1. YAZARLAR

  2. Kutlay Erk

  3. Kimin Kılavuzu Karga Acaba?!
Kutlay Erk

Kutlay Erk

SİYASET MEYDANI

Kimin Kılavuzu Karga Acaba?!

A+A-

Gazeteci Metin Münir’in yerel bir gazetede yazdığı “Kılavuzu Karga Olanın” başlıklı yazısı, Cumhurbaşkanlığı (CB) seçimleri sonuçları ile ilgili bir gailenin hezeyanı ile yazılmış olsa gerek…

Yazar yazısının başlangıcında “Cumhurbaşkanı adaylarının hemen hemen hepsi büyük bir yalanın propagandistidirler.  Bu yalancıların en büyüğü Mustafa Akıncı ve CTP Başkanı Tufan Erhürman’dır.” diyor ama yazısında sadece Akıncı ve Erhürman var; kendi tabiri ile “yalancılar”ın diğerlerinden tek kelime yok… Suçladığı iki adayın yalanı olarak da Kıbrıs sorununa çözümü federal birleşik Kıbrıs’ta görmeleri; iddiası da federasyonun “Makarios tarafından ağzımıza bir parmak bal çalınmak için uydurulan bir yalan” olduğu yönünde… Yazar, Kıbrıs sorununun evveliayetını bilmesi gereken eskilerden biri…

Örneğin bu federasyon konusu 1958’de Türkiye’nin tezi idi, 1960’ta kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yapısının “Fonksiyonel/İşlevsel Federasyon” olduğunu, halkların mevcut yerleşim durumunun coğrafi federasyon için müsait olmadığını onlar söylüyordu. 1974 sonrası ise adanın bölünmüşlüğü, Kıbrıslı Türklerin kuzeyde, Rumların da güneyde yerleşik olması nedeniyle coğrafi federasyon tezi zemin kazandı. Bu tezi ileri götürmek için de Şubat 1975’te Kıbrıs Türk Federe Devleti kuruldu… Bu devletin kurulmasına öncülük eden Denktaş’ın ağzına balı Makarios mu çaldı, Türkiye’nin Kıbrıs siyasetini yöneten sivil ve askeri erkan mı? Denktaş’a haksızlık değil mi Makarios’un balına kanmış olma iddiası?! Bunu Denktaş’ın ek keskin muhalifleri bile yapmadı… Ve bir de, Kıbrıslı Rum siyasi liderlerin federal çözümü “Acı bir taviz” olarak nitelediğini de dünya alem biliyor, yazar hariç… Yani, hem “Acı”, hem de “Taviz” dedikleri balı mı çaldılar Denktaş’ın ağzına da Denktaş da Kıbrıs Türk Federe Devleti’ni kurmuştu?!

Yazar diyor ki, “Akıncı ve Erhürman gibilerinin salladığı beşikte uyuyan Türk toplumu bu gerçeği (federasyonun olamayacağını kastediyor yazar) anlamak istemiyor. Onun anladığı tek gerçek, Rum arazilerini talan ve Türkiye’nin yolladığı yardımdan parsa koparmaktır.” Federal çözüm Kıbrıs’taki statükoyu yıkacak olan tezdir, yani yazarın bahsettiği ‘talan’ ve ‘parsa toplayıcı’ kitlelerin statükosunu yıkacak tezdir. Federasyon tezi ile bu ‘talancı, parsa toplayıcı’ statükocuları uyutmak ne mümkün?! Onlar, zinhar federasyon dahil mevcut statükoyu değiştirecek herhangi bir çözüme karşı uyumak şurda kalsın, kendi düzenlerine halel gelmesin diye bu aç gözlü açıkgözlerin gözleri sonuna kadar açık… Federasyon tezini savunanlar da inançları ile ve Kuzey Kıbrıs’taki paramiliter rejime karşı ve dahi Türkiye’nin hükümetine rağmen direngenlikleri ile gözlerini kırpmamaktadır.

Yazar Kıbrıslı Türkleri “Kim 1974’te Türkiye’nin Kıbrıslı Türklere yarattığı hayat alanının dünyada hiçbir azınlığa nasip olmamış bir lütuf olduğunu anladı? Ve gereğini yapmaya çalıştı?” diyerek suçluyor… Bu cümlelerde şifre ‘azınlık’ kelimesinde… Yazara göre Kıbrıslı Türkler bir ‘azınlık’, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin azınlığını kastetmesi mümkün olmadığına göre, Türkiye’nin azınlığı… Ve bu azınlık da gereğini yapmıyormuş… Gereği ne?! Türkiye’ye ilhak ve TC’nin azınlığı olarak lütuftan nasiplenmek… Yazarın kılavuzu belli…

Yazar, Erhürman ve Akıncı’ya “Dağarcıkları boş… Ama bunları (yazar federasyondan başka çözümleri kastederek) arayıp bulacak yetenek ve entelektüel derinlik ne Akıncı’da ne de Erhürman’da var. Yalan söylemek kafayı çalıştırmaktan kolay değil mi?” diyerek de saldırıyor. Dağarcığı dolu olan, yeteneği ve entellektüel derinliği olan TC’nin adayı Tatar demeye getiriyor. Buna kim inanır ki?! Evet, “Yalan söylemek kafayı çalıştırmaktan kolay”, yalanın dik alası yazarın kendi cümlesinde sırıtıyor… Ama insafsızlık etmemek gerek, yazar kafasını çalıştırıp, Feredralist adaylara seçmenin desteğini nasıl azaltacağına çıkar yol aramış, bula bula da bunları bulabilmiş…

Bu yazının bütünü neyin sonucu, bu hezeyana neden olan gaile ne?! Kıbrıslı Türkleri TC’nin azınlığı yapacak CB adayının, yani Türkiye’nin MHP destekli AKP hükümetinin tüm cüssesi ile ve açıktan desteklediği adayın seçimi birinci turdan kaybedeceğinin kesinleşmiş olması… 

Yazar eski bir gazeteci, görmüş geçirmiş… Ama derler ya, “Akıl yaşta değil baştadır”… İpek Borman, Kıbrıs sorunu çözüm sürecinin görüşmelerinde teknokrat olarak yer alan bir genç dimağ… Onun sosyal medya sayfasındaki paylaşımından bir alıntı ile deneyimli yazara  gönderme yapalım:

Uzun lafın kısası, Kıbrıs’ta federasyona dayalı çözüm ve onu şekillendiren unsurlar damdan düşmemiş, gökten zembille inmemiştir; tarihsel bir toplumsal mücadelenin siyasi ve diplomatik çabasının sonucu olarak, KIBRIS TÜRK HALKININ iradesinin - canhıraş - ortaya konmasıyla şekillenmiştir. Unutulmasın ki bugün Kıbrıs Türk tarafının/toplumunun/halkının, hem müzakere masasında hem de uluslararası arenadaki gücü, ve dolayısıyla hak ve çıkarlarının savunulabilmesi, en başta o meşru iradeden geçer. Bunu ayaklar altına almaya yeltenenler de bilsinler ki bu irade sadece ve sadece bu halkın demokratik seçimiyle tecelli eder.

Evet, akıl baştadır, yalan dildedir; kimin kılavuzunun karga olduğunu da aklı başında olanlar bilmektedir…

Bu yazı toplam 2470 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar