“Kıbrıs’ta yapay zeka ile çalışmak isteyenler merkezimize ulaşabilir”
UKÜ Rektör Yardımcısı, Yapay Zeka Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Erbuğ Çelebi YENİDÜZEN’e konuştu, yaptıkları çalışmalara ilişkin bilgiler paylaştı.
Aygün Bahar ÖKMEN
Yapay zeka, veri madenciliği, makine öğrenimi, yazılım geliştirme ve yazılım geliştirme süreç yönetimi gibi alanlarda çalışmaları olan UKÜ Rektör Yardımcısı, Yapay Zeka Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Erbuğ Çelebi, Yapay Zeka’nın geleceğini ve UKÜ’nün yapay zeka, veri madenciliği, makine öğrenimi, yazılım geliştirme ve yazılım geliştirme süreç yönetimi konusundaki çalışmalarını YENİDÜZEN’le paylaştı.
Yaklaşık on yıldır UKÜ dahilinde gerekli bütün servisleri yapabilecek yazılımlar geliştirdiklerini ifade eden Çelebi, “Amacımız işleri daha pratik hale getirerek öğrencileri sisteme daha çok dahil etmekti. Bunu da yaptık. Bu konuda Kıbrıs’ta tekiz ve iddialıyız” şeklinde konuştu.
Şu ana kadar Kıbrıs’ta yapay zeka ile ilgili çalışan pek birine rastlamadığını söyleyen Çelebi, “Herhangi bir noktada yapay zeka ile ilgili çalışmak isteyenler, merkezimize ulaşabilirler, danışmanlık sağlayabiliriz. Eğer karmaşık bir konu ise bunu tez haline getirebiliriz” dedi.
Soru: Öncelikle çalışma alanınız olan veri madenciliği ve yapay zekanın ne olduğu, bu konularda çalışılmaya hangi dönemde başlandığı konularında okuyucuyu kısaca bilgilendirebilir miyiz?
Cevap:
Veri madenciliği, veri bilimi veya business intelligence dediğimiz işzekası ve yapay zeka aslında hepsi birbiri ile bağlantılı olan konular. Bunların tümünün temelinde ‘veri’ bulunuyor. Siz kurumunuzda bu servisleri, yani business intelligence, yapay zeka veya data science, kullanmak istiyorsanız, öncelikle elinizde ciddi bir veri birikimi olması gerekiyor. Bu veri birikimi oluştuktan sonra nereye ulaşmak istediğinizi belirlemeniz gerekiyor. Bu verilerden ne elde etmek istediğinize karar vermeniz gerekiyor. Yapay zeka, sizin önceki verilerinize bakarak ileride ne ile karşılaşacağınızı öngörüyor aslında. Veya size, elinizdeki veriler ile başka veriler üretmeniz konusunda yardımcı oluyor. İşte bu nedenle önce elinizde veri olmazı gerek. Veri olmadan bu sistemlerin hiçbirini kullanamazsınız. Veriyi oluşturabilmek içinse iyi bir yazılımınızın olması gerekiyor. Eğer sizin elinizdeki yazılım veya sizin geliştirmiş olduğunuz yazılım bu verileri düzgün şekilde üretemiyorsa, bu noktada karışıklıklar ortaya çıkabiliyor. Dolayısı ile tüm bu konuların birbiri ile bağlı olduğunu söylemek mümkün.
Yapay zeka aslında yeni bir konu değil. Çok uzun zamandır üzerinde çalışılan, fakat yeterli veri ve yeterli donanım olmadığı için bu kadar popüler olamayan bir konuydu. Bizim öğrenciliğimiz sırasında çok temel yapay zeka ağları ile çalışabiliyorduk. Ancak elimizde bu kadar gelişmiş bilgisayar sistemleri ve yeterince veri olmadığı için bu aşamaya getiremiyorduk. Artık dünyada çok fazla veri ve çok fazla işlemci gücü olduğu için yapay zeka çok daha fazla ilerleyecek.
Soru: Dünya’da yapay zeka alanında ne gibi gelişmeler yaşanıyor? Bizi bu alanda neler bekliyor?
Cevap:
Son zamanlarda dünyada ChatGBT gibi uygulamalar ortaya çıktı. Bunlar daha çok metin tabanlı araçlar. Bir metinler havuzundan sistemi eğitiyorsunuz ve sorduğunuz sorulara yanıt alabiliyorsunuz. Sistemi eğitiyorsunuz, sistem de size sanki bir insanla iletişim kuruyormuşsunuzcasına cevap veriyor. Bunlara chatbot da deniliyor. Veya resim tabanlı, görüntü tabanlı yapay zeka sistemleri var. Bir fotoğrafı üç boyutlu hale getirebilen, konuşturabilen, hareket ettirebilen...
Gelecekte yapay zekanın yanı sıra robotlar da gelişecek. Yapay zeka artık hareketi de sağlayacak. Çünkü temel amaç insanlığa yarar sağlayacak sistemler geliştirmektir. Bir güvenlik görevlisi düşünün, bu kişinin görevi etrafta bir tehlike durumu olup olmadığını tespit ederek gerekli yerlere haber vermektir. Bunu bir robot da yapabilir. Veya bir çevirmen düşünün, simültane çeviri yapıyor olsun, bunu bir robot da yapabilir. Dolayısı ile önümüzdeki 15-20 yıl içerisinde gitgide daha çok düşünme gerektiren işlere doğru kayacağız. Japonya, Kore gibi ülkelerde bunların deneysel versiyonlarını görmek mümkün ancak bunlar henüz endüstriyel değiller. Ancak çok yakın bir zamanda endüstriyel hale gelecekler ve parası verilerek bir garson robot alınabilecek mesela. Boston Dynamics’in yaptığı robotların ne denli başarılı olduğunu görürsek bunun bir hayal olmadığını çok rahat anlayabiliriz.
Şu anda gelişmiş ülkeler bu konudaki yasalar ile meşguller çünkü yapay zeka her zaman iyi şeyler üretmek için kullanılmayabilir. Kötü amaçla kullanılabilir. Yurt dışında bu hususta en çok korkulan şeylerden biri, etik ihlalleri konusu ve yapay zekanın insanlara adil davranmama ihtimali, insanların düşüncelerini etkileyebilme ihtimali... Örneğin bir seçim döneminde, seçimin sonucunun, yapay zeka ile insanların algısı üzerinde oynanarak değiştirilmesi ihtimali. Neredeyse herkes sosyal medya kullanıcısı. Herkes verilerini bu sosyal ağlarda paylaşıyor. Yapay zeka insanların kişiliklerini belirleyerek bu yapıya uygun reklamlar göndermek sureti ile seçimin yönünü değiştirebilecek çalışmalar yapılmasına müsait bir sistem. Dolayısı ile bununla ilgili yasalar üzerinde çalışıyor gelişmiş ülkeler. Yakında yapay zekanın kullanımıyla ilgili yasalar ve yaptırımlar çıkacaktır.
Yapay zeka hala gelişme aşamasında. Özellikle sağlık alanında yapay zeka kullanımı ciddi oranda artacak gibi duruyor. Şu anda estetik alanında kullanılıyor mesela. Bir fotoğrafı yapay zekaya gösterdiğiniz zaman olası çözümler için neler yapılabileceğini size sunabiliyor yapay zeka. Veya kolunuza taktığınız bir saat, yeme içme alışkanlıklarınız, uyku alışkanlıklarınız gibi verileri toplayarak ileride karşılaşabileceğiniz sağlık sorunları konusunda sizi uyarabiliyor. Şu anda yapay zeka alanında kullanımda olan bir diğer şey ise akıllı araçlar. Örneğin Tesla. Otonom araçlar gibi uygulamalar var. Bir başka alan ise forecasting dediğimiz eldeki veriye bakılarak ileriye yönelik öngörülerde bulunma. Veriyi veri ile birleştirerek bir başka veriyi animasyonlu, grafikli ve pratik şekilde elde edebiliyoruz artık. Şu anda sıkça kullanılıyor bu servisler. Amazon’da, Google’da, Microsoft Azure’da özel servisler de var. Çok iyi araçlar var bunları yapabilen.
Soru: Kıbrıs’ın kuzeyinde bu konuyla ilgili ne gibi çalışmalar mevcut veya ne gibi çalışmalar yapılabilir?
Cevap:
Şu ana kadar Kıbrıs’ta yapay zeka ile ilgili çalışan pek de birine rastlamadım. Ben UKÜ’de aynı zamanda Yapay Zeka Araştırma Merkezi’nin de müdürüyüm. Fakat bu konuda bize ulaşan biri olmadı. Herhangi bir noktada yapay zeka ile ilgili çalışmak istenilen bir konu varsa merkezimize ulaşabilirler. Biz onları gerekirse yönlendiririz, gerekirse danışmanlık sağlarız. Karmaşık bir konu ise bunu bir Master veya Doktora tezi haline getirebiliriz veya hızlı çözülebilecek bir konu ise çözülmesine destek oluruz. Bu konuda her türlü alt yapımız var. Çok iyi yetişmiş, deneyimli hocalarımız var.
Soru: UKÜ’de yapay zeka alanında yapılan çalışmalardan biraz bahsedebilir miyiz?
