Kıbrıs’ta Türkçe Ezan ve Nazım Hoca-13
Halkın Sesi, Hür Söz ile İstiklâl gazetesi arasında “Müftü” merkezli tartışmalar devam ederken daha önce de belirttiğim gibi, bazı köy muhtarlıklarından veya köylüler tarafından kaleme alınan destek veya protesto yazıları gazete sütunlarında yer almaya devam ediyordu. Hür Söz gazetesi, Angolem köyünden gönderilen bir mektuba yer veriyordu bu kez. Yazıda özellikle Kıbrıs Müftüsü’nün bir köy ziyaretinde sarf ettiği iddia edilen sözler, bu yazının temelini oluşturuyordu.
“Hür Söz-08 Mayıs 1951-syf:3
Angolem Mektubu:
Köyden Sesler
Son günlerde, Müftinin beyanatı etrafındaki neşriyatı köylü olarak, Türk olarak, acınarak takib ediyoruz. Hiç beklenmedik bir zamanda müftünün taraf tutması ve diğer tarafa küfür mahiyetinde sözler sarfetmesi köylüleri daha çok müteessir etmiştir. Köylü kardeşlerimiz şuna inan etmişlerdi ki, Mûftü efendi aramızda zaman zaman vuku bulan ve bulacak olan anlaşmazlıkları bir dereceye kadar halledecekti.
Ümidimiz bu yolda iken, İskele’de bir kahvehanede kendisine sorulan bir suali Bay Menzilcioğlu nasıl cevablandırsa beğenirsiniz? Adadaki Türk azınlığı kaç partiye ayrılırsa ayrılsın mış, orası kendini alâkadar etmez miş Hür Söz ve Halkın Sesi’nin neşriyatı uydurma imiş. İşte bilhassa burası üzücü bir mahiyet arzetmez mi?
Çünkü yıllardır bu millete manen hizmet etmiş olan gazetecilere ve gazetelere saygısızlık gösterilmiş olmakla kalınmıyor aynı zamanda onları manen öldürmek isteniyor.
Peristerona’da vazı nasihatta bulunurken anlattığı, İsrail ve Yahudi milletinden gördüğü saygı ve alâkayı acaba yalnız kendisine mahsus mu sanmıştı bu sayın Zat?..
O gün kendisini dinleyem yüzlerce köylü kardeşimize karşı savurduğu bazı fazla lâfları, Haberler sütunumuza almamıştık. Fakat bu fırsatları ganimet bilen sayın Müftü, bu defa Ayasofya gibi en büyük ibadetgâh yerimizden ne iltifatlarda bulunmadı ki!..
Biz köylü halkın dine olan bağlılığını görerek siyasete sapmalarını ve taraftarlık yaparak bizi parçalamalarını, din adamlarından asla beklemiyoruz. Arzumuz ve recamız bundan ibarettir.
İSMAİL MEHMET-Angolem”
Aynı gün gazetenin bir başka sütununda ise Royter haber ajansının haberine yer veriliyordu. Bu haberde, Menzilcioğlu’nun Kıbrıslı Türkler arasında hoşnutsuzluğa neden olduğu belirtilmekteydi. Diğer yandan bir başka haberde ise Müftü’nün İngiliz Valisine Halkın Sesi ve Hür Söz gazetelerini şikayet eden bir mektup gönderdiği haberi yer almaktaydı. Bilindiği gibi söz konusu dönemde Kıbrıs, İngiliz İdaresi altındaydı.
“Hür Söz-08 Mayıs 1951-syf:1
Müftünün Zaman ve Zemine Uymayan Hareketleri Dünya Efkârına Aksetti !
Royterin bu husustaki haberi.
Kıbrıs Müftüsü Bay Yakup Celâl Menzilcioğlu’nun zaman ve zemine uymayan hiddet ve şiddet dolu vazı nasihatlarının Kıbrıs Türkleri tarafından takbih edildiğini her gün idarehanemize gelen mektuplar da ispat etmektedir. Müftünün bilhassa yenilik cereyanlarına aykırı harekette bulunması ve dolayısıyle Atatürk inkilâplarını rahnedar etmesi her tarafta nefretle karşılanmaktadır. Bu hususta yerli basın hergün yeni yeni örnekler vermektedir.
Royter ajansı tarafından dün bütün dünyaya yayılan bir haberde de şöyle denilmektedir:
“Kıbrıs Milli Türk Birliği Türkiye Cumhurbaşkanı’na, cemaat arasında memnuniyetsizlik uyandırdığından dolayı Kıbrıs Müftüsü Bay Yakup Celâl Menzilcioğlu’nun geri çağrılmasını rica etmiştir. Çiftçi, öğretmen ve mezunlarla diğer teşekkülleri temsil eden Millî Birlik bugün Kıbrıs Müftüsünü “Dinde yenilik aleytarı” olarak vasıflandırmakta ve protesto etmektedir.”
“Hür Söz-10 Mayıs 1951-syf:1
Hangi asırdayız?
İşittiğimize göre sayın Müftü, Ekselâns Valiye bir mektup yazarak Halkın sesi ve Hür Söz gazetelerinde kendisine karşı yapılan neşriyatı durdurmasını hükûmetten talep etmişler ve şayet bu neşriyat durdurulmazsa bunu Ankara’ya bildireceklerini belirtmişlerdir.
Hür Söz ve Halkın Sesi, iskolatik zihniyete sahip ve inkilâp taraftarı bulunmayan bu zatın Kıbrıs halkının ileri görüş ve inkilâbcılığı karşısında m.tlûba muvafık bir zat olmadığını efkârı umumiyeye tercüman olarak belirtmekle vazifelerini yapmışlardır. Yanılmıyorsak gazetelerin başlıca meşgalesi ve görevi de bundan ibarettir.
Neşriyatımızdan Müftülük makamına herhangi bir hakaretin mütezammın olduğunu tahmin etmek hatalı düşünmek olur.
Bay Menzilcioğlu matbuat hürriyeti ve demokrasinin İngilterece 2 asır önceden kabul edildiğini bilmiyorlar mı?!”
Ve Leymosun’da bir protesto olayı hazırlığı yapılıyordu. Müftü’nün Leymosun’u ziyaret edeceği haberi karşısında Leymosun halkı Müftü’yü protesto mahiyetinde camide ezanı Türkçe okutacağı haberi yayılmıştı. İddiaya göre bunun üzerine Müftü bey bu ziyaretini ertelediğini duyurmuş.
“Hür Söz-10 Mayıs1951-syf:3
Tehhurun Sebebi ne?
Müftü Bay Menzilcioğlu’nun Leymosun’a yapacağı ziyaret, müftüyü davet eden zevatın (vezaifi resmiyeleri dolayısıyle) tehir olunmuş imiş. Bunu dünkü İstiklâl gazetesinde okuduk. Halbuki, diğer taraftan bizim aldığımız habere göre, Müftü hazretlerinin Leymosun’u ziyaretini teehhura uğratmasının sebebi, o gün Leymosun’da Atatürk inkılâpçısı Türk halkının Türkçe ezan okutmaya ve Bay Müftüye din ve dünya etrafında bir kısım sualler sormaya karar vermeleridir.
Müftü Bay Yakup Celâl’in açıklamasındaki ton da bunu göstermektedir.
İstiklâl ceridesine (gazetesine) vermiş bulundukları açıklamayı aynen neşreder ve sayın okurlarımızın nazarı dikkatlarına arzederiz.
Tehir Olundu
Leymosun ve sair Mehaldeki ziyaretlerim arzu olunan zevatın vezaifi resmiyeleri dolayısıyle mahallelerinde bulunamayacakları öğrenilmiş olduğundan ilân etmiş olduğum ziyaret proğramı daha başka bir zamana tehir zarureti olduğu beyan olunur.
Kıbrıs Müftüsü
Yakup Velâl Menzilcioğlu”