1. YAZARLAR

  2. Neşe Yaşın

  3. KİM KORKAR HAİN KURTTAN
Neşe Yaşın

Neşe Yaşın

KİM KORKAR HAİN KURTTAN

A+A-

Hayata dair bir bilgeliktir bütün bu yaşanmışlıkların bize armağanı. Canımız acımıştır belki ama olgunlaşmışızdır bu süreçte. Belki daha bile kötü bir sınav vardır kapıda ama biz de kaçın kurasıyızdır artık.

Bu Pazar sabahı size söylemek istediğim ilk cümle ne biliyor musunuz? Her sabah bir umuttur. İyiye doğru öyle çok şey yapabilir ki insan. Yeter ki arzı etsin bunu. Çok kötü bir noktada, hatta çaresiz olduğumuzu düşündüğümüz zamanlarda bile yapacak çok şey vardır. Buna inanmak hep rahatlatır beni. Hayatta başıma ne gelirse gelsin yenik düşmeyeceğimi hissettirir.

Hayatta başımıza gelecek en kötü şey kendimizden ve dünyadan vaz geçmektir bana kalırsa. Oysa her birimiz birer potansiyel mucizeyiz ve dünya hep eşsiz tatlar ve sürprizler gizler içinde. Kendimiz için, başkaları için yapabileceğimiz öyle çok şey vardır ki. Koşullar değişir, kötü zamanlar bir anı olur. Bir zamanlar hor görülen birden gerçek değerini bulur.

İçlerinde bir karanlık, bize göstermedikleri bir cehennem var mıdır bilmem ama her durumda gülümseyen, küçücük şeylerle sevinç dolup aydınlanan bazı tanıdıklarım geliyor aklıma. Sadece hayatta oldukları için bile mutludur onlar. En zor koşullarda bile küçük bir avuntu bulup ona tutunurlar.

Benim ruh halim bir sınırda seyreder genelde. Bir tarafta derin bir kötümserlik ve çaresizlik diğer yanda ise parlayıp göz kırpan bir umut. Tam kötümserlik beni yakalayacakken umuda doğru hamle yaparım ve yaşayacağım günün kaderini bazen tamamen farklılaştırır bu… Birine kızıp kırılmama, hatta gemileri yakmama ramak kalmıştır örneğin, aklımın bir kenarında bir protesto ile ilişkiyi sonlandırmak vardır ama içime doğan bir esinle tam tersine yapar ve bir sevgi ışığı gönderirim. İşte o küçük mucize o an gerçekleşir. Karşıdaki de aynı sevgiyle, hatta daha fazlasıyla yanıt verir birden. Yanıldığımı, kafamda olumsuz bir kurgu yaptığımı ya da karşımdakinin beklentisinin benden gelecek bir ışık olduğunu fark ederim böylelikle…

Bazen kafama takılır bu. Geçmişi düşünürüm. Daha farklı davransaydım örneğin, başka türlü yaşanabilir miydi geçmiş? Yanılgılar, yanlış kurulmuş anlatılar, dezenformasyonlar yönetiyor sanki hayatlarımızı. Hem kamusal hem bireysel durumlar için geçerli bu.

Bazen fena halde kırılıyor insanın kalbi. Bu kalbi kıran bir sakarlık yapmış, bunu istemeden yapmıştır belki de… “Kalbimi neden kırdın?” diye sormayız genelde. “Lanet olsun sana” filan gibidir tepkimiz. Karşımızdakinin kalbi de kırılır o zaman. Bunu yanlışlıkla yapmıştır ama “İyi ki yapmışım” durumuna geçebilir birden. Böylece devam eder kötülüğün zinciri.

Biricik hayatlarını öyle saçma nedenlerle heba ediyor ki insanlar. Pek çok durumda bir haysiyet sorunu ortaya çıkıyor ve bir intikam sarmalına doğru sürüklüyor bu ilişkileri.

Bazen bana kötülükle gelen bazı insanları iyilikle yanıt vererek şaşırttığımı ve bunun bir dönüşüme neden olduğunu görüp mutlu oluyorum, bazı kara kalpler içinse hiçbir şey fayda etmiyor ama. Kimi insanlar öylesine zehirlenmişler ki uzun süreli bir detoksa ihtiyaçları var.

Ne olursa olsun iyilikten vaz geçmemek olmuştur şiarım. Hafif durumlar için geçerli ama bu. Planlı, dehşetengiz kötülük karşısında yapılabilecek fazla bir şey yoktur zaten. Böylesi durumlarda meseleyi kişisellikten ayırıp bir antropolog bakışıyla bakmaktır en iyisi. İnsan denen varlığı anlamaya çalışmaktır. Kişiselleştirmekten nasıl kaçabilirim alt üst olan benim hayatım, acıyan benim canım diye düşünebilir insan. Hayat seçeneklerle doludur ama… Altüst olan bir hayat yeni baştan ve daha güzel kurulur bazen. Yıllar geçer ve niye bu kadar büyük bir yas tutmuşum, hayatımı böyle heba etmişim diye hayıflanırsın.

Bellek önemlidir kuşkusuz. Vicdan ve vefa demektir biraz da bellek. Sen yok saysan bile bir şey anımsatır birden. Bazen öylesine yabancılaşmışızdır ki bu anıya, sanki bir başkasının hayatıymış gibi gelir. Bir zamanlar tutkuyla açan o çiçek çoktan solmuş, rengi, kokusu, duygusu tarih olmuştur. Öylesine değiştirmiştir ki hayat bizi donuk bir hisle bakarız o eski hikâyeye. Çoktan kapanmıştır yaramız. Hafiften acır sadece dokununca. Hepsi bu.

Hayata dair bir bilgeliktir bütün bu yaşanmışlıkların bize armağanı. Canımız acımıştır belki ama olgunlaşmışızdır bu süreçte. Belki daha bile kötü bir sınav vardır kapıda ama biz de kaçın kurasıyızdır artık.

Başımıza ne gelirse gelsin içimizde yaşama tutkusu ışıldıyorsa, gözlerimiz bağışlamaya, anlamaya ve sevgiyle bakmaya hazırsa kim korkar hain kurttan.

Bu yazı toplam 2322 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar