1. YAZARLAR

  2. Sami Özuslu

  3. Kimi pozitif (saçma) düşünceler
Sami Özuslu

Sami Özuslu

Kimi pozitif (saçma) düşünceler

A+A-

Toplumun genel halet-i ruhiyesi iyi sinyaller vermese de, ‘soğuktan donanı buzla ovarlar’ misali, olayların üzerine üzerine gitmek bazen işe yarayabiliyor.
Sokakta, lokalde, işyerinde, evde, restoranda, bahçede kulağa çalınan ‘negatif’ enerji yüklü mesajların sıklığına rağmen enerji yükünü ‘pozitif’e çevirmeye çalışmak lazım...
İşlerin iyiye doğru gitmediği, sorunların çözülemediği, üzerine yenilerinin eklendiği, küçük toplum olmanın getirdiği ekstra üzüntü ve gailelerin kolye taşı gibi dizildiği zamanlarda hayata gülümsemek bir tür ‘pan zehir’ rolü oynayabilir.
Buna ‘Polyannacılık’ adı da verilebilir pekala, ama aslında kastettiğim tam olarak bu değil.
Buradaki kasıt, ‘kader’in cilvelerine kayıtsız kalmak yerine, o ‘kader’i değiştirmek için aktif olmayı öneriyor daha çok...
Yani ‘pes’ etmeden mücadele etmeyi...
Her alanda!..
**
‘Pozitif düşünceler’den bahsetmekle işe başlanabilir mi mesela?
Her ne kadar ‘saçma’ gelse de kimilerine, galiba öyle yapmak gerek!..
Neden saçma gelecek?
Saçma gelecek, zira bu kadar basit işleri bile yapmıyor, yapamıyor, hatta üzerinde düşünmeyi bile aklımıza getirmiyoruz çoğunlukla...
Ya da yapmaktan vazgeçmeyi öğreniyoruz.
‘Öğrenilmiş çaresizlik’ sendromu, toplumun üzerine sinen is gibi adeta...
Elimizi, ayağımızı bağlamışlar gibi, kıpırdayamıyoruz çoğu zaman...
Tufan Erhürman’ın da dediği gibi ‘akıl tutulması’ mı yaşıyoruz, yoksa aklımızı peynir-ekmekle yeyip bitirdik mi, anlamak zor!..
**
Özel sektörde çalışan bir Sosyal Sigortalı olarak bazı konulara taktım mesela ben...
Sürekli borcundan, batmışlığından, alacaklarını tahsile demeyişinden söz edilen Sosyal Sigortalar’ın neden bu halde olduğunu bir kenara itip, ‘nasıl olması’ gerektiğine odaklanalım, kurumla ilgili ‘pozitif’ düşünceler geliştirelim istiyorum.
22 yıldan bu yana yatırım yaptığım, benden ve işverenden kesilen ve adıma yatırılan paraları ‘emanet’ ettiğim bu kurumun ‘iyi halde’ olmasını, orada birikmesi gereken paranın iyi nemalandırılmasını, onbinlerce diğer sigortalıyla beraber oluşturduğumuz bu ‘devasa örgüt’ün güçlenmesini, dallanıp budaklanmasını, meyveler vermesini ve o meyvelerden mevsimine göre biz ‘üye’lerine de ikram etmesini istiyor, bunun hayalini kuruyorum.
“Mesela” diyorum, “Sosyal Sigortalar, biz ‘üye’leri için neden güzel ‘sosyal tesis’ler inşa etmesin?”
Olmaz mı?
Neden olmasın?
Sivil Savunma’nın var da...
Subaylara ve ailelerine ‘ordu evleri’ yapılıyor da...
Sosyal sigortalıların neden olmasın?
Bu soruyu neden hiç sormadık, tartışmadık ki biz?
Yoksa yasak mı?
**
Saçma da olsa pozitif düşünmeye devam ediyorum izninizle...
Her ay onbinlerce kişinin primlerinin dolduğu o ‘havuz’la neden ‘sosyal konut’ yapmasın bizi ‘üye’si olduğumuz kurum?
Neden işletmelerle sözleşme yapıp biz ‘üye’lerine indirimler sağlamasın?
Sigortalılara dönük uygun fiyatlı turistik gezi turları ya da turistik tesis ve uçuş imkanları sağlamak imkansız mıdır?
Hangi işletme onbinlerle ifade edilen bir ‘potansiyel müşteri’ için indirim yapmayı reddeder?
Olmaz mı bunlar?
Olamaz mı?
Saçma mı?
Olsun...
Saçma da olsa pozitif düşünmek de gerek bazen...
Saçmalama hakkımı kullandım sayın!..

Bu yazı toplam 1966 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar