Kimse KKTC’yi adam yerine koymuyor çünkü KKTC hiç adam olmadı!
Cinsel ayrımcılık içeren “adam gibi olmak” veya “adam yerine konmak” deyimlerine büyük önem veririm…
“Adam gibi adam” deyimi de çok önemlidir…
-*-*-
Evet, doğrudur, cinsiyet ayrımcılığı içerir ama konunun değerini tam olarak verebilmesi adına gerçekten gereklidir…
-*-*-
Mesela “KKTC’nin adam yerine konması”…
Ne demektir “KKTC’yi adam yerine koymak?”
-*-*-
Yabancı devletlerin, KKTC’ye, gerçek bir devletmiş gibi muamele göstermesidir tabii ki…
-*-*-
KKTC’yi yönetenler, devlete gereken değeri verirse ki vermedikleri açıktır; tüm Dünya da bu değeri görür, onlar da KKTC’yi adam yerine koyar!
-*-*-
KKTC’nin “adam gibi” olamamasının en başta gelen sebebi; yönetenleridir…
En başta bizimkiler ama onlardan daha etkili olan “Türkiye”dekiler…
-*-*-
Mesela, “izolasyon ve ambargolar gençlerimizin uluslararası alanda spor yapmasına engeldir” diye sık sık ezik bir şekilde ağlarız değil mi?
Ersin Tatar’ın en çok ağlama sebeplerinin başında bu “nakarat” gelir!
-*-*-
Peki, aynı Ersin Tatar’dan, Türkiye’nin de bu ambargoyu bize uyguladığı ile ilgili tek bir laf işittiniz mi?
Geçen gün Türkiye’deki uluslararası atletizm yarışmalarında Kıbrıs Cumhuriyeti’nin var olması, KKTC’nin ise hatırlanmaması Tatar tarafından eleştirildi mi?
-*-*-
Çok daha kötüsü de var…
Mesela Tarihsel Diyalog ve Araştırma Derneği (AHDR), Kıbrıs’ı resmen ziyaret eden Almanya Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier’i Dayanışma Evi’nde ağırladı…
-*-*-
Almanya, Türkiye – Tatar ve hükümet üçlüsünün uygulamadan kaldırdığı Imagine adlı projeye maddi destek sağlıyordu…
Bir anlamda bu proje, bir Alman projesiydi…
-*-*-
Steinmeier “Imagine” projesine desteğini belirtti ve barış eğitiminin değerini vurguladı…
Steinmer, Almanya'nın Kıbrıs'ta barışın inşasına olan bağlılığına da vurgu yaptı!
-*-*-
Biz mi?
İşte rezil olmanın bir örneği…
Irkçılık ve faşizm içeren bir kararla, Imagine projesini iptal ettirmiştik…
AHDR şu çarpıcı konuyu açıkladı: “2017’de Almanya Federal Dışişleri Bakanlığı'nın desteğiyle başlatılan Imagine projesi, Kıbrıs'taki toplumların birbirlerine yakınlaşmasında önemli bir rol oynadı, Proje Kıbrıs Türk tarafınca Ekim 2022'de tek taraflı olarak askıya alınmasına rağmen, okul saatleri dışında her iki toplumdan eğitimciler ve öğrenciler arasında diyalog ve iş birliğini sağlamaya devam etti…”
-*-*-
Efendim KKTC’yi kimse izole etmiyor…
Kimse de KKTC’ye ambargo koymuyor…
KKTC’yi yöneten “mafya tipi örgütlenme”, çalınmış mülkleri satıyor, akaryakıt ihalelerinden rüşvet alıyor, kumarhane patronlarından rüşvet yiyor; beğenmediğini öldürtebiliyor; sahte üniversite diploması satıyor; nüfusu dilediği gibi değiştiriyor ve barış amaçlı projeleri tüm Dünya’ya rezil olma pahasına iptal etmeyi de kahramanlık sayıyor…
-*-*-
Tekrar ediyorum, cinsel ayrımcılık içeren bir ifadeyi örneklediğim için okurlardan özür dilerim ama ne yazık ki kimse KKTC’yi adam yerine koymuyor!
Çünkü KKTC hiç adam olmadı!
Olmasını da istemediler; yediler, yuttular; hala yiyip yutmaya devam ediyorlar!
İsrail’in gerçek gücü; Lobicilik!
İngiltere’de Rochdale adlı kasabada ara seçim yapılacak…
Bu ara seçimde, İşçi Partisi’nin adayı Azhar Ali…
Bu ara seçimin sonucu, partinin lideri Sir Keir Starmer için çok önemli…
Çünkü seçim kazanılırsa, erken genel seçim zorlanabilir, İşçi Partisi çok ciddi güç kazanmış olur…
-*-*-
Ancak, seçim kampanyası sürecinde, bir ulusal gazete, Azhar Ali’nin, İsrail’in Gazze saldırıları ile ilgili yorumunu yayınladı…
Azhar Ali, basitçe şunu söylemişti:
“… İsrail, Gazze’yi rahatça işgal etmek maksadıyla, 7 Ekim’deki Hamas saldırısına müsaade etti…”
-*-*-
Azhar Ali’ye inanılmaz baskı yapılmaya başlandı…
“İsrail düşmanı” ilan edildi…
“Anti – semitist” olduğuna vurgu yapıldı…
-*-*-
Ve İşçi Partisi, seçime birkaç gün kala, Azhar Ali için, “bizim adayımız değil” açıklamasını yaptı.
-*-*-
Şimdi yerine başkasını koyacak vakit yok.
Azhar Ali seçime girecek ve kazanırsa bağımsız vekil olarak parlamentoda olacak…
Kazanma şansı hala var ama çok azaldı…
-*-*-
İsrail, Filistin topraklarında, kelimenin tam anlamıyla “katliam” yapıyor…
Ama Dünya’nın neredeyse tüm Batı ülkelerinde aleyhine yapılan kitle gösterilerine rağmen, hiç rahatsız olmadan, cinayetlerini sürdürüyor…
Çünkü bu Batılı devletlerin hükümetlerini dilediği gibi parmağında oynatabiliyor.
-*-*-
Gazze’den kovulan Filistinliler, Refah’a sığınmıştı…
Birkaç günden beri Refah bombalanıyor ve günde en az 200 masum kadın ve çocuk ölüyor…
-*-*-
İsrail’in Dünya’daki en büyük gücü, lobiciliktir…
Bu konuda, Mossad önderliğinde, bütün önemli ülkelerde müthiş bir baskı grubu oluşturulmuştur…
Amerika, Avrupa ülkeleri ve İngiltere, İsrailli lobi şirketlerinin ya da örgütlerinin mutlak kontrolündedir…
-*-*-
İsrail’e karşı, Müslüman devletlerin kıllarını kıpırdatamayışlarının arkasında da elbette bu lobi gruplarının Batılı büyük devletlere yaptığı baskılar söz konusudur…
-*-*-
Gazze’de ya da bölgede katliam ne zaman bitecek?
İsrail işini bitirdiği zaman!
Müslüman devletlerin liderleri oturdukları yerden dualar edip, biraz da bağırmayı sürdürürken; Amerika ve Avrupalı ülkelerin liderleri, “.. eh artık tamam, bu kadar yeter” demeye başladılar bile…
Ve 30 binden fazla masum insan öldü; birlikte, sadece izlediler…
Güzel insan… ABD'li bağımsız Senatör ve Yahudi kökenli Bernie Sanders, Gazze'deki saldırıları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu ve ona destek veren Kongre'yi eleştirerek, "Kongre, sağcı Netanyahu hükümetine 14 milyar dolar daha askeri yardım yapmaya hazırlanıyor. Böylece Netanyahu'ya Gazze'yi dümdüz etmesi için daha fazla bomba alması ve binlerce masum insanı daha öldürmesine olanak verecek." dedi. Senatör Sanders, Amerikan yönetiminin İsrail'e askeri desteğini kesmesi yönünde verdiği tasarıyla ilgili oturumda hem Netanyahu yönetimini hem de Kongre'yi eleştirdi. Senato'da yaptığı konuşmada Sanders, Netanyahu'nun Gazze'deki halkı "küçük parçalara bölerek ezeceği" yönündeki sözlerini anımsatarak, "Amerikalılar ve ABD Kongresi olarak sormamız gereken soru şu: Bu süreçte Netanyahu tarafından daha ne kadar çocuk ve masum insan ezilecek?" şeklinde konuştu.