Kimine katmerli maaş, kimine slogan
Özel sektör giderek kayıt dışı öğrencilerin, yasa dışı ikinci iş yapan kamu çalışanlarının, yarı zamanlı istihdam edilen gençlerin ve açıkça sömürülen yabancıların çalıştığı bir alana dönüşüyor.
Birkaç çok zengin işletme ve belki bankalar dışındaki yapı buraya evriliyor.
Kamu dışında çalışanlara hayat alanı daraldıkça daralıyor.
Çok daha fazla çalışan, üreten ve terleyen, çok daha az kazanıyor.
***
Akaryakıtta “indirim” yapmış gibi görünüyor hükümet; aslında benzin ve mazotu daha pahalı satarak, buradan memur, müdür, vekil maaşını finanse ediyor ve tüccara daha fazla pay veriyor.
Bunu hatırlattığınız zaman slogan hazır: “Asgari ücret kamuda başlangıç maaşına eşitlensin.”
Öyle öyle!
Nasılsa her işverenin elinin altında Maliye’nin kasası hazırda bekliyor (!)
İki elin parmağını geçmeyen “çok zenginler” gibi görüyorlar özelde ne kadar iş yeri sahibi, esnaf, küçük ya da orta işletme varsa…
***
Maaşlar yetmez…
Çalışma saatleri de eşitlensin!
Tatiller de eşitlensin!
Maliye’den gelen fon, harç, gelirler de eşitlensin!
Kiminin payına “slogan” düşüyor böylece, kiminin “katmerli maaş.”
***
Daha da konuşursanız, “önemli olan birinin maaşını azaltmak değil, ötekini de artırmak ve eşitlemek” gibi kutsal sözler ediliyor.
Bir anda “paramıza göz koydular” noktasına geliyorsunuz.
Gözüm maaşta değil, o maaşın kaynağını oluşturan pahalılıkta, fonda, harçta, vergide, adil olmayan paylaşımda, verimsizlikte, haksız rekabette, partizanlıkta, savurganlıkta deseniz de nafile…
Maaşı değil hayatı eşitlemek için “alım gücü” diyorsunuz, anlamazdan geliyorlar.
Bir yanda hayatı pahalılaştıran “yük”, beri yanda “maaşa, bareme, terfiye” dönüşüyor.
***
Paylaşmayı bilsek, varlığı da yokluğu da eşitlikle, adaletle; bencillikten, arsızlıktan, samimiyetsizlikten ve riyakarlıktan arınarak…
Öncelikli desteği yoksullara ve yokluğa verebilsek, ah!..