1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. "Kilo hesabı değil, adet hesabı yapıyoruz"
"Kilo hesabı değil, adet hesabı yapıyoruz"

"Kilo hesabı değil, adet hesabı yapıyoruz"

Fiyatlar yerinde durmuyor, hayat pahalılığı arttıkça temel tüketime erişim dahi sınırlanıyor… Çarşıdaki tüketici pahalılık karşısında ‘artık yeter’ diyor, fiyatlar hayrete düşürüyor… “Her yerde başka fiyat, denetim sıfır” diyen yurttaş, isyan ediyor.

A+A-

Hüseyin ÖZBARIŞCI

Fiyatlar yerinde durmuyor, hayat pahalılığı arttıkça temel tüketime erişim dahi sınırlanıyor… Çarşıdaki tüketici pahalılık karşısında ‘artık yeter’ diyor, fiyatlar hayrete düşürüyor… “Her yerde başka fiyat, denetim sıfır” diyen yurttaş, isyan ediyor.

Ekmek, et, tavuk, yağ, tüp gaz gibi temel gıda ve tüketimde fiyatlar son 3 ayda bile önemli oranda arttı.

Genellikle ‘daha makul’ fiyatlar nedeniyle tercih edilen açık pazardaki fiyatlar dahi tırmandıkça tırmanıyor… Sebze-meyve de ‘kilo başı 50-100 TL’ fiyatlarla karşılaşan tüketici, ‘kilo değil adetle’ alıyor…

10 kiloluk ev tipi tüm gaz fiyatının zamlanarak 285 TL olduğu bugünlerde, ekmek 8 TL, kuzu kuşbaşı etin kilosu 300 TL, bütün tavuğun kilosu da 60,36 TL’ye satılıyor. Vatandaş ise yaşanan bu pahalılık karşısında temel ihtiyaçlarını bile karşılayamıyor.

Sebze-meyve fiyatlarında da aynı sorunla karşı kaşıya olan vatandaş, fahiş fiyatlardan kurtulabilmek için açık pazarlara yoğunlaşsa da, açık pazar fiyatları da kimi zaman marketleri aratmıyor.

Girne’de her hafta kurulan ‘Çarşamba Pazarı’na alışveriş yapmaya gelen vatandaşlar YENİDÜZEN’e fiyatlardan ve hayat pahalılığından dert yandı. Ciddi bir pahalılık olduğunu belirten vatandaş, geçinmekte güçlük yaşadıklarını söyledi, artık fiyat denetimlerinin yapılması gerektiğine dikkat çekti.

Geçmişten bu yana alışveriş yapmak için açık pazara geldiklerinin vurgusunu yapan vatandaşlar, eskiden elleri poşet dolu, haftalık alışveriş yaptıklarını dile getirirken, şu anda alıklarını “tane hesabıyla” aldıklarından dolayı 3 günlük alışveriş yapabildiklerini söyledi.


Vatandaşlar ne dedi?

Ümit Hasan: “Alırken, kilo hesabı değil, adet hesabı yapıyoruz”

“İlk kez böyle bir krizin içindeyiz. Eskiden lüksümüzü kısarken, şimdi ihtiyacımızı kısıyoruz. Eskiden açık pazara geldiğimiz zaman bir parti arabaya gidip aldıklarımızı yerleştirirdik ve sonra alışverişe devam ederdik. Şimdi geliyoruz, en fazla 4 poşet alıp kaçıyoruz. Alırken, kilo hesabı değil, adet hesabı yapıyoruz. Fiyat denetimi de yapılmıyor. Bir yerde başka, diğer yerde başka fiyat…” 

 

Sami Çağanağa: “Ovada yetişen iki bağ ayrelliye 160 TL veriyoruz”

“Her şey çok pahalı, bir gerçek… İsteyen, istediği fiyata satıyor, kimse de denetlemiyor. Ovada yetişen, bakım masrafı olmayan iki bağ ayrelliye 160 TL veriyoruz. Toplanması emek istiyor ama bu fiyatla kimse satın alamaz. Pahalılık aldı başını gidiyor ve ne yazık ki buna çare arayan yok. Ben bundan önceki dönemlerden daha kötüsünü hatırlamıyorum. Bu kötü dönem bu şekilde atlatılamaz. Geleceğimiz de yok. Bunun önü fiyat kontrolü yapılarak kesilebilir. Fırsatçılık yapanlar cezalandırılmalı.”

 

Sevim Güryay: “Satın almadığımız nefesimiz kaldı”

“Eskiden açık pazara geldiğimiz zaman ellerimiz dolu arabaya giderdik, şimdi pahalılıktan dolayı hiçbir şey alamıyoruz. Bu fiyatları gören yok mu?  Niye denetleme yapılmıyor? Her şey çok pahalı… Artık birileri çıkıp bu fiyatlarla ilgilensin. Pahalılık her geçen gün insanları eziyor. Nereye dokunursak kopuyor. İki farklı markette, iki paket aynı bisküvinin fiyat farkı 25 TL… Fiyat farkı 3-5 TL olur ama 25 TL ne demek? Peki, bunları kim denetleyecek? Yeter artık… Bizi ne arayan var, ne de soran… Satın almadığımız nefesimiz kaldı.”

 

Sümran Taşer: “Bu pahalılık karşısında ne yapacağımızı şaşırdık artık…”

“Çok büyük pahalılık var ve bir asgari ücret bu pahalılığa yetişmiyor. Kilosu 25 TL soğan, 45 TL salatalık… Bu pahalılık karşısında ne yapacağımızı şaşırdık artık… Eskiden insanlar lüksünden kesiyordu ama artık ihtiyacın kesiyor. ­Karın tokluğuna çalışıyoruz. Aldığımızı da tane hesabıyla alıyoruz. Peki, nereye kadar gidecek bu böyle? Artık buna bir çare bulunması şart…”

 

Kemal Taşer: “Aldığımızı tane hesabıyla aldığımız için 3 günlük alışveriş yapabiliyoruz”

“Eskiden alışveriş yapmaya gelirdik. Ertesi hafta yeniden açık Pazar olana kadar aldıklarımız yetebiliyordu. Şimdi öyle bir noktaya geldik ki, tane hesabı alıyoruz, dolayıyla daha az almış oluyoruz. Aldıklarımız da en fazla 3 gün yetebiliyor. Pahalılık, en basit örneğiyle bile bu şekilde özetlenebilir. Artık lüksü boş verdik, ihtiyacımızı bile kısıyoruz.”

 

Lami Adsız: “ ‘Tanesi 10 TL’ ya da  ‘İki tane 15 TL’ diyoruz,  yine de insanlar almak istemiyor”

“Ben, yıllardan beridir açık pazarlarda satış yapıyorum. İnsanlara ‘Tanesi 10 TL’ ya da  ‘İki tane 15 TL’ diyoruz,  yine de insanlar almak istemiyor ya da alacaksa zorlayarak alıyor. Piyasa çok pahalı ve insanlar da haklı…  Ben, bundan daha kötü bir dönem yaşadığımızı hatırlamıyorum. Gidişat iyi değil ama yine de umudumuz var.”

 

Sevgi Mehmet: “Daha önce böyle kötü bir dönem yaşamadık” FOTOSUZ

“Açık pazarda yıllardan beridir satış yapıyoruz. Bugünlerde insanların morali bozuk çünkü artık insanlar lüksünden değil, ihtiyacından kısıyor. Daha önce böyle kötü bir dönem yaşamadık. Fiyat denetimi yapılması şart…”

Bu haber toplam 3245 defa okunmuştur