Cevap:
Biz UKÜ’de yaklaşık on yıldır, UKÜ dahilinde gerekli bütün servislerimizi yapabilecek yazılımlar geliştiriyoruz. Bu yazılımlarımızdan ortaya çıkan ciddi bir veri var. Artık bu verileri işleyerek yapay zekayla öngörülerde bulunabiliyoruz. Veya bu verilerden veri elde edebiliyoruz.
Business intelligence ile neler yapılabilir? Veriler görselleştirilebilir fakat bazen verilerin hepsi bir yerde olmayabilir. Verileri bir data veya house dediğimiz bir ortamda birleştirerek bu verileri işleyebileceğimiz hale getirmemiz gerekiyor. Bu verileri görselleştiriyoruz. Artık görselleştirmek için de hazır araçlar var ve anlık olarak siz ne durumdasınız, öğrencilerinizin kayıt durumu ne aşamada, başarısı ne aşamada, hocaların performansı ne aşamada, bunların hepsini canlı veriler olarak görebiliyorsunuz. Chatbotlardan bahsetmiştik, mesela biz bunu UKÜ’de şöyle uyguladık: UKÜ’nün her bir konu için senatodan geçmiş 100’e yakın yönetmeliği bulunuyor. Mesela bir uygulama yapacaksınız ya da bir karar vereceksiniz, fakat bunun yönetmelikteki karşılığını bilmiyorsunuz. Bu konunun hangi yönetmelikte geçtiğini veya yönetmeliğin bu konuda ne dediğini bilmediğinizi varsayalım. Biz sistemi öğrencilerimiz hem Türk hem yabancı olduğu için Türkçe ve İngilizce olmak üzere iki dilde eğittik ve biz artık kendi sistemimize soru sorup, bunun cevabını alabiliyoruz. Örneğin sisteme, mezuniyet aşamasındaki bir öğrenci ek ders olarak en fazla kaç ders alabilir sorusunu sorduğunuzda size, şu yönetmelikteki şu madde gereğince bu öğrenciler en fazla şu sayıda ders alabilir şeklinde cevap veriyor.
15 bin civarında öğrencimiz var. Herkes farklı dersler alıyor. Alttan alınan dersler veya ek dersler olabiliyor. Dolayısı ile sınavların birbiri ile çakışmaması gerekiyor. Biz yine yapay zekayı kullanarak sınav programı çıkartıyoruz. Öğrencilerin girmesi gereken dersler ve sınavları yapay zekaya ilettiğimizde, bize bu sınavların çakışmayacağı bir program öneriyor.
Bunların yanında akademik yayın ve çalışmalarımız var. Master ve Doktora öğrencilerimizle yaptığımız yayınlarımız var. Örneğin radyoloji görüntülerinden hastalığın ne olduğunu bulabilen bir yapay zeka, veya deri kanseri türünün teşhisini yapabilen bir yapay zeka çalışmamız oldu. Yakın zamanda bu tür şeyler sağlık alanında çok yaygın olarak kullanılmaya başlanılacak. Amaç elbette yapay zekanın son kararı vermesi değil, hekimlere karar vermelerinde yardımcı olmak. Son karar yine hekimin olacaktır. Şimdilik hiçbir konuda son kararın yapay zekada olmasını tercih etmiyoruz. İnsanlara karar vermelerinde yardımcı olacak olan araçlar olarak düşünüyoruz bunları sadece.
Üniversitedemizde yazılım konusuna, otomasyonlara büyük önem veriyoruz. Bununla ilgili iyi bir kadromuz var. 10’a yakın yazılımcımız var. Onların danışmanlığını ben yürütüyorum. Üniversitedeki tüm ihtiyaçlarımızın bir otomasyona dahil olmasını sağlıyoruz bu ekiple birlikte. Bu yazılımlar sayesinde elimizde ciddi bir veri de birikiyor. Biz aslında diğer üniversiteler ile konuştuğumuzda bu dijitalleşme konusunda ne denli farklı olduğumuzu da görüyoruz. Örneğin biz öğrencilerimizin hocalarına ve kendi verilerine, kayıtlarına, derslerine ulaşabilecekleri, üniversite otobüsünün nerede olduğunu görebilecekleri, danışmanları ile anında mesajlaşma gerçekleştirebilecekleri, dersleri ve derslerin sınıfının değişip değişmediğini görebilecekleri, etkinliklerle ilgili anlık bilgilendirme alabildikleri bir mobil uygulama geliştirdik. Amacımız işleri daha pratik hale getirerek öğrencileri sisteme daha çok dahil etmekti. Bunu da yaptık. Bu konuda Kıbrıs’ta tekiz ve iddialıyız.