz bugüne kadar olan neşriyatıyle belirtmiş bulunmaktadır. Bu arada gazetemizde kıymetli hukukçumuz avukat Fadıl N. Korkut imzası ile ve “Ekselâns Valiye Açık Mektup” başlığı altında bir yazı ile mesele tamamen tavzih edilmiş bulunuyor.
Bugünkü gazetemizde belirtildiği üzere Kıbrıs Milli Türk Birliği vasıtasıyle, Bay Menzilcioğlu Cumhurbaşkanımız sayın Celâl Bayar’a da şikâyet edilmiş ve bu zatın adadan uzaklaştırılması ısrarla talep edilmiştir. Vaziyet bu merkezde ilerlemekte ve mevcut tehlikenin uzaklaştırılması ve irticanın önlenmesi arzu edilirken, dünkü “Memleket” de, halk efkârını umumi olarak ilgilendiren ve cemaatımız için pek hayati olan bu meseleyi de bermutad şahsiyata dökmeye ve mecrasını değiştirmeğe gayret edildiği görülmüştür. Bu cümleden olmak üzere mezkûr gazete avuktar Fadıl N. Korkud’un müftü olacağı etrafında bir balon uçurulmuştur.
Yapmış olduğumuz tahkikat neticesinde bu meselenin hakikat olmadığını öğreniyoruz.
Diğer taraftan ayni gazetede halk tarafından 1931’de müftü olarak seçilen merhum Sait Hocanın seyyar vaizlik alarak mevkiini muhafaza etmediği de kaydedilmektedir. Bu garip iddia üzerine, o sıralarda Stors hükûmeti tarafından, müftü diye imza atacak kimselerin cezaya çarpılacağı ilân edilmiş bulunduğunu hatırlatmayı yerinde bulur ve merhum Sait Efendi’nin seyyar vaizlik vazifesini yıllar sonra almış bulunduğunu tarihi bir hakikat olarak belirtiriz.
Meselenin bu suretle tavzihinden sonra halkın tercümanı ve halk istekleri ve düşüncesini belirtmeği bir vazife bilen gazetemizin yolundan şaşmayacağını bir kere daha açıklarız.
Öte yandan, bir heyet b.l.n de Müftüyü ziyaret eden 8 kişilik gruptan bir zatın, Türk Peygamber beklediği yolunda bir söz sarfetmiş bulunduğu etrafında şunda bunda Bay Menzilcioğlu’nun söz sarfetmekte olmasını da teessüfle karşılar, orada hazır bulunanlardan bir fert sıfatıyle gruptan hiç birisinin böyle bir kelâmda bulunmadığını ehemmiyetle belirtiriz.”